Kalbimde geçmeyen acı

Turuncuyaprak

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
17 Mart 2018
214
420
27
Asker bir baba ve ev hanımı bi annenin büyük çocuğu olarak dünyaya geldim. Hem mutlu hem de mutsuz garip bir çocukluk geçirdim. Bağlanma çeşitlerini bilirsiniz. Ben kaçıngan bağlanmıştım. Beni komşuya sabahtan bırakırlardı gece 12 olurdu benim bi evim var demezdim. Ailemi özlemezdim. Garip olduğunu sonradan farkettim. Anasınıfında ben hariç herkes annesinden ayrıldığı için ağlıyordu. Ben de hadi git diyordum oyuncaklar ilgimi çekiyordu sadece. Akşam herkes annesi gelince koşup sarılmıştı. Ben de eve gideceğim diye üzülmüştüm. Peki sebebi neydi? Evdeki dayak 😊

Eğer bir hata yaparsanız cezası dayak olurdu. Hatanın büyük veya küçük olması çok da önemli değildi. Bazen bir bardak kırılırdı, bazen biraz su dökülürdü, bazen bir misafir çocuğuyla elinizdekini paylaşmak istemezdiniz. Herkes benden daha değerliydi. Bir yere gideceksiniz kuzenim gelmek istedi, ben gelsin istemedim ooo nasıl istemezsin hemen bir kınama ve dayak. Tabi o bir erkekti. Dedemin 9 çocuğundan tek oğlunun tek oğluydu. Anneme neydi derseniz o da babasını mutlu etme derdindeydi. Ben kız olduğum için sevilmiyorum sanıyordum. Ama konunun benle uzaktan yakından ilgisi yoktu. Eve gelen kim olursa olsun yoldan geçen dilenci de olsa, biz nereye gidersek gidelim dünyadaki herkes benden daha degerliydi. Onlara en küçük hürmetsizligin cezasi gözleri önünde okkalı bir tokattı. Ve misafir onure edilirdi.

Babam tüm olanlara seyirci kaldığı gibi nadiren de olsa kendi de bir tokat patlatirdi. Aaa tabi bazen dayak yemezdim. Bir odaya kitlenir veya kış günü gece kapının önüne koyulurdum. Ince kıyafetlere titreyerek kapının açılmasını beklerdim. Tabi kendilerini kötülemek gibi olmasın, bazen yaratıcı cezalar da alabiliyordum. Mesela kustugun için ceza olarak o kusmuğu dayakla yemek gibi...

Midenizi bulandırdığım icin özür dilerim. Ne olduğunu bilmiyordum ama istismar ediliyordum aslında. Cinsel olmadığı için istismar sayılmaz demeyin. Kalbimdeki yara 23 senedir durmadan kanıyor. Şiddet olmadığı zamanlar çok seviliyordum. Sevdigim atıştırmaliklar koliyle alınırdı. Sevdigim elbiseler ayakkabılar.. parklara giderdik, babam omzuna bile bindirirdi. Güzel kızım annemin adı diye severdi. Salt bir sevgisizlik olmadığı için ben sucluyumdur diye düşünürdüm. Ama buna rağmen yediğim dayaklarda bazen suçumun ne olduğunu hiç anlayamadım. Sobalı bir ev olduğu için dayak sonrası soğuk odaya kaçardım. Kahverengi bir kıyafet dolabimiz vardı. Içine girerdim ve acıyan yerlerimi öperdim. Orada uyuyakalırdım.

Nihayet okula başladım ama benim icin hata işlemenin cezası dayakti. Sınıf başkanı da olmuştum. Böylece ilk bir haftada sınıfın yarısını dövmüş bulundum. Her gün ayrı bir şikayet geliyordu. Tabi cezası yine dayak. Tabiki sınıf başkanlığından hızla alındım. Okulda da öğretmenimden dayak yiyordum. Ama yine hata yaptım diye düşünüp aileme söyleyemiyordum. Çünkü içinden çıkılmaz bir dayak döngüsüne gireceğimi düşünüyordum. Zaten girmiştim ama halka büyüyecekti. Doğal olarak pek arkadaş edinemedim. Ancak derslerim çok iyiydi. Hele bir kötü olsundu. Cezasını siz biliyorsunuz. Böylelikle sınıftaki en çalışkan kişi olmayı öğrendim ve bunun sayesinde arkadaşlıklar edinmeyi başardım. Derslerde başarılı olmak kalbime çok iyi geliyordu. Özellikle ortaokulda öğretmenlerim tarafından çok sevildim. Lisede de yine çok sevilen çok saygılı bir öğrenci oldum. Doğruyu yanlışı kendim kendime öğrettim.

