- 2 Ocak 2015
- 72
- 7
- 48
- 32
- Konu Sahibi birkupakahve
- #1
ben de böyle bir şeyden muzdaribim ne yazık ki. fakat, televizyonlarda çıkan "2 gün önce beni facebooktan ekledi, aşık oldum, evlenecem!" gibi bir şey değil benimki.
8 yıldır konuşuyorum onunla internet üzerinden. Telefonda dahi konusmadik ama.
liseye giderken henüz, üye olduğum bir siteden bana mesaj atmıştı kendisi, durumuma karşılık. upuzun konuşmuştuk. gecelerce. günlerce... dört yıl sonra, yani üniversiteyi kazandığımda benim numaramı istedi. telefondan mesajlaşmaya başladık. sonra birden mesajlarıma cevap alamadım. ardından birkaç ay sonra yeniden mesaj aldım, yine uzun uzun konuştuk birkaç ay, sonra birden yine kesildi mesajları. sonra yeniden mesaj attı, yine gitti...
yani yıllardır geliyor, kendisine alıştırıyor ve yine gidiyor. kendisinden haber dahi alamıyorum. internette çok aktif biri de değil. facebook dahi kullanmıyor. öyle olunca "acaba böyle biri var mı?" diye şüpheye düşmüştüm. öyle biri var, eminim, üniversiteden bir arkadaşımın telefonu ile kendisini işletmiştim bana verdiği numaradan yıllar önce. sırf acaba böyle biri var mı diye. evet var. adını soyadını, yaşını, her şeyini bana söylediği gibi söyledi. mezun olduğu okula kadar her şey aynıydı. yani yalan söylememiş bana. o var. gerçekten var.
beynim onu "o insan" olarak öyle benimsemiş ki, karşıma çıkan her insanda onun özelliklerini aramaya başladım. ilişkilerim başlamadan bitti. bu başlamadan biten ilişkilerimin de hepsini o bildi. ben ona anlattım, o bana anlattı kendi ilişkilerini. tek bir farkla. ben anı anına anlattım, o yedi sekiz ay geçtikten sonra. böyle saçma sapan şeyler yaşadık birlikte yıllarca.
8 yıl geçti bana hiçbir zaman "buluşalım, görüşelim, yanıma gel, yanına geleyim vs vs" demedi. bir kez olsun bile. geçenlerde böyle bir konuşma oldu ilk kez. "seni görsem nasıl olurdu acaba?" diye bir şey sordu. "ben böyle alıştım." dedim. "görüşecek olsak, görüşür müydün benimle?" diye sordu. "tabii ki. 8 yıl oldu. görürdüm seni." dedim. "o halde görüşelim artık." dedi. fakat ne zaman nerde nasıl görüşeceğimize dair bir şey konuşmadık. tek bildiğim, bir gün görüşecek olmamız. yine konuşuyorduk birkaç aydır. yine alışmıştım yani ona. fakat son iki gündür, yine benden kaçıyor, yine mesajlarıma cevap alamıyorum.
yani yine kendisine alıştırdı ve yine gitti. artık bense sinirden köpürüyorum bugün.
aslında şaşırmamam gerekiyor. hep böyle yapıyor. ansızın geliyor bir mesajla, konuşuyor benimle aylarca, onla yatıp onla kalkıyorum, ona alışıyorum, öyle şeyler yapıyor ki benim için arkadaşlarım bile inanamıyor "internetten tanıdığın biri nasıl bu kadarını yapıyor, demek ki o da sana değer veriyor..." diye yorum yapıyor insanlar... sonra dediğim gibi birden ortadan kayboluyor.
artık yoruldum. şimdi biliyorum yine gelecek birkaç ay sonra. amacı ne, neden böyle yapıyor, bir türlü anlamıyorum. her seferinde kendime söz veriyorum bir daha onunla görüşmemek için, ama tek bir mesaj verdiğim tüm sözleri unutturuyor bana.
bunları yazarken bile ne kadar saçma olduğunu biliyorum her şeyin. fakat, içimdeki sıkıntıyı durduramıyorum.
bütün olumsuzlukları düşündüm. yalnız kalıyor, bana sarıyor. sonra oyalanacak bir şeyler buluyor, boş veriyor.
bana bir gün "korkuyorum ben aşık olmaya falan..." demişti. "yeniden acı çekmeye gücüm yok benim." demişti. o beni bu kadar etkiliyor ya, acaba ben de onu bu kadar etkiliyor muyumdur ki bana bunu söyledi diye düşünüyorum bazen. sonra diyorum ki, "ya yok bu çok olumlu bir şey. bu kadar masum düşünme. sonuçta o internetten tanıdığın biri."
soruyorum kendime. "güveniyor musun?" cevabım net. "hayır."
"inanıyor musun?" diyorum. "hayır."
"e" diyorum "niye o zaman niye üzülüyorsun?"
aşk değil bu, alışkanlık. onu da biliyorum.
kendimi kocaman bir saçmalığın içinde buluyorum.
kimse onun gibi konuşmuyor çünkü. kimse onun gibi anlamıyor.
biraz yapım gereği, yaşıtım veya benden bir iki yaş büyük erkeklerin konuşmaları, davranışları çocukça geldiği anda hemen soğuyorum. ilişkilerimin başlamadan bitmesinin sebebi bu.
o ise benden dört yaş büyük. konuşmaları falan o kadar mantıklı, o kadar olgun, o kadar oturaklı ki... belki bu yüzden ona çok çabuk alışıyorum.
kendisiyle bunu konuşmaya hep korktum. çünkü bu sefer kendisine aşık olduğumu düşünmesinden, ona alıştığımı anlamasından korktum.
her ne kadar 8 yıldır konuşuyor olsam da onunla yine de tanımadığım biri çünkü.
ama kendisinin dediği gibi. ben de korkuyorum. çok korkuyorum hem de. şimdi yine gitti. yine tam alıştığım anda onsuzluğa yine gelecek biliyorum. belki de bu sefer "seni görmeye geliyorum" diyecek. işte o an vereceğim tepkiden gerçekten çok korkuyorum.
8 yıldır konuşuyorum onunla internet üzerinden. Telefonda dahi konusmadik ama.
liseye giderken henüz, üye olduğum bir siteden bana mesaj atmıştı kendisi, durumuma karşılık. upuzun konuşmuştuk. gecelerce. günlerce... dört yıl sonra, yani üniversiteyi kazandığımda benim numaramı istedi. telefondan mesajlaşmaya başladık. sonra birden mesajlarıma cevap alamadım. ardından birkaç ay sonra yeniden mesaj aldım, yine uzun uzun konuştuk birkaç ay, sonra birden yine kesildi mesajları. sonra yeniden mesaj attı, yine gitti...
yani yıllardır geliyor, kendisine alıştırıyor ve yine gidiyor. kendisinden haber dahi alamıyorum. internette çok aktif biri de değil. facebook dahi kullanmıyor. öyle olunca "acaba böyle biri var mı?" diye şüpheye düşmüştüm. öyle biri var, eminim, üniversiteden bir arkadaşımın telefonu ile kendisini işletmiştim bana verdiği numaradan yıllar önce. sırf acaba böyle biri var mı diye. evet var. adını soyadını, yaşını, her şeyini bana söylediği gibi söyledi. mezun olduğu okula kadar her şey aynıydı. yani yalan söylememiş bana. o var. gerçekten var.
beynim onu "o insan" olarak öyle benimsemiş ki, karşıma çıkan her insanda onun özelliklerini aramaya başladım. ilişkilerim başlamadan bitti. bu başlamadan biten ilişkilerimin de hepsini o bildi. ben ona anlattım, o bana anlattı kendi ilişkilerini. tek bir farkla. ben anı anına anlattım, o yedi sekiz ay geçtikten sonra. böyle saçma sapan şeyler yaşadık birlikte yıllarca.
8 yıl geçti bana hiçbir zaman "buluşalım, görüşelim, yanıma gel, yanına geleyim vs vs" demedi. bir kez olsun bile. geçenlerde böyle bir konuşma oldu ilk kez. "seni görsem nasıl olurdu acaba?" diye bir şey sordu. "ben böyle alıştım." dedim. "görüşecek olsak, görüşür müydün benimle?" diye sordu. "tabii ki. 8 yıl oldu. görürdüm seni." dedim. "o halde görüşelim artık." dedi. fakat ne zaman nerde nasıl görüşeceğimize dair bir şey konuşmadık. tek bildiğim, bir gün görüşecek olmamız. yine konuşuyorduk birkaç aydır. yine alışmıştım yani ona. fakat son iki gündür, yine benden kaçıyor, yine mesajlarıma cevap alamıyorum.
yani yine kendisine alıştırdı ve yine gitti. artık bense sinirden köpürüyorum bugün.
aslında şaşırmamam gerekiyor. hep böyle yapıyor. ansızın geliyor bir mesajla, konuşuyor benimle aylarca, onla yatıp onla kalkıyorum, ona alışıyorum, öyle şeyler yapıyor ki benim için arkadaşlarım bile inanamıyor "internetten tanıdığın biri nasıl bu kadarını yapıyor, demek ki o da sana değer veriyor..." diye yorum yapıyor insanlar... sonra dediğim gibi birden ortadan kayboluyor.
artık yoruldum. şimdi biliyorum yine gelecek birkaç ay sonra. amacı ne, neden böyle yapıyor, bir türlü anlamıyorum. her seferinde kendime söz veriyorum bir daha onunla görüşmemek için, ama tek bir mesaj verdiğim tüm sözleri unutturuyor bana.
bunları yazarken bile ne kadar saçma olduğunu biliyorum her şeyin. fakat, içimdeki sıkıntıyı durduramıyorum.
bütün olumsuzlukları düşündüm. yalnız kalıyor, bana sarıyor. sonra oyalanacak bir şeyler buluyor, boş veriyor.
bana bir gün "korkuyorum ben aşık olmaya falan..." demişti. "yeniden acı çekmeye gücüm yok benim." demişti. o beni bu kadar etkiliyor ya, acaba ben de onu bu kadar etkiliyor muyumdur ki bana bunu söyledi diye düşünüyorum bazen. sonra diyorum ki, "ya yok bu çok olumlu bir şey. bu kadar masum düşünme. sonuçta o internetten tanıdığın biri."
soruyorum kendime. "güveniyor musun?" cevabım net. "hayır."
"inanıyor musun?" diyorum. "hayır."
"e" diyorum "niye o zaman niye üzülüyorsun?"
aşk değil bu, alışkanlık. onu da biliyorum.
kendimi kocaman bir saçmalığın içinde buluyorum.
kimse onun gibi konuşmuyor çünkü. kimse onun gibi anlamıyor.
biraz yapım gereği, yaşıtım veya benden bir iki yaş büyük erkeklerin konuşmaları, davranışları çocukça geldiği anda hemen soğuyorum. ilişkilerimin başlamadan bitmesinin sebebi bu.
o ise benden dört yaş büyük. konuşmaları falan o kadar mantıklı, o kadar olgun, o kadar oturaklı ki... belki bu yüzden ona çok çabuk alışıyorum.
kendisiyle bunu konuşmaya hep korktum. çünkü bu sefer kendisine aşık olduğumu düşünmesinden, ona alıştığımı anlamasından korktum.
her ne kadar 8 yıldır konuşuyor olsam da onunla yine de tanımadığım biri çünkü.
ama kendisinin dediği gibi. ben de korkuyorum. çok korkuyorum hem de. şimdi yine gitti. yine tam alıştığım anda onsuzluğa yine gelecek biliyorum. belki de bu sefer "seni görmeye geliyorum" diyecek. işte o an vereceğim tepkiden gerçekten çok korkuyorum.
Son düzenleme: