• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Kendimizden farklı olan insanları neden kabullenemiyoruz?

Bunun olduğu gibi doğal biri olmasıyla alakası yok, terbiyesiz, görgüsüz ve patavatsız olmakla alakası var. Şöyle gerinip gerinip ağzına bi' tane çakacaksın gerizekalının, ağzı yüzü yamulsun. Tövbe tövbe ya.
Şaka bir yana, muhabbet etmeyin, peşinizde dolaşırsa savuşturun. ''Saçma sapan laflarına yeterince tolerans gösterdim, iş dışında seninle muhatap olmak istemiyorum o yüzden sözlerine dikkat et. Züppe gibi laflar ettiğini de, çocuğumla ilgili yorum yaptığını da duymayacağım, sınırını çizmeyi bil. Bu ne laubalilik?'' diye çıkış, devam ederse git danışmana anlat. Böyle geçer mi canım? Arsızlığı ele almış resmen !
 
Sanırım sizin aile yaşamınız,hem evli,hem kariyer yapmaya çalışan bir kadın olmanız aynı zamanda kendinizi geliştirmeniz arkadaşın gözüne batıyor.Kıskançlık kaynaklı olduğunu düşünüyorum.Ama ben olsam dayanamaz sorardım sonunda,sen benimle niye uğraşıyorsun sana adım attıkça diye..
 
ilk olarak şunu söyleyeyim, meslektaşız redvelvetcupcake biliyorsun ve hislerimi çok iyi anlayacaksın ki bizim mesleğimiz farklı bir adanmışlık gerektiriyor. kendini geliştirmeye isteği olmayan, kendini donatmayan ve bu işi sadece "üniversiteye kapağı atayım da dolgun bir maaş alayım" diye görenlerin bu ülkenin yüksek öğrenim sistemine çok ciddi zarar verdiğini düşünüyorum. Resmen içim acıyor, kendine hayrı olmayan adamın öğrenciye, ülkesine ve bilime ne hayrı olacak Allahaşkına? başlıkta demişsin ya hah işte ben böyle insanları gerçekten anlamıyorum ve kabullenemiyorum. İşin bir fabrikada bir makinenin bir vidasını sıkmak bile olsa düzgün ve layıkıyla yapacaksın başka türlü olmaz.
Ayrıca branşı ne olursa olsun bir akademisyenin toplumsal ilişkilerinin de doğru düzgün olmasından yanayım her zaman, yeri geliyor yabancı bir ülkede ülkemizi temsil ediyoruz sempozyumlarda, insan ilişkileri konusunda etkili iletişim becerilerimiz olmalı...
 
daha çok yazarım da asıl konuya geçeyim...
yaklaşık on-onbeş senedir zihnimi kurcalar bu konu...

popüler kültürün etkisi ve ülkemizdeki aydın kesimin bir kısmının halk düşmanlığının da etkisiyle son yıllarda entelektüel birikime, seçkin zevklere ve farklılıklara karşı gitgide daha anlayışsız daha tahammülsüz bir toplum haline geliyoruz.
bir ülkede insanları geçim derdine sokarak onların en öncelikli mücadelesini bir dilim ekmek şeklinde belirlemelerine zorlarsan o insanlar için bir müddet sonra karın doyurmayan hiçbir aktivite onlara anlamlı gelmez. Bir örnekle açıklamak gerekirse ay sonunu nasıl getireceğini düşünen insana dünya klasiklerini okudun mu dersen küfür addeder.
bu bir noktaya kadar kabul edilebilen bir durum iken iş öyle bir hale geldi ki şu an en derinini yaşadığımız kutuplaşma ve toplumun ayrıştırılması "Kasımpaşalılık tavrının yüceltilmesi ile gitgide siyasi bir ayrışmaya vardı. İşin özü bu çıkarımının detayında yatıyor ama daha ilerlersem konuyu farklı bir mecraya sokacağımdan korkuyorum. Kapatıyorum bu kısmı :)
Senin özelinde ise bahsettiğin oda arkadaşın, yukarda bahsettiğim meselelerin altyapısının yanı sıra seni bariz kıskanıyor ve aşağılık kompleksini ileri geri konuşarak tatmin ediyor.
 
aynı odada çalışıyorsunuz oda araştırma görevlisi değilmi ?
Eğer öyleyse bu kadar sığ biri nasıl araştırma görevlisi şaşırdım, besbelli sizi kıskanıyor.

