İyi o zaman, herkes işyerinde birbirine kaba davransın.
Bağırsın, çağırsın, emir versin.
Sizin çalıştığınız yerde durum nasıldır bilmiyorum, ancak benim çalıştığım yerlerde öğrendiğim bir şey var.
Sınırı geçtiğiniz anda o sınırın gerisine öyle bir itilirsiniz ki başınız döner.
Başka bir üye daha yazmış, bu tarz davranışlar nedeniyle devlet memuru vakarına yakışmayan davranıştan soruşturma açılır genellikle. En hafif ceza da uyarma ya da kınamadır ki bu ceza kişinin siciline işler.
Bu da ileride her zaman karşısına çıkacak demektir.
Ne yazık ki torpilli olan bu yüzden de işleri kendi istediği şekilde döndüren çok kişi var.
Ama onlar bile bu şekilde davranamayacaklarını bilir. O yüzden de genellikle işlerini alttan alta hallederler.
Konu sahibesinin hakkını ararken ne yazık ki başı ağrıyacak gibi görünüyor.
Ama böyle biri ile aynı ortamda çalışırken de çok huzurlu bir çalışma ortamı olmayacaktır.
Peki bu şikayetler yazlı mıydır yoksa sorumluya gidip sözlü olarak mı dile getirildi?
Eğer bu şikayetler sözlü yapıldıysa bir şekilde üstü kapatılmış olabilir.
Ama iş hayatında söz uçar yazı kalır.
Yazılı bir şikayeti ister istemez kayda almak ve takibini yapmak zorundalar.