İhanet ve gayrimeşru çocuk. Söylemek mi susmak mı?

bu arada sağdan soldan ya da bizzat adamın ağzından duyduğunuz maddi durumunun kötü olduğu yönünde sözlere itibar etmiş olmanız da çok safça. bir Türk vatandaşının bir başka ülkede iş bağlantısı olması, işinin uzantısı olması ve hatta iş için o ülkeye seyahati için vizesinin edinilmesi gibi durumların hepsinin işletmenin karlılığı ile sağlanan ve sürdürülebilen şeylerdir. ayrıca diğer ülkedeki kadın da kara kaşı, kara gözü için ya da hayır olsun diye onca yıldır bu beraberliği sürdürüp bir de çocukla taçlandırmıyor; maddi olarak kadını refah içerisinde yaşatıyor demek ki.
Muhtemelen borcum var deyip ellerindeki malları borç için satıp mal kaçırdı. Kadın da yazık borç için satıldı sanıyordur. Yurtdışındaki şirketin yarısını diğer kadına vermiş zaten, buradaki eşinden de mal kaçırıyor. Kayınailesinin konu sahibinin annesi tarafından uyarılması sonucunda da başka mallar kaldıysa onları da yok edecekler. Bazen insan hiçbirşey yapmasa daha hayırlı oluyor yani.

Ayrıca evet kimse yaşlı evli çocuklu adamı parasız çekmez. Bunu düşünmek için saf olmak lazım.
 
Muhtemelen borcum var deyip ellerindeki malları borç için satıp mal kaçırdı. Kadın da yazık borç için satıldı sanıyordur. Yurtdışındaki şirketin yarısını diğer kadına vermiş zaten, buradaki eşinden de mal kaçırıyor. Kayınailesinin konu sahibinin annesi tarafından uyarılması sonucunda da başka mallar kaldıysa onları da yok edecekler. Bazen insan hiçbirşey yapmasa daha hayırlı oluyor yani.

Ayrıca evet kimse yaşlı evli çocuklu adamı parasız çekmez. Bunu düşünmek için saf olmak lazım.
Muhtemelen değil, kesinlikle böyle bence.. Sigrid Sigrid de yukarıda çok güzel açıklamış...
 
Anneniz düşman olmaktan çekinmiyor muydu? Yüzyüze bakıyoruz, durduk yere aramız bozulacak, ara bozan bizi bilirler, vs. Bunlar da korkmaya dahil aslında.
Ben annemin ne yaptığını anlamıyorum artık Katip. Biz bir plan yaptık. Kendi aramızda okeyledik. En mantıklı görüneni buydu. Dün akşam abla bize geldiğinde bazı konuşmaları toparlamak barışmak istediği yönündeydi. Çok normal çünkü kadın kocasının ne b*k olduğunu bilmiyor. Geçimsizlik sanıyor, kafası karışık sanıyor, canı sıkılmış sanıyor. Bir de yanlış anlamadıysam abla bugün kayınvalidesini arayıp barışmak istediği minvalinde konuşmuş. Bunun üzerine herkes ağız değiştirdi. Kadın boşanmak istemiyor hımm barışsınlar biz ara bozmayalım oldu. Lan dedim çocuk var ÇOCUK hadi metresi bıraktı çocuk ne olacak?? Çok afedersin çıktığı yere geri mi koyacak?? Aynen böyle dedim. Bu kafaya göre şu an adam evine dönüp kapısını kapattığı anda çocuk ve kadın puff atmosfere karışacaklar. Çok öfkeliyim gerçekten.
 
Selamlar herkese. Çok arada kaldığım bir konu var fikir almaya geldim hanımlar. Biraz uzun olacak okursanız çok sevinirim. Şimdi benim bir tanıdığım var. 20 yıldan fazladır evli, çocukları üniversite okuyor. Ev hanımı çalışmıyor, mesleği de yok. Bir süredir eşiyle ayrılık sürecinde. Eşinin kendi işi var. Yurtdışında da işler yapıyor, ticaret gibi düşünebilirsiniz.