Malesef durum bu arkadaşlar, yüksek lisans/doktora eğitimine devam eden ve belirli sınavları geçerek iyi puan alan, not ortalaması yüksek olan kişiler araştırma görevlisi olabiliyor. Çok hırslı olduğunu söylemişti muhtemelen sınavlara çok iyi hazırlanmıştır.

Bunun olduğu gibi doğal biri olmasıyla alakası yok, terbiyesiz, görgüsüz ve patavatsız olmakla alakası var. Şöyle gerinip gerinip ağzına bi' tane çakacaksın gerizekalının, ağzı yüzü yamulsun. Tövbe tövbe ya.
Şaka bir yana, muhabbet etmeyin, peşinizde dolaşırsa savuşturun. ''Saçma sapan laflarına yeterince tolerans gösterdim, iş dışında seninle muhatap olmak istemiyorum o yüzden sözlerine dikkat et. Züppe gibi laflar ettiğini de, çocuğumla ilgili yorum yaptığını da duymayacağım, sınırını çizmeyi bil. Bu ne laubalilik?'' diye çıkış, devam ederse git danışmana anlat. Böyle geçer mi canım? Arsızlığı ele almış resmen !

Sanırım hayatım boyunca hiç böyle cümleler kurmadım :)) Yumuşak mizaçlıyım aslında ondan da yüz buluyor.
Sadece kızımla ilgili konularda biraz pençelerimi çıkarıyorum, hassas noktam kızım çünkü. Masamda kızımın fotoğrafları var, bir gün baktı 'Senin kız aynı baba tarafına benziyor ya hani ileride okulda dışlamasınlar ?' dedi. Bakış açısına bakın yani. (Eşim Rus, kızım halasının bebekliğinin kopyası.) O zaman biraz sert çıkmıştım, 'Sana da bir şey söylenmiyor' dedi.

Sanırım sizin aile yaşamınız,hem evli,hem kariyer yapmaya çalışan bir kadın olmanız aynı zamanda kendinizi geliştirmeniz arkadaşın gözüne batıyor.Kıskançlık kaynaklı olduğunu düşünüyorum.Ama ben olsam dayanamaz sorardım sonunda,sen benimle niye uğraşıyorsun sana adım attıkça diye..

Ben de sakince konuşmayı planlıyorum. Aile yaşamıyla bir ilgisi olabilir mi bilmiyorum, kendisi bekar ve bildiğim kadarıyla bir ilişkisi yok ama bunu sorun ettiğini de duymadım.
 
Senin yerinde olsam kıskançlıktan çatlatırdım onu, İlber Ortaylı edasıyla cahilliğini yüzüne yüzüne vururdum. Ağlayarak lavaboya kaçardı :KK70::KK70:
Ama buradan gözlemlediğim kadarıyla senin hanımefendiliğin buna izin vermez :-)
Sinir olmaman adına sadece şunu söyleyeyim: İyi ki onun yerinde değilsin. Kıskanılanın durumu kıskanandan her zaman iyidir. Böyle insanlara bir süre sonra sadece acıyorsun...

not: bağlantı sorunu yüzünden mesajımı parçalara bölerek yayınlamak zorunda kaldım. Kusura bakmayın hanımlar.
 
Belli bir yaştan sonra kariyerine odaklanıp istediği gibi biri çıkmadığı için evlenmek isteyen ama evlenemeyen kadınlar var.Bir erkek bir kadının işini,eşini kolay kıskanmaz.Kadın yine kadını kıskanır,görünümünü,işini,bilgisini,nezaketini,yuvasını..Böyle bir şey bence.Alın karşınıza konuşun.Bir daha da muhatap olmayın.
 
Senin yerinde olsam kıskançlıktan çatlatırdım onu, İlber Ortaylı edasıyla cahilliğini yüzüne yüzüne vururdum. Ağlayarak lavaboya kaçardı :KK70::KK70:
Ama buradan gözlemlediğim kadarıyla senin hanımefendiliğin buna izin vermez :-)
Sinir olmaman adına sadece şunu söyleyeyim: İyi ki onun yerinde değilsin. Kıskanılanın durumu kıskanandan her zaman iyidir. Böyle insanlara bir süre sonra sadece acıyorsun...

not: bağlantı sorunu yüzünden mesajımı parçalara bölerek yayınlamak zorunda kaldım. Kusura bakmayın hanımlar.
ilk olarak şunu söyleyeyim, meslektaşız redvelvetcupcake biliyorsun ve hislerimi çok iyi anlayacaksın ki bizim mesleğimiz farklı bir adanmışlık gerektiriyor. kendini geliştirmeye isteği olmayan, kendini donatmayan ve bu işi sadece "üniversiteye kapağı atayım da dolgun bir maaş alayım" diye görenlerin bu ülkenin yüksek öğrenim sistemine çok ciddi zarar verdiğini düşünüyorum. Resmen içim acıyor, kendine hayrı olmayan adamın öğrenciye, ülkesine ve bilime ne hayrı olacak Allahaşkına? başlıkta demişsin ya hah işte ben böyle insanları gerçekten anlamıyorum ve kabullenemiyorum. İşin bir fabrikada bir makinenin bir vidasını sıkmak bile olsa düzgün ve layıkıyla yapacaksın başka türlü olmaz.
Ayrıca branşı ne olursa olsun bir akademisyenin toplumsal ilişkilerinin de doğru düzgün olmasından yanayım her zaman, yeri geliyor yabancı bir ülkede ülkemizi temsil ediyoruz sempozyumlarda, insan ilişkileri konusunda etkili iletişim becerilerimiz olmalı...

daha çok yazarım da asıl konuya geçeyim...
yaklaşık on-onbeş senedir zihnimi kurcalar bu konu...

popüler kültürün etkisi ve ülkemizdeki aydın kesimin bir kısmının halk düşmanlığının da etkisiyle son yıllarda entelektüel birikime, seçkin zevklere ve farklılıklara karşı gitgide daha anlayışsız daha tahammülsüz bir toplum haline geliyoruz.
bir ülkede insanları geçim derdine sokarak onların en öncelikli mücadelesini bir dilim ekmek şeklinde belirlemelerine zorlarsan o insanlar için bir müddet sonra karın doyurmayan hiçbir aktivite onlara anlamlı gelmez. Bir örnekle açıklamak gerekirse ay sonunu nasıl getireceğini düşünen insana dünya klasiklerini okudun mu dersen küfür addeder.
bu bir noktaya kadar kabul edilebilen bir durum iken iş öyle bir hale geldi ki şu an en derinini yaşadığımız kutuplaşma ve toplumun ayrıştırılması "Kasımpaşalılık tavrının yüceltilmesi ile gitgide siyasi bir ayrışmaya vardı. İşin özü bu çıkarımının detayında yatıyor ama daha ilerlersem konuyu farklı bir mecraya sokacağımdan korkuyorum. Kapatıyorum bu kısmı :)
Senin özelinde ise bahsettiğin oda arkadaşın, yukarda bahsettiğim meselelerin altyapısının yanı sıra seni bariz kıskanıyor ve aşağılık kompleksini ileri geri konuşarak tatmin ediyor.

