- 24 Aralık 2015
- 4.404
- 6.189
- Konu Sahibi Oglak kizi
- #1
Sevildiğini Bil
Savrulup duruyorsun.
önemsiz, istenmeyen.
Belki kapı arkalarında beklenmeyen.
önemli odalara alınmayan, önemli paraların sahibi olmayan, önemli makamların da şahsında kalan,
Güzel yerlere sokulmayan, kıyıda köşede bekletilen önemsiz biri diye görüyorsun kendini.
Korkulu sınavlardan geçiyorsun, sırada bekletiliyorsun, şefkâtsiz görüyorsun dünyayı, sana aldırış edilmediğini düşünüyorsun.
öyle görüyorsun.
Oysa; oysa sana şefkât eden bir rabbin var!
Bilmiyorsun!
Sahipsiz sanıyorsun kendini; sahibin var ama görmüyorsun.
O seni ve senin sevdiklerini şefkâtle terbiye ediyor.
Herkesi ama herkesi rahmetinin kucağında ağırlıyor.
Sen sevilmeseydin; sen sevilmeye değer olmasaydın; görünmeye değer olmasaydın; şimdi burada olabilir miydin?
şimdi bu sozü duyuyor olabilir miydin mesela?
Bu sesi duysan da anlıyor olabilir miydin?
Işte bak! bak işte; nerden nereye geldin!
Var edilişin, sevildiğin için. öyle bil!
Yokluğuna razı olunmadı senin. buradasın bu yüzden. böyle gör!.
Eksikliği hoş görülmeyensin sen! şimdi burada, bu yüzden insansın!.
Görüyorsun, duyuyorsun, anlıyorsun, konuşuyorsun, düşünüyorsun; ne âlâ!
Seviyorsun, seviliyorsun.
Seni severek var eyledi rabbin!
Yoo. yoo... yoo. zorakin değil.
Hadi bu da olsun; sıradanlığında hiç değil!
Iki eliyle, seve seve, başka her şeyden, herkesten çok önemseyerek, özenerek var eyledi seni.
Parmak uçlarına bak istersen; birtanesisin!
Bak! gözlerinin ardına bak istersen; gözlerinin ardındaki retrina başka hiç kimseninkine benzemiyor!
Herkese baktığı gibi bakıyor değil sana rabbin.
Hiç kimselerin bakmadığı gibi bakmış demek gözlerine.
Demek; biricik bir bakışı sana, biriciği biliyor seni.
şimdi bak aynaya; hiç kimsenin yüzü gibi değil yüzün.
Benzersizsin! bir tanesisin rabbinin!
'Bu yüzu sana verdim. başka kimselere değil' diyen rabbinin fısıltısını duy aynada!
Senin varlığından hoşnuttur rabbin.
Sen seni az görenlere aldırış etme!
Senin nefes alışından hoşnuttur rabbin.
Seni çok görenlere aldırış etme!
Varlığın rabbin e yük değil ki!...
Seni yük görenlere aldırış etme!
Hem söyler misin bana;
Buyük ateşten küçük bir çıra tutuşturulsa; ateşten ne eksilir ki?.
Yaşaman rabbine ağır değil!.
Işte böyle...
Seni doyurmak, seni büyutmek o'na zor değil.
Senden sadece verdiklerine teşekkür etmeni istiyor.
Sadece teşekkür etmeni.
Sakın! sakın! sakın!
Sakın kendini burada sığıntı görme!
Seni güzelliklerin takdir edilesi seçmiş rabbin,
Hep böyle yapınca sen; sana daha güzelini vericeğini söylüyor işte.
Sonsuz, kedersiz, lekesiz, acısız, kesintisiz, korkusuz bir hayat lütfediyor sana.
Hem olur da sen o'na nankörlük etsen bile; güzellik karşısında duyarsız, hayretsiz kalsan bile;
Iyilik karşısında minnetsiz, teşekkürsüz kalsan bile;
üzerinden kudret elini, saçlarından mehrhamet elini çekmiyor rabbin!...
Bekliyor seni...
ümit ediyor dönersin diye.
Hissetmiyor musun her nefeste; rabbinin merhameti, tatlı serin bir sabah rüzgârı gibi saçlarını okşamakta.
üzülme!
Sen o'nu unutsan da; o seni unutmuyor!...
Sen o'na küssen de; o sana küsmüyor!.
Sen o'ndan yüz çevirsen de, o senden yuz çevirmiyor!.
Sen o'nun rahmetine rağmen, o'ndan ümit kessen de; o senden günahına rağmen ümit kesmiyor!.
Bekliyor seni rabbin.
Sabırla bekliyor.
Dönüşünü bekliyor...
Bekliyor.
Hatanıfark edişini bekliyor.
Bekliyor, kendi kıymetini göresin diye bekliyor.
Bekliyor; hep sen! sen! gelesin diye bekliyor!!...
Bekliyor rabbin.
çunkü seni ümidi biliyor...
çünkü seni ümidi biliyor...