Ben başta anlaşmazlık, sevgi saygının bitmesi gibi bir sebepten ayrılmak istediklerini sanıyordum. Ayrılığı isteyen kocası bu arada. Kadın da mutlu bir evliliğinin olduğunu söylemiyor ama yıllardır böyle gidiyorduk diyor. Sonra ben öğrendim ki adamın iş yaptığı ülkelerden birinde belki 10 yıldır beraber olduğu metresi ve 6 yaşında gayrimeşru bir çocuğu varmış. Bunu nereden nasıl öğrendiğimi söylemeyeyim, şüphe veya iftira değil gayet somut kanıtlar var elimde. Keza adamın tüm ailesi ve arkadaşları bu durumu biliyor. Senelerdir bilenler varmış kadının gözünün içine baka baka kandırmışlar.

Ben ve ailem aşağı yukarı 1 ay önce öğrendik ve şok olduk. O zamandan beri de ne yapmamız gerektiği konusunda deli gibi düşünüp duruyoruz. Burada şöyle bir detay vereyim. Kadının kocası ile benim ailem arasında akrabalık durumu var, yani biz aslında erkek tarafıyız ama ben kendimi bildim bileli hep eşiyle (kadınla) yakın olmuşuzdur. Çok samimi, dürüst, bize iyiliği dokunmuş bir abladır. Çok da severiz ve sürekli görüşüyoruz.

Ben burada böyle bir konu okusam karışma sen kötü olursun (tecrübelerime dayanarak) derim. Karısı zaten biliyordur derim. Kocama iftira atıyorlar der derim. Ama şimdi iki arada bir derede kalmış durumdayım.

Dediğim gibi abla çok sık görüştüğümüz, çok yakın olduğumuz, bize çok güvenen biri. Kadını sittin sene sülalece kandırmışlar. Vicdanım susmaya asla el vermiyor ben de kandırılmasına ortak olmuş oluyorum. Söylesem hayatının travmasını yaşayacak. İftira attığımı düşünmez kanıtlarım o önemli değil. Hısım akrabayla arayı bozmuş olacağım (bu benim için önemli değil ama ailem önemsiyor).

Öte yandan ailem, olur da barışırlarsa bizden olmasın diyor. Ara bozan oluruz diyor. Ya barışsalar bile nereye kadar sürer ki bu. Hani sadece metres olsa bırakır gelir diyeceğim de bir de ortada çocuk var. Şimdi çıkmazsa çocuk 20 yaşına gelince çıkar, o zaman çıkmazsa adam ölünce çıkar. Kadın eninde sonunda öğrenecek bunu. O zaman bize de diyecek ben sizi aile bildim siz beni kandırmışsınız diye. Ben onun yerinde olsam bilmek isterdim. Susup saklayanlarla da bir daha asla görüşmezdim. Sakladıkça bu işin karmasından da korkuyorum.

Diyeceksiniz madem elinde somut kanıt var, karısı nasıl bulamıyor bu kanıtları? Ben olayı ve metresin adını öğrendikten sonra ufak bir stalk yaptım ve her şey ortaya çıktı. Sosyal medyada fotoğraflar, dökümanlar.. Hatta adamın yurtdışındaki şirketinin yarısına ortakmış bu kadın. Hepsinin ekran görüntüsünü aldım. Ama metres kadının adını bilmeden bunları bulması mümkün değil.

Ablayla en son dün konuştum. Eşi gitgelli haldeymiş. Bir boşanalım diyormuş, ertesi gün hiçbir aksiyon almayıp böyle sürdürmeye çalışıyormuş (ayrı yaşıyorlar şu an). Abla da bir sonuca bağlanmasını istiyor tabii ki, ya adam gibi evine dönsün ya da boşanalım diyor. Hiçbir maddi tutarı yok. Boşanırsam evi isterim, tazminat isterim, ömür boyu nafaka isterim diyor (boşanmak isteyen kocası olduğu için - ihanetten haberi yok). Kocasının ailesi o sensiz yapamaz boşansanız da en sonunda yine sana gelir diyormuş (ihaneti biliyorlar o kadar da yüzsüzler).

