Howl'un Kitap Kulübü 🏰

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Kitabın konusuna gelirsek; genç avukat Armand Duval ile döneminin en ünlü ve güzel hayat kadınlarından biri olan nami değer Kamelyalı Karın yani Marguerite’nin aşkını okuyoruz. Genel olarak yasak ve imkansız aşk havası katılmış olsa da bana özellikle Armand’ın aşkı çok samimi ve gerçek geldi
 
Kitabın konusuna gelirsek; genç avukat Armand Duval ile döneminin en ünlü ve güzel hayat kadınlarından biri olan nami değer Kamelyalı Karın yani Marguerite’nin aşkını okuyoruz. Genel olarak yasak ve imkansız aşk havası katılmış olsa da bana özellikle Armand’ın aşkı çok samimi ve gerçek geldi
ama kompleksli bir adamdı
 
Sence bu aşkın sonu var mıydı?
Yoksa adamın parası bitince aşkta bitecek miydi
Bence Marguerite’nin gerçekten sevilmeye ihtiyacı vardı. Metresi olduğu bütün adamların güzelliği ya da sağlığı geçince onu bırakacaklarını biliyordu ama Armand’ın sevgisinin çok farklı olduğunu anlayınca o da karşılık verdi. Yani bırakmazdı diye düşüyorum. Gizli gizli mücevherlerini satıyordu çünkü.
 
Kamelyalı Kadın / Alexandre Dumas


Kitapta bir fahişe ile aşkının hikayesi anlatılıyor. Yazar aşkın insan üzerinde hem iyileştirici hem de kötü gücünün olduğunu gözler önüne sererken, bir yandan da aslında insanların -ki bu kısmı kitabın konusuna göre madalyonun öteki yüzü- ne kadar çıkarcı, güçten düştüğünüzde sizden çok kolay vazgeçebileceğini de çok güzel işlemiş.
Biz insanlar aslında çok seviyoruz tüm insanları yaptıkları işe, maddi gücüne, toplumdaki statüsüne göre sınıflandırmayı ve ona göre davranmayı. Bugün birine bir fahişenin birini her şeyden vazgeçecek kadar çok sevdiğini söylesek kimse aşkının samimiyetine inanmazken, kamelyalı kadın bunun tam tersinin de pekala mümkün olabileceğini, hatta tertemiz bildiğimiz bir çok insandan çok daha samimi ve güzel sevebileceğini gösterdi bana. Bizim sınırlarımız, sınıflandırmalarımız yalnızca beynimizde...



Kitap ilk etapta biraz sıkıcı, konuya adapte olana kadar epey zorlandım. Ancak sonrasında su gibi akıp gitti.
Ben kendi adıma sevdim...




Ben kitabı 2 sene önce okumuştum, yorumum buydu. Simdi sizinkiler okuyacağım 😇
 
Çok hayatın içinden bir kitap, kadının duyguları çok iyi anlatılmış, ben sanki yanı başımda hissetmiştim okurken.
Sonuçta ikisi de bekardı. O dönemde metres diye geçen şey şu an sevgililik diye geçiyor.
O zamanki toplumdaki tabulardan dolayı metres sıfatı yakıştırılmış. Bu kadınların gerçekten sevemeyeceği sevdiği tek şeyin para olduğunu vurgulansa da margueritie gerçek bir aşk ile sevdi Armand ı
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
X