Anneme de ortaokul zamanları karşılık vermeye başladım. Artık vuramıyordu çünkü ben de ona vuruyordum. Ergen olduğumu kabullendiler ve dayaklar çok seyrekleşti. Ortaokulda da başarılı bir öğrencilik geçirdim ve kendi isteğim ile yatılı bir fen lisesine gittim. Gerisini kendimi biraz toparlayınca anlatayım. Çok uzun oldu biliyorum. Kırmızı oda dizisini izleyince ben de kendi hikayemi anlatmak istedim.

Şuan çok iyi bir hayatım var. Anlatmak biraz olsun kalbe iyi geliyor. Ancak kalbimdeki ağrı sızı hiç geçmedi. Nadiren gün yüzüne çıkıyor. Ve bütün gece gözyaşları ile ilerliyor. Bu gece yine öyle bir gece oldu.

Edit:: Lise ve üniversite hayatım sayfa 3'te
 
Son düzenleme:
Psikolojik yardım aldınız mı?
Dayak tabiki kötü, olmaması gerekir ama bu olayda en sıradan ceza gibi, diğerlerini yapablmek için gerçekten ruh hastası olmak gerek, belliki annenizde de bu mevcutmuş.
 
Asker bir baba ve ev hanımı bi annenin büyük çocuğu olarak dünyaya geldim. Hem mutlu hem de mutsuz garip bir çocukluk geçirdim. Bağlanma çeşitlerini bilirsiniz. Ben kaçıngan bağlanmıştım. Beni komşuya sabahtan bırakırlardı gece 12 olurdu benim bi evim var demezdim. Ailemi özlemezdim. Garip olduğunu sonradan farkettim. Anasınıfında ben hariç herkes annesinden ayrıldığı için ağlıyordu. Ben de hadi git diyordum oyuncaklar ilgimi çekiyordu sadece. Akşam herkes annesi gelince koşup sarılmıştı. Ben de eve gideceğim diye üzülmüştüm. Peki sebebi neydi? Evdeki dayak 😊

Eğer bir hata yaparsanız cezası dayak olurdu. Hatanın büyük veya küçük olması çok da önemli değildi. Bazen bir bardak kırılırdı, bazen biraz su dökülürdü, bazen bir misafir çocuğuyla elinizdekini paylaşmak istemezdiniz. Herkes benden daha değerliydi. Bir yere gideceksiniz kuzenim gelmek istedi, ben gelsin istemedim ooo nasıl istemezsin hemen bir kınama ve dayak. Tabi o bir erkekti. Dedemin 9 çocuğundan tek oğlunun tek oğluydu. Anneme neydi derseniz o da babasını mutlu etme derdindeydi. Ben kız olduğum için sevilmiyorum sanıyordum. Ama konunun benle uzaktan yakından ilgisi yoktu. Eve gelen kim olursa olsun yoldan geçen dilenci de olsa, biz nereye gidersek gidelim dünyadaki herkes benden daha degerliydi. Onlara en küçük hürmetsizligin cezasi gözleri önünde okkalı bir tokattı. Ve misafir onure edilirdi.

Babam tüm olanlara seyirci kaldığı gibi nadiren de olsa kendi de bir tokat patlatirdi. Aaa tabi bazen dayak yemezdim. Bir odaya kitlenir veya kış günü gece kapının önüne koyulurdum. Ince kıyafetlere titreyerek kapının açılmasını beklerdim. Tabi kendilerini kötülemek gibi olmasın, bazen yaratıcı cezalar da alabiliyordum. Mesela kustugun için ceza olarak o kusmuğu dayakla yemek gibi...

Midenizi bulandırdığım icin özür dilerim. Ne olduğunu bilmiyordum ama istismar ediliyordum aslında. Cinsel olmadığı için istismar sayılmaz demeyin. Kalbimdeki yara 23 senedir durmadan kanıyor. Şiddet olmadığı zamanlar çok seviliyordum. Sevdigim atıştırmaliklar koliyle alınırdı. Sevdigim elbiseler ayakkabılar.. parklara giderdik, babam omzuna bile bindirirdi. Güzel kızım annemin adı diye severdi. Salt bir sevgisizlik olmadığı için ben sucluyumdur diye düşünürdüm. Ama buna rağmen yediğim dayaklarda bazen suçumun ne olduğunu hiç anlayamadım. Sobalı bir ev olduğu için dayak sonrası soğuk odaya kaçardım. Kahverengi bir kıyafet dolabimiz vardı. Içine girerdim ve acıyan yerlerimi öperdim. Orada uyuyakalırdım.

Nihayet okula başladım ama benim icin hata işlemenin cezası dayakti. Sınıf başkanı da olmuştum. Böylece ilk bir haftada sınıfın yarısını dövmüş bulundum. Her gün ayrı bir şikayet geliyordu. Tabi cezası yine dayak. Tabiki sınıf başkanlığından hızla alındım. Okulda da öğretmenimden dayak yiyordum. Ama yine hata yaptım diye düşünüp aileme söyleyemiyordum. Çünkü içinden çıkılmaz bir dayak döngüsüne gireceğimi düşünüyordum. Zaten girmiştim ama halka büyüyecekti. Doğal olarak pek arkadaş edinemedim. Ancak derslerim çok iyiydi. Hele bir kötü olsundu. Cezasını siz biliyorsunuz. Böylelikle sınıftaki en çalışkan kişi olmayı öğrendim ve bunun sayesinde arkadaşlıklar edinmeyi başardım. Derslerde başarılı olmak kalbime çok iyi geliyordu. Özellikle ortaokulda öğretmenlerim tarafından çok sevildim. Lisede de yine çok sevilen çok saygılı bir öğrenci oldum. Doğruyu yanlışı kendim kendime öğrettim.

Anneme de ortaokul zamanları karşılık vermeye başladım. Artık vuramıyordu çünkü ben de ona vuruyordum. Ergen olduğumu kabullendiler ve dayaklar çok seyrekleşti. Ortaokulda da başarılı bir öğrencilik geçirdim ve kendi isteğim ile yatılı bir fen lisesine gittim. Gerisini kendimi biraz toparlayınca anlatayım. Çok uzun oldu biliyorum. Kırmızı oda dizisini izleyince ben de kendi hikayemi anlatmak istedim.

Şuan çok iyi bir hayatım var. Anlatmak biraz olsun kalbe iyi geliyor. Ancak kalbimdeki ağrı sızı hiç geçmedi. Nadiren gün yüzüne çıkıyor. Ve bütün gece gözyaşları ile ilerliyor. Bu gece yine öyle bir gece oldu.
☹️☹️☹️
 
Malesef asker ailelerinde genelde boyle sorunlar cok fazla oluyor. Cunkuannenizde babanizdan dolayi yillarca baski altinda hissettigi icin bunuda size yansitti. Ikiside kendi emirlerini uygulamaya koydugu erlerden sanmis zamanla. Acisi sizden cikmis bir nevi. Pskilojilerinin iyi oldugunu dusunmuyorum ailemdede bu meslegi yapan bir cok kisi malesef adla normal davranmiyor. Cok uzuluyorum.esimde bu meslekten ve simdiden sinir harbi yasiyor ofke kontrolu asla yok. Aslinda cok gurur duyuyorum onur duyuyorum hayranim uniformasina kadar ama bende bile 8 yilda malesef cok derin yaralar birakti. Pskilojim pert dusunuyorum evladim olsa onada yapacak. Cok seviyor sevgisinden asla suphe duymuyorum ama ofkesi cok fena.sabit fikirli. Asla yardim almak istemiyor ben normalim diyo. Insallah sizde iyilesirsiniz. Yardim alin. Kolay gecmez bu.
 
Psikolojik yardım aldınız mı?
Dayak tabiki kötü, olmaması gerekir ama bu olayda en sıradan ceza gibi, diğerlerini yapablmek için gerçekten ruh hastası olmak gerek, belliki annenizde de bu mevcutmuş.
Yardım almıyorum, yani ölmek istemek gibi bi düşüncem yok. Genel olarak mutlu biriyim. Eşim her konuda inanılmaz destektir. Annemle yıllar önce dertlestik ağlayarak özür diledi. Hastaydım tedavi almam gerekirdi dedi. Ben de genel olarak mutlu bi insanım. Ama iste dediğim gibi bazı geceler göğsüme saplanan ağrının çaresi yok.
 
Malesef asker ailelerinde genelde boyle sorunlar cok fazla oluyor. Cunkuannenizde babanizdan dolayi yillarca baski altinda hissettigi icin bunuda size yansitti. Ikiside kendi emirlerini uygulamaya koydugu erlerden sanmis zamanla. Acisi sizden cikmis bir nevi. Pskilojilerinin iyi oldugunu dusunmuyorum ailemdede bu meslegi yapan bir cok kisi malesef adla normal davranmiyor. Cok uzuluyorum.esimde bu meslekten ve simdiden sinir harbi yasiyor ofke kontrolu asla yok. Aslinda cok gurur duyuyorum onur duyuyorum hayranim uniformasina kadar ama bende bile 8 yilda malesef cok derin yaralar birakti. Pskilojim pert dusunuyorum evladim olsa onada yapacak. Cok seviyor sevgisinden asla suphe duymuyorum ama ofkesi cok fena.sabit fikirli. Asla yardim almak istemiyor ben normalim diyo. Insallah sizde iyilesirsiniz. Yardim alin. Kolay gecmez bu.
Evet ben de bunun farkındayım. Yaşı da epey küçükmüş. Ancak kendisi bir tokat bile yememiş. Bana bunu nasıl yapabildiginin bi açıklaması yok. Ben kabul etmiyorum. Şuan çok iyi bir iletişimimiz var bana saygı duyar fikir alır. Işte tek kötü yanı ruhumda kalan derin izler
 
Asker bir baba ve ev hanımı bi annenin büyük çocuğu olarak dünyaya geldim. Hem mutlu hem de mutsuz garip bir çocukluk geçirdim. Bağlanma çeşitlerini bilirsiniz. Ben kaçıngan bağlanmıştım. Beni komşuya sabahtan bırakırlardı gece 12 olurdu benim bi evim var demezdim. Ailemi özlemezdim. Garip olduğunu sonradan farkettim. Anasınıfında ben hariç herkes annesinden ayrıldığı için ağlıyordu. Ben de hadi git diyordum oyuncaklar ilgimi çekiyordu sadece. Akşam herkes annesi gelince koşup sarılmıştı. Ben de eve gideceğim diye üzülmüştüm. Peki sebebi neydi? Evdeki dayak 😊

Eğer bir hata yaparsanız cezası dayak olurdu. Hatanın büyük veya küçük olması çok da önemli değildi. Bazen bir bardak kırılırdı, bazen biraz su dökülürdü, bazen bir misafir çocuğuyla elinizdekini paylaşmak istemezdiniz. Herkes benden daha değerliydi. Bir yere gideceksiniz kuzenim gelmek istedi, ben gelsin istemedim ooo nasıl istemezsin hemen bir kınama ve dayak. Tabi o bir erkekti. Dedemin 9 çocuğundan tek oğlunun tek oğluydu. Anneme neydi derseniz o da babasını mutlu etme derdindeydi. Ben kız olduğum için sevilmiyorum sanıyordum. Ama konunun benle uzaktan yakından ilgisi yoktu. Eve gelen kim olursa olsun yoldan geçen dilenci de olsa, biz nereye gidersek gidelim dünyadaki herkes benden daha degerliydi. Onlara en küçük hürmetsizligin cezasi gözleri önünde okkalı bir tokattı. Ve misafir onure edilirdi.

Babam tüm olanlara seyirci kaldığı gibi nadiren de olsa kendi de bir tokat patlatirdi. Aaa tabi bazen dayak yemezdim. Bir odaya kitlenir veya kış günü gece kapının önüne koyulurdum. Ince kıyafetlere titreyerek kapının açılmasını beklerdim. Tabi kendilerini kötülemek gibi olmasın, bazen yaratıcı cezalar da alabiliyordum. Mesela kustugun için ceza olarak o kusmuğu dayakla yemek gibi...

Midenizi bulandırdığım icin özür dilerim. Ne olduğunu bilmiyordum ama istismar ediliyordum aslında. Cinsel olmadığı için istismar sayılmaz demeyin. Kalbimdeki yara 23 senedir durmadan kanıyor. Şiddet olmadığı zamanlar çok seviliyordum. Sevdigim atıştırmaliklar koliyle alınırdı. Sevdigim elbiseler ayakkabılar.. parklara giderdik, babam omzuna bile bindirirdi. Güzel kızım annemin adı diye severdi. Salt bir sevgisizlik olmadığı için ben sucluyumdur diye düşünürdüm. Ama buna rağmen yediğim dayaklarda bazen suçumun ne olduğunu hiç anlayamadım. Sobalı bir ev olduğu için dayak sonrası soğuk odaya kaçardım. Kahverengi bir kıyafet dolabimiz vardı. Içine girerdim ve acıyan yerlerimi öperdim. Orada uyuyakalırdım.

Nihayet okula başladım ama benim icin hata işlemenin cezası dayakti. Sınıf başkanı da olmuştum. Böylece ilk bir haftada sınıfın yarısını dövmüş bulundum. Her gün ayrı bir şikayet geliyordu. Tabi cezası yine dayak. Tabiki sınıf başkanlığından hızla alındım. Okulda da öğretmenimden dayak yiyordum. Ama yine hata yaptım diye düşünüp aileme söyleyemiyordum. Çünkü içinden çıkılmaz bir dayak döngüsüne gireceğimi düşünüyordum. Zaten girmiştim ama halka büyüyecekti. Doğal olarak pek arkadaş edinemedim. Ancak derslerim çok iyiydi. Hele bir kötü olsundu. Cezasını siz biliyorsunuz. Böylelikle sınıftaki en çalışkan kişi olmayı öğrendim ve bunun sayesinde arkadaşlıklar edinmeyi başardım. Derslerde başarılı olmak kalbime çok iyi geliyordu. Özellikle ortaokulda öğretmenlerim tarafından çok sevildim. Lisede de yine çok sevilen çok saygılı bir öğrenci oldum. Doğruyu yanlışı kendim kendime öğrettim.

Anneme de ortaokul zamanları karşılık vermeye başladım. Artık vuramıyordu çünkü ben de ona vuruyordum. Ergen olduğumu kabullendiler ve dayaklar çok seyrekleşti. Ortaokulda da başarılı bir öğrencilik geçirdim ve kendi isteğim ile yatılı bir fen lisesine gittim. Gerisini kendimi biraz toparlayınca anlatayım. Çok uzun oldu biliyorum. Kırmızı oda dizisini izleyince ben de kendi hikayemi anlatmak istedim.

Şuan çok iyi bir hayatım var. Anlatmak biraz olsun kalbe iyi geliyor. Ancak kalbimdeki ağrı sızı hiç geçmedi. Nadiren gün yüzüne çıkıyor. Ve bütün gece gözyaşları ile ilerliyor. Bu gece yine öyle bir gece oldu.

Hikayeniz bana cok tanidik geldi
Ben de hep annem tarafindan şiddet gordum
Babam genelde elinden geldiginde sevgi gosteren taraf oldu
Ogretmenimden de hep siddet gordum ama hic aileme anlatmadim
Cunku dayagi oyle bir benimsiyorsunuz ki normal bir davranış gibi geliyor
Sirtimda kirilan oklavalarin haddi hesabi yoktur
Annem hic el acmasi bir sey yapmadigi halde hususi beni dovmek icin oklava kirildikca yenisini alirdi..
Ogretmenim tum sinifin onunde doverdi beni, arkdaslarim gulerdi
Dayak yerken kolum bacagim degil hep kalbim acirdi
Onurum kirilirdi cunku hala hatirlayinca midemin ustunde bir yer agriyor...

Sanslisiniz ki sizden ozur dileyen bir anneniz varmis
Benim annem de tek tokat yemeden buyugu hâlde bana bunlari reva gördü
Ve gecmiste anlattığımda güler bana, iyi yapmışım der
Asla pismanligi yok
Inanim bu daha uzucu bir sey
Su an bir oglum var 20 aylik, 2.ye hamileyim
Guvenli baglanabilmek icin elimden geleni yapiyorum
Her seferinde bir ogluma bir de kendi cocukluguma sariliyorum
Yine de kendimden şüpheye düşüyorum
En ufak bir krizde annemi goruyorum kendimde ve cok korkuyorum
Cocugum olmadan ayda 1 aglama krizine girerdim
simdi neredeyse haftada 2 3 gece yarisi aglayarak uyaniyorum...
Destek almak istiyorum ama siddet o kadar iliklerimize islemis ki
Kime bahsetsem kucumsuyor acilarimi, beni fazla kirilgan olmakla suçluyor
Insallah en kisa zamanda isinin ehli birine kendimi emanet edecegim

Instagramda nihanka yi takip edebilirisiniz, cocuk ihmali ve istismari konusunda cok guzel tespitler yapiyor
 
Hikayeniz bana cok tanidik geldi
Ben de hep annem tarafindan şiddet gordum
Babam genelde elinden geldiginde sevgi gosteren taraf oldu
Ogretmenimden de hep siddet gordum ama hic aileme anlatmadim
Cunku dayagi oyle bir benimsiyorsunuz ki normal bir davranış gibi geliyor
Sirtimda kirilan oklavalarin haddi hesabi yoktur
Annem hic el acmasi bir sey yapmadigi halde hususi beni dovmek icin oklava kirildikca yenisini alirdi..
Ogretmenim tum sinifin onunde doverdi beni, arkdaslarim gulerdi
Dayak yerken kolum bacagim degil hep kalbim acirdi
Onurum kirilirdi cunku hala hatirlayinca midemin ustunde bir yer agriyor...

Sanslisiniz ki sizden ozur dileyen bir anneniz varmis
Benim annem de tek tokat yemeden buyugu hâlde bana bunlari reva gördü
Ve gecmiste anlattığımda güler bana, iyi yapmışım der
Asla pismanligi yok
Inanim bu daha uzucu bir sey
Su an bir oglum var 20 aylik, 2.ye hamileyim
Guvenli baglanabilmek icin elimden geleni yapiyorum
Her seferinde bir ogluma bir de kendi cocukluguma sariliyorum
Yine de kendimden şüpheye düşüyorum
En ufak bir krizde annemi goruyorum kendimde ve cok korkuyorum
Cocugum olmadan ayda 1 aglama krizine girerdim
simdi neredeyse haftada 2 3 gece yarisi aglayarak uyaniyorum...
Destek almak istiyorum ama siddet o kadar iliklerimize islemis ki
Kime bahsetsem kucumsuyor acilarimi, beni fazla kirilgan olmakla suçluyor
Insallah en kisa zamanda isinin ehli birine kendimi emanet edecegim

Instagramda nihanka yi takip edebilirisiniz, cocuk ihmali ve istismari konusunda cok guzel tespitler yapiyor

Uzaktan da olsa sarılalım 💗 biz çok güçlüyüz. Hepsinin üstesinden gelebildik. Hikâyelerimiz bu kadar benzediği için cok şaşırdım. Manevi kardeş gibi hissettim 💗 ağlıyoruz ama güçleniyoruz 🌸
 
Travması olmayan bı çocuk var mıdır ben hiç görmedim. Bu yüzden bı çocuk sahibi olmak bana çok korkutucu gelmiştir. Yalnızca iyi insanların çocuk sahibi olabilmesi dilegiyle
Öyle demeyin ya hu :KK43: ben bir travmam oldugunu hatirlamiyorum mesela. Dayak asla yemedim, nokta kadar bile dokunulmazdi bana,ki benden 10 ve 15 yas buyuk iki abim vardı.
Hakaret, bagirma, odada birakilma veya akliniza gelebilecek diger herhangi seylerin hic birini yaşamadım.
Ben de cocugumu elimden gelenin en iyisiyle büyütmeye çalışıyorum.
Birseyler degisecekse, bizler değiştireceğiz
 
Öyle demeyin ya hu :KK43: ben bir travmam oldugunu hatirlamiyorum mesela. Dayak asla yemedim, nokta kadar bile dokunulmazdi bana,ki benden 10 ve 15 yas buyuk iki abim vardı.
Hakaret, bagirma, odada birakilma veya akliniza gelebilecek diger herhangi seylerin hic birini yaşamadım.
Ben de cocugumu elimden gelenin en iyisiyle büyütmeye çalışıyorum.
Birseyler degisecekse, bizler değiştireceğiz
ne mutlu size. ben kötü bi anne olmaktan çok korkuyorum. kedim bile mutsuz mu acaba diye kendimi çok sorguluyorum
 
ne mutlu size. ben kötü bi anne olmaktan çok korkuyorum. kedim bile mutsuz mu acaba diye kendimi çok sorguluyorum
Cocuklarimizin mutluluklarindan biz sorumlu degiliz yalnız.
Her sorumluluğun altina sokmayin kendinizi.
Cocuklarin cani sikilabilir, okulda arkadasi tartaklayabilir. Her derdine cozum bulamayiz. Severiz, çok severiz, şartsız koşulsuz severiz, dinleriz, teselli ederiz ama her derdini halledemeyiz.
Ayagina takilacak olan her taşı önünden cekmek, cocuga iyilik degil kötülük oluyor.
Bence korkmayın. Hayvanini bu kadar seven ve düşünen, eminim evladini da cok guzel buyutur
 
X