Ben dün açık açık söyleyemesem de kulağına su kaçırmaya çalıştım. 50 yaşında adam niye durduk yere boşanmaya kalkar dedim. Çocuklarınızı büyütmüşsünüz ununu eleyip eleğini asmış. Bu adamın planı ne dedim. Hatta direk 3. kişi olmasın? dedim. Yok mümkün değil diyor. Asla ihtimal bile vermiyor. Adam nasıl uyutmuşsa, zaten öyle bir şeyi yapacak zamanı yoktu diyor. Adam aldatmayı bırak çocuk bile peydahlamış halbuki. Yurtdışındaki şirketini sordum, irdeledim. Yok yine hiçbir şeyden şüphelenmedi. Kendisi direk söylemedi ama konuşmalarından barışma umudu olduğunu da fark ettim.

Gururlu kadındır bu arada. Öğrense dönüp bir kere bakmaz kocam da kocam diyeceğini sanmıyorum. Ama tecrübelerimden bu konuda emin olunmaması gerektiğini de biliyorum. Anlayacağınız aklım ve vicdanım arasında kalmış haldeyim.
Kimliğinizi belli etmeden bildirin. Kanıtları da o şekilde iletin derim
 
Ben annemin ne yaptığını anlamıyorum artık Katip. Biz bir plan yaptık. Kendi aramızda okeyledik. En mantıklı görüneni buydu. Dün akşam abla bize geldiğinde bazı konuşmaları toparlamak barışmak istediği yönündeydi. Çok normal çünkü kadın kocasının ne b*k olduğunu bilmiyor. Geçimsizlik sanıyor, kafası karışık sanıyor, canı sıkılmış sanıyor. Bir de yanlış anlamadıysam abla bugün kayınvalidesini arayıp barışmak istediği minvalinde konuşmuş. Bunun üzerine herkes ağız değiştirdi. Kadın boşanmak istemiyor hımm barışsınlar biz ara bozmayalım oldu. Lan dedim çocuk var ÇOCUK hadi metresi bıraktı çocuk ne olacak?? Çok afedersin çıktığı yere geri mi koyacak?? Aynen böyle dedim. Bu kafaya göre şu an adam evine dönüp kapısını kapattığı anda çocuk ve kadın puff atmosfere karışacaklar. Çok öfkeliyim gerçekten.
Anneniz zaten korktuğu şeyi başına getirmiş. Bu saatten sonra barışsalar da anneniz akrabalarının gözünde farklı bir yerde artık. Keşke sizi dinleseydi.

Yerinizde olsam ablaya her şeyi söylerdim. İstiyorsa barışsın, istiyorsa boşansın. Ona kalmış. Kadın yarın dımdızlak ortada kaldığında yine size gelip ağlayacak. O zaman vicdan azabı çekersiniz.

Annenizin kök ailesi ile arası kötü mü? Anne, baba, kardeşler vs.. Bu kadar dıdımın dıdısı insanları niye önemsiyor. Anlayamıyorum.
 
Muhtemelen borcum var deyip ellerindeki malları borç için satıp mal kaçırdı. Kadın da yazık borç için satıldı sanıyordur. Yurtdışındaki şirketin yarısını diğer kadına vermiş zaten, buradaki eşinden de mal kaçırıyor. Kayınailesinin konu sahibinin annesi tarafından uyarılması sonucunda da başka mallar kaldıysa onları da yok edecekler. Bazen insan hiçbirşey yapmasa daha hayırlı oluyor yani.

Ayrıca evet kimse yaşlı evli çocuklu adamı parasız çekmez. Bunu düşünmek için saf olmak lazım.

Muhtemelen değil, kesinlikle böyle bence.. Sigrid Sigrid de yukarıda çok güzel açıklamış...

