- 7 Kasım 2013
- 13.435
- 31.575
-
- Konu Sahibi meredithgrey
- #1
Bu bencil insanlarin ac ve donarak ölmeleri icin dua ediyorum gercekten. Sizin gbi duyarli insanlar icin hayat gerckten zor.
Ben genel olarak hayvanlardan korkan biriyim ancak denk geldiğim sokak hayvanlarına elimden geleni yapmaya gayret ederim çekine çekine de olsa. İnsanlar sokakta gördükleri bir kediye illa süt vermek zorunda değiller elbet ama zarar vermeye de hakları yok bunun bilincinde olmak gerek.
Maalesef çok haklısınız . Hayvanları kabullenemiyorlar bir türlü. O kadar az hayvansever var ki. Bu tarz merhametsiz vicdansız insanlar yüzünden bu dünya malesef çekilmez ve acı dolu hale gelebiliyor. Hayvan sevmiyor olabilirler hadi anlarım.Ama bakıma muhtaç ac susuz bi hayvana yardım eli uzatan insanın vicdanıni iyi niyetini alt üst ediyorlar.Kopek de kedi de bakıyorum bahçemde. Insanın yüzüne muhtac bakıyorlar. Siz devam edin beslemeye bakmaya en doğrusunu yapıyorsunuz. O hayvanlar ahirette dile gelicek ve bizler gibi bakıp doyuran insanları Allah daha iyi yerlere getiricek. Siz örnek olun belki onlara faydanız olur. Uygun dilde anlayın bu hayvanlar ac susuz icim el vermiyor diye konuşun. Elbet anlicaklar israr edin.
Evet sevmeye mecbur değil kimse ancak bile isteye zarar vermek ve bundan zevk almak bir hastalık. Caydırıcı bir şey de yok malum.Korkmak başka, sevmemek de başka ama zarar vermek bambaşka. Hele de kendine Müslüman diyenlerin bunları yapması çok çok başka!
Hayvanları seven, koruyan ve doganın parçasında bizlerle var olma mücadelesinde oldukları gerçeğini bilen insanları anlıyor ve destekliyorum, bununla beraber apartmanda merdiven araliklarında, kali onlerinde, sokak aralarında kaplara mama, ozellikle yemek atıkları, kiyafet ( üşümesinler diye ) bırakmanın çözüm olmadığı aksine durumu daha da aciz bir duruma soktuguna inanıyorum. Zira o apartmanda ya da cevrede bilmediğimiz çeşitli problemi olan insanlarda olabiliyor, soniçta biz bir hareketi yaparken onlari da gözetmeliyiz.
Hayvanları sevmek ve korumak, gelisen yuzyılda bir kap mamadan daha üst sevide olmali. Ya var olan kurumlarda daha aktif rol almalı ya da birlik olup başka adımlar atılmali.(mesela bulunan mahalle vs de yer alan hayvanseverler bir araya gelip barinak, ya da benzeri calismalar yapabilir, raporlar hazirlayip kurumlara yöneltebilir, hayvanların daha iyi sartlarda yaşami ve hakları yönünde akilcıl projelere imza atabilir - yani hayvanları hayatınin tam merkezine oturtan bir insan daha uretici olabilir )
-- Sevmekle beraber ben de bulundugumuz mahallede kisilerin yemekleri düşuncesizce sokaklara boca etmesinden rahatsizım.
--Parka oğlumla gittigimde bir hayvansever, almiş köpeği salincakta salliyor. E tamam senin için çok cici cok hos olabilir, benim için bir problem.dehil lakin orada başka bir anne cocugunu dişarı cıkarmiş fakat bunu görünce bebegini salincağa bindirmeden geri dondü. Yani bir hareketi yaparken oturup bir düsünmek lazım! Hak derken haksizlığa alet olmamak gerek.
Merhabalar, umarım herkes iyidir olabildiğince. Kafama zaten çok taktığım bir konu son günlerde iyice kalbimi ağrıtır olduğu için bir kaç teselli cümlesi duymak ümidi ile yazıyorum. Derdim sokak hayvanları, işkenceler, tecavüzler ve çıkmayan, çıkartılmayan yasa!
