Nişanlım benimle tanışmadan önce elbet bir kaç bayan tanımış ve onlarla belirli boyutlarda ilişkiye girmiş, çıkmış, etmiş.
O dönemler iş yerinden arkadaş edindiği bir erkek arkadaşı ile beraber takılmışlar diyebilirim. Bu şahıs erkek arkadaşlığından öte özel hayatında da arkadaşı olmuş nişanlımın. Yani iş arkadaşı sadece işte kalmamış, eğlenmeye gezmeye, bayanlarla takılmaya beraber gitmişler çoğu zaman.
Kaba tabirle beraber bir dönem zamparalık ya da zampara arkadaşlığı yapılmış.
( buraya kadar bu bir önyazı idi, asıl mesele şimdi geliyor bayanlar ):
1 yıl önce benimle tanışıyor nişanlım. İlişkimizin ilk taze günlerinde " yarın yemek yiyeceğin kabın içine işeme" misali, bana iş yerindeki arkadaşının zamparalıklarını anlatıyordu. İş arkadaşı da nişanlı ve nişanlısını fırsat buldukça günlük ilişkilerle aldatıyor.
Bir gün o arkadaşı ile buluştuk. Nişanlım bana " aşkım " dedikçe, arkadaşının manidar bakışları ve de sırıtmalarına maruz kaldım. Buna bağlı olarak nişanlımın da moralinin bozulduğunu fark ettim. Çok sora nişanlıma sordum nedir bu arkadaşının tavrı diye.
Morali bozuk bir şekilde, yalancı çobana döndüm onun gözünde, sana " aşkım" dediğim için öyle tepki verdi. Senden önce de başka kızlara " aşkım" derdim ama aslında sevmezdim dedi... ((( Burada STOP: Beyin fırtınası yapıyorum hemen: "Nişanlım bana, ' aşkım ' derdim, ama aslında sevmezdim" dedi, çok inanmadım buna. Nedeni ise şu: Bir erkek belki evleneceği kadına, başka bir kadını çooooooooook sevmiş olmasını zor söyler, ya da söyleyemez. Mutlak gerçek ve de tek sevilen hayatında olan bugünki kadındır ya ? Bunu belki pek itiraf etmek istemezler ve de ' zaten sevmemiştim ' derler. Bir ihtimal bu, diğer ihtimal de, nişanlımın çok cevizler kırdığı ve de gerçekten onlara " aşkım " demiş olması ama gerçekte bunu hissetmemiş olması. her iki sebep de beni rahatsız ediyor ya, neyse. )))
Düşündüm, mantıklı geldi sebebi ama aklımda soru işaretleri kalmadı değil. Hani olur ya, bir türlü tam olarak tatmin olmazsınız, çünki nişanlınızın geçmişini HD Filimi olarak izlemediniz ve kanıtlayamazsınız da...
Gel zaman git zaman ben bu erkek arkadaştan hoşlanmamaya başladım. Nişanlısını fırsat buldukça aldatıp başka kadınlarda uçkur çözen ve hatta benim nişanlıma zaman zaman: " oğlum gidelim edelim yapalım " tarzında yaklaşan bir tip olarak onu gittikçe sevmemeye başladım ve nişanlımın da kendisi ile kurduğu arkadaşlığı sorgulamaya başladım.
Dedim ki kendi kafama göre: " aynı iş yerinde çalışmanın haricinde demekki bunların başka ortak yönleri de varmış hayatlarında" ve bu ortak yön beni gittikçe rahatsız etmeye başladı.
Nişanlım o arkadaşı ile bugün nadiren görüşüyor. İş çıkışı yemek yiyorlar bazen ve onun evine gitse bile, 1-2 saat oturup hemen kalkıp eve gidiyor.
Soru:
1. neden o adamın adını duyduğum zaman tüylerim diken diken oluyor ve de haz etmiyorum ?
2. neden nişanlım onunla buluşacağı zaman kıyametleri koparıyorum ?
3. neden bana sabrım sınanıyormuş gibi geliyor ?
4. neden nişanlım bana kıskançlığımın yersiz olduğunu söylüyor ve de sorunun benden kaynaklandığını söylüyor ?
WC ye banyoya arabaya oraya buraya giden ve de çoğunlukla beni arayan nişanlım, neden bu akşam o arkadaşı ile lahmacun yemeye giderken beni arama ihtiyacı duymadı ? ( genelde arardı iş çıkışı dışarıda yemeye gideceği zaman, ben falan yerde şurda yemek yicem şimdi, sonra eve gideceğim diye )
5. neden kendimi uzaylı gibi hissediyorum. Kıskançlığım ya da duygularım insancıl değilmi böylesi bir backstage hikayesinden sonra ?
6. anlamsız yere kıskanç mıyım yoksa haklı sebeplerim varmı ? en önemli soru:
7. Siz olsaydınız nasıl tepki verirdiniz ?
bayağı uzun oldu yazım farkındayım ama okduğunuz için teşekkürler
Not: nişanlımla bu mevzuları tartışırken şöyle bir tepkiyle karşılaşıyorum: " zatı muhterem bir iş arkadaşı, basit bir yemek yedik. 1 saat görüştük ve onu eve bıraktım. ne yapmaya çalışıyorsun ? " kafamçokkarıştı :uhm: