- Konu Sahibi BilgeGokcen
- #1
Kadınsız bir dünya mı? Allah vermesin!
Susuz bir deniz gibi; şekersiz tatlı... yazısız kitap... Kadınsız bir dünya, kapımızda...
Karısından çok çekmişlerin "Nerdeee..." diye iç çektiğini duyar gibiyim.
Ama bu, şaka kaldıracak bir senaryo değil.
Birkaç hafta önce Pekin'de duyduğum bir haber, hafta sonu Hürriyet
Pazar'ın kapağındaydı:
Dünyanın en kalabalık ülkesinde kadın nüfus hızla azalıyor.
Çin, bir erkekler imparatorluğu olmaya gidiyor
***
İnsanlık tarihinde bir dönüm noktası sayılabilecek ve dünyanın
dengesini
değiştirecek bu süreci iki gelişme tetikledi:
Biri politik, diğeri teknolojik...
Önce politik olanı anlatalım:
Kültür Devrimi'nde Çin Komünist Partisi üremeyi özendirdi. "Çok çocuk politikası"yla Çin nüfusu 1 milyarı aştı. Nihayet 1980'lerde bununla
baş edemeyeceğini fark eden yeni yönetim, "Tek çocuk politikası"na geçti.
Birden fazla çocuk yapan aileler ceza ödeyecekti.
İşte tam bu sırada "teknolojik bir yenilik" geldi:
Ultrason...
Tek çocuk hakkı olan aileler doğacak bebeğin cinsiyetini öğrenebilir oldu.
Doktor "Bir kızınız olacak" mı dedi; doğru kürtaja!..
Çünkü pirinç tarlasında ya da balık avında oğlan lazımdı.
***
Sonuç korkunç oldu.
Ayşen Gür'ün haberinde bunun rakamları var:
20 yıl önce Çin'de her 100 kıza karşı 108 oğlan doğuyordu.
Bugün 100 kız çocuğa karşı 117 oğlan doğuyor. (Bazı bölgelerde bu rakamın 150'ye çıktığı söyleniyor)
Çin nüfusunda bu verinin anlamı şu:
Halen 9 yaşın altında 13 milyon "fazla" erkek var.
2020'de bu nesil büyüdüğünde Çin'de "kadınsız" 50 milyon genç erkek
olacak.
***
Bunun sonuçları üzerine felaket senaryoları başladı bile:
"Değerli mal" olarak tutsaklaştırılan kadınlar...
O kadınlar için savaşan abazan erkek çeteleri...
Kız kaçırma, kadın ticareti ve tecavüzde patlama...
Çok kocalı evlilikler...
Kısırlaştırma kampanyaları...
Yaygınlaşan eşcinsellik ve AIDS...
***
Çin hükümeti önlem almaya çalışıyor:
1992'de, ultrason sonuçlarının aileye açıklanması yasaklanmış.
Ama rüşvet orada da yasaktan daha güçlü; o yüzden kız bebek katliamı
sürüyor.
1995'te Çin'de toplanan Dünya Kadın Konferansı'nda imzalanan "Pekin
Deklarasyonu"nda, 189 ülkenin temsilcileri, yasaklamayla sonuç
alınamayacağını bildiğinden "Kız çocuk katliamına yol açan erkek çocuk
tercihinin nedenlerinin ortadan kaldırılmasını" talep etmişti.
Bu yapılmadığı sürece erkek çocuk tercihi sürecek. Kız çocuklar ana
karnında öldürülecek. Doğanlar, sokağa bırakılıp yabancılarca evlat
edinilecek.
Ve 15 yıl sonra dünyanın en kalabalık ülkesi, 50 milyon kadınsız genç
erkekle dünyanın karşısına dikilecek.
***
Ünlü Çinli filozof Konfüçyüs "Kadınları sevdiği kadar erdemi de seven
birine hiç rastlamadım" demişti.
Gerçekten sevseler böyle mi olurdu?
Can Dündar
Susuz bir deniz gibi; şekersiz tatlı... yazısız kitap... Kadınsız bir dünya, kapımızda...
Karısından çok çekmişlerin "Nerdeee..." diye iç çektiğini duyar gibiyim.
Ama bu, şaka kaldıracak bir senaryo değil.
Birkaç hafta önce Pekin'de duyduğum bir haber, hafta sonu Hürriyet
Pazar'ın kapağındaydı:
Dünyanın en kalabalık ülkesinde kadın nüfus hızla azalıyor.
Çin, bir erkekler imparatorluğu olmaya gidiyor
***
İnsanlık tarihinde bir dönüm noktası sayılabilecek ve dünyanın
dengesini
değiştirecek bu süreci iki gelişme tetikledi:
Biri politik, diğeri teknolojik...
Önce politik olanı anlatalım:
Kültür Devrimi'nde Çin Komünist Partisi üremeyi özendirdi. "Çok çocuk politikası"yla Çin nüfusu 1 milyarı aştı. Nihayet 1980'lerde bununla
baş edemeyeceğini fark eden yeni yönetim, "Tek çocuk politikası"na geçti.
Birden fazla çocuk yapan aileler ceza ödeyecekti.
İşte tam bu sırada "teknolojik bir yenilik" geldi:
Ultrason...
Tek çocuk hakkı olan aileler doğacak bebeğin cinsiyetini öğrenebilir oldu.
Doktor "Bir kızınız olacak" mı dedi; doğru kürtaja!..
Çünkü pirinç tarlasında ya da balık avında oğlan lazımdı.
***
Sonuç korkunç oldu.
Ayşen Gür'ün haberinde bunun rakamları var:
20 yıl önce Çin'de her 100 kıza karşı 108 oğlan doğuyordu.
Bugün 100 kız çocuğa karşı 117 oğlan doğuyor. (Bazı bölgelerde bu rakamın 150'ye çıktığı söyleniyor)
Çin nüfusunda bu verinin anlamı şu:
Halen 9 yaşın altında 13 milyon "fazla" erkek var.
2020'de bu nesil büyüdüğünde Çin'de "kadınsız" 50 milyon genç erkek
olacak.
***
Bunun sonuçları üzerine felaket senaryoları başladı bile:
"Değerli mal" olarak tutsaklaştırılan kadınlar...
O kadınlar için savaşan abazan erkek çeteleri...
Kız kaçırma, kadın ticareti ve tecavüzde patlama...
Çok kocalı evlilikler...
Kısırlaştırma kampanyaları...
Yaygınlaşan eşcinsellik ve AIDS...
***
Çin hükümeti önlem almaya çalışıyor:
1992'de, ultrason sonuçlarının aileye açıklanması yasaklanmış.
Ama rüşvet orada da yasaktan daha güçlü; o yüzden kız bebek katliamı
sürüyor.
1995'te Çin'de toplanan Dünya Kadın Konferansı'nda imzalanan "Pekin
Deklarasyonu"nda, 189 ülkenin temsilcileri, yasaklamayla sonuç
alınamayacağını bildiğinden "Kız çocuk katliamına yol açan erkek çocuk
tercihinin nedenlerinin ortadan kaldırılmasını" talep etmişti.
Bu yapılmadığı sürece erkek çocuk tercihi sürecek. Kız çocuklar ana
karnında öldürülecek. Doğanlar, sokağa bırakılıp yabancılarca evlat
edinilecek.
Ve 15 yıl sonra dünyanın en kalabalık ülkesi, 50 milyon kadınsız genç
erkekle dünyanın karşısına dikilecek.
***
Ünlü Çinli filozof Konfüçyüs "Kadınları sevdiği kadar erdemi de seven
birine hiç rastlamadım" demişti.
Gerçekten sevseler böyle mi olurdu?
Can Dündar