En basit ifadeyle bu adamın iş için seyahat edebilmesi için durumuna uygun bir vize alması gerekir. Yani gittiği ülkesine göre "iş adamı" vizesi falan olması gerekir. Bunun için bize talep ettiği ülkedeki iş bağlantılarını ya da şirketin hacmini kanıtlaması gerekir. Bunun yanı sıra banka hesaplarında düzenli para akışı ile maddi varlıklarının teminatını verir bir nevi. Vizenin ne kadar hassas bir süreç olduğunu hepimiz biliyoruz artık. En ufak kuşkuya mahal vermeyecek belgelerle talep edilmiş olması gerekir.
Vize yerine ülkedeki işi sebebiyle oturma izni almış olabilir ama pek mümkün görünmüyor. Zira birçok ülke yılın en azından yarısında o ülkede ikamet etmiş olmayı zorunlu kılıyor. Ama alabildiyse de yine aynı belgeleri sunması beklenir.
Ayrıca ticaretten azıcık anlayan herkes bilir ki ayrılıkların sevdaya dahil olması gibi borçlar da ticaretin dev katlarına dahildir.
Artık kadıncağız, soru sahibi hanımın anasını iyi dilekleriyle anarken soğuk su içer.
 
bu arada sağdan soldan ya da bizzat adamın ağzından duyduğunuz maddi durumunun kötü olduğu yönünde sözlere itibar etmiş olmanız da çok safça. bir Türk vatandaşının bir başka ülkede iş bağlantısı olması, işinin uzantısı olması ve hatta iş için o ülkeye seyahati için vizesinin edinilmesi gibi durumların hepsinin işletmenin karlılığı ile sağlanan ve sürdürülebilen şeylerdir. ayrıca diğer ülkedeki kadın da kara kaşı, kara gözü için ya da hayır olsun diye onca yıldır bu beraberliği sürdürüp bir de çocukla taçlandırmıyor; maddi olarak kadını refah içerisinde yaşatıyor demek ki.
Ülke belirtmedim ama şöyle söyleyeyim, bir Avrupa ülkesi gelmesin aklınıza. Vize hatta pasaport bile gerektirmeyen, ekonomisi Türkiye'den çok daha berbat olan Türki Cumhuriyetlerden biri söz konusu ülke. Yanlış anlaşılmak istemem bu ve benzeri ülkelerden birden fazla insan tanıdım bu yüzden böyle bir genelleme yapıyorum. Türki Cumhuriyetlerdekilerin çoğunun tek amacı öyle veya böyle Türkiye'ye kapak atmak. Burası/buranın parası daha değerli çünkü. Kadının da böyle bir amacı olduğunu düşünüyorum.
 
En basit ifadeyle bu adamın iş için seyahat edebilmesi için durumuna uygun bir vize alması gerekir. Yani gittiği ülkesine göre "iş adamı" vizesi falan olması gerekir. Bunun için bize talep ettiği ülkedeki iş bağlantılarını ya da şirketin hacmini kanıtlaması gerekir. Bunun yanı sıra banka hesaplarında düzenli para akışı ile maddi varlıklarının teminatını verir bir nevi. Vizenin ne kadar hassas bir süreç olduğunu hepimiz biliyoruz artık. En ufak kuşkuya mahal vermeyecek belgelerle talep edilmiş olması gerekir.
Vize yerine ülkedeki işi sebebiyle oturma izni almış olabilir ama pek mümkün görünmüyor. Zira birçok ülke yılın en azından yarısında o ülkede ikamet etmiş olmayı zorunlu kılıyor. Ama alabildiyse de yine aynı belgeleri sunması beklenir.
Ayrıca ticaretten azıcık anlayan herkes bilir ki ayrılıkların sevdaya dahil olması gibi borçlar da ticaretin dev katlarına dahildir.
Artık kadıncağız, soru sahibi hanımın anasını iyi dilekleriyle anarken soğuk su içer.
Üstte açıkladım Sigrid. Hiç öyle bir yer değil inan.
 
Ben annemin ne yaptığını anlamıyorum artık Katip. Biz bir plan yaptık. Kendi aramızda okeyledik. En mantıklı görüneni buydu. Dün akşam abla bize geldiğinde bazı konuşmaları toparlamak barışmak istediği yönündeydi. Çok normal çünkü kadın kocasının ne b*k olduğunu bilmiyor. Geçimsizlik sanıyor, kafası karışık sanıyor, canı sıkılmış sanıyor. Bir de yanlış anlamadıysam abla bugün kayınvalidesini arayıp barışmak istediği minvalinde konuşmuş. Bunun üzerine herkes ağız değiştirdi. Kadın boşanmak istemiyor hımm barışsınlar biz ara bozmayalım oldu. Lan dedim çocuk var ÇOCUK hadi metresi bıraktı çocuk ne olacak?? Çok afedersin çıktığı yere geri mi koyacak?? Aynen böyle dedim. Bu kafaya göre şu an adam evine dönüp kapısını kapattığı anda çocuk ve kadın puff atmosfere karışacaklar. Çok öfkeliyim gerçekten.
Atmosfere karışmayacak da, 20 yıllık eş, artık gelin konumundan çıkmış evlat yerine geçmiş, işlerine gelmez onu kaybetmek, ailenin hatta annenizin de düşündüğü o, kadın boşanırsa afedersiniz ne idüğü belirsiz basit birini muhatap alacaklar, eve düşen yıldırım gibi ailenin içine düşecek, hepsinin korkusu bu. Anneniz kimin ne olduğunu iyi bildiği için korkuyor bence, rahatları bozulursa ilk bozacakları rahat annenizinki olacak onu da biliyor. Korktu dediğim olay bu işte.
 
Üstte açıkladım Sigrid. Hiç öyle bir yer değil inan.

Peki o zaman. Adam borç batağına girmek pahası insani yardım götürüyor demek ki.
Biz ne yazsak siz ne yaptığınız hatayı kabul edip düzekteceksiniz ne de sizi kerizlediklerini anlayacaksınız.
Kadın şanslıdır umarım da sizin batırdığınız b*ktan kendini çıkarır.
 
Annenizin kök ailesi ile arası kötü mü? Anne, baba, kardeşler vs.. Bu kadar dıdımın dıdısı insanları niye önemsiyor. Anlayamıyorum.
Alakası yok. Ya işin aslı köy bağ bahçe durumları sebebiyle bunlar çoğu zaman aynı ortama geliyor. Herkesin yeri köyü aynı çünkü. İster istemez herkes yüzyüze bakıyor. Ayrı bir şehirde olsaydık tutumu daha farklı olurdu bence.

Bir de ayıptır söylemesi annem biraz saftır. O kayınvalide aslında zamanında bize de ufak bir kazığı dokunmuş biri. Görünce hoşbeş ederim ama pek sevmem. Kumaşı biliyorum çünkü. Abla ise tanıdığım kadarıyla özü sözü bir biridir. Annemse o bana yaptı diye ben de mi ona yapmalıyım diyor. Ona yapmazken asıl ablaya (söylemediği için) kazık atmış olduğunu anlatamıyorum.
 
Ülke belirtmedim ama şöyle söyleyeyim, bir Avrupa ülkesi gelmesin aklınıza. Vize hatta pasaport bile gerektirmeyen, ekonomisi Türkiye'den çok daha berbat olan Türki Cumhuriyetlerden biri söz konusu ülke. Yanlış anlaşılmak istemem bu ve benzeri ülkelerden birden fazla insan tanıdım bu yüzden böyle bir genelleme yapıyorum. Türki Cumhuriyetlerdekilerin çoğunun tek amacı öyle veya böyle Türkiye'ye kapak atmak. Burası/buranın parası daha değerli çünkü. Kadının da böyle bir amacı olduğunu düşünüyorum.
Asıl o tür ülkelerde kayıtdışı mal ve para edinmek veya edinilmişi çevirmek aşırı kolaydır...Belki o ülkede diğer kadınla resmi nikahı bile vardır, o yüzden yasal olarak da kazandığını güvenle kadına aktarabilir... şirket sahibi bir iş adamının borçlu görünmesi veya memlekettekilere bu şekilde anlatması da çok çok normal ama sizin buna inanmaniz çok tuhaf...
 
