Popüler Konu Karatay Diyeti Deneyimlerimiz - Canan Karatay

gunaydin kizlar...dun disardaydim sabah gecmisi okudum ama sonra ugrayamadim...
birazdanda cikip kizimi alicam alisveris yapicam...
bugun yaptigim yaramazlik sabah kendime 2 tane tost yaptim.birde cayin yaninda kepekli biskuvi yedim...aslinda yememem lazim ama.......:26::26::26:


iyiniyetli canim gunaydin nasilsin nasil gidiyor platese baslamissin. sanslisin bahcenden organik yiyorsun afiyet olsun...

leylak canim nasilsin nasil gidiyor....bugun spor olarak ne yapmayi dusunuyorsun...
 
günaydın

Dünkü yediklerim

Sabah:
2 yumurta, peynir,, 4 kayısı, 10 zeytin 5 fındık,
1çay bardağı çiğ fıstık,1 su bardağı süt
1 tane omega, 1 tane multivitamin

Öğle :
Yok (Öğle molasında 40 dk tempolu yürüyüş)

Akşam:
kırmızı et (yemeğin içinden alınmış 3-4 çatal kuşbaşı), bir kase yoğurt,
4 kayısı,5 fındık, 1çay bardağı çiğ fıstık, biraz turşu

Gün içinde iki kupa tarçınlı ada çayı, 4 litre su
 
gunaydin kizlar...dun disardaydim sabah gecmisi okudum ama sonra ugrayamadim...
birazdanda cikip kizimi alicam alisveris yapicam...
bugun yaptigim yaramazlik sabah kendime 2 tane tost yaptim.birde cayin yaninda kepekli biskuvi yedim...aslinda yememem lazim ama.......:26::26::26:


iyiniyetli canim gunaydin nasilsin nasil gidiyor platese baslamissin. sanslisin bahcenden organik yiyorsun afiyet olsun...

leylak canim nasilsin nasil gidiyor....bugun spor olarak ne yapmayi dusunuyorsun...

süper gidiyo canım,sen nasılsın?
sabah 30 dk yürüdüm,yine aerobik yapıcam birazdan.son iki videoda karın kalça bacak süper çalıştırıyo..iyi oluyo yani
:KK1::KK1:
 
günaydın

Dünkü yediklerim

Sabah:
2 yumurta, peynir,, 4 kayısı, 10 zeytin 5 fındık,
1çay bardağı çiğ fıstık,1 su bardağı süt
1 tane omega, 1 tane multivitamin

Öğle :
Yok (Öğle molasında 40 dk tempolu yürüyüş)

Akşam:
kırmızı et (yemeğin içinden alınmış 3-4 çatal kuşbaşı), bir kase yoğurt,
4 kayısı,5 fındık, 1çay bardağı çiğ fıstık, biraz turşu

Gün içinde iki kupa tarçınlı ada çayı, 4 litre su


afiyet olsun canim....


süper gidiyo canım,sen nasılsın?
sabah 30 dk yürüdüm,yine aerobik yapıcam birazdan.son iki videoda karın kalça bacak süper çalıştırıyo..iyi oluyo yani
:KK1::KK1:
canim cok iyi :nazar:...ben iyiyim sukur...dun aksam girememistim insan merak ediyor ne yazdiniz diye aliskanlik yapiyorsunuz...
bende kizimi almaya gidicem.alisveris yapicam...
sana da kolay gelsin canim kendine dikkat et...
 

merhaba hanımlaar..

diyete başlamayı düşünüyorum ve sanırım tercihim karatay diyeti olacak. ama hangi kitabı almam lazım. sarı mezura olanı mı yoksa yeşil olanı mı :KK1: bir yandan araştırmaya devam ediyorum ama bilgisi olan yazarsa sevinirim. hamile iken bu diyeti yağabilir miyiz? çünkü diyete benzemiyor. daha çok beslenme alışkanlığı.. bu yüzden yapılabilir sanıyorum ama net bilgisi olan beni de bir aydınlatırsaaa... :13:
 
Merhaba kızlar
sabah tam 7 de kahvaltımı yaptım ve ise geldim.
kahvaltimda:
2ince dilim (unsuz,bol tohumlu )ekmek arasina bir dilim kasar peyniri yedim.
ve bir kahve ictim.

simdi ogle molasindayim kahve iciyorum.
 

merhaba hanımlaar..

diyete başlamayı düşünüyorum ve sanırım tercihim karatay diyeti olacak. ama hangi kitabı almam lazım. sarı mezura olanı mı yoksa yeşil olanı mı :KK1: bir yandan araştırmaya devam ediyorum ama bilgisi olan yazarsa sevinirim. hamile iken bu diyeti yağabilir miyiz? çünkü diyete benzemiyor. daha çok beslenme alışkanlığı.. bu yüzden yapılabilir sanıyorum ama net bilgisi olan beni de bir aydınlatırsaaa... :13:

ben 3 kitabı da aldım ilki ile ikincisi aynı gibi geldi bana i. bence karatay ile yaşam boyu sağlık gibi uzun bi ismi olan kitabı yani ikincisini al muhakkak. tabi yemek tarifleri ve ilave bilgiler için daha sonra 3. yani Karatay Mutfağı da alınmalı.
 
menü bildirimi
sabah: tavada 1 yumurta, mor lahana salatası, 2 dilim eski kaşar
öğlen: tavada 2 yumurta, 1 su bardağı mor lahana-greyfurt-kabak suyu (öğğğğk), 1 avuç fındık
akşam: 1 tabak ton balıklı-sarmısaklı-nar ekşili spagetti
bol roka
yarım dilim tahin helva
2 kuru kayısı
1 fincan sütlü kahve
1,5 greyfurt
......
durumu şöyle özetliyim : malumunuz 2 gündr alkali diyete taktım . karbonatlı sular falan içitim arada hatta sonuncusuna fazla katmışım mide bulandı. üstüne öğlen içtiğim iğrenç sebze suyu yüzünden yemek yapmaya vaktim olmadı 2 yumurta kırdım yedi,m ki kolesterolüm zaten ldl140 civarında yemememm gerekiyordu aceleden mecburen yedim. hem doymadım hem midem bulandı hem de koestrol yüzünden sanırım başım ağrıdı. sinirlerim bozluldu. işe gidince 1 avuş fındıkla sakinleştim. sonra akşam yemeğine kadar idare edebildim ama canım da sıkkındı halaaa kendime makarna yeme izni verdim.... valla ya ne yiyeceğimi şaşırdım biraz da o yüzden oldu, taze balık pişirmeye vaktim yoktu, e kırmızı et yani kıymam vardı onu kavurabilirdim ama baş ağrımdan korktum çareyi hamurda buşldum:26: neyse bu sabah kan verdim bakem değişiklik var mı...umarım ldlm-karaciğer anzimlerim falan yükselmemiştir de yerim şu yumurtaları:KK53:
haaaa en möhim şeyi yazmayı unuttum. ben de bi yağ kas ölçüm cihazı var 200-250liralık güvenilir bi sağlık markasının ama profesyonel değil tabi. yağ oranımı %40larda gösterdiği için hep şüpheyle bakıyorum kendisine doğru değildir herhalde diye..bu arada diyete ilk nbaşladığımda %48,5 yağ %21 kas diyordu ki kasım eksik yağım çooook fazla. neyse diyet yaptıkça bu değer % 44-45 lere düştü. yağ sürekli 44-45arasında oynuyor kas da 22lerde. dün 3 yumurtadan sonra ikndin ne görem benim kas yüzdem hiç olmadığı kadar yükseldi ilk defa %23,8i gördüm yağ da düştü . bilmiyoruuum... bu cihaz doğru galibaaaa...yoksa nerden biliyo benim yımırta yediğimi:KK52:kötü olan kısmı ise halan yağımın yüzde 43 olması
 
merhabalar
ben ilk 2 ay çok SIKI yaptim bu diyeti , yasaklari asla sokmadim agzima , saati sepetine uygun yedim, yagmur soguk demedim yurudum , susuamdan su içtim litrelerce vs :)
kilo da verdim
son 1 ayinda yani bayramdan sonra toparlayaamdim daha oncede dedigim gibi
adetim yeni bitti ve ben 56.6 geldim bu sabah
yani ben son ayda çok SIKI takip etmedigim halde 1 kg vermi$ bulunuyorum ..:))
nasil oldu bilmiyorum gerçekten $a$kinim ama insuli direnci denen $ey olu$tu galiba bende , ak$am yemesini kesmem le kilo vermeye devam ediyorum
tabi ekmek pilav abur cubur da yok
yada $oyle soyleyim bozdugum $ey $u an için gun içindeki 5 saat ara verme olayi
yemegin tuzuydu, tadiydi derken 5 saat yemeden duramiyorum maalesef
dursam nolcak onuda merak ediyorum :)))


çok uzattim kusura bakmayin
kilo vermeniz dursada pes etmeyin,yilmayin
karatayaa guvenin, i$e yariyor bu diyet eninde sonunda
sadece zamana ihtuyaç var ..:KK34:
 
"Sağlıklı diye yediğiniz tavuklar tavuk değil"

185946_3049405252959_122723857_n.jpg

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Dizdar: "Biliyorum canınız sıkılacak, yüreğiniz kabaracak, üzüleceksiniz ama gerçekleri öğrenmeniz lazım. Daha yumurtadan çıkar çıkmaz civcive antibiyotik veriliyor. Kemikleri gelişmesin, sadece et yapsın diye... Tavuklar tarladaki patatesler gibi hiç kıpırdamadan yetiştiriliyor. Bıraksanız bile kıpırdayamıyorlar... Elinize aldığınızda kemikleri kırılıyor... Bu inanılmaz bir vicdansızlık... Sonra, görüyoruz her gün gencecik bir kadın meme kanserine yakalanıyor. Büyük olasılıkla daha sağlıklı diye sık sık tavuk yiyorlardır..."Hocam son dönemde kanser vakalarında patlama olduğunu, lenfoma ve kemik iliği kanserlerinin çoğunun ise Türkiye’nin tarım merkezi olan Antalya-Kumluca’dan geldiğini söylediniz. Peki böyle başka bölgeler var mı?

Var... Mesela 6-7 ay kadar önce Ergene tartışıldı. Orası içler acısı bir durumda. Ergene’de olağanüstü bir çevre kirliliği var. O?zaman Sağlık Bakanlığımız ve Kanser Savaş Daire Başkanlığı dediler ki, “Orada çok sigara içiliyor, çok alkol kullanılıyor, o nedenle bu kanserler çıkıyor.” Böyle bir şey sözkonusu olamaz. Çünkü belgesel bir film hazırlandı bu konuyla ilgili. “Gündöndü” adında... Orada her şey çok açık."İZLEYENLERİN DONA KALDIĞI BİR BELGESEL ÇEKİLDİ AMA TÜRKİYE'DE GÖSTERİLMEDİ"

- Ben izlemedim o filmi...

İzleyemedik, çünkü henüz Türkiye’de gösterilmedi. Kısa versiyonu Marsilya’da bir çevre filmleri festivaline gitti. İzleyenler o kadar etkilenmiş ki, film bittiğinde alkışlayamamışlar, alkışlayacak halleri kalmamış. Deri fabrikalarından çıkan o atık suyun köpükler halinde Ergene’ye bırakılmasını ve bu yüzden ortaya çıkan çevre felaketini öyle bir göstermiş ki film dona kalmışlar... Çiftçi geliyor Trakya’dan, Ergene’den, hepsi hastalarımız zaten bunların. “Hocam” diyor, “15 tane sığırımız geçenlerde öldü. Daha önce de bir 15 tane ölmüştü zaten...” Onbeşer, onbeşer ölüyor hayvanlar. Ama “Aşı reaksiyonu oluştu da ondan” diyorlarmış.

