İçimde yarattığım fanusu sizce nasıl kırarım?

roserain

Yeni Üye
Kayıtlı Üye
21 Ekim 2023
35
13
Herkese merhaba, konum biraz uzun olacak bunun için herkesten özür dilerim. Okuyup bana yol gösterirseniz çok mutlu olurum. En baştan başlamak istiyorum. Ben çocukluğumdan beri birileri (özellikle bu arkadaş çevre) beni sevsin diye çırpınan birisiyim. Bunda belki de annemin biz çocukken çalışması sürekli yalnız olmam etkiliydi. Maddi durumumuz iyi değildi gerci hala iyi değil. Annem hep zor şartlar altında çalıştı (bulaşıkçılık yaptı, apartman temizledi vs). Babam maalesef çalışmayan aylak adamın biri. Sürekli annemin sırtından geçindi.

İlkokulda çok fazla öğretmenimin ve akranlarımın zorbalığına uğradım. Mesela ilkokul öğretmenim sürekli beni küçümsüyordu. Annemi köylü olarak görüyor eğitimsiz aciz olmakla suçluyordu. Bir okuma metni okunacağı zaman ben okumak istediğimde bana okutmak istemiyordu. Okumam ile alay ediyor sürekli beni dövüyor ve yüzüme tükürüyordu. Oysa şimdi düşününce benim okumam gayet iyiydi. Fakat ailemin sınıftaki diğer arkadaşlarımın ailelerine kıyasla durumunun kötü olması ve annemin çalıştığı için bizimle fazla ilgilenememesi öğretmenimde bir önyargı oluşturmuştu. Ama bu önyargı küçücük bir çocuğa karşı nasıl olur onu hiç bilmiyorum. Çünkü çok ağır hakaretler ediyordu. Okulda bit yaygını olsa hep benden biliyordu. Küçücük bir çocuk olarak o zamanlar tüm bunlara çok üzülsem de annem çalıştığı için sırf annem üzülmesin diye anneme hiç anlatmıyordum. Arkadaşlarımda öğretmenimin etkisinde kalarak sürekli benimle alay ediyor sanki vebalıymışım gibi benimle arkadaş olmak istemiyorlardı. Aileleri de küçümseyerek bakıyordu. Şimdi bunlar aklıma geldikçe o kadar çok üzülüyorum ki. Ortaokula geçince bu zorbalıktan kurtuldum. Ortaokuldaki tüm hocalarım çok iyilerdi. Hepsi benim potansiyelimi fark ediyordu ve okulda bir yardım olsun bir şey olsun gizliden hep benim faydalanmamı sağladılar. Annem çalıştığı için ve durumumuz iyi olmadığı için benimle hep ilgilendiler, desteklediler. İlkokulda aynı sınıfta olduğum arkadaşlarım iyi bir lise kazanamazken ben dereceye girdim ve çok iyi bir liseye yerleştim. İyi bir liseye yerleşince çok ders çalıştım ve iyi bir üniversiteyi kazandım ve bitirdim. Aynı zamanda master yaptım. Eğitim hayatımda hep başarılı biri oldum. Lakin insani ilişkilerde hep bir özgüven problemi yaşadım.

Çocukluktan beri her şeye fazla anlam yüklüyorum olayları gözümde büyütüyorum. aşırı hassas ve kaybetme korkusu yaşayan biriyim. Bir arkadaşımla bir sorun yaşadığımda sorun ben de olmadığı halde binbir özür diliyorum. Çok fazla peşine düşüyorum beni affetsin diye. Kimseyle kırgın olmak istemiyorum. Kendi kendime kuruyorum. Kendimi herhangi bir olayda savunamıyorum. Arkadaşlarım beni sünepe biri olarak görüyor. Bunu hissediyorum. Sadece arkadaşlarım değil yakın çevremde öyle. Bunun sonucunda da çok üzülüyorum. Bir sorunum olduğunda üzüldüğümde hep ailemin desteği ile aşıyorum. Ama kalıcı olarak bu huylarımdan kurtulamıyorum. İlla birkaç ay sonra yine aklıma hiç yokken eski olaylar düşünceler geliyor ve hayatı kendime belli bir süre zehir ediyorum. Annem dışında kimsemiz yok. Sürekli anneme bir şey olursa endişesi yaşıyorum. Şu an bile kendimi çaresiz ve bitkin hissediyorum.

Yaşım 27. Güzel sayılabilecek biriyim. evlenmeyi asla düşünmüyorum. Çünkü ailem ve çevremde gördüğüm evlilikler beni hep olumsuz etkiledi. Bu yüzden kendimi eğitimime verdim. Şu an doktora yapıyorum. İyi bir işte çalışıyordum. Ancak son zamanlarda yaşadığım olumsuz düşünceler ve sürekli kaygı bozukluğu sorunu yüzünden çok severek yaptığım işimden maalesef ayrıldım. Şu an herhangi bir işim yok. Tüm makale ve bildiri çalışmalarımı yarıda bıraktım. Uzun bir süredir tamamlamak için açıp bakmıyorum bile. Çünkü ruhen birkaç aydır iyi değilim. Aileminde geliri olmadığı için tüm birikimim bitti sayılır. Evimiz kira 😢 Aileme ben bakıyorum. Bir yerden ayağa kalkıp kendime gelmem gerekiyor fakat o gücü kendimde bulamıyorum. Beynimdeki düşünceler asla peşimi bırakmıyor.

Psikiyatristten birkaç seans destek aldım. Fakat seans ücretinin fazla olması ve maddi durumumun buna el vermemesi nedeniyle gitmeyi bıraktım. İnanın ne yapacağımı bilmiyorum. Bu düşüncelerden kurtulmak istiyorum. Yani artık pısırık birisi olmak istemiyorum. Bunun için çabalıyorum. Ama en sonunda yine kendimi yine aynı yerde buluyorum. En çokta aileme üzülüyorum. Bazen onları hak etmediğimi düşünüyorum. Kısacası ne yapacağım inanın bilmiyorum. Tavsiyelerinize ihtiyacım var.
 
Son düzenleme:
Öncelikle yaşadıklarınıza çok üzüldüm. Ama ben burdan güçlü bir kadın görüyorum. Bu aralar gardınız düşmüş olabilir. İnsanlık hali her zaman güçlü olamayız. Destek alamıyorsanız kendinize desteği kendiniz verin. İş hayatına tekrar atılıp yarım kalan işlerinizi halledin. Bir kere başlayınca gerisi gelir. Ayrıca suçlu olmadığınız halde özür dilemeyin varsın o kişiler silinsin hayatınızdan. Sizi kötü hissettiren insanların yanında kalmaktansa yalnızlık en iyi seçim.
 
Herkese merhaba, konum biraz uzun olacak bunun için herkesten özür dilerim. Okuyup bana yol gösterirseniz çok mutlu olurum. En baştan başlamak istiyorum. Ben çocukluğumdan beri birileri (özellikle bu arkadaş çevre) beni sevsin diye çırpınan birisiyim. Bunda belki de annemin biz çocukken çalışması süreki yalnız olmam etkiliydi. Maddi durumumuz iyi değildi gerci hala iyi değil. Annem hep zor şartlar altında çalıştı (bulaşıkçılık yaptı, apartman temizledi vs). Babam maalesef çalışmayan aylak adamın biri. Sürekli annemin sırtından geçindi. Annem kimsesiz birisi. Ne annesi var ne de babası. Biz çocukken bize bakacak kimsesi olmadığı için bize baksın diye yıllarca babama boyun eğdi. Biz büyüyünce de babamdan ayrıldı. Ancak tüm ömrünü sırf bize baksın diye babama heba etti ve hiç birikim yapmadan tüm parasını babama verdi. Babam evladı olarak halimizi hatrımızı sormayan öldük mü kaldık mı diye bir kez bile merak etmeyen birisi. Etmediği gibi sürekli başımıza dertler açan hep bizi suçlayan bir adam. Çocukken içimde hiç geçmeyen yaralar oluştu.

