Beni ayıran ana babayı ömrüm yeterse gün gelir ben de ayırırım, o iş doğurmakla olmuyor, o zeki bu değil demekle, bu cana yakın, o değil demekle olmuyor. Ne verirsen onu alırsın çocuğundan, ben evlat ayrımının çok zararını gördüm, yaşayanlar ve biraz bu konuları ciddi araştıranlar bilir, bir insanın ömrüne, kişiliğine, hayat kalitesine nasıl etki ettiğini, bir ömür keşkelerini, acısının geçmeyeceğini.
Arkadaşına Alfred Adler'in kitaplarını öneririm, insan karakterini tanımak anlamak için iyi başlangıç, ben de bu sorgulamaları ilk yapmaya başladığımda tesadüfen karşıma çıkmıştı, çok yardımcı oldu. Bol bol okusun bu konularda, eğitsin kendini, etraftan gerekli desteği alamayacak çünkü.
Anne baba olmaları, çocukların onlara muhtaç olmaları istedikleri gibi davranma hakkı vermez onlara, kendine güvenmeyen tek çocuk doğurup onu şımartsın.
Kimin ne okuduğu önemli değil, ben ne çocuklar gördüm, ailelerinin üzerine düşmesi, ilgisi, eğitim fırsatları ile nerelere geldiler, ne akıllı zeki çocuklar da ilgisizlikten hiç haketmedikleri yerdeler. Bizim toplumda çocuk ayrımı çok yapılır, herkes bilir yaşar ama lafa gelince kimse mangalda kül bırakmaz, en vefakar cefakar ana babadır, geçiniz, yutmuyoruz.
Anasına babasına çok güvenip bel bağlamasın, kendini de yırtsa eşit muamele görmeyecek. Kendi ayakları üzerinde durmaya çalışsın, arabayı da şimdi boşversin, çalışıp kendi aldığı araba ilerde en kıymetli en güzel araba olacak ona. Ana babasına da bunu söylesin, ne kadar ekmek, gün gelir o kadar köfte olarak döner onlara. Artık kıymetli oğulları baksın onlara, onlar da şimdi oğullarına bakıyorlar nasılsa.