tabiki katilabilirsin hosgeldin aramiza kolay gelsin ne kadar vermen gerekiyor:26:
-
Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.
Popüler Konu Karbonhidrat Diyeti Deneyimlerimiz
- Konu Sahibi psiqo
- Başlangıç Tarihi
-
- Etiketler
- diyet karbonhidrat diyeti kilo verme sağlıklı beslenme
tabiki katilabilirsin hosgeldin aramiza kolay gelsin ne kadar vermen gerekiyor:26:
ben 75 kiloydum ekmeği ve şekeri kesip cok az yiyerek 69 olmuştum ama durdu sonra buna başladım evdeki tartımda sabahları 65 akşam 67 çıkıyorum şimdi ama tartıma güvenmiyorm.eczanede tartılmam lazım oyüzden emin değilim verip vermediğimden .boyum 1.60sanırım 13 14 kilo vermem lazım
o sekildede cok güzel vermissin tebrik ederim ama sabah ac olarak tartildigindaki rakam önemli gercek kilon odur cünkü. kacamak yapmadigin sürece bu dietlede güzel kilo verirsin. maalesef cogumuz o hatayi yapti ve halä ideal kilomuza inemedik:26:
inşallah veririm.ama benim bir sorunum var ben içki kullanıyorm ve bu aralar bırakmayı düşünmüyorum zaten rakıda karbonhidrat yok diye bu diyeti denedim ben her akşam üç dört bardak içiyorum araştırdım ama bulamadım belki orda belirtildiğinden fazla içtiğim icin işe yaramaz.işe yarıyor gibi görünüyor bakalım böyle gidermi bu içkiyle
- 21 Ocak 2010
- 859
- 35
- 118
- 45
Ben de içki kullanıyorum. İçkiye izin veren bildiğim tek rejim bu zaten. Ama asla ve asla bira içmemelisin. Rakı içtim cila olsun, dışarda arkadaşlar bira söyledi ne yapalım dememelisin. Gerçekten anında bozuyor rejimi. Rakı dışında votka, cin gibi içkilere meyve suyu katmamalısın. Dşarıda kokteyl tarzı şeyleri asla tercih etmemelisin. Şarabın sek olmak kaydıyla (yarı tatlı, tatlı şaraplar değil kesinlikle) kb değeri düşük. Listede var. Veriliyor mu kilo, evet ama içki her durumda metabolizmayı yavaşlatıyor. Yanında bir şeyler yerken de çok dikkatli olmak zorundayız. Bol su içmemiz zaten gerekiyor ama içki kullanıyorsak daha da arttırmalıyız. Aslında haftada bir gün, sabah, aç karnına tartılarak sağlıklı sonuçlar alırız. Sabah ve akşam kilo farkı olması çok normal. Eczane tartıları daha güvenli değil üstelik çünkü bir şeyler yemiş, içmiş, giyinmiş oluyorsun. Kendi tartın az veya çok tartsa bile verdiğin toplam kilo miktarını en sağlıklı hep aynı tartıda tartılarak görürsün. Aramıza hoşgeldin ayrıca
- 21 Ocak 2010
- 859
- 35
- 118
- 45
- 21 Ocak 2010
- 859
- 35
- 118
- 45
Dün bütün gün sadece kavrulmuş et, bir tane köfte, iki erik ve akşam da ızgara biftek yedim. Şu cuma ben gut olmadan gelsin değil mi 
Bu gün sabah krem peynir yedim. Yiyebildiğim tek peyniri buldum ya abartıyorum, kaşıklıyorum resmen
Öğlen tavuk sote, domates, salatalık var. Artık canım çekti valla sebze. Akşama da somon düşünüyorum ama içki içersem akşam yemek yemeyeceğim.
Bu gün sabah krem peynir yedim. Yiyebildiğim tek peyniri buldum ya abartıyorum, kaşıklıyorum resmen
Öğlen tavuk sote, domates, salatalık var. Artık canım çekti valla sebze. Akşama da somon düşünüyorum ama içki içersem akşam yemek yemeyeceğim.