Merhaba carmenares, mesajınıza çok sevindim. Meslektaşımdan bir görüş almak iyi oldu benim açımdan da :) Akademisyenlik ve akademisyenler hakkında aynı hisleri paylaşıyoruz. Gittikçe maaş odaklı yaklaşılıyor mesleğe ve gerçekten bu işi isteyen insanların hakkına girildiğini düşünüyorum. Sonra saat doldurmaya çalışan, mutsuzluklarını işine yansıtan insanlarla dolu oluyor ortalık.

Sanırım kilit olay bu: Farklılıklara karşı tahammülsüz olmak. Ben küçükken bunu acı bir şekilde tecrübe ettim. Ben liseye kadar yaşıtlarımdan ayrıştırılmış bir sınıftaydım (üstün zeka/üstün yetenekli çocukların ayrıldığı, farklı bir eğitimden çok sosyalleşip normal hayata katılabilmelerini sağlayan bir eğitim aldım) çünkü yaşıtlarımla anlaşamıyordum. Yaşıtlarımdan daha farklı zevklerim vardı ve çocukları bilirsiniz çok acımasızlar, dışlamışlardı beni çünkü onlardan farklıydım. Çok iyi bir eğitim aldım ve liseden beri normal eğitim / sosyal hayatın içindeyim, hatta bu durumumu bilen çok az kişi vardır. O zamandan beri de ilk defa bir insana karşı bu derece çaresiz kaldım.
Dediklerinizde tabii ki haklısınız aslında düşününce bu yaptıklarım inanın düşük bütçe ile de yapılabilecek şeyler, devlet tiyatrolarına bir bilet 10 tl. Öğrenciye indirimli 6 tl. Sinemaya gidip 15 tl veren insanın tiyatroyu hor görmesi inanılmaz bir şey benim açımdan. Yine de ben onu hep olduğu gibi kabul ettim ama o beni edemedi. Daha çok ailemi ve eşimi öne sürüp, beni kendince 'üst tabaka' olarak sınıflandırıyor ve bunu yansıttı bana birkaç defa(Ki öyle olduğunu ben düşünmüyorum). Sanırım sorun dediğiniz gibi farklılığımız ve karşısındaki tahammülsüzlüğü.

Keşke böyle bir şey olmasa, beni yıpratmaya çalışırken kendisini de yıprattığını düşünüyorum ben. Bir süre sonra belki benim için önemsiz olacak dedikleri ama kendi yıpranmaya devam edecek, farkında değil mi acaba?
 
Canim sen de ne bu eziklik aşağılık kompleksleri filan diye iyice bi ti ye al ugrasamam adabını bil muhatapları olma de kes at bence .Resmen hakaret ediyor ne arkadaşlığı ya
 
R redvelvetcupcake kitap okumayi sevmeye bir insan boş boş konusan^^""""""Başka bir gün kızımın yanıma gelmesi gerekti ama mesai saatlerinin dışında, diğer çalışma arkadaşlarım da kızımı çok sever yine ilgileniyorlardı kızımla. Ben yanlarından ayrılırken kızımın kucağında olduğu arkadaşıma dedim ki 'Canım bu ara müzik yapmaya hevesli, müzik falan derse eline kalem verirsin masaya ritm yapar'. Oda arkadaşım hemen atıldı yine 'Ne gerek var, ben senin gibi anneleri anlamıyorum, aç tabletten youtube' dan izlesin videosunu neden çocuk kalemle oynasın'. Bu arada ben kızımın televizyon izlemesine, tablet-telefon ile oynamasına izin vermiyorum, daha önce konusu geçmişti sanırım ona laf çarpıttı."""""""
kizin egitimi hakkimda bos bos konusan bir insan nasil aratirma gorevlisi olur anlamiyorum bu insan yarin bir belki ogretm gorevlisi olacak ogrencilere nasil ders verecek anlamiyorum SIZ BENDEN DAHA IYI BILIRSINIZ AMA ARASTIRMA GOREVLISININ COK COK KITAP OKUMASI GEREKMEZ MI BENMI YANLIS BILIYORUM
 
R redvelvetcupcake kitap okumayi sevmeye bir insan boş boş konusan^^""""""Başka bir gün kızımın yanıma gelmesi gerekti ama mesai saatlerinin dışında, diğer çalışma arkadaşlarım da kızımı çok sever yine ilgileniyorlardı kızımla. Ben yanlarından ayrılırken kızımın kucağında olduğu arkadaşıma dedim ki 'Canım bu ara müzik yapmaya hevesli, müzik falan derse eline kalem verirsin masaya ritm yapar'. Oda arkadaşım hemen atıldı yine 'Ne gerek var, ben senin gibi anneleri anlamıyorum, aç tabletten youtube' dan izlesin videosunu neden çocuk kalemle oynasın'. Bu arada ben kızımın televizyon izlemesine, tablet-telefon ile oynamasına izin vermiyorum, daha önce konusu geçmişti sanırım ona laf çarpıttı."""""""
kizin egitimi hakkimda bos bos konusan bir insan nasil aratirma gorevlisi olur anlamiyorum bu insan yarin bir belki ogretm gorevlisi olacak ogrencilere nasil ders verecek anlamiyorum SIZ BENDEN DAHA IYI BILIRSINIZ AMA ARASTIRMA GOREVLISININ COK COK KITAP OKUMASI GEREKMEZ MI BENMI YANLIS BILIYORUM
 
ben de mutlu oldum size destek olduğum için :)
üstün zekalı olmak aslında çok büyük bir şans ve nimetken maalesef bu ülkede bir şanssızlık... kızımın bazı tepkileri kafamı karıştırdığı için (yaşıtlarından farklı davranıyor) paranoyak bir anne olduğumdan dolayı bir özel eğitim uzmanına götürmüştüm, uzman endişelerimin yersiz olduğunu, ilerde çocuğuma parlak veya üstün zeka teşhisi konulabileceğini söylediğinde ne yalan söyleyeyim biraz endişelendim çünkü içinde yaşadığımız toplumu biliyorum, eğitim sistemini biliyorum. çok yakın bir tanıdığım var üstün zekalı olduğu için çok problem yaşıyor. Siz nispeten şanslısınız büyük bir şehirde çok iyi okullardan mezun olarak, bilinçli ve bilgili ebeveynler rehberliğinde bu özelliğinizi artıya çevirmişsiniz. ama şanssızlığınız böyle bir oda arkadaşı olmuş :) emin olun bu şahıs kimin karşısına çıksa kendi ezikliğini bir şekilde belli ederdi. bu konunun üstesinden geleceğinize inanıyorum.
 
diğer meseleyi eksik anlatmış olabilirim. evet geçim kaygısı insanları maddi ve pratik sonuçlara yöneltiyor ama kendini yetiştirip geliştirmeye uğraşan çok güzel insanlarımızda var bizim. özellikle eski devirlerde... terzi dedemin annemi ve teyzemi üniversiteye gönderme konusundaki titizliği, bugün bize kalan eski basım birçok kitabı, çocuklarının araştırması öğrenmesi ve bilinçlenmesi için yapmış olduğu pek çok çaba beni çok mutlu ediyor. ama dediğim gibi artık toplum yapısı çok değişti. "evladım okuyun öğrenin kendinizi geliştirin" diyen insan sayısı elbette çok ama nereden türedilerse "enayilik etmeyin, hazır yoldan köşe dönmeye bakın bu uğurda her yol mübah, okuyup da ne olacaksın sanki" diyenlerin de sayısı oldukça fazla...
 
yine konuyu siyasete çekmek üzereyim sanki ama bu ülkede sanatsal aktiviteler belli bir eğilimde olan insanların daha iyi yapabildiği bir alan olageldi. bu yüzden "entel dantellik" aslında derininde siyasi bir kalıp. tiyatro örneğini vermişsiniz fakat inanın tiyatrolar bedava olsa yine giden olmaz bu maddiyat değil zihniyet meselesi artık... devlet kütüphaneleri de ücretli değil ama dediğim gibi artık edebiyat ve sanat, bilim ve teknoloji yapamayanların ilgi duymayanların aşağılamaya çalıştığı bir alan oldu bu ülkede...
çünkü yükselen değer kısa yoldan köşe dönmek... popüler kültür aktörlerine bakın Acun Ilıcalı örneği mesela... artık gençlerin beyinleri bu tür insanların hayatlarına imrenmekle zehirleniyor.
 
