Eşimi çok severim. Ama bana böyle bişeyi en ufak şekilde ima dahi etse, kafasını patlatırım tavayla. Ben olsam köpek ben miyim erkek sen misin? Paramı yemek için mi evlendin benle, bu eve sen bakacaksın, ben çalışmak eve bakmak zorunda değilim ama sen evi geçindirmek zorundasın, sen de hiç mi gurur yok derim. Ben de çalışmıyorum diye üzülüyordum, ama eşim sırf ben bunun eksikliğini hissetmeyeyim diye ne istesem alıyor, istemesem bile çok şık ve pahalı hediyeler alıyor, ev temizliyor, bulaşık yıkıyor, kahvaltımı hazırlıyor, yemeğe götürüyor. Ben hem arkadaşım yok hem de işi bıraktım evlendim, işsizim diye üzülüyordum sürekli. Eşim benimle tatlı tatlı konuşarak, destek olarak çalışma tutkumdan vazgeçirdi. Evde olmanın güzel yanlarını gösterdi bana. Tuz nedir ya? Benim yediğimin haddi hesabı yok. Ne görsem ya da duysam canım çekiyor, burada olmayan bir şeyi canım çekti. Yazık nasıl içinde kaldıysa alamadığı, memlekete gidince ilk işi gece 11de çıkıp istediğim şeyi bulmak oldu. Şehir dışına çıktı bulmak için. Geldi, içinde kalan başka bir şey var mı dedi, gözleri dolmuştu.
Ben eşinin sana olan sevgisinden şüphe ettim şu an... Oturup konuş bu mevzuyu. Ya da depresife bağla, iş yapma, yemek yapma, sürekli sıkılıyorum de, gece uyurken ağla, uykusundan uyandır. Niye diye sorarsa çok mutsuzum, çalışamıyorum, geçinemiyoruz de. Her gün yaparsan kafayı yiyecen diye korkar, laf sokacağına destek olur. Otur çalış KPSSye. Atanınca da bas kıçına tekmeyi. Çalışıp da senin gibisini ne çekecem de