- 5 Kasım 2016
- 402
- 296
- 39
-
- Konu Sahibi captain price
- #21
Muhasebecilerin ve yonetici asistanlarinin kaderi bu maalesef. Mali musavirligi dusundunuz mu? Burada kaleminizden cikanlari cok begeniyorum belli ki azimlisiniz yapabilirsiniz. Baska bir yere de gecseniz cok farkli olmaz diye dusunuyorum ,kademe atlamaniz lazim
kızlar çok uzun olabilir ama değerli görüşlerinize ihtiyacım var.
şu an bi inşaat firmasında (yap sat vs değil taahhüt firması. yani devlet ihalesine girip iş alırsak yapıyoruz. senede bir veya iki iş) ön muhasebe/asistanlık/sekreterlik allah ne verdiyse yapıyorum. 2 yıl doldu.
maaş : 2000 + yol + yemek işyerinden (dini bayramlarda 500 tl filan prim alırız)
(şu ana kadar her 6 ayda 250 tl zam aldım. girdiğimde 1250 tl idi maaşım.)
yönetici asistanı olarak başladım, muhasebeye geçeriz diye konuştuk ama öyle olmadı.
belli bi iş tanımım yok kızlar;
telefonlara bakıyorum.
muhasebeyi asiste ediyorum. o da kayıt vs konusunda değil evrak takibi ve verdiği görevleri yapma şeklinde.
patronu(firma sahibi) asiste ediyorum. onun seyahatleri, görüşmeleri, telefon trafiği, tabi ki özel işleri, hatırlatmaları hemen herşeyi bende.
tabi bu arada patronun ve misafirlerinin ve ayrıca ofisin misafielerinin çay kahve yemek servisi bende. diğer personele yapmıyorum. ama atıyorum bankacılar gelir muhasebe ile görüşmeye onlara da çay kahve bende. bu iş için eleman aradık. on kişi ile görüştük ama anlaşamadık.
bir de kalan idari işler. ( teklif alıp verme, bazen sözleşme hazırlama, şantiyeye mal gidecektir onun organizasyonu, ofise x alınacaktır onun araştırması/pazarlığı, alacaklılarla muhattap olma, ne bileyim aklınıza gelebilecek günlük basit işler, çok çeşitli evrak takibi bilmemne )
bu işler pratikte belki toplasan ,-üç saatimi alıyodur. onun dışında masada bomboş oturuyorum. kkda filan takılıyorum malum. o arada muhasebe ile ilgili bişeyler öğrenebilir miydim, belki evet ama muhasebedeki kadının işi öyle yoğun ki bana bişey öğretmeye vakti yok. ben de stajyer gibi masasının başında bekleyemem. ya da gidiyorum kadının yanına mesela içerden captaain çay diye sesleniyor patron. e otur kalk otur kalk hiç bişey anlamıyosunuz.
mesela muhasebedeki çalışan finans konusunda da çok bilgili. bankacılarla vs limit çalışması, skorlama vs bunlar nedir bilmiyorum. öğrenemiyorum da. biraz benim tembelliğim biraz bana bişeyi anlatmak için vaktinin olmamasından kaynaklıyor.
çalışma saatleri esnek. 08.30 başlangıç. çıkış esnek. 18.30da çıkmak neredeyse imkansız. genelde benim çıkışım 19.40 civarı. muhasebecisnin fazla mesai yapması alışkanlık olmuş saten dokuzdan önce çıkamıyor. sebebi de şu? patron içerde oturuyor. bunlar ofiste. öyle saçma bi düzene alıştırmışlar ki. ev gibi olmuş yani. ama benim de geç çıktığım çok olmuştur. 20.00-20.30 filan.
cumartesi tam gün. arada ben erken çıkıyorum izin alarak. erken dediğim de şehir dışına gidecek olursam 16.00 gibi filan. yoksa 17.00-18.00.
geçen sene yılım doldu. yıllık izin filan hak getire zaten. muhasebeci hiç kullanamıyor. kadına da üzülüyorum ama napim. yıllık izin yerine geçen sene iki bayramda da arifeler dahil hafta sonu ile birleştirdiler, iki bayramda da 9 gün filan tatil yaptım yani. yıllık izin yerine sayıldı. diğer personel bayram dönüşü mesaiye başladı. şantiye zaten 7/24, bayram seyran yok bilirsiniz.
bunlara ek olarak patronun son bir aydaki huysuzluğu. anlam veremediğim biçimde herşeye ters yaklaşıyor. azarlıyor vs. yani sabrediyorum cidden moralim bozuluyor. en son sabah o kadar saçma bi konuda azar işittim ki. herkese karşı öyle. yani ofise geldiği anda modumuz düşüyor çünkü bi yerden bişey bulup sorun çıkarıyor.
bu arada resmi tatillerde çalışıyoruz. 19 mayıs, 23 nisan gibi... mesai ücreti tabi ki yok.
izin istediğimde abartmadığım sürece alabiliyorum.
hastaysam erken git derler. bir iki kere hastalıktan gelemiycek gibiyim dedim gelme dediler. rapor vs beklemezler.