Senai Demirci
İşte böyle kızlar, hayatın Çetin yollarından geçen herkese gelsin
Savrulup duruyorsun.
önemsiz, istenmeyen.
Belki kapı arkalarında beklenmeyen.
önemli odalara alınmayan, önemli paraların sahibi olmayan, önemli makamların da şahsında kalan,
Güzel yerlere sokulmayan, kıyıda köşede bekletilen önemsiz biri diye görüyorsun kendini.
Korkulu sınavlardan geçiyorsun, sırada bekletiliyorsun, şefkâtsiz görüyorsun dünyayı, sana aldırış edilmediğini düşünüyorsun.
öyle görüyorsun.
Oysa; oysa sana şefkât eden bir rabbin var!
Bilmiyorsun!
Sahipsiz sanıyorsun kendini; sahibin var ama görmüyorsun.
O seni ve senin sevdiklerini şefkâtle terbiye ediyor.
Herkesi ama herkesi rahmetinin kucağında ağırlıyor.
Sen sevilmeseydin; sen sevilmeye değer olmasaydın; görünmeye değer olmasaydın; şimdi burada olabilir miydin?
şimdi bu sozü duyuyor olabilir miydin mesela?
Bu sesi duysan da anlıyor olabilir miydin?
Işte bak! bak işte; nerden nereye geldin!
Var edilişin, sevildiğin için. öyle bil!
Yokluğuna razı olunmadı senin. buradasın bu yüzden. böyle gör!.
Eksikliği hoş görülmeyensin sen! şimdi burada, bu yüzden insansın!.
Görüyorsun, duyuyorsun, anlıyorsun, konuşuyorsun, düşünüyorsun; ne âlâ!
Seviyorsun, seviliyorsun.
Seni severek var eyledi rabbin!
Yoo. yoo... yoo. zorakin değil.
Hadi bu da olsun; sıradanlığında hiç değil!
Iki eliyle, seve seve, başka her şeyden, herkesten çok önemseyerek, özenerek var eyledi seni.
Parmak uçlarına bak istersen; birtanesisin!
Bak! gözlerinin ardına bak istersen; gözlerinin ardındaki retrina başka hiç kimseninkine benzemiyor!
Herkese baktığı gibi bakıyor değil sana rabbin.
Hiç kimselerin bakmadığı gibi bakmış demek gözlerine.
Demek; biricik bir bakışı sana, biriciği biliyor seni.
şimdi bak aynaya; hiç kimsenin yüzü gibi değil yüzün.
Benzersizsin! bir tanesisin rabbinin!
'Bu yüzu sana verdim. başka kimselere değil' diyen rabbinin fısıltısını duy aynada!
Senin varlığından hoşnuttur rabbin.
Sen seni az görenlere aldırış etme!
Senin nefes alışından hoşnuttur rabbin.
Seni çok görenlere aldırış etme!
Varlığın rabbin e yük değil ki!...
Seni yük görenlere aldırış etme!
Hem söyler misin bana;
Buyük ateşten küçük bir çıra tutuşturulsa; ateşten ne eksilir ki?.
Yaşaman rabbine ağır değil!.
Işte böyle...
Seni doyurmak, seni büyutmek o'na zor değil.
Senden sadece verdiklerine teşekkür etmeni istiyor.
Sadece teşekkür etmeni.
Sakın! sakın! sakın!
Sakın kendini burada sığıntı görme!
Seni güzelliklerin takdir edilesi seçmiş rabbin,
Hep böyle yapınca sen; sana daha güzelini vericeğini söylüyor işte.
Sonsuz, kedersiz, lekesiz, acısız, kesintisiz, korkusuz bir hayat lütfediyor sana.
Hem olur da sen o'na nankörlük etsen bile; güzellik karşısında duyarsız, hayretsiz kalsan bile;
Iyilik karşısında minnetsiz, teşekkürsüz kalsan bile;
üzerinden kudret elini, saçlarından mehrhamet elini çekmiyor rabbin!...
Bekliyor seni...
ümit ediyor dönersin diye.
Hissetmiyor musun her nefeste; rabbinin merhameti, tatlı serin bir sabah rüzgârı gibi saçlarını okşamakta.
üzülme!
Sen o'nu unutsan da; o seni unutmuyor!...
Sen o'na küssen de; o sana küsmüyor!.
Sen o'ndan yüz çevirsen de, o senden yuz çevirmiyor!.
Sen o'nun rahmetine rağmen, o'ndan ümit kessen de; o senden günahına rağmen ümit kesmiyor!.
Bekliyor seni rabbin.
Sabırla bekliyor.
Dönüşünü bekliyor...
Bekliyor.
Hatanıfark edişini bekliyor.
Bekliyor, kendi kıymetini göresin diye bekliyor.
Bekliyor; hep sen! sen! gelesin diye bekliyor!!...
Bekliyor rabbin.
çunkü seni ümidi biliyor...
çünkü seni ümidi biliyor...
Senai Demirci
İşte böyle kızlar, hayatın Çetin yollarından geçen herkese gelsin