Selam kızlar, nasılsınız; nasıl gidiyor hayat?
Ben biraz kendimi sorgulamakla meşgulüm. Boşluktan mı, yoksa gerçekten artık annemin dedikleri belli bir tekrardan sonra aklıma işlemeye mi başladı, bilmiyorum. Bi de kafamdakilerin karışımına yakın bir konu görünce (Giyim üzerine), hadi dedim ben de açayım bi konu. Bizim kızlar bana yol gösterirler.
Doğru cümleleri seçmem ve ifade etmem biraz zor olacak çünkü konu yüzeysel dursa da, sorun benim için yüzeysel değil ve 3 farklı konunun bir aradaki hali gibi, karışık yazarsam kusuruma bakmayın lütfen.
Kuzenimin yaklaşan bi düğünü var; aileler-akrabalar belli bir tanınmışlıkta olunduğu için yerel magazinde olmak üzere bu düğünle biraz ilgilenecekler tahminim. Tarih belirleneli baya oluyor, kuzenler ne giyeceklerini düşünmeye çoktan başladılar-belirlediler bile, ben ise "Bulurum bişi nasılsa"ya bağlayıp umursamazlığa itip geçtim. Evlenecek olan kuzenimi severim, kıymet de veririm. Kendisi bizzat beni çekip konuştu huyumu bildiğinden, "Gangsta bak kısa düz elbise giyme lütfen, şöyle uzun uzun ağır bir abiye olsun; kuzen olduğumuz belli olsun, öyle sade, el düğününe gider gibi giyinme bu kez olur mu? Ve lütfen siyah giymee!!" diye. Bu konuşmayı eleştirmeyin kızlar, çünkü benden böyle bir talepte bulunabilecek samimiyet ve açık sözlülükteyiz. Beni uyarmak istemesini de anlıyorum çünkü o kadar umurumda değildir ki ne giydiğim, o kadar diyeyim... Bunu "Yerine göre giyinmemek-pejmürdelik" olarak almayın, sadece aşırı sıradanım... Anlatabildim mi bilmiyorum.
Ayrıca, annemin "Anne gibi giyin, biraz şıkır şıkır ol" uyarılarına da az maruz kalmadım mesela (O ne demekse
), nasıl anlatayım; çok düzüm. Takıyı zoraki takarım takmam gerekirse, taş-tuş, üzerimde parlayan hiçbir şeye katlanamam, boynumda bir fular olsa sıkıntı basar, boğulur çıkarır atarım. Kemerli hiçbir şeyden neredeyse hazzetmem, çantayı elimde sürürüm resmen. Severek kullandığım çapraz çantam ve sırt çantam harici çantalar yüktür. Saçlarımı maşa-topuz vb yaptırdığımda kendimi kötü hissederim; düz fön, uzun saça bi at kuyruğu yetiyor işte, o da düğünden düğüne... Hele işten ayrılalı beri görmeyin beni; en azından o zaman düzenli fön filan uğraşırdım. Şimdi her yol bandana lastik toka, çoğu kez pijama rahatlığı... Vaktindeki mesleğim zaten önlük gerektirdiğinden resmi giyinmem hiç gerekmedi, alışkın değilim. Mesleğimi yapmayıp değiştirdiğim diğer işimde de kot-gömlek yetiyordu pc önündeyken. Fazla bilindik, salaş.. Rahata alıştım, hep rahat giyindim.
Eşimin bayram için hediye ettiği bi kalem etek, ipek gömlek ikilisi vardı mesela ilk evlendiğimiz sene. Hiç giyilmemiş şekilde bu senenin başlarında birine verdim. Kotlarım, tişörtlerim yetiyor. Ama bu rahatlık,
estetik görüntüden çalıyor farkındayım. Giyim biraz estetik de istiyor. Ben de bunu istiyorum. Ama alışmadık şeyde durmuyor.