şu ana kadar 4 5 kere cumartesi için almışımdır. bişey demediler. düğün nişan için hiç izin istemedim öyle şeylerle alakam olmadığı için. istesem verirler miydi bilmiyorum.
ev alacaktık. eksiğimiz vardı. 6 bin lira istedim patrondan. verdi yine sağolsun. fazlasını da verirdi. istediğin zaman istediğin şekilde öde dedi. istersen iki sene sonra öde istersen aralarda yavaş yavaş öde farketmez dedi. böyle böyle gönül bağı oluyo biraz da. ama ben hemen ödemek istedim he ray kesilmi maaşımdan. şimdi 1500 filan kaldı sanırım.
belki toplasan bi kaç kere geç kalmışımdır. hani onda da alışkanlık haline getirilmediği sürece bişey demezler. zaten patron o saatte gelmez. muhasebedeki kadından bahsediyorum. sabah binebileceğim tek bi otobüs var. bunu biliyor. bi ara otobüs 10 dk geç geliyodu. 08.45-50de ancak geliyodum. bişey demiyodu alternatifim olmadığı için.
personelle genel olarak bi sıkıntım yok. şu oluyor bazen. x evrağı lazım diyorum. aldık alıcaz, gönderdik göndericez... ama kendileri merkezden bişey istediklerinde on kere arıyolar elimizde olmayan gecikmeler için. tabi bu arada patron ahmete şunu yap der benim aracılığım ile. ahmet onu yapmaz, bundan ben de sorumlu olurum.
şuraya bi ekleme yapayım. eğer çıkmazsam ve batmazsak emekli olurum buradan. patron asla işten çıkarma düşüncesi olan biri değil. ne hatalar olur sadece kızıp bağırır. hani kendisi de söylüyor. aşırı bi saygısızlık bilmemne olmadıkça işle ilgili bi durum yuzunden kovulmam.
kızlar ben ne yapayım. başka yerlerde bu işi sekreterler yapıyor ve asgariden fazla maaş vermezler sanırım.
ama bazen diyorum ki parası batsın it gibi çalışıyosun.
şu an 10bin kadar birikmişim var. ufak tefek taksit borcu ve şirket borcunu düşersek 8000 kalıyo desek.
işten çıksam bi süre idare eder ama hazıra dağ dayanmaz. ailemle yaşıyorum aslında masrafım yok da yerim yani bi şekilde. özellikle bi tatile gider 2000 yerim.
hani bi kursa mı gitsem? dil olabilir, ya da bi muhasebe programı (zirve filan).
ya da kpss mi denesem kursa gidip? gazi maliye mezunuyum, lisans. devlet denedim. kurum sınavları, mülakatlar vs... kiminde sınavı geçemedim kiminde mülakatta elendim. 1 1,5 sene sonra da baktım olmuyo buraya girdim işte.
bilmiyorum hiç bişeyi şu an. önümü göremiyorum. ama mutsuzum yani onu biliyorum.
patronla konuşup saatlere tatillere düzen getirelim desek kimse yanaşmaz. böyle gelmiş. e ben tek çıkamam karşısına.
bir de ablamın komşusu aracılığı ile girdim. patron firmasını bilenler bilir. aileyiz geyiği vardır. patron bana düğününü ben yapcam filan der arada. nasihat eder. zeki kızsın, bilmemne. hani bi gönül bağı oluşuyor deidğim gibi. şimdi çıkıyorum desem ayıp olur. iş hayatında bu tür şeyelre yer yok biliyorum kızlar ama durumu bu açıdan değerlendirmeniz için belirtiyorum.
bana bi yol gösterin. siz olsanız napardınız?
kızlar çok uzun olabilir ama değerli görüşlerinize ihtiyacım var.