Son düzenleme:
Valla en büyük üniversite üçüncü sınıf. Ama düşman başına bir çocuk Allah kimseye vermesin. Onunla ilgili de kimseye anlatamadığı büyük sorunlar yaşadı bi biz biliyorduk. Hep tek başına mücade verdi koca ortada yoktu vardı ama yoktu. Umusamıyordu. Tabi başka meşguliyetleri varmış adamın nereden bilelim(!) Büyük çocuğun anneyle arası iyi değil hatta boşanırlarsa babası kendi yanına çeker onu diyor. İkinci de aşırı asosyal evden çıkmaz. Boşanma mevzusunu yanında konuşmuyorlarmış bile etkilenmesin diye. Anlayacağınız çocuklardan iş çıkmaz.
Bu kadıncağızin maddi gücü de yok anladığım, ev hanımı demişsiniz. Adamın yanına kâr kalacak olması sinirlerimi bozuyor. Gül gibi kadın diyorsunuz, bilmek bence hakkı. Bu adam kadınla boşanıp, haklarını vermez ve gidip diğer kadınla keyif çatarsa sonrasında çok vicdan yaparsınız gibi seziyorum. En güzeli isimsiz bir şekilde kanıtları iletmek, sonrasında ya susup evliligini kurtarmaya çalışır ya da haklarını söke söke alır kanıtlarıyla..Öte yandan elinde kanıt olduktan sonra ona bu bilgiyi kimin ilettigi bilgisini vermeyeceğinden eminseniz kanıtları verirsiniz. Ama isimsiz ancak kanıtlı tüm gönderiler kadının hayatını kurtarır. Anladığım kadarıyla bayağı bir kişi biliyor durumu, sizden suphelenecegi, suphelense dahi ispat edebilme durumu yok. Bana kalırsa siz olduğunu öğrense ne olur, önce kendi pisliğini temizlesin. Yaptığından utanacagi yerde size mi catacak rezil adam..
 
Peki o zaman. Adam borç batağına girmek pahası insani yardım götürüyor demek ki.
Biz ne yazsak siz ne yaptığınız hatayı kabul edip düzekteceksiniz ne de sizi kerizlediklerini anlayacaksınız.
Kadın şanslıdır umarım da sizin batırdığınız b*ktan kendini çıkarır.
Sigrid hadi adam beni kerizlesin de ülkeyle vizeyle ne alakası var? Bir şey söyledin cevabını verdim şimdi alakasız bir şey söylüyorsun. Şirket evrağında adı adresi belli, ülke belli. Olanı söylüyorum. Metres uğruna borca girmiştir, borcum var dediği aslında iki ev geçindirmektir.. ona bir şey diyemem. Ama ülke belli ekonomisi belli nasıl girildiği belli.
 
Atmosfere karışmayacak da, 20 yıllık eş, artık gelin konumundan çıkmış evlat yerine geçmiş, işlerine gelmez onu kaybetmek, ailenin hatta annenizin de düşündüğü o, kadın boşanırsa afedersiniz ne idüğü belirsiz basit birini muhatap alacaklar, eve düşen yıldırım gibi ailenin içine düşecek, hepsinin korkusu bu. Anneniz kimin ne olduğunu iyi bildiği için korkuyor bence, rahatları bozulursa ilk bozacakları rahat annenizinki olacak onu da biliyor. Korktu dediğim olay bu işte.
Şuraya kadar yazdığına kelimesi kelimesine katılıyorum, da annemin rahatı nasıl bozulacak onu anlamadım? Köy bağ bahçe dedim diye diyorsan herkesin yeri ayrı, tapulu. Kimsenin kimseye karışma, yer vermeme gibi bir durumu olamaz.
 
