Ben de mi bir eksiklik vardı bilemiyorum…
Ama diğer genç kızlar gibi hiç evlilik hayalleri kurmadım ben.
Gelinliğimin modeli, evimin eşyaları, düğünümün şatafatı hiç süslemedi rüyalarımı.
Bir beyaz atlı prens beklemedim.
İyi ki de yapmamışım bunları.
Hiçbir hayal, hiçbir beklenti karşılaştıklarımla, bulduklarımla, bana nasip olanlarla kıyaslanamazdı herhalde.
Nereden başlasam bilemiyorum.
Şükretmek için önce nimetin farkına varmak, farkına varmak içinde bolca söylemek gerekirmiş.
En azından kendine söylemeliymiş insan bunu.
Benimki de o hesap olacak şimdi…
Tasavvurların çok ötesinde biri olarak çıktın karşıma.
Siz tam birbirinize göresiniz diye bizi bi araya getirenler aslında haksızdı.
Ben daha bunu ilk görüşmemizde anladım.
Evet, ben sana göre değildim.Sen bana “fazla”ydın..
Sense hiç kimseye göre değildin. Herkes sana “az”dı..
Bir insanın, hele ki bir erkeğin bu kadar sabırlı ve sakin olabileceğini bilemez, düşünemezdim ben senden önce.
Sözlerinin nereye gideceğini düşünmenin nasıl da güzel olduğunu sen de gördüm.
Sabrın nimetlerini sende tattım.
Ama miskince bir sabır değildi sendeki.
“aktif sabır”…
Önce elinden gelenleri eksiksiz şekilde yapıp, gerisini acele etmeden beklemek.
Sonuçlarına razı olup, tevekkül etmek…
Bir insan bu kadar tertipli, düzenli olamazdı benim bildiğim.
Pimpirik boyutunda bir düzen değildi bu.
İç hayatındaki ritmin,dışa yansımasıydı belki de..
Bu kadar şefkatli olamazdı hiç kimse.
Şımartmayı bu kadar sevemezdi bir erkek..
Ama sen öyleydin.
Daha evleneli 15 gün olmuştu ki, suçiçeği oldum.
Beni hastanelere taşıdın.
Sonra guatr,sonra bademciklerim,sonra defalarca nezle,grip,sonra bir düşük,şimdi de hamilelik..
Yıllarca okumak uğruna anne baba hasreti çeken bana, bir eşten çok daha fazlası oldun sen.
Yeri geldi anne-baba şefkatini gördüm sende..
Yeri geldi tam bir eş oldun bana,benim yarımdın,beni tamamladın..
Yeri geldi bir arkadaş gibi çılgınca oyunlar oynadın benimle a.s
Kah bilgisayarın başında,kah elimizde kağıt kalem,kah dart tahtasının önünde deli gibi eğlendik seninle..
Yine bir gün önümüzden bisikletiyle gecen bir çocuğun arkasından bakarken fark etmeden aynı hayali kurduk.
Bizim de iki bisikletimiz olsa beraber nasıl da gezerdik kim bilir a.s
Ertelemeyi hiç sevmezdin..
Ertesi gün bir bisiklet aldın.
İkincisini almayı benim hamileliğim sonrasına bıraktın, mecburen kaydirigubbakcemile3
Sen bana çılgın dedin, ben de sana…
Biz aslında çocukluğumuzu da beraber yaşadık seninle.
Sonra liseli âşıklar gibi parklar gittik.
Ankara’da gezilebilecek tek yerlerdi zaten parklar.
En uzak olanlarını seçtik.
Akşamüstleri çıkıp, 3 vasıta değiştirerek gittik arabamız yok diye.
Gece 12lerde girdik eve.
Bir dediğimi iki etmedin.
Benim bile unuttuğum isteklerimi, belki bir cümle içerisinden anlayıp beni bile şaşırttın, hiç geciktirmeden elinden geleni ardına koymadın.
Hakkımı hep gözettin.
Kimseye laf söylettirmedin, hep kolladın, hakperest oldun.
Bana benden iyi baktın, herkesten çok sahip çıktın.
Sana yaslanmayı hep çok sevdim.
Kaç kere uykularımdan ağlayarak uyandım hamileliğimde..
Hepsi de seninle ilgiliydi kabuslarımın.
Hepsi de bana sensiz olamayacağımı bir kez daha hissettiriyordu.
Şu hayatta en kıymetlimdin sen benim.
En değer verdiğimdin.
Kıyamadığım, öpmeye koklamaya doyamadığımdın.
Kollarında huzur bulduğum, sıcaklığıyla ısındığımdın.
Canımdan cansın sen benim.
Ve Allah çok şükür ki senin canından bir canı da şu an karnımda,içimde taşıyorum..
Nereye gitsem onu da götürüyorum.
Artık onsuz da olamam, bunu çok iyi biliyorum.
Sizler için yaşıyorum..
Bu nimetlere nasıl layık olucam hiç bilemiyorum..
Seni çok seviyorum kocacım..
İYİ Kİ DOĞDUN,İYİ Kİ BENİMLESİN.. MUTLU YILLAR...