- 25 Aralık 2017
- 2.561
- 10.361
-
- Konu Sahibi Sebepsizce0055
- #121
ağzım açık okudum resmen ruh hastası.daha ne yapardınızı mı kalmış çok şükür mesleğiniz var, keşke o an polisi çağırsaydınız darp raporu alsaydınız.şu ruh hastasıyla 1 dk daha evde durmayın , uzaklaşırma çıkartın annenizin yanına gitmek için izin işini de polis size yol gösterir.Merhabalar, söze nasıl başlasam bilemiyorum. Eşim ile 4 sene sevgililik 3 senedirde evliyiz. Toplamda 7senelik bir birlikteliğimiz var. Başlarda her şey çok güzeldi. Sevgililik dönemi çok keyifliydi. Evliliğin ilk bir buçuk senesi de çok güzeldi. Ben ilk kez hamile kaldım. Fakat sekiz haftalıkken düşük yaptım. Bu bizi yıktı. Sonra bı kez daha hamile kaldım. Hamilelik surecim berbattı. Her gün bebeğimi kaybetme korkusu ile yaşıyordum. Gitmedigin doktor kalmadı. Her gittiğimde farklı bı sorun soyluyorlardi. Psikolojik olarak hamilelikte geçirdiğim kaybetme korkusu beni mahfetti. Üzerine 60 kilodan 95e çıktım. Bu süreçte eşim bana hep ilgiliydi her şeye yardım ediyor, her gün karnımı seviyor adeta bir melekmisim gibi davranıyordu. Bir dediğim iki olmazdı. Asla kavga etmezdim. Doğumum çok zor geçti yapayalnız bir doğum odasında suni sancı ile 12 saatlik acı iciinde yerleri öpe öpe geçen bir doğum. Doğumdan sonra 12gunluk bir yoğun bakım sürecimiz oldu. Oglumuzun kanında enfeksiyon vardı 12 gün boyunca tek başıma anne otelinde kaldım çocuğu olan bilir asla uyuyamıyorsun uz 7/24 annelik yapıyorsunuz sürekli emziriyorsunuz olmuşsunuz 95 kilo kendinizi bile taşıyamıyor ken... Sonrasında eve geldik işim hemen desteğini çekti tabii ki. Ev işleri yemek çocuk bakımı ve diğer her şey benim üzeri.deydi. annem 65 yaşında olmasına rağmen ve kanser hastası olmasına rağmen hamileliğimde ve doğum sonrasında hep yanimdaydi. Eşim desteklememeye başladı. Bizim tuvaletlerimiz farklı onun tuvaletine girmiyoruz hiçbirimiz ama o konuda bile (görmediğim için unutmuşum temizlemeyi) onun tuvaletini temizlemenin gerektiğini bana asla yardım etmeyeceğini kılını bile kipirdatmayacagini söyledi. Yani evde annem ve eşim yorulmasin diye her şey benim üzerime kaldi. Bu dönem aylarca böyle devam etti. Şuan bebeğim 1 yaşına geldi. 12 ay boyunca bizde durum şu; eşim işten gelir, işte uyumuş olur ama yine de uyur. Kanepeye uzanıp eline telefon alır. Saatlerce borsaya bakar. Ve saatlerce başka bir dünyada takılır. Asla ilgilenmez. Hatta cinsel hayatımız bile kötüydü. Yataklar ayrılmış durumdayi,. Korona döneminden hemen önce (bu arada öğretmenim) çalışıyordum ve artık okullar tatil olunca annemi evine gonderdik. Kaldık eşim ile baş başa. Herhangi bir sosyalligimiz iki senedir yok. Birlikte yürüyüş bile yapmayız yani. Ben bunaldım arkadaşlar. Ev işi temizlik yemek hepsi bende. Çocuk bakımı oynaması eylemesi bende. Uykusuzluk hepsi bende... Eşim yine aynı kanepeye uzanır asla konuşmaz. Konuşunca da hep asaglar. Eleştirir. Ben de üzülüp kiriliyorum haliyle. Sürekli kavga etmeye başladık. En son ki olay beni dehşete düşürdü.
