Mantık, eğitime yaşa kültürel farklılığa bakmıyor. Realist ve adil bir şekilde birazcık farkındalık ile bakınca herkes anlar evliliğin kadın içim yük olduğunu.
Çok yanlış ve ataerkil bakış açısıyla bakıyorsun. Herkesin böyle bir dünyası yok.
Kendini birey goren, insan gören ve bu şekilde hak talep edenlerin evlilikleri böyle değil.
Onlar işten gelip eşiyle beraber mutfağa giriyorlar. Ya da iş bolumleri oluyor. Yemeği yapan günün devaminda rahat oluyor,diğer kişi sofrayı toplayıp temizlik çay servisini yapıyor. Hayatı birbirleri için kolaylastiriyorlar.
Misal annem - babamın yüksek egitimi yok, annem ev hanımı ama evlilik onun için yük değil . Kocasının kredi kartı her zaman evde durur, adam her evden çıkarken kitaplığa nakit para koyar, asla aldığına ettiğine karışmaz,evde yemek varsa yer, yoksa ya kahvaltı hazırlar, ya tavuk kizartir, ya lahmacun söyler. Çamaşır makinasının bitiş sesini duyduysa kalkar asar, asilanlar kuruduysa katlar. Eşi hastaysa bakar , eşinin kararlarını sorgulamaz...
Şimdi bu evlilik kadın icin yük mü?
Ablam hakeza oyle, haftaici çocuğa o bakıyor diye haftasonu eşi full çocukla ilgileniyor. Kararlarına saygı duyuyor, kadinin kuaförüne - lüzumlu olmayan isteklerine hakkı yokmuş gibi muamele etmez,bilir ki o evi beraber yönetiyorlar.
Bu evlilik kadın için yük mü?
Çevremde bu şekilde tonla evlilik var. Ama evlendikleri saniye ataerkil bir kol tarafından kadının koşturduğu,adamın TV karşısında telefonla oynadigi da çok ev var.
Bunu kader gibi göremezsin, başta ataerkil adamları secmemek, eve girdigin hafta iş bölümüne başlamak, adamın özünde Tazmanya canavarı kurallarıyla yaşadığını farkedince de geç olmadan yollari ayırmak lazım.
Evlendiği gibi işten gelip mutfağa koşup, maaşından büyükçe payı kocaya verip ,bu krallik kurallarını normallestirip sonradan 'neden böyle oldu' diye düşünmenin yararı yok.