- 21 Ocak 2010
- 859
- 35
- 118
- 45
Yaşını sorsam ayıp olur mu :) Normalde 50 kilo olman gerekir gibi geliyor sana ama yaşımız da önemli. Ben 1.65 im ama 55 e düşmem artık mümkün değil gibi. Yaş 33 oldu çünkü. Asıl kilon 65, akşam tartılmamalısın. Çok güzel kilo vermişsin aslında, tebrikler. Ben 6'lı rakam görünce ağlarım galiba sevinçten. Az kaldı gerçi. Biz grup dağalmadan önce her cuma kilo bildirimi yapıyorduk. Hatta çizelge yapıp şampiyon ilan ediyorduk. Ben ara verdiğim için cumaya kadar protein ağarlıklı gidip kilo bildirimi yapacağım bakalım. Yoksa benim yediğim kadar sırf ete yüklenmek doğru değil.
slm şekerler.arayı çok açtık dimi?bende diyet miyet kalmadı.ne bulursam yiyorum.ve kilo aldım
tartılmıyorumm ama en az üç.sıcaklar artınca spor da yapamıyorum.yani çok dağınık durumdayım.topiğe giriyorum bakıyorum yazan yok çıkıyorum.biz demirtaşlar semiluna ve peri kaldık sanırım))haydi yeniden toplayalım topiğimizi.?
tartılmıyorumm ama en az üç.sıcaklar artınca spor da yapamıyorum.yani çok dağınık durumdayım.topiğe giriyorum bakıyorum yazan yok çıkıyorum.biz demirtaşlar semiluna ve peri kaldık sanırım))haydi yeniden toplayalım topiğimizi.?
Vagus geldin gördümmmm
Esracığım seni de gördümmmm
evt canım.hadi topla benii.çok dağıldım))
- 21 Ocak 2010
- 859
- 35
- 118
- 45
Toplayalım tabi canım yaa. Hadi şimdi tatil matil diye başlamadık rejime, sonra ne olacak. Rejim yapamayanlar da gelsin dert döksün, eninde sonunda tekrar başlamak gerekecek, o zamana kadar arayı sıcak tutalim
Sen de motive olabilirsen tartılmadan bir başla benim gibi. Ben de hissediyorum iki-üç aldım diye ama özellikle tartılmadım. Cuma sabah tartılacağım. Pazartesiden beri protein ağarlıklı besleniyorum. Hem Eylül de çook sıcak olacakmış. Yani yaz uzadı. Benim hala umudum var
- 21 Ocak 2010
- 859
- 35
- 118
- 45
Hem biliyorsun tecrübeyle de sabit, alınan kilolara oturmadan acil müdahale edilince çok kolay gidiyorlar. Yerleştirmeyelim kiracımız yağları bedene tekrar. Ev sahibi sanmasınlar kendilerini değil mi
Hem biliyorsun tecrübeyle de sabit, alınan kilolara oturmadan acil müdahale edilince çok kolay gidiyorlar. Yerleştirmeyelim kiracımız yağları bedene tekrar. Ev sahibi sanmasınlar kendilerini değil mi
inş yerleşmemiştir canım.tama bende tartılmayım cumaya kadar.biraz dikkat edim beslenmeme.cuma günü kilo bild. yaparız.
Ama ineceğiz hayatım. Eninde sonunda azim kazanacak
kesinlikle haklisin canim yolu yariladik zaten kalan yarisinida kesin vericez
- 21 Ocak 2010
- 859
- 35
- 118
- 45
Tamam, süper, yoldan çıkmıştık ama geri giriyoruz. İnan iki günde göbeğim indi benim. Senin de öyle olacak. Bol protein tamam mı
- 21 Ocak 2010
- 859
- 35
- 118
- 45
kesinlikle haklisin canim yolu yariladik zaten kalan yarisinida kesin vericez
Evet şaka maka yolun yarısına geldik canım ya. Bak esra da geri geliyor. Sen kb rejimi yapmasan da bizi bırakmıyorsun zaten. Napalım başbaşa da olsa yola devam edelim. Ben hissediyorum incelme iki günde bile valla
esracim bende aynen senin gibi giriyorum kimse yok cikiyorum yine toparliyacagiz canim kendimizi ideal kilomuza kesin inicez yeterki birbirimizden kopmayalim belki bizi gören arkadaslarda yeniden bizi görüp gelirler topigimiz yine canlanir simdi tatil zamani ondan gelmiyorlardir diye düsünüyorum bakalim tatil bitimi kac kisi ile yolumuza devam edicez:97:
Evet şaka maka yolun yarısına geldik canım ya. Bak esra da geri geliyor. Sen kb rejimi yapmasan da bizi bırakmıyorsun zaten. Napalım başbaşa da olsa yola devam edelim. Ben hissediyorum incelme iki günde bile valla
senin gelmenle topigimiz yine can buldu insallah bu canlar cogalir ben sizi hic birakirmiyim sizler benim hem diet yoldasim hemde canim arkadaslarimsiniz
sonuna kadar birlikteyiz:13:
- 21 Ocak 2010
- 859
- 35
- 118
- 45
Daha önce paylaşmış olabilirim bu yazıyı ama olsun :) Taş devri tarzı beslenmeyi anlatan bir blogdan alıntı ama düşük karbonhidrat rejimi için de faydalı bilgi :)
"Vücudumuzun ana amacı hayatı idame ettirebilmek için gerekli yakıtı sağlamaktır. Modern toplumda, genellikle çok fazla yiyecek vardır ve metabolizma yaratılışının dışında miktarlarda ve bileşenlerde gıdalarla başa çıkmak zorunda kalır.
Peki ya yeterli yakıt yoksa? Hani şu hep bahsedilen kıtlık modu. Kıtlık modunda gerçekleşen herşey karbonhidratlar kısıtlandığında da olur. Ama durun, hemen korkmayın, medya herzamanki gibi kıtlık modundan yıllardır boş yere korkutuyor sizleri.
Kıtlık olduğunda bedenin ana amacı beyin ve başta kırmızı kan hücreleri, bazı böbrek hücreleri olmak üzere dokulara yeterli glükoz sağlamaktır. Ki bu da evrimsel açıdan gayet mantıklıdır. Eğer kıtlık varsa, besin arayışınız için başta beyninize ve kan hücrelerine vs ihtiyacınız vardır.
Peki bir şekilde yemek yemiyorsak veya düşük karbonhidrat tüketiyorsak, bu glükozu nerden bulacağız?
Eğer gerçekten kıtlık söz konusuysa, glükoz için tek kaynak vardır: KASLARINIZ. Çok az miktarda depolanan yağlarınızdan da gelebilir ama yetersizdir. Glükoz yağa dönüştürülebilse de malesef yağ glükoza dönüşemez. (ihmal edilebilecek kadar az miktarda olur aslında) (Glükoz için Cori döngüsü gibi 1-2 kaynak daha olsa da o kadar kısıtlı kaynaklardır ki, konuyu sadeleştirmek adına ihmal edilebilir.)
Kimse de kaslarının erimesini istemez, hele ki taş devrinde yaşanıyorsa hayatta kalmak avlanabilmeye, avlanabilmek de kasların sağlığına bağlıdır.
Bir anda problem ikiye katlandı: 1) Glükozla çalışan sistemlere gerekli glükozu bulmak 2) Kasları korumak
Burda bir es verelim. Ortalama bir insan gerekli tüm sistemleri için 200g kadar glükoza ihtiyaç duyar günde, ki bu kadar kas kaybı bir gün için çok problem değildir ama elbette bu hızda kas kaybetmeyi kimse istemez.
Bu durumda metabolizma glükoza bağımlı dokuların glükoz ihtiyacını düşüren bir yol geliştirir ki protein ve kaslar mümkün olduğunca uzun süre korunsun : Ketonlar!
Öte yandan, karaciğerin de proteini glükoza çevirmesi için enerjiye ihtiyacı vardır ve bu enerji yağlardan karşılanır. Karaciğer glükoneojenesis, yani proteinin şekere dönüşümünde gereken enerjiyi sağlamak yağları parçalarken ketonlar da yan ürün olarak açığa çıkar. Ketonlar suda (dolayısıyla da kanda) çözülebilen yağlardır ve kaslar, beyin ve kalp dahil olmak üzere birçok dokuda enerji kaynağı olarak kullanılırlar. Hatta beyinde şeker gibi işlem görürler. Beynin tüm şeker ihtiyacını karşılayamasalar da büyük ölçüde azaltırlar. Dolayısıyla tüm vücudun şeker ihtiyacı azalır (120-130g’a kadar) ve protein kaynağı olan kaslar daha uzun süre dokunulmadan kalır. Bunun dışında kalp için tercih edilen enerji kaynağıdırlar ve kalbin %28 daha verimli çalışmasını sağlar.
Peki, söz konusu olan kıtlık değil de düşük karbonhidratlı bir diyetse? Paleo yani taş devri diyeti gibi. Bu durumda protein kaynağı olarak kaslar yerine yenilen protein geçer. Ve tüketilen karbonhidrat yeterince az olduğu için karaciğer yine de şeker üretmek zorunda kalır. Bunun için de yağ yakar. Yani kaslarınız korunurken, öte yandan yağ yakarsınız.
Düşük karbonhidrat nedir derseniz? Günlük şeker ihtiyacı 120-130g. Genelde 50-60g altı ketosis bölgesi olarak söylense de kişiden kişiye değişir ve sizin kendi seviyenizi kendinizin bulması gerekecektir.
Tam bir körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz durumu. Hem gündelik ziyafetler çekilebiliyor, hem kaslar korunuyor hem de bedeniniz yağ yakan bir makinaya dönüşüyor. Mükemmel hayat!"
"Vücudumuzun ana amacı hayatı idame ettirebilmek için gerekli yakıtı sağlamaktır. Modern toplumda, genellikle çok fazla yiyecek vardır ve metabolizma yaratılışının dışında miktarlarda ve bileşenlerde gıdalarla başa çıkmak zorunda kalır.
Peki ya yeterli yakıt yoksa? Hani şu hep bahsedilen kıtlık modu. Kıtlık modunda gerçekleşen herşey karbonhidratlar kısıtlandığında da olur. Ama durun, hemen korkmayın, medya herzamanki gibi kıtlık modundan yıllardır boş yere korkutuyor sizleri.
Kıtlık olduğunda bedenin ana amacı beyin ve başta kırmızı kan hücreleri, bazı böbrek hücreleri olmak üzere dokulara yeterli glükoz sağlamaktır. Ki bu da evrimsel açıdan gayet mantıklıdır. Eğer kıtlık varsa, besin arayışınız için başta beyninize ve kan hücrelerine vs ihtiyacınız vardır.
Peki bir şekilde yemek yemiyorsak veya düşük karbonhidrat tüketiyorsak, bu glükozu nerden bulacağız?
Eğer gerçekten kıtlık söz konusuysa, glükoz için tek kaynak vardır: KASLARINIZ. Çok az miktarda depolanan yağlarınızdan da gelebilir ama yetersizdir. Glükoz yağa dönüştürülebilse de malesef yağ glükoza dönüşemez. (ihmal edilebilecek kadar az miktarda olur aslında) (Glükoz için Cori döngüsü gibi 1-2 kaynak daha olsa da o kadar kısıtlı kaynaklardır ki, konuyu sadeleştirmek adına ihmal edilebilir.)
Kimse de kaslarının erimesini istemez, hele ki taş devrinde yaşanıyorsa hayatta kalmak avlanabilmeye, avlanabilmek de kasların sağlığına bağlıdır.
Bir anda problem ikiye katlandı: 1) Glükozla çalışan sistemlere gerekli glükozu bulmak 2) Kasları korumak
Burda bir es verelim. Ortalama bir insan gerekli tüm sistemleri için 200g kadar glükoza ihtiyaç duyar günde, ki bu kadar kas kaybı bir gün için çok problem değildir ama elbette bu hızda kas kaybetmeyi kimse istemez.
Bu durumda metabolizma glükoza bağımlı dokuların glükoz ihtiyacını düşüren bir yol geliştirir ki protein ve kaslar mümkün olduğunca uzun süre korunsun : Ketonlar!
Öte yandan, karaciğerin de proteini glükoza çevirmesi için enerjiye ihtiyacı vardır ve bu enerji yağlardan karşılanır. Karaciğer glükoneojenesis, yani proteinin şekere dönüşümünde gereken enerjiyi sağlamak yağları parçalarken ketonlar da yan ürün olarak açığa çıkar. Ketonlar suda (dolayısıyla da kanda) çözülebilen yağlardır ve kaslar, beyin ve kalp dahil olmak üzere birçok dokuda enerji kaynağı olarak kullanılırlar. Hatta beyinde şeker gibi işlem görürler. Beynin tüm şeker ihtiyacını karşılayamasalar da büyük ölçüde azaltırlar. Dolayısıyla tüm vücudun şeker ihtiyacı azalır (120-130g’a kadar) ve protein kaynağı olan kaslar daha uzun süre dokunulmadan kalır. Bunun dışında kalp için tercih edilen enerji kaynağıdırlar ve kalbin %28 daha verimli çalışmasını sağlar.
Peki, söz konusu olan kıtlık değil de düşük karbonhidratlı bir diyetse? Paleo yani taş devri diyeti gibi. Bu durumda protein kaynağı olarak kaslar yerine yenilen protein geçer. Ve tüketilen karbonhidrat yeterince az olduğu için karaciğer yine de şeker üretmek zorunda kalır. Bunun için de yağ yakar. Yani kaslarınız korunurken, öte yandan yağ yakarsınız.
Düşük karbonhidrat nedir derseniz? Günlük şeker ihtiyacı 120-130g. Genelde 50-60g altı ketosis bölgesi olarak söylense de kişiden kişiye değişir ve sizin kendi seviyenizi kendinizin bulması gerekecektir.
Tam bir körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz durumu. Hem gündelik ziyafetler çekilebiliyor, hem kaslar korunuyor hem de bedeniniz yağ yakan bir makinaya dönüşüyor. Mükemmel hayat!"