Sigrid hadi adam beni kerizlesin de ülkeyle vizeyle ne alakası var? Bir şey söyledin cevabını verdim şimdi alakasız bir şey söylüyorsun. Şirket evrağında adı adresi belli, ülke belli. Olanı söylüyorum. Metres uğruna borca girmiştir, borcum var dediği aslında iki ev geçindirmektir.. ona bir şey diyemem. Ama ülke belli ekonomisi belli nasıl girildiği belli.

Ülkeyi daha önceden belirtiniz mi acaba? Biz ülkenin hangisi olduğunu biliyor muyuz? Haliyle ihtimallerden konuşuyoruz.
Kalkıp da tüm doneleri sıralamışsınız da ben yine de bunun aksine argüman üretmişim gibi beni azarlamaya çalışmanız neyin nesidir? Kendinize gelin isterseniz.
 
Şuraya kadar yazdığına kelimesi kelimesine katılıyorum, da annemin rahatı nasıl bozulacak onu anlamadım? Köy bağ bahçe dedim diye diyorsan herkesin yeri ayrı, tapulu. Kimsenin kimseye karışma, yer vermeme gibi bir durumu olamaz.
Müge anlı izlemiyor musun sen🤣 köylerde insanlar birbirini huzursuz etmek için aklına hayaline gelmeyecek milyon yol bulurlar...kimse tapunuza el koyamaz ama bir gece bir bakarsınız mahsulunuz- bahçeniz -eviniz yanmış veya biri şikayet etmiş evinizin imarı şusu busu davalık olmuş veya bir haftada bütün ağaçlarınız kurumuş, hayvanlariniz telef olmuş...gibi gibi
 
Ülkeyi daha önceden belirtiniz mi acaba? Biz ülkenin hangisi olduğunu biliyor muyuz? Haliyle ihtimallerden konuşuyoruz.
Kalkıp da tüm doneleri sıralamışsınız da ben yine de bunun aksine argüman üretmişim gibi beni azarlamaya çalışmanız neyin nesidir? Kendinize gelin isterseniz.
Öncelikle sakin olun. Kimseyi azarlamadım insan gibi cevap verdim. Ülkeyi tarif edip sizi alıntıladım. Onun üzerine yazdığınıza da cevap verdim. Bu durumda ülkeyi anlamışsınızdır diye düşündüm.
 
Müge anlı izlemiyor musun sen🤣 köylerde insanlar birbirini huzursuz etmek için aklına hayaline gelmeyecek milyon yol bulurlar...kimse tapunuza el koyamaz ama bir gece bir bakarsınız mahsulunuz- bahçeniz -eviniz yanmış veya biri şikayet etmiş evinizin imarı şusu busu davalık olmuş veya bir haftada bütün ağaçlarınız kurumuş, hayvanlariniz telef olmuş...gibi gibi
Aman ev zaten yok. Bağ bahçe hiç umurumda değil Allah biliyor. Sevmem de gitmem de. Bizimkiler deli oluyor hobi olarak yapıyorlar işte, kazancı filan yok. Asıl diğer aile bahçeden mahsülden kazanıyor gelir elde ediyorlar. Ne olursa olsun umursamıyorum. Zaten sinirlendim millete bahçeye de üzülemeyeceğim.
 
Öncelikle sakin olun. Kimseyi azarlamadım insan gibi cevap verdim. Ülkeyi tarif edip sizi alıntıladım. Onun üzerine yazdığınıza da cevap verdim. Bu durumda ülkeyi anlamışsınızdır diye düşündüm.

Bir bakın bakalım ülkeyle ilgili verdiğiniz bilgiden önce mi, yoksa sonra mı vize meselesinden bahsetmişim.
Size burada laf anlatanda kabahat. El birliği ile edin kadının hayatının içine.
 
X