şu an bi inşaat firmasında (yap sat vs değil taahhüt firması. yani devlet ihalesine girip iş alırsak yapıyoruz. senede bir veya iki iş) ön muhasebe/asistanlık/sekreterlik allah ne verdiyse yapıyorum. 2 yıl doldu.
maaş : 2000 + yol + yemek işyerinden (dini bayramlarda 500 tl filan prim alırız)
(şu ana kadar her 6 ayda 250 tl zam aldım. girdiğimde 1250 tl idi maaşım.)
yönetici asistanı olarak başladım, muhasebeye geçeriz diye konuştuk ama öyle olmadı.
belli bi iş tanımım yok kızlar;
telefonlara bakıyorum.
muhasebeyi asiste ediyorum. o da kayıt vs konusunda değil evrak takibi ve verdiği görevleri yapma şeklinde.
patronu(firma sahibi) asiste ediyorum. onun seyahatleri, görüşmeleri, telefon trafiği, tabi ki özel işleri, hatırlatmaları hemen herşeyi bende.
tabi bu arada patronun ve misafirlerinin ve ayrıca ofisin misafielerinin çay kahve yemek servisi bende. diğer personele yapmıyorum. ama atıyorum bankacılar gelir muhasebe ile görüşmeye onlara da çay kahve bende. bu iş için eleman aradık. on kişi ile görüştük ama anlaşamadık.
bir de kalan idari işler. ( teklif alıp verme, bazen sözleşme hazırlama, şantiyeye mal gidecektir onun organizasyonu, ofise x alınacaktır onun araştırması/pazarlığı, alacaklılarla muhattap olma, ne bileyim aklınıza gelebilecek günlük basit işler, çok çeşitli evrak takibi bilmemne )
bu işler pratikte belki toplasan ,-üç saatimi alıyodur. onun dışında masada bomboş oturuyorum. kkda filan takılıyorum malum. o arada muhasebe ile ilgili bişeyler öğrenebilir miydim, belki evet ama muhasebedeki kadının işi öyle yoğun ki bana bişey öğretmeye vakti yok. ben de stajyer gibi masasının başında bekleyemem. ya da gidiyorum kadının yanına mesela içerden captaain çay diye sesleniyor patron. e otur kalk otur kalk hiç bişey anlamıyosunuz.
mesela muhasebedeki çalışan finans konusunda da çok bilgili. bankacılarla vs limit çalışması, skorlama vs bunlar nedir bilmiyorum. öğrenemiyorum da. biraz benim tembelliğim biraz bana bişeyi anlatmak için vaktinin olmamasından kaynaklıyor.
çalışma saatleri esnek. 08.30 başlangıç. çıkış esnek. 18.30da çıkmak neredeyse imkansız. genelde benim çıkışım 19.40 civarı. muhasebecisnin fazla mesai yapması alışkanlık olmuş saten dokuzdan önce çıkamıyor. sebebi de şu? patron içerde oturuyor. bunlar ofiste. öyle saçma bi düzene alıştırmışlar ki. ev gibi olmuş yani. ama benim de geç çıktığım çok olmuştur. 20.00-20.30 filan.
cumartesi tam gün. arada ben erken çıkıyorum izin alarak. erken dediğim de şehir dışına gidecek olursam 16.00 gibi filan. yoksa 17.00-18.00.
geçen sene yılım doldu. yıllık izin filan hak getire zaten. muhasebeci hiç kullanamıyor. kadına da üzülüyorum ama napim. yıllık izin yerine geçen sene iki bayramda da arifeler dahil hafta sonu ile birleştirdiler, iki bayramda da 9 gün filan tatil yaptım yani. yıllık izin yerine sayıldı. diğer personel bayram dönüşü mesaiye başladı. şantiye zaten 7/24, bayram seyran yok bilirsiniz.
bunlara ek olarak patronun son bir aydaki huysuzluğu. anlam veremediğim biçimde herşeye ters yaklaşıyor. azarlıyor vs. yani sabrediyorum cidden moralim bozuluyor. en son sabah o kadar saçma bi konuda azar işittim ki. herkese karşı öyle. yani ofise geldiği anda modumuz düşüyor çünkü bi yerden bişey bulup sorun çıkarıyor.
bu arada resmi tatillerde çalışıyoruz. 19 mayıs, 23 nisan gibi... mesai ücreti tabi ki yok.
izin istediğimde abartmadığım sürece alabiliyorum.
hastaysam erken git derler. bir iki kere hastalıktan gelemiycek gibiyim dedim gelme dediler. rapor vs beklemezler.