"BAKANLIK 'ÇOK SİGARA İÇİYORLAR, KANSER OLUYORLAR' DİYOR, GERÇEK ÖYLE DEĞİL"

- Kimler diyormuş?

Tarım Bakanlığı yetkilileri! Böyle aşı reaksiyonu oluşmaz. Bunlar bir şeyin üzerini örtme çabaları. Bir aşıda üretim sorunu varsa, zaten o 15 hayvanı değil, çok daha fazlasını etkiler. Bu aşıyla ilgili olan bir durum değil. O çevrede muhtemelen hayvanlar su içerken ya da otlanırken çevreden aldıkları toksinle kaybedildiler. Bir arkadaşımız gitti bölgeye, “Kimse konuşmak istemiyor, korkuyor” diyor. Trakya Üniversitesi’nden öğretim üyesi bir başka arkadaşımız bölgedeki kanserli insanların dokularında ağır metal analizine bakmış, çok yüksek bulmuş... CNN Türk’te yayınlanmış bir canlı yayının bandını izledim. Devletin söylediği şey, “Çok sigara içiyorlar, çok alkol tüketiyorlar, bu kanserler o yüzden.” Halbuki adam anlatıyor, kızı dereye düşmüş, boğulmuş, peşinden gitmiş, girdiği yere kadar bacakları cılk yara. Bu düzeyde bir kirlilik var Ergene’de. Baktığınızda temiz görünüyor ama adamın girdiği yere kadar bacakları ülsere olmuş. Sonuç? Adamın o yaraları iyileşmiyor. Adam yaşıyorsa da şansa yaşıyor. Bu, o bölgede yaşayan diğer insanlar için de geçerli. Bunun öyle sigarayla, alkolle falan kapatılacak bir yanı yok. Bir de oradan ürün geliyor, o ürünün nereye gittiği belli değil.

"PİRİNÇ, AYÇEKİRDEĞİ VE BUĞDAY'DA 2 İLA 8 KAR YÜKSEK KURŞUN ÇIKTI"

- Gelen ürün ne?

Üç ürün geliyor. Pirinç, ayçekirdeği, buğday... Kadmiyum ve kurşun analizlerini yaptırdık. İzin verilenden 2 ila 8 kat yüksek çıktı! Şimdi bu ürün nereye gitti, kim yedi? Bunların hiçbirini bilmiyoruz. Bakanlık her ürünü birebir denetleyemez, orada hakkını verelim. Ama şu önemli; ürüne püskürtülerek kullanılan tarım ilaçları herhalükârda çok kullanılmadıkları zaman kabuğun soyulması, hatta meyvenin sebzenin iyi yıkanılmasıyla uzaklaştırılıyor. Sorun ot ilacında. Çünkü ot ilacından meyve ağacı etkilenmiyor ama onu bünyesine alıyor. Biyolojik sistem bunu içinde biriktiriyor. Bu insanda bir tümör oluşumuna da neden olabilir, hayvanların kaybedilmesine de... Bu ot ilacını, glifosatı pek çok ülke vahşi doğaya da atıyor. Ot kontrolü diye. Nedeni bilmiyorum.

"BÜYÜK HASTANEKER AÇARAK KANSERİ ÖNLEYEMEZSİNİZ"

- Vahşi doğadan ne istiyorlar?

Hiçbir şekilde anlaşılabilmiş değil. Ormanları ilaçlıyorlar. Niye??Belli değil.

- Herhalde bu zirai ilacı üreten firmalar para kazansınlar diye... Başka bir sebep geliyor mu hocam aklınıza?

Büyük olasılıkla öyle. Doğa bu, sen doğaya müdahale edemezsin. İstersen tarlana müdahale et, ama iş ormana geldiği zaman, “Ben buradan yabani otları temizleyeceğim” diyemezsin. Orası yaban. O şekilde kalmak zorunda. Sen ona müdahale edersen olay çığrından çıkar.

"TARIM İLACINI KONTROL EDEN ZİRAAT MÜHENDİSLERİ TARIM İLACI SATIYOR"

- Biz ne korkunç insanlar olduk böyle?