Abiye ve abiye ağırlığında elbise giymekten nefret ediyorum bu yüzden bilgim sıfıra yakın bu konularda (Kumaşlar harici, annem eski terzi). Aylar geçti, tarih yaklaştı ve ben yine iki ayağım bi pabuca girmiş halde, son 2 günde halletmeye çalışacağım her şeyi. Bundan bir önceki düğün zaten felaketti, eşim-ben bir güzel rezil olduk kim ne giydi, ne nereye yetişti telaşesini son güne bırakınca.Ben beter, eşim benden beter.
Bile bile ikinciye aynı şeyi yaşamak istemiyorum. Ne model seçebildim, ne renk, ne dikim mi olacak hazır mı ona karar verebildim, ne oturdum adam akıllı baktım. Gardıropta olanlardan kullansam desem onlar da zoraki kuzen düğünleri için aldığım giydiğim son dakika şeyler, modelleri geçmiştir zaten hep... Üstelik bazılarına hala giremiyorum.
Konunun daha canımı sıkan kısmına gelecek olursak, tüm eski arkadaş çevrem bu düğünde olacak. Eski-sevmediğim-yarışma sever- züppe arkadaş çevrem. Giyim yarıştırırlar, meslek yarıştırırlar, kariyer yarıştırırlar, kariyerin yetmediği yerde ev hanımlıklarını kocalarına hizmeti yarıştırırlar, o olmaz çocuk yarıştırırlar, yarıştırırlar babam yarıştırırlar...Kimin ne dediği genelde pek umurumda olmaz, ciddiyim zaten kendileriyle rahat 10 senedir görüşmüyorumdur (Evet liseden çoğu) çünkü muhabbetlerinden tiksinme sınırını aştım, lise yıllarım da hayatımın en berbat dönemlerinden biridir. Ama şu halde tek bir alaycı bakışa bile canımın sıkılacağını biliyorum. Lütfen bunu kompleks olarak nitelendirmeyin, safi bir kompleks değil. Sadece yılgın-uyumsuz bir vaziyette görünmek ve seneler sonra, güzel bir ortamda, duvarımdaki bu ufak çatlaktan içeri sızılmasını istemiyorum. Kendimdeki memnuniyetsizliğin farkına varılmasını hiç istemiyorum hele.
Canım sıkıldı öyle, cahil kaldığım konular bunlar...
Konuyu yazarken üstünden bi bakayım dedim abiyelere zaten, beğenemedim bilmiyorum.
Renk, model hiçbirini sevmedim; daha bakacağım mecbur.
Kuzene söz de verdim.
Ne saç, ne elbise, ne renk.. Ortada hiçbir şey yok...
Yine son güne kalacak, yine berbat olacak.
Sonbaharlık bir abiye...
Sorularım var kızlar size, mazur görün çocukça sorular olabilir:
32 yaşındaki birine nasıl bi abiye gider?
Tamamen tarzım dışı bir şeyi, (Olmayan) tarzıma nasıl uyarlayabilirim?
Sıradan bir görüntüden kurtulmak için, nereden fark atabilir, zariflik katabilirim?
Önerebileceğiniz güzel-kaliteli abiye siteleri nelerdir?
Renk olarak eşler birbiriyle uyumlu giyinse ufaktan, nasıl durur sizce?
Vücut tipine göre abiye seçimi nasıl yapılır?
Dikim daha iyi olur değil mi?
Abiye altına toparlayıcı filan hep giyilir mi? Bu toparlayıcılar kaç çeşit, çeşitleri bol nerede nasıl bulunur? (Hiç kullanmadım bilgim yok maalesef)
Abiyede kişiyi sizce neler rüküş yapar?
Sade olmadan şık olunabilir mi?
İnsan tarzını yavaş yavaş nasıl değiştirir?
Uzun senedir karşılaşmadığınız ve karşılaşacağınızı bildiğiniz uyuz eski arkadaşlar gerginliğine ne iyi gelir?