Kalbimde geçmeyen acı

Çok teşekkür ederim. Çok doğru şeyler yazmışsınız. Ben de affetmeye çalışıyorum. Çoğu zaman zor oluyor ama yaş aldıkça daha kolaylaştığını farkettim. Tabi bir de pişman olması ve şuan gösterdiği saygı da bana yardımcı oluyor. Eğer bu üzüntü geceleri çoğalırsa ben de uzman yardim almayı düşünürüm. Şuan erteliyorum. Ancak çocuk sahibi olmayı düşündüğüm zaman kesinlikle gitmeliyim. Ne yapacağım hakkında hiç fikrim yok 🤭
Yanlış konuya yanlış yorum mu yaptım 😂🤐çok özür dilerim.... Gerçekten..... 🙏
 
Asker bir baba ve ev hanımı bi annenin büyük çocuğu olarak dünyaya geldim. Hem mutlu hem de mutsuz garip bir çocukluk geçirdim. Bağlanma çeşitlerini bilirsiniz. Ben kaçıngan bağlanmıştım. Beni komşuya sabahtan bırakırlardı gece 12 olurdu benim bi evim var demezdim. Ailemi özlemezdim. Garip olduğunu sonradan farkettim. Anasınıfında ben hariç herkes annesinden ayrıldığı için ağlıyordu. Ben de hadi git diyordum oyuncaklar ilgimi çekiyordu sadece. Akşam herkes annesi gelince koşup sarılmıştı. Ben de eve gideceğim diye üzülmüştüm. Peki sebebi neydi? Evdeki dayak 😊

Eğer bir hata yaparsanız cezası dayak olurdu. Hatanın büyük veya küçük olması çok da önemli değildi. Bazen bir bardak kırılırdı, bazen biraz su dökülürdü, bazen bir misafir çocuğuyla elinizdekini paylaşmak istemezdiniz. Herkes benden daha değerliydi. Bir yere gideceksiniz kuzenim gelmek istedi, ben gelsin istemedim ooo nasıl istemezsin hemen bir kınama ve dayak. Tabi o bir erkekti. Dedemin 9 çocuğundan tek oğlunun tek oğluydu. Anneme neydi derseniz o da babasını mutlu etme derdindeydi. Ben kız olduğum için sevilmiyorum sanıyordum. Ama konunun benle uzaktan yakından ilgisi yoktu. Eve gelen kim olursa olsun yoldan geçen dilenci de olsa, biz nereye gidersek gidelim dünyadaki herkes benden daha degerliydi. Onlara en küçük hürmetsizligin cezasi gözleri önünde okkalı bir tokattı. Ve misafir onure edilirdi.

Babam tüm olanlara seyirci kaldığı gibi nadiren de olsa kendi de bir tokat patlatirdi. Aaa tabi bazen dayak yemezdim. Bir odaya kitlenir veya kış günü gece kapının önüne koyulurdum. Ince kıyafetlere titreyerek kapının açılmasını beklerdim. Tabi kendilerini kötülemek gibi olmasın, bazen yaratıcı cezalar da alabiliyordum. Mesela kustugun için ceza olarak o kusmuğu dayakla yemek gibi...

Midenizi bulandırdığım icin özür dilerim. Ne olduğunu bilmiyordum ama istismar ediliyordum aslında. Cinsel olmadığı için istismar sayılmaz demeyin. Kalbimdeki yara 23 senedir durmadan kanıyor. Şiddet olmadığı zamanlar çok seviliyordum. Sevdigim atıştırmaliklar koliyle alınırdı. Sevdigim elbiseler ayakkabılar.. parklara giderdik, babam omzuna bile bindirirdi. Güzel kızım annemin adı diye severdi. Salt bir sevgisizlik olmadığı için ben sucluyumdur diye düşünürdüm. Ama buna rağmen yediğim dayaklarda bazen suçumun ne olduğunu hiç anlayamadım. Sobalı bir ev olduğu için dayak sonrası soğuk odaya kaçardım. Kahverengi bir kıyafet dolabimiz vardı. Içine girerdim ve acıyan yerlerimi öperdim. Orada uyuyakalırdım.

Nihayet okula başladım ama benim icin hata işlemenin cezası dayakti. Sınıf başkanı da olmuştum. Böylece ilk bir haftada sınıfın yarısını dövmüş bulundum. Her gün ayrı bir şikayet geliyordu. Tabi cezası yine dayak. Tabiki sınıf başkanlığından hızla alındım. Okulda da öğretmenimden dayak yiyordum. Ama yine hata yaptım diye düşünüp aileme söyleyemiyordum. Çünkü içinden çıkılmaz bir dayak döngüsüne gireceğimi düşünüyordum. Zaten girmiştim ama halka büyüyecekti. Doğal olarak pek arkadaş edinemedim. Ancak derslerim çok iyiydi. Hele bir kötü olsundu. Cezasını siz biliyorsunuz. Böylelikle sınıftaki en çalışkan kişi olmayı öğrendim ve bunun sayesinde arkadaşlıklar edinmeyi başardım. Derslerde başarılı olmak kalbime çok iyi geliyordu. Özellikle ortaokulda öğretmenlerim tarafından çok sevildim. Lisede de yine çok sevilen çok saygılı bir öğrenci oldum. Doğruyu yanlışı kendim kendime öğrettim.

Anneme de ortaokul zamanları karşılık vermeye başladım. Artık vuramıyordu çünkü ben de ona vuruyordum. Ergen olduğumu kabullendiler ve dayaklar çok seyrekleşti. Ortaokulda da başarılı bir öğrencilik geçirdim ve kendi isteğim ile yatılı bir fen lisesine gittim. Gerisini kendimi biraz toparlayınca anlatayım. Çok uzun oldu biliyorum. Kırmızı oda dizisini izleyince ben de kendi hikayemi anlatmak istedim.

Şuan çok iyi bir hayatım var. Anlatmak biraz olsun kalbe iyi geliyor. Ancak kalbimdeki ağrı sızı hiç geçmedi. Nadiren gün yüzüne çıkıyor. Ve bütün gece gözyaşları ile ilerliyor. Bu gece yine öyle bir gece oldu.

Edit:: Lise ve üniversite hayatım sayfa 3'te
Bu otobiyografi çalışması mı
 
Ben de çocukken çok dayak yedim. Özellikle şu dövülüp misafir onure edilir kısmını çok iyi biliyorum. Annem kendini daha disiplinli ve üstün göstermek için kardeşlerinin yanında bir sebeple döverdi beni ve abimi. Babamda karışmazdı. Hiç vurmadı ama buna seyirci kalmakta aynı oranda suçlu olmak bence. Dediğiniz gibi bizde ki kıyafet ve oyuncak kimsede yoktu ama bardak kırdın diye dayak yiyen kimsede görmemiştim.

Kızım var 2.5 yaşında. Bugün oyuncağı ile kafama vuruyordu. 5 kere falan acıyor,anne yazık ,yapma dedim. En son kafama fırlattı ,sağ şakağımın üstü şişti, su topladı şu an. Acıyla bağırdım ben de . Bana öyle korkuyla baktı ki , acımı unuttum. Acaba diyorum biz bakmıyor muyduk öyle? Hiç düşünmüyorlar mıydı? Şu an kızım uyuyor ve ben acıyla ani tepki vermiş olsam dahi pişmanlık duyuyorum. Annelerimiz yatağa yattığında hiç akıllarına gelmiyor muyduk acaba ?
 
Ben de çocukken çok dayak yedim. Özellikle şu dövülüp misafir onure edilir kısmını çok iyi biliyorum. Annem kendini daha disiplinli ve üstün göstermek için kardeşlerinin yanında bir sebeple döverdi beni ve abimi. Babamda karışmazdı. Hiç vurmadı ama buna seyirci kalmakta aynı oranda suçlu olmak bence. Dediğiniz gibi bizde ki kıyafet ve oyuncak kimsede yoktu ama bardak kırdın diye dayak yiyen kimsede görmemiştim.

Kızım var 2.5 yaşında. Bugün oyuncağı ile kafama vuruyordu. 5 kere falan acıyor,anne yazık ,yapma dedim. En son kafama fırlattı ,sağ şakağımın üstü şişti, su topladı şu an. Acıyla bağırdım ben de . Bana öyle korkuyla baktı ki , acımı unuttum. Acaba diyorum biz bakmıyor muyduk öyle? Hiç düşünmüyorlar mıydı? Şu an kızım uyuyor ve ben acıyla ani tepki vermiş olsam dahi pişmanlık duyuyorum. Annelerimiz yatağa yattığında hiç akıllarına gelmiyor muyduk acaba ?
Eğer akıllarına gelseydik bir sonraki sefere yapmazlardı. Demekki hiç acımamışlar bize
 
Anneniz babanıza hiç öfke kin beslemediniz mi?hep dayak yedim diye yazmışsınız nasıl affedebildiniz?
Ve en önemlisi illa ki sizin intihar etmeniz mi gerekiyordu onların sizi sevmeleri için?
Hep mutlu olun ❤️
 
Anneniz babanıza hiç öfke kin beslemediniz mi?hep dayak yedim diye yazmışsınız nasıl affedebildiniz?
Ve en önemlisi illa ki sizin intihar etmeniz mi gerekiyordu onların sizi sevmeleri için?
Hep mutlu olun ❤️
Aşırı öfke duyuyordum aslında. Hatta ortaokulda annem bana vurdukça ben de ona vuruyordum. O bana bağırırsa ben de ona bağırıyordum. Ancak şiddet azalınca ben de kendi halimde takılmaya başladım. Onlar da benimle uğraşmak istemediler ve iyice kendi halime bıraktılar. Zaten liseyi de yatılı okumak istedim. Evden ayrıldığım için havalara uçuyordum. Bu 4 sene ayrılık ve üniversite okurken yaşadığımız ayrı kalma durumları içimi soğutmuştu. Pişmanlıklarını da gördüm, özür dilediler. Kalbime bir ferahlık geldi. Bir de hocayla görüştüm. Bana dua yazdı. Duadan mıdır psikolojik midir bilmiyorum. Ama iyi hissediyordum. Ben de affettim. Başta tamamen sözdeydi. Ama zamanla kalbimde de bir iyileşme oldu. Affedemem sanıyordum ama sandığımdan daha güçlü kalmayı başardım 😊
 
Aşırı öfke duyuyordum aslında. Hatta ortaokulda annem bana vurdukça ben de ona vuruyordum. O bana bağırırsa ben de ona bağırıyordum. Ancak şiddet azalınca ben de kendi halimde takılmaya başladım. Onlar da benimle uğraşmak istemediler ve iyice kendi halime bıraktılar. Zaten liseyi de yatılı okumak istedim. Evden ayrıldığım için havalara uçuyordum. Bu 4 sene ayrılık ve üniversite okurken yaşadığımız ayrı kalma durumları içimi soğutmuştu. Pişmanlıklarını da gördüm, özür dilediler. Kalbime bir ferahlık geldi. Bir de hocayla görüştüm. Bana dua yazdı. Duadan mıdır psikolojik midir bilmiyorum. Ama iyi hissediyordum. Ben de affettim. Başta tamamen sözdeydi. Ama zamanla kalbimde de bir iyileşme oldu. Affedemem sanıyordum ama sandığımdan daha güçlü kalmayı başardım 😊
Ne güzel affetmişsiniz ben affedemezdim sanki affedersem kendime ihanet etmiş gibi düşünürdüm o yüzden..benle alakalı yani
 
Ne güzel affetmişsiniz ben affedemezdim sanki affedersem kendime ihanet etmiş gibi düşünürdüm o yüzden..benle alakalı yani
Ben eşimle de kavga etsek gider sarılırım sırnaşırım. Eğer ben haklıysam ve özür dilememişse hala barışmamışsak neden özür dilemiyorsun diye sorarım. Genelde de bi suçum yokki falan der. Ben de neye kırıldığımı anlatırım. Abartmışsın falan der ama yine de gelir özür diler sarılır. Ben de sarılırım. Geçer işte bi şekilde. Ben o dayaklardan sonra bile anneme mektup yazardım. Bardağı kırmak istememiştim seni çok seviyorum annecim diye mesajlarla biten. Ben de küs kalamıyorum. Huy gibi bir şey sanırım
 
Ben de çocukken çok dayak yedim. Özellikle şu dövülüp misafir onure edilir kısmını çok iyi biliyorum. Annem kendini daha disiplinli ve üstün göstermek için kardeşlerinin yanında bir sebeple döverdi beni ve abimi. Babamda karışmazdı. Hiç vurmadı ama buna seyirci kalmakta aynı oranda suçlu olmak bence. Dediğiniz gibi bizde ki kıyafet ve oyuncak kimsede yoktu ama bardak kırdın diye dayak yiyen kimsede görmemiştim.

Kızım var 2.5 yaşında. Bugün oyuncağı ile kafama vuruyordu. 5 kere falan acıyor,anne yazık ,yapma dedim. En son kafama fırlattı ,sağ şakağımın üstü şişti, su topladı şu an. Acıyla bağırdım ben de . Bana öyle korkuyla baktı ki , acımı unuttum. Acaba diyorum biz bakmıyor muyduk öyle? Hiç düşünmüyorlar mıydı? Şu an kızım uyuyor ve ben acıyla ani tepki vermiş olsam dahi pişmanlık duyuyorum. Annelerimiz yatağa yattığında hiç akıllarına gelmiyor muyduk acaba ?
Çocuktaki şiddetin önüne geçmek için onun size yaptığını siz ona yapmalısınız, tabi oyuncak fırlatmayın 😁 o ilk vurduğunda bir tık fazlasıyla ona vurun acıdığını ve aynısının kendisine de yapılacağını anlarsa tekrarlamaz. Ben çocuklarıma yaptım bunu, bu şiddet değil caydırma.
Ben de düşünüyorum aynısını, bağırınca bile yüzleri gözleri nasıl değişiyor, anında pişman oluyor insan, bizimkilerde hiç vicdan yok muyumuş acaba, nasıl bir disipline edebilme (!) yetisiymiş bu. Ben hala anlam veremedim
 
Çocuktaki şiddetin önüne geçmek için onun size yaptığını siz ona yapmalısınız, tabi oyuncak fırlatmayın 😁 o ilk vurduğunda bir tık fazlasıyla ona vurun acıdığını ve aynısının kendisine de yapılacağını anlarsa tekrarlamaz. Ben çocuklarıma yaptım bunu, bu şiddet değil caydırma.
Ben de düşünüyorum aynısını, bağırınca bile yüzleri gözleri nasıl değişiyor, anında pişman oluyor insan, bizimkilerde hiç vicdan yok muyumuş acaba, nasıl bir disipline edebilme (!) yetisiymiş bu. Ben hala anlam veremedim
Gerçekten yapacağım bunu. Çünkü giderek artan bir zarar verme özelliği var. Saçımla oynar sürekli arada asılıp çekiyor, sert oyuncaklarla vuruyor, geçerken ayağına basıyor falan. İnceden sadist evladım galiba 🤭 Ben önce kızdım , sonra güzelce anlatma yoluna gittim , şu sıralar tepkisiz kalıyorum çoğu zaman ama bu üçlü işe yaramıyor. Tam şu an yandan bana tükürüyor mesela:işsiz: bende mi tükürsem naapsam 🤭
 
Gerçekten yapacağım bunu. Çünkü giderek artan bir zarar verme özelliği var. Saçımla oynar sürekli arada asılıp çekiyor, sert oyuncaklarla vuruyor, geçerken ayağına basıyor falan. İnceden sadist evladım galiba 🤭 Ben önce kızdım , sonra güzelce anlatma yoluna gittim , şu sıralar tepkisiz kalıyorum çoğu zaman ama bu üçlü işe yaramıyor. Tam şu an yandan bana tükürüyor mesela:işsiz: bende mi tükürsem naapsam 🤭
Tükğrmeye karşılık verirseniz oyuna çevirir ona başka çare lazım, ama şiddete şiddet bu dönemde işe yarıyor. Bak acıyor, sen yaparsan ben de sana yapacağım deyin.
 
Yatılı lisem 3 saat uzaklıkta başka bir şehirdeydi. Bu 4 sene boyunca ailem arabaları olmasına rağmen hiçbir toplantıma gelmedi. Çoğu notlarımdan haberleri bile yoktu. Sene sonları herkesin ailesi gelir ve eşyalarını alırdı. Bense kocaman yorganım çantam yastığımı alır otogara gider otobüse binerdim. Aileler gelince biraz içim sızlardı. Ancak hiçbiri üniversite sınavına tek başına girmek kadar incitmemişti. Aileler kapıya bırakıyor dualar ediyordu. Beni bir hocam yalnız görmüş ve bırakmak istiyorum diye ısrar etmişti. Kendimi hiç eksik hissetmiyordum. Ancak çıkışta herkesin bir bekleyeni vardı. Çıkan ağlıyor koşarak sarılıyordu. Ben de kalabalığın arasına baktım. Birkac arkadaşımı ve ailesini gördüm. Sessizce yürüdüm ve yurda gittim. Eşyalarımı alıp otobüse bindiğim anda göz yaşlarım sağanak gibi iniyordu. En ufak iç bile çekmiyordum ancak gözlerim artık kendini tutamıyordu. Ifadesiz bir sekilde bitkin dusene kadar ağladım. Ve lisemi bitirmeyi başarmıştım. Peki ailemin bu ilgisizliği dışında lisede ne yaşamıştım. Hatırlamak istemiyorum ama sanırım buna mecburum. Anlatmazsam kalbimi ağrıtacak. Ben neyin ağrıttığını hiç bilemeyeceğim.

Liseme bıraktılar 200 tl para verdiler hic unutmam. Baba bu para bana çok dedim. Güldü, bu para yetmeyecek haftaya isteyeceksin ben bu karta yükleyeceğim dedi. Gerçekten de öyle olmuştu 😂 artık cook param vardi ve özgürdüm. Kuş gibi hissediyordum. Gitsinler diye gözlerine bakıyordum ve gittiler. Odama çıktım kızlarla tanıştım. Yurttaki kızlar ağlıyorlardı. Aşırı sacma bulmuştum. Hemen arkadaşlar edindim. Ve benimle aynı şehirden gelen bir erkek vardı sınıfımda. Alışana kadar haftasonlari eve gittim. Bu çocuk da benle gidiyordu. Biletini yanıma alıyordu, valizimi taşıyordu. Kolayca aşık olmuştum.

Pek aşk sevgi meselelerini bilmediğim için gidip ona seni seviyorum dedim. Bana çok sinirlendi, deliye dönmüştü. Asla olmayacağını beni kardeşi gibi sevdiğini söyledi. Ve benimle tamamen küstü. Bir ortak arkadaşımızdan benim oda arkadaşımı beğendiğini öğrendim. Bana yaklaşmaya çalışıyormuş çünkü oda arkadaşıma yaklaşmak istiyormuş. Gidip kıza olayı anlattım, aslında en yakın arkadaşımla dertlesmek istemiştim Ama çok yanlış bir tercihti 😂 oda arkadaşım da çok sinirlenmiş ve epey sinirli bir mesaj göndermiş olacak ki sınıfta derin bir kaos cıktı. Hem yurtta hem de okulda benim yaptığım konuşuluyordu. Artık güvenilmez bir insan olmuştum. Hiç arkadaşım kalmamıştı. Sanki benimle takılan mimleniyordu. Böylece hayatımın ilk gerçek yalnızlığı ile başbaşa kaldım.

Yalnızlığın verdiği psikolojik şiddet ruhumu derinden sarsıyordu. Ailemi aradim ve beni burdan alın diye ağlamaya başladım. Ancak her telefon bu okulu sen istedin, başladığın işi bitirmelisin ile kapanıyordu. 2 hafta kadar süre sonunda kaçış olmadığını anladım. Ve deli gibi ders çalışmaya başladım. Yapılan 8 sınavdan 7 tane 100 almıştım. Ve yeniden kopya istemek için, ders çalıştırabilir misin demek icin gelen arkadaşlarım olmuştu. Başarının ekmeğini yeniden yiyordum.

Kızlar hala bana karşı soğuktu ancak erkekler benimle konuşuyor, futbol sahasına bile çağırıyordu. Ben de arkadaşın kızı erkeği olmaz diye düşünüyordum. Ve ruhumu mahveden Enes ile tam olarak böyle tanışmıştım. Enes epey zengin şımarık bir çocuktu. Ilk başlarda saçımı çekiyor kaçıyordu. Bunu üzerime su döküp kaçmalar takip etti. Tepki vermek istiyordum ancak parası ile tüm sınıfı etkisi altına almıştı bile. Herkese bir seyler ismarlar veya herkesi sinemaya götürürdü. Benden önce böyle uğraştığı bir erkek vardı. Ben sıranın bana geleceğinden habersiz şakalara gülüyordum. Masum gibi görünüyordu ancak oyle değildi. Hayatının her yerinde ezilmiş ben işte enes beni kara listeye eklerse yeniden tamamen yalnız kalırım diye korkuyordum. Daha sonra başıma bir poşet geçirdi. Ve en sonunda bu durum bana uygunsuz içerikli bir video izletmeye çalışması ile müdür odasında bitti. Cinsellik hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu çok korkmuştum. 1 saniye bile bakmamıştım belki ekrana ama çok huzursuzdum. Koşarak müdürün odasına gittim. Olanları anlatmaya çalışıyordum. Müdür bana hep erkeklerle dolaştığımı, böyle yaparsam erkeklerin beni rahatsız edeceğini söyledi. Beni hafif kız olmakla suçluyordu. Ağlayarak o odadan çıktım. Ve bir daha hiç yardim isteyemedim.

Hocalar beni çok seviyordu. Hasta olduğumda çorba yapan bir hocam bile vardı. Bu konu hocalarımın farketmesi ile son buldu. Ancak lise 2nin ortalarına gelmiştim bile. Lise 3 ve 4 rüya kadar güzel geçmişti. Dersaneye kaydolmam ile kızlar derslerle ilgili yardım istemeye gelmeye başladı. Ve hepsi sen çok iyi biriymissin, keşke önceden yakın olsaydık demeye başladılar. Gezmeler eğlenceler ve dersler. 3 ü de harika ilerliyordu. Derslerim biraz düşmüştü ama yine de iyiye yakın bir tıp fakültesini kazanmıştım. Zaten türkiye birincisi olmak gibi bir amacım da yoktu 😂

Üniversite başladığında bir çok erkekten arkadaşlık teklifi almaya başladım. Yine yurtta kalıyordum ve lise yurduna göre çok rahattı. Bana acayip bir ilgi gösteren Ahmet isimli bir çocuğa ben de ilgi duymaya başladım. Çok iyi düşünceli ve sevgi doluydu. Inanamiyordum, hayatım boyunca kimse beni böyle sevmemişti. 3 ay kadar çok iyiydik, ancak arkadaşlarım bu Ahmeti hiç sevmiyordu. Hatta nefret ediyorlardı. Garip bir şey var bu çocukta diyorlardı. Ben anlamıyordum, ona haksızlık ediliyor diyordum. Daha çok sahipleniyordum. Ahmet kendini sürekli geri çekiyordu. Artık Ahmetin pesinde koşuyordum.

Bir gün ahmet beni evine davet etti. Benim için yemek pişirecekti. Güzelce giyindim süslendim gittim. Kapıyı açar açmaz beni kucağına aldı ve yatak odasına götürdü. Yatağın üzerine bildiğin fırlatmıştı. Ben ne oluyor anlamadan dudağıma yapıştı. Kıyafetlerim yarı giyinik yarı yok bir şekilde taciz etti. Ağzımı kapatmıştı, çok hayvansı garip bir haldeydi. Evinden çıktığım zaman nereye gidecegimi bilmiyordum. Yurda gidip duş aldım. Her yerime kan oturmuştu. Dehşet icerisindeydim. Daha sonra sana daha fazla yaklaşamadım üzerime kalırsın diye korktum vs şeyler söyledi. Ve terkedilmistim.

Neye ağlayacağımı bilmez bir haldeydim. Dolabı açtım tam 42 tane ilaç vardı. Gribinden kalan ağrı kesici antibiyotik ve oda arkadaşımın antidepresanlari.. hepsini içtim. Ancak daha sonra antidepresanlar yüzünden kasılmaya başladım. Çok korktum. Yaşamak istiyordum. Ölmek istemiyordum. Yurttan bir arkadaşımı aradım. Sadece ambulansı ara yanıma gel diyebildim. Ve hastaneye götürülmüştüm. Yoğun bakıma alındım.

Ben ölsem üzülmez sandığım anne ve babam 3 saatlik yolu 1 saatte gelmişti. Ikisi de perişan haldeydiler. Ben kimseyi göremiyordum ama seslerini duyabiliyordum. Bir kere görmek için doktor beye yalvarıyorlardı. Ve 5 dk izin almışlardı. Onları öyle perişan görmek yeni mutlu ve değerli hayatımın ilk adımı olmuştu. Beni seviyorlardı. Ve ben de ölümden ne kadar korktuğumu anlamıştım. Bundan sonra hızla iyileştim. Ailem üzerime titriyordu. Annem arada laf sokuyordu ama umrumda değildi. Yoğun bakımda elimi ayağımı öpüyordu. Beni gerçekten seviyordu buna ikna olmuştum. Ne dediği umrumda bile değildi..

Eşimle tanıştım ve evlendim. Mesleğimle saygı duyulan biri oldum. Hasta bile muayene ediyordum. Ağızdan çıkan her bir doktor hanım kelimesi beni havalara uçuruyordu. Artık refakatçisi olmayan hastalara malzeme getiren, kan bulan, kolu kırılmış hastaların kolu yerleştirilirken diğer elinden tutan ve dua okuyan doktor hanım olmuştum. Tüm arkadaşlarım dalga geçiyordu. Kimin umurundaydı ki? Insanlar beni sevdikçe ben de sevilmeye doyamaz olmuştum. Dayaktan gözünü öfke bürümüş ben artık mutlu ve sevgi doluydum.

Arada saçma kıskançlıklar yapıyorum çünkü eşimi paylaşmaktan deli gibi korkuyorum. O benim icin süper kahraman 😂 eşim konusunda saçma sapan şeylere takiliyorum 😂😂 bazen adamin burnundan getiriyorum. Ama o benim şımarabildiğim tek ev. Maşallah, Elhamdülillah bu günümüze.

Işte bu da benim kırmızı oda 5. Bölüm hikayem 😂
çok çok mutlu olun emi kuzum :KK200:
Allah mutluluğunuzu daim etsin
 
Evet sayelerinde meslek sahibi oldum. Ancak benim de emeğim çok. Lisede haberleri bile olmazken kendim çok azim ettim. Sanırım bana başarı hissini ve getirdiklerini tattırmaları hayatımı değiştirdi. Meslek sahibi henüz olamadım 1 senem var. Okudum çok şükür. Ölene kadar da okumayı istiyorum 💗
Burada bir terslik var doktor oldum demişsiniz meslek sahibi olmama bir yıl var da demişsiniz hangisi doğru bilemedim
 
Burada bir terslik var doktor oldum demişsiniz meslek sahibi olmama bir yıl var da demişsiniz hangisi doğru bilemedim
Doktor oldum derken hastalar bana doktor hanım dedikleri için öyle yazdım. Şuan hasta bakıyorum ama doktor olamadım. Stajer doktorum 😊 sıfırdan hasta muayene etmiyorum. Hocalarımızın hastalarını biz muayene ediyoruz, asistan abi ablalarımız ile hastaları paylaşıyor ve gelişmeleri hocamıza sunuyoruz.
Haklısınız biraz anlam karmaşası olmuş. Anlatabilmisimdir umarım 😊
 
X