İnsanların tüm dünyanın sahibi gibi davranmasından nefret ediyorum. Oturduğum apartmandan bir gün taşınırsam sırf bu sevgisiz ve cahil insanlardan kurtulduğum için sevineceğim. İki sene önce bahçede sadece bir kedi beslediğim için yönetici ile tartıştık, koyduğum mama
Merhabalar, umarım herkes iyidir olabildiğince. Kafama zaten çok taktığım bir konu son günlerde iyice kalbimi ağrıtır olduğu için bir kaç teselli cümlesi duymak ümidi ile yazıyorum. Derdim sokak hayvanları, işkenceler, tecavüzler ve çıkmayan, çıkartılmayan yasa!
İnsanların tüm dünyanın sahibi gibi davranmasından nefret ediyorum. Oturduğum apartmandan bir gün taşınırsam sırf bu sevgisiz ve cahil insanlardan kurtulduğum için sevineceğim. İki sene önce bahçede sadece bir kedi beslediğim için yönetici ile tartıştık, koyduğum mama kaplarını ben koydum onlar attı. En sonunda vebali boynunuza diyerek kediciği sadece geldiği ve gördüğüm zamanlarda beslemeye başladım.
Sonra bu sene bahçemize siyah bir kedi gelip yatmay başladı, ben de havalar soğuyunca en azından sıcak bir şeyin üstünde yatsın diye çardağın köşesine yastık indirdim ve onu da attılar! Ve bu bende artık kırılma noktası oldu. Hepsinin yüzüne siz kimsiniz kim oluyorsunuz diye bağırasım var. Çok zoruma gitti küçücük bir yastık ya küçücük.
Ne zaman sokakta kedi sevsem birisi laf atıyor, evimde üç kedim olduğunu bilenler zaten ıyy pis olmuyor mu ev diye gözlerini belertiyor. Apartmanda crazy cat lady olarak görülüyorum zaten.
Herneyse bunların üstüne son okuduğum haberler de eklenince ben çok kötü hissetmeye başladım. Patileri kesilen kedi, yakılan yavru köpekler, göğsünden vurulan köpek Pera, Diyarbakır Avm’de Atasun Optik’in yok ettiği kedi... Liste uzun. Bu dünya ve insanlardan inanılmaz nefret ediyorum, başını okşadığım kediye bön bön bakarak kakaları etrafı kirletiyor kadının kafasını kaldırıma sürtesim geliyor bahçe mi bıraktık hayvanlara diyerek.
Dünyayı ve insanı bu denli iyi tanımazdan evel hümanisttim ama görüyorum ki büyük hataymış. Elimde olsa mahalledeki tüm kedileri kısırlaştırırım ve bir barınma evi açarım. Tüm hayvanlara insanların onlara vermediği şefkati vermek istiyorum.
İnsanlığıma dair her bir parçam okuduğum bir hanerle ölüyor. Daha fazla canım yanamaz derken yine yanıyor. Ki ben zaten anksiyete sahibi bir insanım, inanın yaşamak zul gelmeye başladı. Kaldıramıyorum, çok acı var diye intihar eden profesörü daha iyi anlıyorum şimdi. Gerçekten de çok acı var...
kaplarını ben koydum onlar attı. En sonunda vebali boynunuza diyerek kediciği sadece geldiği ve gördüğüm zamanlarda beslemeye başladım.
Sonra bu sene bahçemize siyah bir kedi gelip yatmay başladı, ben de havalar soğuyunca en azından sıcak bir şeyin üstünde yatsın diye çardağın köşesine yastık indirdim ve onu da attılar! Ve bu bende artık kırılma noktası oldu. Hepsinin yüzüne siz kimsiniz kim oluyorsunuz diye bağırasım var. Çok zoruma gitti küçücük bir yastık ya küçücük.
Ne zaman sokakta kedi sevsem birisi laf atıyor, evimde üç kedim olduğunu bilenler zaten ıyy pis olmuyor mu ev diye gözlerini belertiyor. Apartmanda crazy cat lady olarak görülüyorum zaten.
Herneyse bunların üstüne son okuduğum haberler de eklenince ben çok kötü hissetmeye başladım. Patileri kesilen kedi, yakılan yavru köpekler, göğsünden vurulan köpek Pera, Diyarbakır Avm’de Atasun Optik’in yok ettiği kedi... Liste uzun. Bu dünya ve insanlardan inanılmaz nefret ediyorum, başını okşadığım kediye bön bön bakarak kakaları etrafı kirletiyor kadının kafasını kaldırıma sürtesim geliyor bahçe mi bıraktık hayvanlara diyerek.
Dünyayı ve insanı bu denli iyi tanımazdan evel hümanisttim ama görüyorum ki büyük hataymış. Elimde olsa mahalledeki tüm kedileri kısırlaştırırım ve bir barınma evi açarım. Tüm hayvanlara insanların onlara vermediği şefkati vermek istiyorum.
İnsanlığıma dair her bir parçam okuduğum bir hanerle ölüyor. Daha fazla canım yanamaz derken yine yanıyor. Ki ben zaten anksiyete sahibi bir insanım, inanın yaşamak zul gelmeye başladı. Kaldıramıyorum, çok acı var diye intihar eden profesörü daha iyi anlıyorum şimdi. Gerçekten de çok acı var...
Haklısınız sizi anlıyor, duygularınızı paylaşıyor ve sonuna kadar katılıyorum.Merhabalar, umarım herkes iyidir olabildiğince. Kafama zaten çok taktığım bir konu son günlerde iyice kalbimi ağrıtır olduğu için bir kaç teselli cümlesi duymak ümidi ile yazıyorum. Derdim sokak hayvanları, işkenceler, tecavüzler ve çıkmayan, çıkartılmayan yasa!
İnsanların tüm dünyanın sahibi gibi davranmasından nefret ediyorum. Oturduğum apartmandan bir gün taşınırsam sırf bu sevgisiz ve cahil insanlardan kurtulduğum için sevineceğim. İki sene önce bahçede sadece bir kedi beslediğim için yönetici ile tartıştık, koyduğum mama kaplarını ben koydum onlar attı. En sonunda vebali boynunuza diyerek kediciği sadece geldiği ve gördüğüm zamanlarda beslemeye başladım.
Sonra bu sene bahçemize siyah bir kedi gelip yatmay başladı, ben de havalar soğuyunca en azından sıcak bir şeyin üstünde yatsın diye çardağın köşesine yastık indirdim ve onu da attılar! Ve bu bende artık kırılma noktası oldu. Hepsinin yüzüne siz kimsiniz kim oluyorsunuz diye bağırasım var. Çok zoruma gitti küçücük bir yastık ya küçücük.
Ne zaman sokakta kedi sevsem birisi laf atıyor, evimde üç kedim olduğunu bilenler zaten ıyy pis olmuyor mu ev diye gözlerini belertiyor. Apartmanda crazy cat lady olarak görülüyorum zaten.
Herneyse bunların üstüne son okuduğum haberler de eklenince ben çok kötü hissetmeye başladım. Patileri kesilen kedi, yakılan yavru köpekler, göğsünden vurulan köpek Pera, Diyarbakır Avm’de Atasun Optik’in yok ettiği kedi... Liste uzun. Bu dünya ve insanlardan inanılmaz nefret ediyorum, başını okşadığım kediye bön bön bakarak kakaları etrafı kirletiyor kadının kafasını kaldırıma sürtesim geliyor bahçe mi bıraktık hayvanlara diyerek.
Dünyayı ve insanı bu denli iyi tanımazdan evel hümanisttim ama görüyorum ki büyük hataymış. Elimde olsa mahalledeki tüm kedileri kısırlaştırırım ve bir barınma evi açarım. Tüm hayvanlara insanların onlara vermediği şefkati vermek istiyorum.
İnsanlığıma dair her bir parçam okuduğum bir hanerle ölüyor. Daha fazla canım yanamaz derken yine yanıyor. Ki ben zaten anksiyete sahibi bir insanım, inanın yaşamak zul gelmeye başladı. Kaldıramıyorum, çok acı var diye intihar eden profesörü daha iyi anlıyorum şimdi. Gerçekten de çok acı var...