Orucuz. Hafta sonu anneler günü. Kayınvalidem e bir siteden Cicek sipariş ettim. İki dal orkide klasik. Sonra eşime söyledim. Bana iyiki bana sormamışsın bune böyle saksı mi bu maketmi diye söyledi. Ses tonu yüksekti her zamanki gibi eleştirir asagilar tavrı vardı. Bende neden küçümsediğini sordum. Ben kucumsemiyorum dedi. Suratında ki ifade ve bağırması öyle değildi. Bana uyduruyorsun diye bağırmaya başladı. Bebek uyuyordu. Bende kırıldım gücendim başka odaya gittim sakinleşmek için. Çocuk uyanmış o sırada sırf çocuğa bakmamak için geldi. Bende o odadan çıkıp salona gittim. İçimden kızgın kirgindim. Sesim çıkmadı bebeğimin karnını doyurup uyuttum geri. Bana sesini yükseltti ona ifttira attigimi. Söyledi. Bende ağlamaya başladım. Gozyaslarimin timsah gözyaşları olduğunu söyledi. Bende daha kötü oldum. Bebeğin yanında bağırması zaten bebeği de benide bitiriyor. Siparişi iptal ettim. Bu sefer iptal etmek için sipariş verdin dedi. Kafayı yemek üzereyim bende saçmalama diye bağırdım. Sesler yükseldi. İlk kez beni öyle bir dövdü ki... Ugundum kaldım yerde. Kendimi öyle kötü hissettim ki. Defol dedim git dedim. Bitti dedim. Bağırıyorum. İçine ettin her şeyin dedim. Silahını getirdi kafasına dayadı tehdit etti. (Hamileliğimin 4.ayinda en yakın arkadaşı silahla kafasına sıkıp intihar etmişti) onun ismini söyleyerek beni onun gibi yapacaksın dedi. Şarjörü düştü o esnada alıp sakladım sıkmasın diye. Hem dayak yedim hem ölmesinden öldürmesi sen korktum. Neyse bu elini yere vurmuş. Eli kırıldı. Ertesi gün işten geldiğinde (eve gelme demiştim) anahtar arkada olmadığı için geldi. Bana vurduğu için özür diledi ama belirtti sadece vurduğu için... sebebi de bebeğin önünde ona bağırmış olmam iyi de ben bagirdiysam o tatlı tonla soylemediki oda bağırdı bebeğin önünde de dövdü. İlk anneler günüm böyle geçti benim. Ne yapacağımı bilmez bir haldeyim. Tikandik kaldık. Kavgalarının hep bağırış cagiris... Yoruldum bunaldım. Konuşsam anlamıyor beni. Değer vermiyor. ,Zaten ev işi çocuk iyice saldı kendini her şeyi benim bu evin. Üstelik kiriktan rapor alıp evde oturcak. Şimdi iyice birbirimize gireriz diye korkuyorum. Ne yapmalıyım nasıl bir yol izlemeliyim bilmiyorum. Ama içim acıyor. İlk anneler günümun dayakla geçmesi.. tehditlerle geçmesi... Hepsi bir yana bu şekilde devam edersek bebeğimizin psikolojisi ne olacak... Halen şoktayım. Daha önce olmayan şeyler oluyor. Akıl istiyorum sizden...yapayalnızim kimseye derdimi anlatamadım... Ne yapmalıyım?? Siz bunları yasasaniz ne yapardiniz?
Mümkünse alın bebeğinizi annenizin yanına gidin. Öğretmensiniz kendi paranızı kazanıyosunuz. Evde silah var Allah korusun sizede bebeğede zarar verebilir. Böyle devam ederse o çocuk korku içinde büyücek. Belki fiziksel bi sorunu olmaz ama psikolojisi kötü etkilenir.Merhabalar, söze nasıl başlasam bilemiyorum. Eşim ile 4 sene sevgililik 3 senedirde evliyiz. Toplamda 7senelik bir birlikteliğimiz var. Başlarda her şey çok güzeldi. Sevgililik dönemi çok keyifliydi. Evliliğin ilk bir buçuk senesi de çok güzeldi. Ben ilk kez hamile kaldım. Fakat sekiz haftalıkken düşük yaptım. Bu bizi yıktı. Sonra bı kez daha hamile kaldım. Hamilelik surecim berbattı. Her gün bebeğimi kaybetme korkusu ile yaşıyordum. Gitmedigin doktor kalmadı. Her gittiğimde farklı bı sorun soyluyorlardi. Psikolojik olarak hamilelikte geçirdiğim kaybetme korkusu beni mahfetti. Üzerine 60 kilodan 95e çıktım. Bu süreçte eşim bana hep ilgiliydi her şeye yardım ediyor, her gün karnımı seviyor adeta bir melekmisim gibi davranıyordu. Bir dediğim iki olmazdı. Asla kavga etmezdim. Doğumum çok zor geçti yapayalnız bir doğum odasında suni sancı ile 12 saatlik acı iciinde yerleri öpe öpe geçen bir doğum. Doğumdan sonra 12gunluk bir yoğun bakım sürecimiz oldu. Oglumuzun kanında enfeksiyon vardı 12 gün boyunca tek başıma anne otelinde kaldım çocuğu olan bilir asla uyuyamıyorsun uz 7/24 annelik yapıyorsunuz sürekli emziriyorsunuz olmuşsunuz 95 kilo kendinizi bile taşıyamıyor ken... Sonrasında eve geldik işim hemen desteğini çekti tabii ki. Ev işleri yemek çocuk bakımı ve diğer her şey benim üzeri.deydi. annem 65 yaşında olmasına rağmen ve kanser hastası olmasına rağmen hamileliğimde ve doğum sonrasında hep yanimdaydi. Eşim desteklememeye başladı. Bizim tuvaletlerimiz farklı onun tuvaletine girmiyoruz hiçbirimiz ama o konuda bile (görmediğim için unutmuşum temizlemeyi) onun tuvaletini temizlemenin gerektiğini bana asla yardım etmeyeceğini kılını bile kipirdatmayacagini söyledi. Yani evde annem ve eşim yorulmasin diye her şey benim üzerime kaldi. Bu dönem aylarca böyle devam etti. Şuan bebeğim 1 yaşına geldi. 12 ay boyunca bizde durum şu; eşim işten gelir, işte uyumuş olur ama yine de uyur. Kanepeye uzanıp eline telefon alır. Saatlerce borsaya bakar. Ve saatlerce başka bir dünyada takılır. Asla ilgilenmez. Hatta cinsel hayatımız bile kötüydü. Yataklar ayrılmış durumdayi,. Korona döneminden hemen önce (bu arada öğretmenim) çalışıyordum ve artık okullar tatil olunca annemi evine gonderdik. Kaldık eşim ile baş başa. Herhangi bir sosyalligimiz iki senedir yok. Birlikte yürüyüş bile yapmayız yani. Ben bunaldım arkadaşlar. Ev işi temizlik yemek hepsi bende. Çocuk bakımı oynaması eylemesi bende. Uykusuzluk hepsi bende... Eşim yine aynı kanepeye uzanır asla konuşmaz. Konuşunca da hep asaglar. Eleştirir. Ben de üzülüp kiriliyorum haliyle. Sürekli kavga etmeye başladık. En son ki olay beni dehşete düşürdü.
Orucuz. Hafta sonu anneler günü. Kayınvalidem e bir siteden Cicek sipariş ettim. İki dal orkide klasik. Sonra eşime söyledim. Bana iyiki bana sormamışsın bune böyle saksı mi bu maketmi diye söyledi. Ses tonu yüksekti her zamanki gibi eleştirir asagilar tavrı vardı. Bende neden küçümsediğini sordum. Ben kucumsemiyorum dedi. Suratında ki ifade ve bağırması öyle değildi. Bana uyduruyorsun diye bağırmaya başladı. Bebek uyuyordu. Bende kırıldım gücendim başka odaya gittim sakinleşmek için. Çocuk uyanmış o sırada sırf çocuğa bakmamak için geldi. Bende o odadan çıkıp salona gittim. İçimden kızgın kirgindim. Sesim çıkmadı bebeğimin karnını doyurup uyuttum geri. Bana sesini yükseltti ona ifttira attigimi. Söyledi. Bende ağlamaya başladım. Gozyaslarimin timsah gözyaşları olduğunu söyledi. Bende daha kötü oldum. Bebeğin