İlkokulda çok fazla öğretmenimin ve akranlarımın zorbalığına uğradım. Mesela ilkokul öğretmenim sürekli beni küçümsüyordu. Annemi köylü olarak görüyor eğitimsiz aciz olmakla suçluyordu. Bir okuma metni okunacağı zaman ben okumak istediğimde bana okutmak istemiyordu. Okumam ile alay ediyor sürekli beni dövüyor ve yüzüme tükürüyordu. Oysa şimdi düşününce benim okumam gayet iyiydi. Fakat ailemin sınıftaki diğer arkadaşlarımın ailelerine kıyasla durumunun kötü olması ve annemin çalıştığı için bizimle fazla ilgilenememesi öğretmenimde bir önyargı oluşturmuştu. Ama bu önyargı küçücük bir çocuğa karşı nasıl olur onu hiç bilmiyorum. Çünkü çok ağır hakaretler ediyordu. Okulda bit yaygını olsa hep benden biliyordu. Küçücük bir çocuk olarak o zamanlar tüm bunlara çok üzülsem de annem çalıştığı için sırf annem üzülmesin diye anneme hiç anlatmıyordum. Arkadaşlarımda öğretmenimin etkisinde kalarak sürekli benimle alay ediyor sanki vebalıymışım gibi benimle arkadaş olmak istemiyorlardı. Aileleri de küçümseyerek bakıyordu. Şimdi bunlar aklıma geldikçe o kadar çok üzülüyorum ki. Ortaokula geçince bu zorbalıktan kurtuldum. Ortaokuldaki tüm hocalarım çok iyilerdi. Hepsi benim potansiyelimi fark ediyordu ve okulda bir yardım olsun bir şey olsun gizliden hep benim faydalanmamı sağladılar. Annem çalıştığı için ve durumumuz iyi olmadığı için benimle hep ilgilendiler, desteklediler. İlkokulda aynı sınıfta olduğum arkadaşlarım iyi bir lise kazanamazken ben dereceye girdim ve çok iyi bir liseye yerleştim. İyi bir liseye yerleşince çok ders çalıştım ve iyi bir üniversiteyi kazandım ve bitirdim. Aynı zamanda master yaptım. Eğitim hayatımda hep başarılı biri oldum. Lakin insani ilişkilerde hep bir özgüven problemi yaşadım.

Çocukluktan beri her şeye fazla anlam yüklüyorum olayları gözümde büyütüyorum. aşırı hassas ve kaybetme korkusu yaşayan biriyim. Hiçbir şey yokken sorun yaratmaya çalışıyorum. Bir zorlukla karşılaştığımda sanki dünyanın sonu gelmiş gibi hayatım mahvolmuş gibi başım belaya girecek gibi hissediyorum ve beynimde sürekli kurup endişeleniyorum. Çok fazla takıntılıyım. Bir arkadaşımla bir sorun yaşadığımda sorun ben de olmadığı halde binbir özür diliyorum. Çok fazla peşine düşüyorum beni affetsin diye. Kimseyle kırgın olmak istemiyorum. Sanki o bana bir sorun yaşatacakmış gibi başımı belaya sokacakmış gibi hissediyorum. İçime kapanıyorum. Kendi kendime kuruyorum. Kendimi herhangi bir olayda savunamıyorum. Sürekli iftiraya uğrayacakmışım gibi hissediyorum ve endişesini yaşıyorum. Her şeye sanki boyun eğiyorum gibi hissediyorum. Arkadaşlarım beni sünepe biri olarak görüyor. Bunu hissediyorum. Sadece arkadaşlarım değil yakın çevremde öyle. Bunun sonucunda da çok üzülüyorum. Ailemde benimle birlikte üzülüyor. Annem sürekli beni sakinleştirmeye çalışıyor. Kızım senin alnın ak bir şey yapmadıysan bundan eminsen sana biri iftira atsa dahi her şey bir gün ortaya çıkar ve bizde gerekeni yaparız. Her şeyin çözümü var. Sadece ölüme çare yok. Sen böyle olursan ileride seni çok ezerler sen de kendini hep ezdirirsin diyor. Bir sorunum olduğunda üzüldüğümde hep annemin desteği ile aşıyorum. Ama kalıcı olarak bu huylarımdan kurtulamıyorum. İlla birkaç ay sonra yine aklıma hiç yokken eski olaylar düşünceler geliyor ve hayatı kendime belli bir süre zehir ediyorum. Annem dışında kimsemiz yok. Sürekli anneme bir şey olursa endişesi yaşıyorum. Şu an bile kendimi çaresiz ve bitkin hissediyorum. En ufak olumsuz düşüncede kendimi sürekli intihar etme düşüncesiyle karşı karşıya buluyorum. Bu düşünce yıllardır peşimi bırakmıyor.

Yaşım 27. Güzel sayılabilecek biriyim. evlenmeyi asla düşünmüyorum.
Çünkü ailem ve çevremde gördüğüm evlilikler beni hep olumsuz etkiledi. Bu yüzden kendimi eğitimime verdim. Şu an doktora yapıyorum. İyi bir işte çalışıyordum. Ancak son zamanlarda yaşadığım olumsuz düşünceler ve sürekli kaygı bozukluğu sorunu yüzünden çok severek yaptığım işimden maalesef ayrıldım. Şu an herhangi bir işim yok. Tüm makale ve bildiri çalışmalarımı yarıda bıraktım. Uzun bir süredir tamamlamak için açıp bakmıyorum bile. Çünkü ruhen birkaç aydır iyi değilim. Aileminde geliri olmadığı için tüm birikimim bitti sayılır. Evimiz kira 😢 Aileme ben bakıyorum. Bir yerden ayağa kalkıp kendime gelmem gerekiyor fakat o gücü kendimde bulamıyorum. Beynimdeki düşünceler asla peşimi bırakmıyor.

Psikiyatristten birkaç seans destek aldım. Fakat seans ücretinin fazla olması ve maddi durumumun buna el vermemesi nedeniyle gitmeyi bıraktım. İnanın ne yapacağımı bilmiyorum. Bu düşüncelerden kurtulmak istiyorum. Yani artık pısırık birisi olmak istemiyorum. Bunun için çabalıyorum. Ama en sonunda yine kendimi yine aynı yerde buluyorum. En çokta aileme üzülüyorum. Bazen onları hak etmediğimi düşünüyorum. Kısacası ne yapacağım inanın bilmiyorum. Tavsiyelerinize ihtiyacım var.

Yoğun ve zor duygular yaşıyorsun ama ayağa kalkmalısın
Geçmişte yaşadıklarını sürekli düşünüp kendini daha da zora sokma
Acilen işe gir, çalışmak ruhun ilacıdır inan bana bunu milyon kere test etmişimdir
İnsanlarla çok içli dışlı olmak zorunda değilsin, bir iki iyi dost yeterlidir aslında
Ayağa kalkmayı, direnmeyi, var olmayı bize değil anneciğine sor bence, buradaki bir çok kadından tecrübelidir anlattığına göre. Yaşın küçük değil hayatını kurmak zorundasın, tutunmak zorundasın. Berbat bir çocukluk ve gençlik dönemi geçirmiş biri olarak üzülmeye, depresyona girmeye hiç vaktim olmadı, hep ayakta olmak zorundaydım o yüzden çalışmayı ilaç farz ettim hep sana da tavsiye ederim. Doktorların yaptığı işe saygım sonsuz ama bir yere kadar ruh tedavisi sen yakalamazsan hayatı senin yerine yakalayamazlar o yüzden genç arkadaşım ; yanında öyle sağlam bir anne varken kolunun altına sığınma elinden tut yürüt beni de. Çünkü ömrün boyu o konfora sahip olmayacaksın
 
Öncelikle yaşadıklarınıza çok üzüldüm. Ama ben burdan güçlü bir kadın görüyorum. Bu aralar gardınız düşmüş olabilir. İnsanlık hali her zaman güçlü olamayız. Destek alamıyorsanız kendinize desteği kendiniz verin. İş hayatına tekrar atılıp yarım kalan işlerinizi halledin. Bir kere başlayınca gerisi gelir. Ayrıca suçlu olmadığınız halde özür dilemeyin varsın o kişiler silinsin hayatınızdan. Sizi kötü hissettiren insanların yanında kalmaktansa yalnızlık en iyi seçim.
Cevabınız için teşekkür ederim. Haklısınız. En yakın zamanda iş hayatına tekrar atılacağım. Çünkü başka çarem yok. Beni kötü hissettiren ve silen insanların çoğu beni sindirmeye çalışıyor. Sanırım onların baskılarına boyun eğmemeye ve taviz vermemeye çalışacağım. Annem sürekli beni temkinliyor. Bir gün birileri tarafından ileri boyutta baskı hissedersen asla boyun eğme. Hak var adalet var. Gerekirse dava ederiz. Biraz cevval ol diyor. O kadar haklı ki. Ancak düşünceler beynimden asla gitmiyor. Çocukluk travmalarımı aşmam gerekiyor. Tüm bunların temelinde çocukluğumda yaşadığım zorbalık yatıyor. İş hayatına tekrar atılır atılmaz psikolojik destek almaya devam edeceğim.
 
Son düzenleme:
Kendinizi çok iyi ifade etmişsiniz. Ne hissettiğinizi her detayıyla anladım. Akademik hayatınız da bence çok başarılı tebrik ederim öncelikle:)

Kendine çok fazla yük yüklemişsin, sorumlulukların çok fazla. Hem evi geçindireceksin, hem iş hayatı, hem herkesle aran mükemmel olacak. Böyle bir dünya yok. Hiçbir insan da vazgeçilmez değil. Bu kadar çaba harcamamalısın. Eğer inceldiği bir yer varsa bırak kopsun. Emin ol dünyanın sonu gelmeyecek, yaşayarak göreceksin.

