Selamlar herkese. Çok arada kaldığım bir konu var fikir almaya geldim hanımlar. Biraz uzun olacak okursanız çok sevinirim. Şimdi benim bir tanıdığım var. 20 yıldan fazladır evli, çocukları üniversite okuyor. Ev hanımı çalışmıyor, mesleği de yok. Bir süredir eşiyle ayrılık sürecinde. Eşinin kendi işi var. Yurtdışında da işler yapıyor, ticaret gibi düşünebilirsiniz.
Ben başta anlaşmazlık, sevgi saygının bitmesi gibi bir sebepten ayrılmak istediklerini sanıyordum. Ayrılığı isteyen kocası bu arada. Kadın da mutlu bir evliliğinin olduğunu söylemiyor ama yıllardır böyle gidiyorduk diyor. Sonra ben öğrendim ki adamın iş yaptığı ülkelerden birinde belki 10 yıldır beraber olduğu metresi ve 6 yaşında gayrimeşru bir çocuğu varmış. Bunu nereden nasıl öğrendiğimi söylemeyeyim, şüphe veya iftira değil gayet somut kanıtlar var elimde. Keza adamın tüm ailesi ve arkadaşları bu durumu biliyor. Senelerdir bilenler varmış kadının gözünün içine baka baka kandırmışlar.
Ben ve ailem aşağı yukarı 1 ay önce öğrendik ve şok olduk. O zamandan beri de ne yapmamız gerektiği konusunda deli gibi düşünüp duruyoruz. Burada şöyle bir detay vereyim. Kadının kocası ile benim ailem arasında akrabalık durumu var, yani biz aslında erkek tarafıyız ama ben kendimi bildim bileli hep eşiyle (kadınla) yakın olmuşuzdur. Çok samimi, dürüst, bize iyiliği dokunmuş bir abladır. Çok da severiz ve sürekli görüşüyoruz.
Ben burada böyle bir konu okusam karışma sen kötü olursun (tecrübelerime dayanarak) derim. Karısı zaten biliyordur derim. Kocama iftira atıyorlar der derim. Ama şimdi iki arada bir derede kalmış durumdayım.
Dediğim gibi abla çok sık görüştüğümüz, çok yakın olduğumuz, bize çok güvenen biri. Kadını sittin sene sülalece kandırmışlar. Vicdanım susmaya asla el vermiyor ben de kandırılmasına ortak olmuş oluyorum. Söylesem hayatının travmasını yaşayacak. İftira attığımı düşünmez kanıtlarım o önemli değil. Hısım akrabayla arayı bozmuş olacağım (bu benim için önemli değil ama ailem önemsiyor).
Öte yandan ailem, olur da barışırlarsa bizden olmasın diyor. Ara bozan oluruz diyor. Ya barışsalar bile nereye kadar sürer ki bu. Hani sadece metres olsa bırakır gelir diyeceğim de bir de ortada çocuk var. Şimdi çıkmazsa çocuk 20 yaşına gelince çıkar, o zaman çıkmazsa adam ölünce çıkar. Kadın eninde sonunda öğrenecek bunu. O zaman bize de diyecek ben sizi aile bildim siz beni kandırmışsınız diye. Ben onun yerinde olsam bilmek isterdim. Susup saklayanlarla da bir daha asla görüşmezdim. Sakladıkça bu işin karmasından da korkuyorum.
Diyeceksiniz madem elinde somut kanıt var, karısı nasıl bulamıyor bu kanıtları? Ben olayı ve metresin adını öğrendikten sonra ufak bir stalk yaptım ve her şey ortaya çıktı. Sosyal medyada fotoğraflar, dökümanlar.. Hatta adamın yurtdışındaki şirketinin yarısına ortakmış bu kadın. Hepsinin ekran görüntüsünü aldım. Ama metres kadının adını bilmeden bunları bulması mümkün değil.
Ablayla en son dün konuştum. Eşi gitgelli haldeymiş. Bir boşanalım diyormuş, ertesi gün hiçbir aksiyon almayıp böyle sürdürmeye çalışıyormuş (ayrı yaşıyorlar şu an). Abla da bir sonuca bağlanmasını istiyor tabii ki, ya adam gibi evine dönsün ya da boşanalım diyor. Hiçbir maddi tutarı yok. Boşanırsam evi isterim, tazminat isterim, ömür boyu nafaka isterim diyor (boşanmak isteyen kocası olduğu için - ihanetten haberi yok). Kocasının ailesi o sensiz yapamaz boşansanız da en sonunda yine sana gelir diyormuş (ihaneti biliyorlar o kadar da yüzsüzler).
Ben dün açık açık söyleyemesem de kulağına su kaçırmaya çalıştım. 50 yaşında adam niye durduk yere boşanmaya kalkar dedim. Çocuklarınızı büyütmüşsünüz ununu eleyip eleğini asmış. Bu adamın planı ne dedim. Hatta direk 3. kişi olmasın? dedim. Yok mümkün değil diyor. Asla ihtimal bile vermiyor. Adam nasıl uyutmuşsa, zaten öyle bir şeyi yapacak zamanı yoktu diyor. Adam aldatmayı bırak çocuk bile peydahlamış halbuki. Yurtdışındaki şirketini sordum, irdeledim. Yok yine hiçbir şeyden şüphelenmedi. Kendisi direk söylemedi ama konuşmalarından barışma umudu olduğunu da fark ettim.
Gururlu kadındır bu arada. Öğrense dönüp bir kere bakmaz kocam da kocam diyeceğini sanmıyorum. Ama tecrübelerimden bu konuda emin olunmaması gerektiğini de biliyorum. Anlayacağınız aklım ve vicdanım arasında kalmış haldeyim.