yanında bağırması zaten bebeği de benide bitiriyor. Siparişi iptal ettim. Bu sefer iptal etmek için sipariş verdin dedi. Kafayı yemek üzereyim bende saçmalama diye bağırdım. Sesler yükseldi. İlk kez beni öyle bir dövdü ki... Ugundum kaldım yerde. Kendimi öyle kötü hissettim ki. Defol dedim git dedim. Bitti dedim. Bağırıyorum. İçine ettin her şeyin dedim. Silahını getirdi kafasına dayadı tehdit etti. (Hamileliğimin 4.ayinda en yakın arkadaşı silahla kafasına sıkıp intihar etmişti) onun ismini söyleyerek beni onun gibi yapacaksın dedi. Şarjörü düştü o esnada alıp sakladım sıkmasın diye. Hem dayak yedim hem ölmesinden öldürmesi sen korktum. Neyse bu elini yere vurmuş. Eli kırıldı. Ertesi gün işten geldiğinde (eve gelme demiştim) anahtar arkada olmadığı için geldi. Bana vurduğu için özür diledi ama belirtti sadece vurduğu için... sebebi de bebeğin önünde ona bağırmış olmam iyi de ben bagirdiysam o tatlı tonla soylemediki oda bağırdı bebeğin önünde de dövdü. İlk anneler günüm böyle geçti benim. Ne yapacağımı bilmez bir haldeyim. Tikandik kaldık. Kavgalarının hep bağırış cagiris... Yoruldum bunaldım. Konuşsam anlamıyor beni. Değer vermiyor. ,Zaten ev işi çocuk iyice saldı kendini her şeyi benim bu evin. Üstelik kiriktan rapor alıp evde oturcak. Şimdi iyice birbirimize gireriz diye korkuyorum. Ne yapmalıyım nasıl bir yol izlemeliyim bilmiyorum. Ama içim acıyor. İlk anneler günümun dayakla geçmesi.. tehditlerle geçmesi... Hepsi bir yana bu şekilde devam edersek bebeğimizin psikolojisi ne olacak... Halen şoktayım. Daha önce olmayan şeyler oluyor. Akıl istiyorum sizden...yapayalnızim kimseye derdimi anlatamadım... Ne yapmalıyım?? Siz bunları yasasaniz ne yapardiniz?
Yol yakınken kurtulun lütfen dayak başladı mı sonu gelmiyor
Belli kendini psikopata bağlamış, babanızın oğlu değil onsuz da yaşarsınız çok da rahat edersiniz
Bakın rapor almış gelmiş diye kara kara düşünüyorsunuz bir ömür böyle geçer mi
Siz de insan evladısınız canınızı yerde bulmadınız
O silah çok değil bir müddet sonra size de döner aman diyelim.
Çok üzüldüm. Hamilelik zaten zor bi dönem sonrası lohusalık eşe en ihtiyaç olunan dönem bence eşiniz arkadaşıyla ilgili psikolojisi ciddi şekilde bozulmuş. Bi yardım alması gerekiyor. Eğer almak istemiyorsa bunları çekmeyin emin olun bebeğiniz çok çok etkileniyordur.Merhabalar, söze nasıl başlasam bilemiyorum. Eşim ile 4 sene sevgililik 3 senedirde evliyiz. Toplamda 7senelik bir birlikteliğimiz var. Başlarda her şey çok güzeldi. Sevgililik dönemi çok keyifliydi. Evliliğin ilk bir buçuk senesi de çok güzeldi. Ben ilk kez hamile kaldım. Fakat sekiz haftalıkken düşük yaptım. Bu bizi yıktı. Sonra bı kez daha hamile kaldım. Hamilelik surecim berbattı. Her gün bebeğimi kaybetme korkusu ile yaşıyordum. Gitmedigin doktor kalmadı. Her gittiğimde farklı bı sorun soyluyorlardi. Psikolojik olarak hamilelikte geçirdiğim kaybetme korkusu beni mahfetti. Üzerine 60 kilodan 95e çıktım. Bu süreçte eşim bana hep ilgiliydi her şeye yardım ediyor, her gün karnımı seviyor adeta bir melekmisim gibi davranıyordu. Bir dediğim iki olmazdı. Asla kavga etmezdim. Doğumum çok zor geçti yapayalnız bir doğum odasında suni sancı ile 12 saatlik acı iciinde yerleri öpe öpe geçen bir doğum. Doğumdan sonra 12gunluk bir yoğun bakım sürecimiz oldu. Oglumuzun kanında enfeksiyon vardı 12 gün boyunca tek başıma anne otelinde kaldım çocuğu olan bilir asla uyuyamıyorsun uz 7/24 annelik yapıyorsunuz sürekli emziriyorsunuz olmuşsunuz 95 kilo kendinizi bile taşıyamıyor ken... Sonrasında eve geldik işim hemen desteğini çekti tabii ki. Ev işleri yemek çocuk bakımı ve diğer her şey benim üzeri.deydi. annem 65 yaşında olmasına rağmen ve kanser hastası olmasına rağmen hamileliğimde ve doğum sonrasında hep yanimdaydi. Eşim desteklememeye başladı. Bizim tuvaletlerimiz farklı onun tuvaletine girmiyoruz hiçbirimiz ama o konuda bile (görmediğim için unutmuşum temizlemeyi) onun tuvaletini temizlemenin gerektiğini bana asla yardım etmeyeceğini kılını bile kipirdatmayacagini söyledi. Yani evde annem ve eşim yorulmasin diye her şey benim üzerime kaldi. Bu dönem aylarca böyle devam etti. Şuan bebeğim 1 yaşına geldi. 12 ay boyunca bizde durum şu; eşim işten gelir, işte uyumuş olur ama yine de uyur. Kanepeye uzanıp eline telefon alır. Saatlerce borsaya bakar. Ve saatlerce başka bir dünyada takılır. Asla ilgilenmez. Hatta cinsel hayatımız bile kötüydü. Yataklar ayrılmış durumdayi,. Korona döneminden hemen önce (bu arada öğretmenim) çalışıyordum ve artık okullar tatil olunca annemi evine gonderdik. Kaldık eşim ile baş başa. Herhangi bir sosyalligimiz iki senedir yok. Birlikte yürüyüş bile yapmayız yani. Ben bunaldım arkadaşlar. Ev işi temizlik yemek hepsi bende. Çocuk bakımı oynaması eylemesi bende. Uykusuzluk hepsi bende... Eşim yine aynı kanepeye uzanır asla konuşmaz. Konuşunca da hep asaglar. Eleştirir. Ben de üzülüp kiriliyorum haliyle. Sürekli kavga etmeye başladık. En son ki olay beni dehşete düşürdü.
Orucuz. Hafta sonu anneler günü. Kayınvalidem e bir siteden Cicek sipariş ettim. İki dal orkide klasik. Sonra eşime söyledim. Bana iyiki bana sormamışsın bune böyle saksı mi bu maketmi diye söyledi. Ses tonu yüksekti her zamanki gibi eleştirir asagilar tavrı vardı. Bende neden küçümsediğini sordum. Ben kucumsemiyorum dedi. Suratında ki ifade ve bağırması öyle değildi. Bana uyduruyorsun diye bağırmaya başladı. Bebek uyuyordu. Bende kırıldım gücendim başka odaya gittim sakinleşmek için. Çocuk uyanmış o sırada sırf çocuğa bakmamak için geldi. Bende o odadan çıkıp salona gittim. İçimden kızgın kirgindim. Sesim çıkmadı bebeğimin karnını doyurup uyuttum geri. Bana sesini yükseltti ona ifttira attigimi. Söyledi. Bende ağlamaya başladım. Gozyaslarimin timsah gözyaşları olduğunu söyledi. Bende daha kötü oldum. Bebeğin yanında bağırması zaten bebeği de benide bitiriyor. Siparişi iptal ettim. Bu sefer iptal etmek için sipariş verdin dedi. Kafayı yemek üzereyim bende saçmalama diye bağırdım. Sesler yükseldi. İlk kez beni öyle bir dövdü ki... Ugundum kaldım yerde. Kendimi öyle kötü hissettim ki. Defol dedim git dedim. Bitti dedim. Bağırıyorum. İçine ettin her şeyin dedim. Silahını getirdi kafasına dayadı tehdit etti. (Hamileliğimin 4.ayinda en yakın arkadaşı silahla kafasına sıkıp intihar etmişti) onun ismini söyleyerek beni onun gibi yapacaksın dedi. Şarjörü düştü o esnada alıp sakladım sıkmasın diye. Hem dayak yedim hem ölmesinden öldürmesi sen korktum. Neyse bu elini yere vurmuş. Eli kırıldı. Ertesi gün işten geldiğinde (eve gelme demiştim) anahtar arkada olmadığı için geldi. Bana vurduğu için özür diledi ama belirtti sadece vurduğu için... sebebi de bebeğin önünde ona bağırmış olmam iyi de ben bagirdiysam o tatlı tonla soylemediki oda bağırdı bebeğin önünde de dövdü. İlk anneler günüm böyle geçti benim. Ne yapacağımı bilmez bir haldeyim. Tikandik kaldık. Kavgalarının hep bağırış cagiris... Yoruldum bunaldım. Konuşsam anlamıyor beni. Değer vermiyor. ,Zaten ev işi çocuk iyice saldı kendini her şeyi benim bu evin. Üstelik kiriktan rapor alıp evde oturcak. Şimdi iyice birbirimize gireriz diye korkuyorum. Ne yapmalıyım nasıl bir yol izlemeliyim bilmiyorum. Ama içim acıyor. İlk anneler günümun dayakla geçmesi.. tehditlerle geçmesi... Hepsi bir yana bu şekilde devam edersek bebeğimizin psikolojisi ne olacak... Halen şoktayım. Daha önce olmayan şeyler oluyor. Akıl istiyorum sizden...yapayalnızim kimseye derdimi anlatamadım... Ne yapmalıyım?? Siz bunları yasasaniz ne yapardiniz?
Elinin kırılması isabet olmuş Allah kahretsin böyle herifleri kusura bakma beddua ettim çok üzüldüm gerçekten içim sızladıMerhabalar, söze nasıl başlasam bilemiyorum. Eşim ile 4 sene sevgililik 3 senedirde evliyiz. Toplamda 7senelik bir birlikteliğimiz var. Başlarda her şey çok güzeldi. Sevgililik dönemi çok keyifliydi. Evliliğin ilk bir buçuk senesi de çok güzeldi. Ben ilk kez hamile kaldım. Fakat sekiz haftalıkken düşük yaptım. Bu bizi yıktı. Sonra bı kez daha hamile kaldım. Hamilelik surecim berbattı. Her gün bebeğimi kaybetme korkusu ile yaşıyordum. Gitmedigin doktor kalmadı. Her gittiğimde farklı bı sorun soyluyorlardi. Psikolojik olarak hamilelikte geçirdiğim kaybetme korkusu beni mahfetti. Üzerine 60 kilodan 95e çıktım. Bu süreçte eşim bana hep ilgiliydi her şeye yardım ediyor, her gün karnımı seviyor adeta bir melekmisim gibi davranıyordu. Bir dediğim iki olmazdı. Asla kavga etmezdim. Doğumum çok zor geçti yapayalnız bir doğum odasında suni sancı ile 12 saatlik acı iciinde yerleri öpe öpe geçen bir doğum. Doğumdan sonra 12gunluk bir yoğun bakım sürecimiz oldu. Oglumuzun kanında enfeksiyon vardı 12 gün boyunca tek başıma anne otelinde kaldım çocuğu olan bilir asla uyuyamıyorsun uz 7/24 annelik yapıyorsunuz sürekli emziriyorsunuz olmuşsunuz 95 kilo kendinizi bile taşıyamıyor ken... Sonrasında eve geldik işim hemen desteğini çekti tabii ki. Ev işleri yemek çocuk bakımı ve diğer her şey benim üzeri.deydi. annem 65 yaşında olmasına rağmen ve kanser hastası olmasına rağmen hamileliğimde ve doğum sonrasında hep yanimdaydi. Eşim desteklememeye başladı. Bizim tuvaletlerimiz farklı onun tuvaletine girmiyoruz hiçbirimiz ama o konuda bile (görmediğim için unutmuşum temizlemeyi) onun tuvaletini temizlemenin gerektiğini bana asla yardım etmeyeceğini kılını bile kipirdatmayacagini söyledi. Yani evde annem ve eşim yorulmasin diye her şey benim üzerime kaldi. Bu dönem aylarca böyle devam etti. Şuan bebeğim 1 yaşına geldi. 12 ay boyunca bizde durum şu; eşim işten gelir, işte uyumuş olur ama yine de uyur. Kanepeye uzanıp eline telefon alır. Saatlerce borsaya bakar. Ve saatlerce başka bir dünyada takılır. Asla ilgilenmez. Hatta cinsel hayatımız bile kötüydü. Yataklar ayrılmış durumdayi,. Korona döneminden hemen önce (bu arada öğretmenim) çalışıyordum ve artık okullar tatil olunca annemi evine gonderdik. Kaldık eşim ile baş başa. Herhangi bir sosyalligimiz iki senedir yok. Birlikte yürüyüş bile yapmayız yani. Ben bunaldım arkadaşlar. Ev işi temizlik yemek hepsi bende. Çocuk bakımı oynaması eylemesi bende. Uykusuzluk hepsi bende... Eşim yine aynı kanepeye uzanır asla konuşmaz. Konuşunca da hep asaglar. Eleştirir. Ben de üzülüp kiriliyorum haliyle. Sürekli kavga etmeye başladık. En son ki olay beni dehşete düşürdü.