şu ana kadar 4 5 kere cumartesi için almışımdır. bişey demediler. düğün nişan için hiç izin istemedim öyle şeylerle alakam olmadığı için. istesem verirler miydi bilmiyorum.
ev alacaktık. eksiğimiz vardı. 6 bin lira istedim patrondan. verdi yine sağolsun. fazlasını da verirdi. istediğin zaman istediğin şekilde öde dedi. istersen iki sene sonra öde istersen aralarda yavaş yavaş öde farketmez dedi. böyle böyle gönül bağı oluyo biraz da. ama ben hemen ödemek istedim he ray kesilmi maaşımdan. şimdi 1500 filan kaldı sanırım.
belki toplasan bi kaç kere geç kalmışımdır. hani onda da alışkanlık haline getirilmediği sürece bişey demezler. zaten patron o saatte gelmez. muhasebedeki kadından bahsediyorum. sabah binebileceğim tek bi otobüs var. bunu biliyor. bi ara otobüs 10 dk geç geliyodu. 08.45-50de ancak geliyodum. bişey demiyodu alternatifim olmadığı için.
personelle genel olarak bi sıkıntım yok. şu oluyor bazen. x evrağı lazım diyorum. aldık alıcaz, gönderdik göndericez... ama kendileri merkezden bişey istediklerinde on kere arıyolar elimizde olmayan gecikmeler için. tabi bu arada patron ahmete şunu yap der benim aracılığım ile. ahmet onu yapmaz, bundan ben de sorumlu olurum.
şuraya bi ekleme yapayım. eğer çıkmazsam ve batmazsak emekli olurum buradan. patron asla işten çıkarma düşüncesi olan biri değil. ne hatalar olur sadece kızıp bağırır. hani kendisi de söylüyor. aşırı bi saygısızlık bilmemne olmadıkça işle ilgili bi durum yuzunden kovulmam.
kızlar ben ne yapayım. başka yerlerde bu işi sekreterler yapıyor ve asgariden fazla maaş vermezler sanırım.
ama bazen diyorum ki parası batsın it gibi çalışıyosun.
şu an 10bin kadar birikmişim var. ufak tefek taksit borcu ve şirket borcunu düşersek 8000 kalıyo desek.
işten çıksam bi süre idare eder ama hazıra dağ dayanmaz. ailemle yaşıyorum aslında masrafım yok da yerim yani bi şekilde. özellikle bi tatile gider 2000 yerim.
hani bi kursa mı gitsem? dil olabilir, ya da bi muhasebe programı (zirve filan).
ya da kpss mi denesem kursa gidip? gazi maliye mezunuyum, lisans. devlet denedim. kurum sınavları, mülakatlar vs... kiminde sınavı geçemedim kiminde mülakatta elendim. 1 1,5 sene sonra da baktım olmuyo buraya girdim işte.
bilmiyorum hiç bişeyi şu an. önümü göremiyorum. ama mutsuzum yani onu biliyorum.
patronla konuşup saatlere tatillere düzen getirelim desek kimse yanaşmaz. böyle gelmiş. e ben tek çıkamam karşısına.
bir de ablamın komşusu aracılığı ile girdim. patron firmasını bilenler bilir. aileyiz geyiği vardır. patron bana düğününü ben yapcam filan der arada. nasihat eder. zeki kızsın, bilmemne. hani bi gönül bağı oluşuyor deidğim gibi. şimdi çıkıyorum desem ayıp olur. iş hayatında bu tür şeyelre yer yok biliyorum kızlar ama durumu bu açıdan değerlendirmeniz için belirtiyorum.
bana bi yol gösterin. siz olsanız napardınız?
Bence hiiiç mutsuz olma
Ben okuduklarında tatilsizlik dışında olumsuz bir şey göremedim
Patron sana 6000tl çıkarıp vermiş bu zamanda baba oğluna yapmaz kıymetini bil
Gayet iyi bir işyerindesin
Düzgün işyeri bulmak çok zor
Kuyunu kazan yok, cinsel taciz yok, mobbing yok biraz da olumlu yanlarını gör
gerçekten mi? kime anlattıysam şok oluyo çünkü sürekli fazla çalışma, mesai yok bilmemne.
26 yaşındaydım.
ya ben hep devlet olur diye düşündüm. olmayınca ne yapacağımı bilemedim. yönlendiren de olmadı. etrafımda okumuş etmiş kimse yok ki. kendi kendime sürüklenince bu oldu.
çalışırken kpss olmuyor. denedim. çalışamıyorum kesinlikle çünkü fiili olarak iş yapmıyo gibi de olsam çay kahve telefon trafiği yetiyor kafamı doldurmaya.
çalışırken iş arasam da görüşmelere nasıl gidicem. hadi bi izin aldım iki aldım üçüncü de noluyo derler illa ki.
ben hem çalışarak hem iki küçük çocukla hemde koca olmadan hem anne hem baba olrak yaptıysam sen hayli hayli yaparsın.. bu sadece bir bahane
yıllık izin zamanın gelmiş başka da bir sorunun yok. bir hafta izin iste git bi tatil yap sonra işine geri dön bu devirde iş bulmak öyle kolay değil.
ya inanın denedim. hani kapasitem yetmiyor. yani dyoğun olmadığım günlerde günde 50 telefona bakıyorum 100 kere kapıya bakıyorum gelen giden oluyo, dikkatim dağılıyor. çalışamıyorum. keşke o azim olsa ama olmuyor.
şöyleki ben mesaim bitince akşam 19. 00 da evde oluyordum geçen yıl 3 saat çocuklarımı oynatıyordum 1 saat ev topla , oyuncak topla... saat oldu 23.00..
evet ben 23.00 de masa başına oturup gece 02.00 hatta 03.00 lere kadar ders çalıştım sabah kalıp işe gittim ve de.. çocukları da kreşe gönderdim. ayağımda ateşli çocuğu sallarken bile youtube dan ücretsiz konu anlatımları var onları dinledim..
yani emek olmadan yemek olmaz güzel kız.. :)) ve şuan o iş yeri anlattıklarını okuduğuma göre ülkemizde iş bulma şartlarına göre ideal bir yere benziyor.
kadro çıkarsa atanırız inşallah.. insanın önce ders çalışmak için onu motive eden bir sebebi olmalı.. benim sebebim boşanmış olmaktı beni bileyledi diyebiliriz.. özel sökterde tutunamam memur olmam lazım kimseye muhtaç olmayayım diye..
o kadar çok isteyeceksin ki uykuya yenik düşmeyeceksin :) bu işin sırrı budur..
Özel sektörde aslında iyi bir işe sahipsiniz. Eşimin de kendi işi, sanırım sizin patronunuz gibi biraz. Evlenenleri balayına gönderir, ev sorunu yaşayanlara yardım eder, şehir dışında ailesi olanları site içinde güvenli evlere yerleştirir filan. O yüzden aileleri davet ederler, severler. ama sorumsuzluğa karşı da sıfır tolerans. Tek farkı 8-18 çalışma saatleri aksamaz, yıllık izin var, cumartesi çalışılmıyor. İyi bir işveren olduğunu düşünüyorum, bazen çok gergin olduğunda ben söylüyorum, işyerinin ortamını geriyorsun, biraz daha yumuşak ol diye.
Ama iş gerdiğinde, başka seçeneği olmuyor gibi. Çalışan ayın sonunda maaşını alacağını biliyor sonuçta, ama maaş haftası çalışanın maaşlarını eksiksiz yetiştirmenin sorumluluğu, bir yandan işe odaklanmak, ve en önemlisi sizin yaptığınız iş, maliye vergi işlerini en optimumda tutmaya ve kar etmeye çalışmak ister istemez geriyor.
özel sektörde asgari ücretle çok daha fazla çalıştırılan ve yine de ödeme konusunda sıkıntı yaşatılan pek çok yer gördüm. Hatta bir arkadaşım iki bin liralık ama düzgün ödeme yapan bir iş için ailesini başka bir şehire taşıdı. Buunn haricinde kafası attığında karşısındakine Hakareti hak zanneden, işten kovup yine alan bir sürü manyak işveren de biliyorum.
Şu anda çalışma saatleriniz konusunda konuşmalısınız belki yavaş yavaş. Ya da işi çabuk tutup 18 de çıkacak şekilde ayarlayabilirsiniz.çünkü 8 e kadar çalışmak gerçekten özel hayat bırakmaz insanda.
Bunun haricinde özel sektörde kötü sayılmayacak bir iştesiniz diye düşünüyorum. Ancak holding gibi kurumsal bir yere girerseniz çok daha sistematik bir iş hayatına sahip olursunuz. Ama orada da kişisel ilişkiler, halden anlama, hatrın pek önemi olmuyor galiba. İşi mi beğenmedin, senin yerinde olmak isteyen pek çok kişi var modundalar.
Yapabileceğiniz en güzel şey bence maliye konusunda sınavlarla kendinizi geliştirmeniz. Hem maaşınızı hem iş seçeneklerinizi artırır.
Günde 3 saatini alıp nasıl it gibi calisiyorsun anlamadim