Maalesef biz korkunç bir ırkız. Bakın, tarım ilacını sonuçta kim tavsiye ediyor? Ziraat mühendisi... Bakıyorsunuz ziraat mühendislerinin büyük kısmı, aynı zamanda tarım ilacı bayiliği yapıyor. Duydum ve inanamadım, tarım ilacı satarken çiftçiye, “Kendin için mi kullanacaksın, yoksa satacağın ürün için mi?” diye soruyorlarmış. Böyle insafsızca bir durum var. Aynı anda bayii olan birisi tarım ilacı satışını kontrol edebiliyorsa eğer, tüketimini nasıl denetler? Adam kendi satışını mı baltalayacak? Oradan bir sıkıntı çıkıyor. İkincisi, tarım ilaçlarının amaç dışı kullanımı var. Bu tavuklarda büyütme amaçlı kullanılan antibiyotik gibi bir durum. Böyle bir şeyi bin yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Yumurtadan çıkar çıkmaz civcive antibiyotik vermeye başlıyorlar. Bizim üreticimiz inşallah bu konuda bir düzenleme yapacak, umutluyum. BESD-BİR, “Elimizden geleni yapacağız” dedi. Fakat antibiyotiğin bu şekilde kullanımı kim tarafından akıl edildiyse, bunu Amerikan Akademileri bile anlamış değil...?Siz civcive antibiyotiği verirseniz, civcivin bağırsak sisteminin gelişmesini önlüyorsunuz. Normalde yediğimiz besinlerin önemli bir bölümü bağırsak metabolizmasında kullanılıyor çünkü. Dolayısıyla enerji tüketimi azalıyor. Siz bu civcivi güneşe de çıkartmazsanız, kemikleri de sağlıksız gelişeceği için sadece et yapıyor...

"TAVUKLAR O KADAR ETLİ Kİ KEMİKLERİ KIRILIYOR"

- Hiç anlayamadım hocam...

Aksi takdirde güneşe çıkartırsanız civciv sağlıklı gelişeceği için kemik de yapıyor. Ama kemik yapsın istenmiyor, sadece et yapsın isteniyor. O zaman oradan da tasarrufa gidiyorsunuz, hayvan sonunda patates tarlasında yatan patates gibi hiçbir şekilde kaçamayan, olduğu yerde büyüyen bir hayvan oluyor. Bunu kesimde çalışan bir arkadaşımız anlattı, “Zavallı hayvancağızı yerden alırken kemiklerinin elinizin altında kırıldığını hissediyorsunuz. Kaçamıyor zaten. Bıraksanız da hareket edemiyor” diyor. Çünkü hiçbir şekilde enerji harcamayacak ve et yapacak şekilde yetiştiriliyorlar. Düşünebiliyor musunuz 1.7 kilo yemle 1 kilo tavuk elde ediyorlar. Böyle bir dönüşüm var mı dünyada?

- Tavukların nasıl bir eziyetle yetiştirildiğini biliyordum, bu yüzden de asla yemem, ama bu kadarını bilmiyordum. Para kazanacağız diye nasıl bu kadar vicdansız olabiliyoruz?

Haklısınız, son derece vicdansızlık bu. Bir yandan da baktığımızda bunu yapanlar inançlı insanlar...

"HAYVANLAR DEMİR EKSİKLİĞİ YÜZÜNDEN AHIRIN PASLANMIŞ METAL AKSAMLARINI YALIYOR"

- Prof. Kenan Demirkol yaptığımız bir söyleşide, “Normalde inek ne zaman süt verir? Yavruladığı zaman değil mi? Ama üretici için süt o kadar değerli ki, yavru 10 gün sonra annesinden ayrılıyor ve soya sütüyle besleniyor. Ve günlerce anne ve yavru ayrılık nedeniyle ağlıyor” diye anlatmıştı. Biz ne yapıyoruz böyle? Besleneceğiz diye bu kadar acımasız olmamız gerekiyor mu? Burada çok da büyük bir günah var aslında... Bir din adamının çıkıp bence, “Yapmayın, günahtır” demesi lazım. Belki o zaman insanlar düşünmeye başlar...

Diyanet de maalesef ortadan yanıtlar veriyor. Net bir şey söylemiyor. Biliyor musunuz, buzağılara etleri pembe olsun diye demir verilmiyor. Kırmızı et diye yediğin hayvanın eti niye pembe olsun ki? Efendim böylesinin Avrupa’da 100 Euro’ya kadar ederi varmış. Hayvanlar demir eksikliğinden ahırın paslanmış metal aksamlarını yalıyormuş. Böyle bir zihniyet, böyle bir hayvan yetiştirme olabilir mi? Benzer şey, hormon kullanımında var. Buzağılarda hormon kullanıyorlar. 8 aylık dana küçücük olmalı, koskocaman inek kadar oluyor. Gören korkuyor. Ne veriyorlarsa hayvanlara bu hale getiriyorlar. Şimdi bakanlık çıkıp da, “Biz denetliyoruz, şahane üretim yapıyoruz, bol verim alıyoruz” demesin. Hayır, bol verim önemli değil. Sağlıklı verim alabilmeniz önemli.

- Hep rakamlara bakıyoruz değil mi?

Bu Amerika’nın standart hatasıdır. Bizde de öyle olmaya başladı. Üretim artıyor deniyor. Peki karşılığında ne kadar ilaç parası ödüyorsunuz? Bu yüzden en çok kanser vakası Amerika’da görülüyor.

- Bizde de gün geçmiyor ki gencecik bir sanatçı meme kanserine yakalanmasın. Arkadaşlarımın çoğu meme kanseri. Özellikle meme kanserindeki artışın nedeni ne?

Bilinmiyor. Ama çok büyük olasılıkla bu insanlar sağlıklı besleneceğiz diye tavuk yiyorlardır, tavuktan aldıkları birtakım hormonlar var. Biz bu işin hormon kısmını bilmiyoruz. Ama 8 ayda bu kadar büyütebiliyorsa danayı, mutlaka birtakım hormonal manipülasyonlar yapmak zorunda. Ya androjenle yapıyorlar bunu ya başka bir büyüme hormonuyla... Nitekim bir arkadaşımız 25 sene Hollanda’da tarım bakanlığında çalıştı, “Hocam, özellikle Kurban Bayramlarında hormonsuz hayvan yok. Hepsine büyüme hormonu veriyorlar. Hayvanlar şişiyor, pazara gönderiliyor” diyor.

"ARKADAŞIM KIZINA YUMURTA YEDİRMEYİ KESTİ, ÇOCUK SAĞLIĞINA KAVUŞTU"

- Vallahi yüreğim daha fazla kaldırmayacak. Yazmak da lazım ama...

İnsanların canlarının sıkılması gerekiyor, yürekleri kabaracaksa kabaracak biraz, ama gerçekleri öğrenmeleri lazım. Geçen haftalarda bir arkadaşım anlattı. Çok hazin bir örnek. 10 yaşındaki kızının bacaklarında tüylenme sorunu başlamış. Doktor doktor dolaştırıp bir sonuç alamayınca, “Ya biz bu çocuğa ne yediriyoruz ki böyle oluyor” demişler. Ve geldikleri nokta yumurta olmuş. “Her gün bir yumurta veriyorduk, kestik ve tüylenme geçti. Ondan sonra organik yumurtaya döndük, bir sorun kalmadı” diyor.

- Yumurtada ne var ki?

Günde iki-üç defa yumurtlatabilmek için tavuğa mutlaka bir şey yapmak zorundasınız. Çünkü bu kadar yumurtlama hayvanın doğasının dışında bir şey.

- O yüzden kız çocukları erken adet görmeye başladı, erkek çocukların göğüsleri büyüyor...

