Karımın annesinden...
Ailemin etrafında köpekbalığı gibi dolaşmasından hoşlanmıyorum.
Evimize karışmasına tahammül edemiyorum.
Çocuğumuzla iligili alacak olduğumuz her konuda, yırtık dondan çıkar gibi, görüş bildirmesine katlanamıyorum.
Hastalık hastası ve histerik halini, dikkat çekmek ve vicdan sömürek için yaptıklarını çirkin buluyorum.
Karımın anneliğini sorgulayıp haddini aşan yaralamalarda bulunmasını yalnış buluyorum.
Her fırsatta evimize gelmesini yüzsüzlük olarak görüyorum.
Karımın mutluluğunu kıskanmasını esefle kınıyorum.
Sağda solda hakkımda konuşmasını terbiyesizlik olarak algılıyorum.
Karımı devamlı, bana karşı kışkırtmasını kötü niyetli buluyorum.
Karımın hayatını, ailesini ve önceliklerini kabul edememesini olgunlaşmamışlık ve doyumsuzluk olarak algılıyorum.
Bütün bunlar bir kenara, işine geldiğinde suratıma gülmeyi bilmesini de büyük ikiyüzlülük olarak bir kenara yazıyorum.
Karımla olan sorunlarımızın tek kaynağının kayınvalidem olduğuna da ısrarla inanıyorum.
Bunları karım da biliyor.
Kabul etmek istemiyor.
Bu gerçeklerden utanıyor.
Kabul etmek kolay değil, hele de bir tarafın iyiliği karşısında öbür tarafın kötülüğü iyice göze batar oluyor. Karı-koca arasında bir çeşit “aileler sidik yarışında” durumu doğuyor.
Haklı haksız herkes savunmaya geçiyor.
Ana baba tabi, atamazsın satamazsın.
Geçenlerde buluştuğumuzda sırf bu konuyu konuştuk. Böylesine hassas bir konuyu karı-koca konuşmak tehlikeli.
Büyük risk.
Sanki elimde pimi çekilmiş bir el bombası, patladı patlayacak, herşeyi havaya uçuracak. Öyle terlemişim.
Açık açık nedenlerimi ve gerekçelerimi anlattım. Herşeyin bu noktaya gelmesinde karımın da çok büyük hatalı payı var.
Benim babamla olan sorunlarımı en iyi karım bilir. Benim babama karşı tavrımı da gördü.
Malesef babam odun gibi bir adam; sevgi vermeyi bilmeyen, anneme karşı beni çileden çıkaran tavırları olan bir odun. Çocukluğu zormuş gerçi. Annem de kendine göre bunu züürt tesellisi edinmiş.
Annem büyük kadın; son derece tahammüllü, yumuşacık ve kendisine saygısı olan bir kadın. Aile birliğine inanır. Nitekim bizim ailemiz babama rağmen ayakta kaldıysa, bunda sadece annemin payı vardır.
Eşimin ailesinde durum bambaşka.
Anne birleştirici değil, koparıcı. Baba deseniz, lokum gibi, zararsız bir adam. Bence o da bu kadını nereden bulduğuna yanıyor.
Kadın kendi mutsuzluğunu, tatminsizliğini, güvensizliğini bize yansıtıyor. Üstelik kendi mutsuzluğuna inat, kızının benimle mutlu olması, resmen kadında psikolojik rahatsızlık yapıyor.
Bütün hıncını kızından alıyor, ben de golü endirekt yiyorum.
Önemli değil.
Maç 90 dakika.
Ben genç oyuncuyum.
Adam
Ailemin etrafında köpekbalığı gibi dolaşmasından hoşlanmıyorum.
Evimize karışmasına tahammül edemiyorum.
Çocuğumuzla iligili alacak olduğumuz her konuda, yırtık dondan çıkar gibi, görüş bildirmesine katlanamıyorum.
Hastalık hastası ve histerik halini, dikkat çekmek ve vicdan sömürek için yaptıklarını çirkin buluyorum.
Karımın anneliğini sorgulayıp haddini aşan yaralamalarda bulunmasını yalnış buluyorum.
Her fırsatta evimize gelmesini yüzsüzlük olarak görüyorum.
Karımın mutluluğunu kıskanmasını esefle kınıyorum.
Sağda solda hakkımda konuşmasını terbiyesizlik olarak algılıyorum.
Karımı devamlı, bana karşı kışkırtmasını kötü niyetli buluyorum.
Karımın hayatını, ailesini ve önceliklerini kabul edememesini olgunlaşmamışlık ve doyumsuzluk olarak algılıyorum.
Bütün bunlar bir kenara, işine geldiğinde suratıma gülmeyi bilmesini de büyük ikiyüzlülük olarak bir kenara yazıyorum.
Karımla olan sorunlarımızın tek kaynağının kayınvalidem olduğuna da ısrarla inanıyorum.
Bunları karım da biliyor.
Kabul etmek istemiyor.
Bu gerçeklerden utanıyor.
Kabul etmek kolay değil, hele de bir tarafın iyiliği karşısında öbür tarafın kötülüğü iyice göze batar oluyor. Karı-koca arasında bir çeşit “aileler sidik yarışında” durumu doğuyor.
Haklı haksız herkes savunmaya geçiyor.
Ana baba tabi, atamazsın satamazsın.
Geçenlerde buluştuğumuzda sırf bu konuyu konuştuk. Böylesine hassas bir konuyu karı-koca konuşmak tehlikeli.
Büyük risk.
Sanki elimde pimi çekilmiş bir el bombası, patladı patlayacak, herşeyi havaya uçuracak. Öyle terlemişim.
Açık açık nedenlerimi ve gerekçelerimi anlattım. Herşeyin bu noktaya gelmesinde karımın da çok büyük hatalı payı var.
Benim babamla olan sorunlarımı en iyi karım bilir. Benim babama karşı tavrımı da gördü.
Malesef babam odun gibi bir adam; sevgi vermeyi bilmeyen, anneme karşı beni çileden çıkaran tavırları olan bir odun. Çocukluğu zormuş gerçi. Annem de kendine göre bunu züürt tesellisi edinmiş.
Annem büyük kadın; son derece tahammüllü, yumuşacık ve kendisine saygısı olan bir kadın. Aile birliğine inanır. Nitekim bizim ailemiz babama rağmen ayakta kaldıysa, bunda sadece annemin payı vardır.
Eşimin ailesinde durum bambaşka.
Anne birleştirici değil, koparıcı. Baba deseniz, lokum gibi, zararsız bir adam. Bence o da bu kadını nereden bulduğuna yanıyor.
Kadın kendi mutsuzluğunu, tatminsizliğini, güvensizliğini bize yansıtıyor. Üstelik kendi mutsuzluğuna inat, kızının benimle mutlu olması, resmen kadında psikolojik rahatsızlık yapıyor.
Bütün hıncını kızından alıyor, ben de golü endirekt yiyorum.
Önemli değil.
Maç 90 dakika.
Ben genç oyuncuyum.
Adam
Son düzenleyen: Moderatör: