ınsan yalnızca bir sesi duymakla, uzaktan bir hayali düşünmekle, onun gülüşünü, bir sözünü, gülerek ellerini sallayarak anlattığı bir hikayeyi, çocuksu gülümsemesini, bir an için deli gibi bir aşık, bir an için şefkatli bir baba gibi anlatılmaz bir ifadeyle bakan gözlerini düşünüp kendi kendisine gülüyorsa, içinden sıcacık bir şey akıp gidiyorsa, artık buna bir oyun, bir hayal, bir rüya denilebilir miydi?
Belki de gitmemek en iyisi günlük mafoldumben