Aralıklarla yazabiliyorum, yaşamın hızına maalesef adapte olamıyorum artık. Sizlere kısacık başıma gelenlerden bahsetmek istiyorum. Lütfen bunu sizleri yargılayan ya da yine ahkam kesecek onlarca kişiden bir nutuk daha olarak algılamayın. Eskiler beni bilir ve tanırlar. Sonu olmayan bir aşk uğruna dolaşmadığım falcı kalmadı. İçimdeki yangın o kadar büyük ki kime nasıl anlatacağımı bilemediğimden, "duygusaL" kimliğimle, beni hiç ama hiç tanımayan insanlara anlatmak daha kolay geldi. Sanırım olayın özeti bu.
Seneler önce birine körkütük aşık olmuştum. Lisedeydik. En yakın arkadaşımla aldattı beni. Ondan sonra 30 yaşıma kadar aşka tövbe etmiştim. Kimseyi sevemedim. 2010 yılında bizim iş yerine zıpır biri geldi. İlk önce gözlerinin deriniğine kapıldım. Sonrası malum beklenen aşk.
Kişiliklerimiz, yaşama bakış açılarımız, hayattan beklentilerimiz o kadar farklıydı ki. Eski evliliğinden aldığı darbe ile ne hayata sıcak bakabiliyordu ne de bayanlara. Her hafta bir sevgili değiştiren bir adamdı işte. İçimdeki duyguları arkadaşlıkla sınırlama çok çalıştım. Akacak kan damarda durmaz hesabı, durmadı yüreğim. Bir gün beklediğim oldu, o da beni sevdiğini söyledi. Ama aynı serseri kurşundu işte. Değişmezdi, değişemezdi. 3 yıl düşe kalka devam ettik, kimi zaman sevgi sözleri kimi zaman acılarla... Aldatılmam, kandırılmam, dolandırılmam, kullanımam da cabası. 25 kilo verdim. Tükendim. Hayatı o kadar karışıktı ki, beni hayatında bir noktaya konumlandıramıyordu bir türlü. Her şeyin ilkini onunla yaşadım, gerçek ve umutsuz aşkı, doyumsuzluğu, ve söylenemeyecek nicelerini... En son 6 ay kadar önce mesaj attı, "Gel gizlice evlenelim diye"... Beni sürekli aldatan, kandıran bir insanla mı imkansızdı. Ama kalp bu işte sevince bambaşka oluyor.
Bu dönemde deli gibi gittim falcılara hergün birindeydim. Kimisi, "Bu oğlan çok hayırsız, sonunuz yok!" dedi, kimisi "Bekle gelecek..." 3 koca yıl bekledim. Her kapanan fincanda isim, aynı dilek aynıydı. Beddualar ettim. Bana yaşattıkları için, önüme bakamıyor, yeni birini hayatıma alamıyordum. Başım eğikti.
En son 10 gün önce gittim birine, "8-9 Haziran gibi hayatından tamamen çıkartacaksın" dedi. Saf kalbim, "Kesin biriyle evlenecek" diye geçirdim içimden. Hatta "Başkasıyla evlenirse ölürüm" dedim. Ve yine aynı beddular.
8 Haziran akşamını 9 Hazirana bağlayan gece balkondan düşüp vefat etti. Ağlamadan sakince yazabildiğime inanamıyorum. Ama öldü işte ötesi yok ki! Dualarım, fallarım, kiliselere dikilen mumlar, rüyalarım yarım kaldı.
Bu acının tarifi yok! Kendinize bunu yapmayın!