Evet. Korkunç bir gidiş var. Bu memleketin beslenmesinin düzelmesi gerekiyor. Büyük hastaneler açarak kanser vakalarını önleyemeyiz. Erken tanı yöntemlerini geliştirerek önlenebilecek bir şey değil kanser. Beslenmemizin düzelmesi gerekiyor. Yediğimiz yumurtadan hormon alıyoruz, süt zaten süt değil, yoğurt desen öyle... Bir yandan tarım ilacını bol miktarda alıyoruz. Bu şekilde beslenen vücut bir kere böyle beslense bunu karşılar, iki kere beslense yine karşılar, ama tek seçenek bu olduğu zaman hastalık kaçınılmazdır. Kanserler patladı. Batman’dan çiftçi telefon ediyor, altıncı düşüğü yapmış eşi... Kars’tan genç bir köylü telefon ediyor, kanser... Marketten alıyormuş tavuğu, çünkü Kars’ta kuş gribi hikâyesinden sonra 2.5 milyon köy tavuğu yakılınca ellerinde tavuk kalmadı...

"GİDİŞ İYİ DEĞİL"

- Nasıl öyle bir şey yapabildik? Tavukları canlı canlı toprağa gömdük, yaktık. Bunun günahı bile bize yeter?

İnanılmaz bir hezeyandı o... Bütün tavukları yaktık. Birkaç yıl sonra aynı hezeyan bu kez domuz gribi olarak geri geldi. Ne zaman bu hezeyan bitti? Başbakanımız, “Ben domuz gribi aşısı olmuyorum!” dediği zaman. Sağlık Bakanı’nı kandırıyorlar. Ne oluyormuş? Aşıda Avrupa’ya örnek oluyormuşuz! Hadi canım! Şu anda millette çok ciddi böbrek hasarı var. Çünkü diyaliz merkezlerinin artmasından bunu görebiliyoruz. Bunun en önemli nedeni; doğru beslenmiyor oluşumuz. Yok işte, çok sigara içti de, ortam kötü de... Bunlarla açıklayamazsınız. Çünkü bu tarım ilaçlarının böbrek toksisitesi yaptığı biliniyor. Kesinlikle Başbakan’ın bizzat tarım ve gıda işine de el atması lazım! Yoksa bu gidiş hiç iyi bir gidiş değil!
 
ben 3 kitabı da aldım ilki ile ikincisi aynı gibi geldi bana i. bence karatay ile yaşam boyu sağlık gibi uzun bi ismi olan kitabı yani ikincisini al muhakkak. tabi yemek tarifleri ve ilave bilgiler için daha sonra 3. yani Karatay Mutfağı da alınmalı.

teşekkür ederim canım. ben de o iki kitabın aynı olduğunu düşünmüştüm. şimdi ikinci kitabı sipariş veriyorum. eğer diyeti yapabileceksem tarifler kitabını da alacağım. yardımın için çok teşekkür ederim.. :KK16:
 
kızlar bu ara fazla gelemiyorum galiba bundan sonra da böyle olucak gibi....yarın liste sırası bende ..görevimi yerine getirdikten sonra daha az buralarda olucam ..ara ara gelirim ....mümkünse öğleye kadar bidirim yaparsanız iyi olur öğleden sonra dışarı çıkmam gerek ..

sersum listedekileri hatırlatabilirmisin canım ...bi de artı da olanların hesaplaması nasıl yapılıyor


:KK16::KK16::KK16::KK16::KK16::KK16::KK16::KK16::KK16::KK16::KK16:
 
canim cok iyi :nazar:...ben iyiyim sukur...dun aksam girememistim insan merak ediyor ne yazdiniz diye aliskanlik yapiyorsunuz...
bende kizimi almaya gidicem.alisveris yapicam...
sana da kolay gelsin canim kendine dikkat et...

dün fazla yazmadık allahtan:KK1::KK1:
sağol canım sen de
:KK16::KK16::KK16:
 
selam kızlar bıyere davetlı olunca dıyet yalan oluyo bu bır gercek..ama bu yuruyusumu yapmama engel degıl:))



1 saat yurudum:KK8::KK8::KK8::KK8:
 
X