oda arkadaşınız yıprandığının farkına varabilir mi bilemiyorum, hırs gözünü bürümüş. siz yorumlarda iyi niyetle "kıskandığını düşünmüyorum isterse kendisinin de ulaşabileceği şeyler bunlar" diyorsunuz ama ben öyle düşünmüyorum. sizde şu an ailenizin 25 yıllık özeni var. kabaca 15-18 yılda geliştirilmiş seçkin bir zevk, hassasiyetler, kültür ve bilgi birikimi var. bunlar çok kıymetli ve öyle çabucak elde edilen şeyler değil. hızlandırılmış bir kursla alınacak bir formasyon değil :)
arkadaşınızın en büyük başarısı ciddi bir hırsla seçkin bir üniversiteye araştırma görevlisi olarak alınmak olmuş ve şu an bunu satacağı, bunun üzerinden böbürleneceği bir yok karşısında... o da size muadil bir durum yaratamayacağı için "cehalete övgü" komedisiyle yaşama bakış açınızı aşağılamaya çalışıyor kendini iyi hissetmek için... siz ne derseniz deyin hiç iyi niyetli bulmuyorum kendisini...
sınıf atlayınca kendini şaşıran ve makam mevki sahibi olunca ne olduğu açığa çıkan insanlar işte böyle tiplerden türüyor.
kendi yıpranmışlığı ve iç kemirmesini size yaşatmaya çalışıyor bu oyuna gelmeyin :)
 
R redvelvetcupcake kitap okumayi sevmeye bir insan boş boş konusan^^""""""Başka bir gün kızımın yanıma gelmesi gerekti ama mesai saatlerinin dışında, diğer çalışma arkadaşlarım da kızımı çok sever yine ilgileniyorlardı kızımla. Ben yanlarından ayrılırken kızımın kucağında olduğu arkadaşıma dedim ki 'Canım bu ara müzik yapmaya hevesli, müzik falan derse eline kalem verirsin masaya ritm yapar'. Oda arkadaşım hemen atıldı yine 'Ne gerek var, ben senin gibi anneleri anlamıyorum, aç tabletten youtube' dan izlesin videosunu neden çocuk kalemle oynasın'. Bu arada ben kızımın televizyon izlemesine, tablet-telefon ile oynamasına izin vermiyorum, daha önce konusu geçmişti sanırım ona laf çarpıttı."""""""
kizin egitimi hakkimda bos bos konusan bir insan nasil aratirma gorevlisi olur anlamiyorum bu insan yarin bir belki ogretm gorevlisi olacak ogrencilere nasil ders verecek anlamiyorum SIZ BENDEN DAHA IYI BILIRSINIZ AMA ARASTIRMA GOREVLISININ COK COK KITAP OKUMASI GEREKMEZ MI BENMI YANLIS BILIYORUM
 
oda arkadaşınız yıprandığının farkına varabilir mi bilemiyorum, hırs gözünü bürümüş. siz yorumlarda iyi niyetle "kıskandığını düşünmüyorum isterse kendisinin de ulaşabileceği şeyler bunlar" diyorsunuz ama ben öyle düşünmüyorum. sizde şu an ailenizin 25 yıllık özeni var. kabaca 15-18 yılda geliştirilmiş seçkin bir zevk, hassasiyetler, kültür ve bilgi birikimi var. bunlar çok kıymetli ve öyle çabucak elde edilen şeyler değil. hızlandırılmış bir kursla alınacak bir formasyon değil :)
arkadaşınızın en büyük başarısı ciddi bir hırsla seçkin bir üniversiteye araştırma görevlisi olarak alınmak olmuş ve şu an bunu satacağı, bunun üzerinden böbürleneceği bir yok karşısında... o da size muadil bir durum yaratamayacağı için "cehalete övgü" komedisiyle yaşama bakış açınızı aşağılamaya çalışıyor kendini iyi hissetmek için... siz ne derseniz deyin hiç iyi niyetli bulmuyorum kendisini...
sınıf atlayınca kendini şaşıran ve makam mevki sahibi olunca ne olduğu açığa çıkan insanlar işte böyle tiplerden türüyor.
kendi yıpranmışlığı ve iç kemirmesini size yaşatmaya çalışıyor bu oyuna gelmeyin :)
bunun siyaseyle ilgisi oldugu dusunmuyorum ben her iki cevredende tanidiklarim yani her iki siyasi gorusten boyle bir insanla karsilasmadim ozelikle sizin dediginiz siyasi gorusten olanlarla bunun gorguyle alakasi var aile telbiyesi ile alakasi var R redvelvetcupcake hanimin oda arkadasi buyuk ihtimalle sonradan gorme ACI AMA GERCEK BENCE KONU SAHIBININ ODA ARKADASI GUNAHINI ALMAYAYIM AMA BENCE ORAYA KENDI EMEGI ILE GELMEMIS OLABILIR TANIDIKLARININ YARDIMI ILE GELMIS OLABILIR GENEDE KESIN KONUSMAYAYIM GUNAHINI ALMAYAYIM R redvelvetcupcake hanim oraya kendi emekleri ile gelmis oda arkadasida onu cekemiyor olan bu
 
Tamam kitap okumayı sevmeyebilir
Ama o noktaya gelmesi için bir sürü kitap okumuş olması gerekir
Sadece sınavla olmuyo bu işler
Dandik mezuniyet tezi için bile okunan kitabın makalenin haddi hesabı yok
 
bunun siyaseyle ilgisi oldugu dusunmuyorum ben her iki cevredende tanidiklarim yani her iki siyasi gorusten boyle bir insanla karsilasmadim ozelikle sizin dediginiz siyasi gorusten olanlarla bunun gorguyle alakasi var aile telbiyesi ile alakasi var R redvelvetcupcake hanimin oda arkadasi buyuk ihtimalle sonradan gorme ACI AMA GERCEK BENCE KONU SAHIBININ ODA ARKADASI GUNAHINI ALMAYAYIM AMA BENCE ORAYA KENDI EMEGI ILE GELMEMIS OLABILIR TANIDIKLARININ YARDIMI ILE GELMIS OLABILIR GENEDE KESIN KONUSMAYAYIM GUNAHINI ALMAYAYIM R redvelvetcupcake hanim oraya kendi emekleri ile gelmis oda arkadasida onu cekemiyor olan bu

hak veriyorum size, tabi ki sadece siyasi görüşle açıklayamayız bunu, genelleme yapmaktan pek hoşlanmıyorum ama maalesef benim de gözlemim bu yönde... hem yıllardır gözlemlediğim hem de yıllardır içinde bulunduğum bir durum... daha detaya inmeyelim, siyasetten bahsedersek konu kapanabilir :)
günahını almayalım evet torpil de akla gelen ilk ihtimal tabi ama bizim ülkemizde genel kültür bilgisiyle mesleki bilgi çok ayrışmış durumda, bazıları var ki össden dereceye girer ama en temel deyimleri kavramları bilmez. bilgi yarışması programlarında da görüyoruz. bir saat hangi okulları kazandığını ne dereceler yaptığını böbürlenerek anlatan tipler ilk soruda bırakın bir edebi eseri ya da sanat yapıtını, halk dilinde kullanılan bir deyimi bile bilemeyip hayatlarında hiç duymadıklarını söylüyorlar. belki de bu arkadaşın hayatında okuduğu kitaplar ders kitabından ibarettir onları da ezberleyip durmuştur.
 
Back