Orucuz. Hafta sonu anneler günü. Kayınvalidem e bir siteden Cicek sipariş ettim. İki dal orkide klasik. Sonra eşime söyledim. Bana iyiki bana sormamışsın bune böyle saksı mi bu maketmi diye söyledi. Ses tonu yüksekti her zamanki gibi eleştirir asagilar tavrı vardı. Bende neden küçümsediğini sordum. Ben kucumsemiyorum dedi. Suratında ki ifade ve bağırması öyle değildi. Bana uyduruyorsun diye bağırmaya başladı. Bebek uyuyordu. Bende kırıldım gücendim başka odaya gittim sakinleşmek için. Çocuk uyanmış o sırada sırf çocuğa bakmamak için geldi. Bende o odadan çıkıp salona gittim. İçimden kızgın kirgindim. Sesim çıkmadı bebeğimin karnını doyurup uyuttum geri. Bana sesini yükseltti ona ifttira attigimi. Söyledi. Bende ağlamaya başladım. Gozyaslarimin timsah gözyaşları olduğunu söyledi. Bende daha kötü oldum. Bebeğin yanında bağırması zaten bebeği de benide bitiriyor. Siparişi iptal ettim. Bu sefer iptal etmek için sipariş verdin dedi. Kafayı yemek üzereyim bende saçmalama diye bağırdım. Sesler yükseldi. İlk kez beni öyle bir dövdü ki... Ugundum kaldım yerde. Kendimi öyle kötü hissettim ki. Defol dedim git dedim. Bitti dedim. Bağırıyorum. İçine ettin her şeyin dedim. Silahını getirdi kafasına dayadı tehdit etti. (Hamileliğimin 4.ayinda en yakın arkadaşı silahla kafasına sıkıp intihar etmişti) onun ismini söyleyerek beni onun gibi yapacaksın dedi. Şarjörü düştü o esnada alıp sakladım sıkmasın diye. Hem dayak yedim hem ölmesinden öldürmesi sen korktum. Neyse bu elini yere vurmuş. Eli kırıldı. Ertesi gün işten geldiğinde (eve gelme demiştim) anahtar arkada olmadığı için geldi. Bana vurduğu için özür diledi ama belirtti sadece vurduğu için... sebebi de bebeğin önünde ona bağırmış olmam iyi de ben bagirdiysam o tatlı tonla soylemediki oda bağırdı bebeğin önünde de dövdü. İlk anneler günüm böyle geçti benim. Ne yapacağımı bilmez bir haldeyim. Tikandik kaldık. Kavgalarının hep bağırış cagiris... Yoruldum bunaldım. Konuşsam anlamıyor beni. Değer vermiyor. ,Zaten ev işi çocuk iyice saldı kendini her şeyi benim bu evin. Üstelik kiriktan rapor alıp evde oturcak. Şimdi iyice birbirimize gireriz diye korkuyorum. Ne yapmalıyım nasıl bir yol izlemeliyim bilmiyorum. Ama içim acıyor. İlk anneler günümun dayakla geçmesi.. tehditlerle geçmesi... Hepsi bir yana bu şekilde devam edersek bebeğimizin psikolojisi ne olacak... Halen şoktayım. Daha önce olmayan şeyler oluyor. Akıl istiyorum sizden...yapayalnızim kimseye derdimi anlatamadım... Ne yapmalıyım?? Siz bunları yasasaniz ne yapardiniz?
Adam emniyet mensubu (eğer emniyetimiz böyle manyaklara kaldıysa sçtk) şarjörü düşmemiştir, düşüremez yani, blöf yapıyor pis herif,
Kendini öldürecek adam öldürür ki keşke kendi kendilerine bunu yapsalar da etraflarındakine iyilik yapsalar, elleri kırılasıcalar