bazen bazı insanlardan sevmemize, hislerimiz olmasına rağmen vazgeçeriz. vazgeçmek zorunda kalırız. sen meseleyi öğrendiğinde zaten bir ihanete neden olmamak için kesmişsin irtibatını, ona da bunu söylemişsin. ben de birkaç ay önce bana zerre yararı dokunmayan hatta hayatımda kaldıkça beni yaptığı her şeyle üzebilecek bir insandan vazgeçtim. ben de üzüldüm, ben de acı çektim, hala da kafamdan atabilmiş değilim aslında bu bir eziklik ya da acizlik değil. ben kimseye takılı kalmam ama demek ki duygusal anlamda bi tahribat oldu ki hala düşüncesi bile beni üzebiliyor. o yüzden üzülmeni anlıyorum. bazen üzülürüz ve üzüldüğümüz için kendimize kızarız. zamanla bunlar hafifleyecektir inan bana. gerçekten benim de daha önce hoşlandığım hatta aşık olduğum, çok değer verdiğim kişiler oldu, hüsranla sonuçlanınca yoluma baktım ve hiçbirinin üzerinde istemdışı biçimde bu kadar durmadım. ama bu defa durdum işte ben artık neden diye sormuyorum kendime, cevabı yok çünkü. kabullenmek gerekiyor sanırım. olmayacağını, aldığın kararın doğru olduğunu, ileride daha çok üzülmektense şimdi üç beş ay belki üzülüp yoluna devam etmen gerektiğini kabullenmelisin en azından böyle düşünürsen bu kişiye yazmazsın mesela. ben ona yazma isteğimin önüne hep böyle geçtim. hep şey dedim, yani yazsam ne olacak? hem gururuma yediremem hem de çok saçma, ne yazacağım? yazacaksam neden çıkardım hayatımdan? böyle böyle düşününce o yazma meselesini kafadan atmış oluyoruz.