Annen, kardeşin yaşları kaç ne durumda bilmiyorum ama sen anne rolünü üstlenmişsin. Bu kadar kendine yüklenme. Kardeşin öğrenciyse part time iş bulsun, annenin maaşı yok mu?

Kendine nefes almak için zaman ver. Dibe vurman gerekiyorsa vur, sürekli aşırı aktif verimli olamazsın. Ama bir noktada kendinde tekrar başlamak için gücü bulacaksın. Online terapi nispeten daha uygun fiyatlı oluyor, denemek istemez misin?

Senin bence biraz farklı dünyalar da olduğunu keşfetmen lazım. O kadar sorunların içindesin, o kadar hayatın olmuşlar ki dışarıda bir hayat olduğunu sorunların aslında o kadar da çözümsüz olmadığını göremiyorsun. Değişik yerlere gitmek, değişik insanlarla tanışmak, farklı bakış açıları bunlara ihtiyacın var sanki.

Şu an başlamaya gücün yoksa da ufak rutinler oluştur kendine. Küçük küçük adımlar at yani, girmesen de bir işe başvur git görüş, makalene bir göz at, çalışmalarına iki satır ekle gibi gibi:) Ufak değişikliklerle içinde bulunduğun o fanustan yavaş yavaş çıkacaksın.

Evlenmesen de yok mu görüştüğün biri falan?
 
Konunun bir kısmı ben. Öğrenci olduğunuza göre okulun psikolojik danışmanlığından destek alın. Alanınız, doktora yaptığınız alan ve doktoradan sonra ne düşündüğünüzü bilmiyorum ama kar zarar ilişkisini düşünüp birinden feragat etmeniz gerekebilir. Birikmişlik var ise kaldırması zor oluyor. Yolun başındayken destek alın o yüzden.

Özel mesajınız kapalıymış yoksa yazmak isterdim.
 
Ya Allah o öğretmenin belasını versin be! elbet destek almalısınız ve umarım güzel sonuçlar alıp hayatınıza devam edersiniz burada söylemişler zaten ama ben de arkadaş kaybetmekten çok korkardım aman gitmesinler aman yanlış yapmıyim işte de böyle ya kovulursam ya hata yaparsam. Bi tasma noktası yaşadım ve umurumda olmadı. Küsen kuser konuşan konuşur kovan kovar isteyen yanımda olur
Ama bu da iyi değil dengesiz bir davranış biçimi bu aşamaya gelmeden siz çare bulun. İsteyen gider kaybetmekten korkmayin
 
Merhaba,
Manevi olarak kendinizi çalışmaya hazır hissetmiyorsanız, başvurusu şu an açık olan Tübitak 2211 BİDEP Yurt içi Doktora Bursuna başvurabilirsiniz, çalışmayan biri için ödemesi iyi.
Alanınızı bilmiyorum ama araştırma projelerinde bursiyer olarak da yer alabilirsiniz.
Yetmez diyorsanız kar zarar hesabı yapıp bir işe devam ederek de doktoranıza devam edebilirsiniz.
İlk anda önemli olan sizin psikolojik durumunuz, doktora bir şekilde uzatılır, atılır, affedilir, geri dönülür... ama biter. Önemli olan can sağlığı.
Rabbim feraha çıkarsın.💐
 
Onaylanma ihtiyacınız var, insanlar sizi sevsin diye ilişkilerinizdeki dengeyi kuramıyorsunuz. Bu öyle bir sarmaldır ki hep bu tarz kişileri hayatınıza çekersiniz hep siz verici olmak zorunda kalırsınız, ta ki bitip tükenene kadar. Sizden geriye bir sey kalmayana kadar.

Bunun da en büyük sebebi ağzınız ne dese de kendinizi değersiz görmeniz.

Bilinçli okuyan bir insansınız psikolojide değer şeması üzerine çalışabilirsiniz.

Ha bir de hic bir sey yapmasanız dahi bir gün öyle bir patlama yaşanıyor ki, iste sizden geriye bir sey kalmadığında, uğruna kendinizi feda ettiğiniz insanların susn etrafınızda olmadığını yani en önemli kişinin SİZ olduğunu anlıyorsunuz.
Bu patlama yaşamadan da anlayabilmenizi dilerim, siz değerlisiniz, siz biriciksiniz, bir başka siz yok
 
Onaylanma ihtiyacınız var, insanlar sizi sevsin diye ilişkilerinizdeki dengeyi kuramıyorsunuz. Bu öyle bir sarmaldır ki hep bu tarz kişileri hayatınıza çekersiniz hep siz verici olmak zorunda kalırsınız, ta ki bitip tükenene kadar. Sizden geriye bir sey kalmayana kadar.

Bunun da en büyük sebebi ağzınız ne dese de kendinizi değersiz görmeniz.

Bilinçli okuyan bir insansınız psikolojide değer şeması üzerine çalışabilirsiniz.

Ha bir de hic bir sey yapmasanız dahi bir gün öyle bir patlama yaşanıyor ki, iste sizden geriye bir sey kalmadığında, uğruna kendinizi feda ettiğiniz insanların susn etrafınızda olmadığını yani en önemli kişinin SİZ olduğunu anlıyorsunuz.
Bu patlama yaşamadan da anlayabilmenizi dilerim, siz değerlisiniz, siz biriciksiniz, bir başka siz yok
Cevabınız için çok teşekkür ederim. İşin en acı tarafı söylediklerinizin hepsinin farkındayım. Sürekli bir onaylanma ihtiyacı içerisindeyim. Yaptığım şeyler doğru ve güzel olsa dahi çevremde en ufak eleştiri, olumsuz düşünce o güzel şeyi bozmaya yetiyor. Öncelikle kendime değer vermem gerekiyor. Kendime değer verirsem tüm sorunlar çözülecek gibi. Bazen düşünüyorum ailemden başka beni gerçekten seven kimse yok ve olmayacak da. Neden elaleme bu kadar değer veriyorsun ki diyorum kendime. Fakat bu düşünceleri bir türlü eyleme dökemiyorum. En yakın zamanda psikiyatri seanlarına tekrar başlayacağım.
 
Sorunlarınız ciddi boyutta. Bunu burda birileriyle konuşarak çözemezsiniz. Psikolog ya da psikiyatrist desteğine devam etmelisiniz. Öyle 3-5 seansla da çözülecek gibi değil muhtemelen yıllar süren bir tedavi ve desteğe ihtiyacınız var.
Cevabınız için teşekkür ederim. En yakın zamanda seanlara tekrar başlamayı düşünüyorum.
 
Yoğun ve zor duygular yaşıyorsun ama ayağa kalkmalısın
Geçmişte yaşadıklarını sürekli düşünüp kendini daha da zora sokma
Acilen işe gir, çalışmak ruhun ilacıdır inan bana bunu milyon kere test etmişimdir
İnsanlarla çok içli dışlı olmak zorunda değilsin, bir iki iyi dost yeterlidir aslında
Ayağa kalkmayı, direnmeyi, var olmayı bize değil anneciğine sor bence, buradaki bir çok kadından tecrübelidir anlattığına göre. Yaşın küçük değil hayatını kurmak zorundasın, tutunmak zorundasın. Berbat bir çocukluk ve gençlik dönemi geçirmiş biri olarak üzülmeye, depresyona girmeye hiç vaktim olmadı, hep ayakta olmak zorundaydım o yüzden çalışmayı ilaç farz ettim hep sana da tavsiye ederim. Doktorların yaptığı işe saygım sonsuz ama bir yere kadar ruh tedavisi sen yakalamazsan hayatı senin yerine yakalayamazlar o yüzden genç arkadaşım ; yanında öyle sağlam bir anne varken kolunun altına sığınma elinden tut yürüt beni de. Çünkü ömrün boyu o konfora sahip olmayacaksın
Cevabınız için teşekkür ederim. Çok haklısınız geçmişi sürekli düşünerek anı ve geleceği yakalayamıyorum. Bir an önce kendime gelmem gerekiyor. Annemin desteği ile bu zorlu süreci aşmaya çalışıyorum. Söylediğiniz gibi yaşım küçük değil. Bir an önce ayaklarımın üzerinde durmam gerekiyor. Durmam içinde aktif iş hayatıma geri dönmem lazım. En kısa zamanda geri dönmeyi düşüyorum. Çünkü evde kaldıkça daha fazla düşünüyorum ve ruhsal açıdan daha kötüye gidiyorum.
 
X