Prof. Dr. Canan Karatay kalıcı kilo vermenin ve bir daha almamanın sırlarını verdi. Yeni kitabı Karatay Mutfağında da 174 tarifle bunu destekliyor.
Sağlıklı karbonhidratlar, yağlar ve proteinler?
- Proteinler: Yumurta, bol doğal ev yoğurdu, bol ayran, Ezine peyniri ve benzer türde her türlü beyaz peynir, eski kaşar, her türlü balık, pastırma, kuzu pirzola, dana biftek veya bonfile, kuzu veya dana eti ile köfte.
- Karbonhidratlar: Buğday, bulgur (köfte, dolma ve pilav olarak), kuru fasulye grubu (hem protein hem karbonhidrat), mercimek her türlüsü (hem protein, hem karbonhidrat), fındık, fıstık, ceviz, badem (hem karbonhidrat, hem protein, hem potasyum, kalsiyum, demir vb mineral, hem de omega-3) . Mevsimine göre karnabahar, lahana, bamya, taze fasulye, enginar domates, biber gibi tüm glisemik indeksi düşük doğal sebzeler ve zeytin, limon, greyfurt (az miktarda), armut (az miktarda), ahududu (az miktarda), böğürtlen (az miktarda) gibi glisemik indeksi düşük tüm meyveler.
- Yağlar: Soğuk sıkım sızma zeytinyağı, tereyağı ve doğal beslenmiş hayvanların iç yağı.
Yiyeceklerin sağladığı enerji yoğunluğu, az ya da çok yağlı olup olmamasından daha önemlidir. Yağlı mı, yağsız mı sorgulaması yerine enerjiyi sorgulamak her zaman daha sağlıklıdır.
Çevremizde kime sorsak artık sıradan bir şeymiş gibi diyet yapıyorum cümlesini kuruyor. Bunu temel bir prensibe dayalı diyet biçimi takip ediyor. Kimi sırf protein yüklüyor, kimi ara öğünler veriyor. Prof. Canan Karatay ise ara öğüne karşı çıkıyor, sadece proteini zararlı buluyor. Onun amacı kilo verdirmek değil insanları kalıcı olarak sağlığına kavuşturmak. Zaten önerilerine uyunca da bir daha kilo alınmayacağını söylüyor. Ve bakın kilo vermenin ve sağlıklı olmanın sırlarını nasıl aktarıyor.
ÖĞÜNLERİN ARASINDA EN AZ 4-5 SAAT OLMASI GEREKİYOR. DÜŞÜK GLİSEMİK İNDEKSLİ BESLENMEK HER ZAMAN SAĞLIKLI VE KİLO ALDIRMIYOR.
Karatay Diyetinin amacı nedir?
Amaç sadece insanları zayıflatmak değil vücudun kalıcı olarak sağlığına kavuşmasını sağlamak. Kilo problemi olanlarda öncelikle insülin ve leptin direncini kırmak, ardından sağlıklı beslenme ve yaşam biçimini yerleştirmek. Sonuçta alışkanlıkları sağlıklı yönde değiştirmektir. Alışkanlıklar kolay kolay değişmediği için bu diyette birdenbire kilo verilmez. Çünkü maalesef yıllarca vücutta birikmiş yağlar, kızgın tavadaymış gibi hızlı erimez. Zamana ihtiyaç vardır. Bu nedenle sabırlı olmak gerekir. Karatay Diyeti ile önce yağların birikmesi önleniyor, sonra yağlar yıkılarak kalıcı olarak kilo veriliyor.
Karatay Diyeti ile diğer diyetler arasındaki farklar neler?
Karatay Diyeti, saf protein diyeti değil! Dengeli olarak hem protein hem karbonhidrat hem de yağ yer alır. Ancak buradaki protein de karbonhidrat da, yağ da sağlıklı olan, işlenmemiş gıdalardan alınır. Ayrıca doğal sebzeler ve meyveler de Karatay Diyetinin vazgeçilmezleri arasında. Meyve ve sebzeleri tüketirken glisemik indekslerine dikkat etmek gerektiğini, onların da şeker yani karbonhidrat olduğunu unutmayalım. Bütün tercüme diyetler, hangi ülkede hazırlanmışsa doğal olarak o ülkenin halkı için düzenlenmiştir. İşte bu sebeple Karatay Diyeti, Türk halkına özel hazırlanmıştır. Geleneksel beslenme kültürümüzde de yer almayan ara öğünlerin neden gereksiz olduğunu bilimsel verilerle ortaya koyuyoruz. Az az, sık sık yemeyi değil, günde 2-3 öğün yemeyi öneriyoruz. Karatay Diyetinde kalori hesabı da yapılmıyor! Düşük glisemik indeksli yiyeceklerin önemi ortaya koyuluyor, neden vücudumuz için bu gıdaların kaçınılmaz olduğu bilimsel referanslar eşliğinde anlatılıyor. Günümüz şartlarında üretilen ekmek yerine buğdayın kendisini yemek öneriliyor. Yani buğdayla pilav, salata veya keşkek gibi yemekler yapılarak rahatlıkla yenebilir. Ayrıca kilo verme sürecinde olanlara beyaz pirinç yerine yine glisemik indeksi düşük olan bulgur öneriliyor. Böylelikle B vitaminlerinden mahrum kalınmıyor ve doya doya sağlıklı karbonhidratlar yenebiliyor. Kırmızı et veriliyor. Ancak doğal olarak beslenmiş kuzu, dana veya oğlak tercih ediliyor.
Türk halkını şişmanlatan hatalar...
En büyük problem hareketsizlik! Genel olarak çocukluktan itibaren aktif değiliz. Maalesef çok fazla ekmek, tatlı ve unlu gıdalar tüketiyor. Özellikle gençlerimiz fast-food kültürüyle yetiştiriliyor. Büyük bir kesim sağlıklı sanarak her gün neredeyse 2-3 kg taze meyve yiyor. Ama kuruyemiş kilo aldırır diye uzak duruyor! Oysa tam tersi. Kuruyemiş tüketenler de çiğ yemek yerine, kavrulmuş ve tuzlanmış olarak yiyerek büyük hata yapıyor! Az az, sık sık yemek, sürekli insülin hormonu salgılanmasına sebep oluyor ve yağları eriten leptin hormonun salgılanmasına engel olunuyor. Kişi yalnızca kalori hesabına takılıyor ama yiyeceklerin ne glisemik indeksine, ne protein içeriğine ne de sağlıklı yağ içeriğine bakmıyor. Zayıflamaya çalışanlar ve kilolarını korumak isteyenler, doğal tereyağı, soğuk sızma zeytinyağı ve temel olan Omega-3, Omega-6 gibi yağları doğal şekilleriyle mutlaka vücutlarına almaları gerekir. Çünkü insan vücudu bu yağları üretemiyor ve dış destek olarak mutlaka alınması gerekiyor. Motorumuzun yağ değiştirme zamanı gelmiştir! Sağlıklı yağ vücudumuza girmediği süre, birikmiş zararlı yağlarımızdan kurtulamayız.
Kilo vermeyi neler engeller?
Omega-3 ve 6 dengesinin Omega-6 lehine bozulmuş olması. Ayrıca Ne yaparsam yapayım kilo veremiyorum ya da Çok yavaş kilo veriyorum diyenlerin gizli alerjileri ve bilinmeyen değişik sağlık sorunları, hormonal dengesizlikleri olabilir. Organizmada herhangi gizli bir alerji varsa ya da yeni başlamaktaysa, alerji sebebi olan en ufak bir madde bile o alerjiyi tetikleyebiliyor. Örneğin, yiyeceklerden faydalı diye severek aşırı miktarda tükettiğimiz maydanoz, domates, kivi ve C vitamini de zaman zaman mevcut olan gizli alerjileri tetikleyebiliyor. Karatay Diyeti kitabındaki sağlıklı beslenme ve yaşam biçimi önerilerini uygulayanlar eğer kilo veremiyorlarsa ya da çok yavaş kilo verme sorunu yaşıyorlarsa bu noktaları göz önünde bulundurmaları gerekir! Vücudumuzun ürettiği doğal ve en güçlü antioksidan özelliği olan D vitamini bağışıklık sistemini güçlendiren önemli ve temel bir vitamindir. Vücutta demir eksikliği varsa yine kilo verilemez! Aslında başta sinir ve stres olmak üzere birçok sıkıntının sebebi, demir eksikliği! Tabii bu eksiklik, dolaylı olarak kilo alımına sebep oluyor ve hormonların olumsuz etkilenmesi sebebiyle de kilo verme sürecini olumsuz etkiliyor. 24 saat içinde yeterli su içmediğimiz zaman da kilo veremiyoruz. Her gün 2-2,5 litre kadar saf su içmeliyiz. İdrar renginin açık sarı olması gerek.
İdealin iki öğün yemek olduğunu söylüyorsunuz. Saat kaçta olmalı?
Pazar günleri nasıl yapıyorsunuz? Sabah güçlü bir kahvaltı sonra acıkma yok... Akşam hafif olarak geçmiyor mu? Saat önemli değil. Nasıl kolayınıza gidiyorsa öyle olun. Kendinizi fabrika gibi idare etmeye kalkmamalısınız. Ancak özellikle sabahları uyandıktan sonra mideyi uzun süre aç bırakmamaya dikkat etmelisiniz ve metabolizmayı harekete geçirmek için kahvaltıdan önce 1 bardak su için.
Şeker ve alkol önermiyorsunuz?
Şeker en tatlı zehirdir. Özellikle, meyve şekeri içeren reçeller ve marmelatlar früktozla doludurlar. Früktoz karaciğerde metabolize oluyor. Alkol saf ve sıvı şekerdir! Kimyasal formülü ise früktoz ile aynıdır! Her ikisi de karaciğerde metabolize oluyor, karaciğeri yağlandırıyor, yoruyor.
Karatay Diyetini eksiksiz uygulayan herkes kesinlikle kalıcı kilo verir diyebilir misiniz?
Bugüne kadar 1500den fazla hastam bu programı uyguladı ve uygulayanların hastalarımın hepsi çok memnun.
Ölçek ya da kalori hesabı yapılmıyor. Kibrit kutusu kadar peynir değil, herkes avucunun iç ölçüsü kadar, avuç kalınlığında normal yağlı peyniri rahatlıkla yiyebilir.
Prof. Dr. Canan Karatay
Karatay Diyetinin Olmazsa Olmazları
- Her gün 2-3 litre sıvı tüketin. Gün boyu bol su, ayrıca limonlu su, limonlu açık çay ve yeşil çay, karanfil, tarçın çayı gibi şekersiz bitki çayları için.
- En önemli nokta, akşam sekizden sonra hiçbir şey yemeyin. Her gün 40-60 dakika yürüyün veya sevilen bir fizik aktivite yapılmalıdır.
- Karatay Diyetini uygularken yediğiniz her şey doğal ve mevsimsel olacak. Katkı maddesi içeren ve işlenmiş hiçbir yiyecek yemeyin.
- Doğal sağlıklı proteinler, sağlıklı yağları, sağlıklı karbonhidratları dengeli alın. Özellikle sabahları kuvvetli protein içeren kahvaltı şart.
- Düşük glisemik indeksli yiyecekler yiyin.
- Günde 2-3 öğün, doyuncaya kadar sağlıklı protein, sağlıklı yağ ve karbonhidrat yani düşük glisemik indeksli yiyecekleri yiyin.
- Öğünler arasında 4-5 saat geçmesine dikkat edin.
- Kabız olmayın. Günde iki kez tuvalete çıkmalısınız.
- Besinlerimizin türü ve glisemik indeksleri önemli olduğu kadar, yemeklerimizin zamanlaması da sağlığımız ve kilo vermemiz açısından önemlidir.
- Akşam yemeğinden sonra gün boyu olduğu gibi su, ayran, şekersiz ve tatlandırıcısız olmak şartıyla limonlu çay, yeşil çay, tarçın ve karanfil çayları içilebilir.
- Rafine ve işlenmiş gıdalar, meyve suları ve şekerli içecekler yiyip içmeyin.
- Balık, kuzu, dana veya av hayvanlarının etleri günde iki defa yenebilir.
- Bulgur veya buğday salatası ya da pilavı günde bir defa tüketilebilir.
- Mevsimine göre doğal meyve günde bir defa yenebilir.
- Mevsimine göre sebzeler istenildiği kadar tüketilebilir.
- Klasik beyaz peynir ve zeytini doyuncaya kadar yiyin.
- Kuruyemiş ve baklagiller üç öğün alınabilir, sağlıklı yağların da her gün alınması gerekiyor.
GÜZİDE YÜLEK
FOTOĞRAFLAR : THINKSTOCK / STOCKBYTE, ISTOCKPHOTO
Seninle Dergisi Haziran 2012 Sayısı