Haber, Dedikodu Ve Muhabbet Salonumuz Artık Hizmetinizde :)

can suyum verdiğin link açılmadı bir yanlışlık olmasın?
kar a ne olmuşki niye cevap yazmamış hayırdır?
 
sen neler yaptın kardelenim herkes tahmin ettiğim gibi yemektedir herhalde zemuszemus
esse hariç yani o kadar yürüdü koştu bide yemek yemesin kaydirigubbakcemile3
 
hehehe essecmm hala spor yapıodrr vallah tam gaz.. ben oğluşu uyuttm eimi bekliorm işte çok acıktmm yaa burada gzdm drdm kimse yoktuu işteee:1shok:
 
yok valla cnm tatil zor bu sene malum kriz etkiledi
eşimde çalışıyo bu sene zor kıpırdarız.............:gitme:
 
yok valla cnm tatil zor bu sene malum kriz etkiledi
eşimde çalışıyo bu sene zor kıpırdarız.............:gitme:

haklısın valla canmm bizimde yakın olmasa herzamn git gel yapamayz o kadar benzin yiyoo sen de çalışıomdn canm kus bakma daha once sordsmda unutkanlk var birass:gitme:
 
ne yemeği yaptın?
bende patlıcan közledim sarımsaklı nasıl da sarımsak yedim sormaaa ...........
çok cnm çekmişti :)
 
afiyet olsn vala canm bende baylrm sarımsaa ama eşim ağzına sokmaz ben yersemde arkasını donp yatar yiymiom pek o yzdnn
valla ewde bişi yoktu ben bu sabah dondm malum menemen yaptm makarna çorba salata ytr valla
 
D@Ğ ÇıÇEĞı kullanıcısından alıntı Mesajı göster

DEĞERıNı BıLMEK



Vaktiyle ergin bir şeyh, yıllarca yanında yetiştirdiği müridini imtihan etmek ister. Onun eline iri bir pırlanta verip: “Oğlum” der “Bunu al, önüne gelen esnafa göster, kaç para verdiklerini sor, en sonra da kuyumcuya göster. Hiç kimseye satmadan sadece fiyatlarını ve ne dediklerini öğren, gel bana bildir.



” Mürit elinde pırlanta bir bakkal dükkanına girer ve “Şunu alır mısınız?” diye sorar . Bakkal parlak bir boncuğa benzettiği mücevheri alır; elinde evirir çevirir; sonra: “Buna bir tek lira veririm. Bizim çocuk oynasın” der. Mürit teşekkür edip çıkar.



Bir manifaturacıya gider. O da parlak bir taşa benzettiği mücevhere ancak bir beş lira vermeye razı olur. Üçüncü olarak semerciye gidir: Buna ne verirsiniz?” diye sorar Semerci şöyle bir bakar, “Bu der “benim semerlere iyi süs olur. Bundan “kaş dediğimiz süslerden yaparım. Buna bir on lira veririm.”



Mürit en son olarak kuyumcuya gider. Kuyumcu mücevheri görünce yerinden fırlar. “Bu kadar büyük pırlantıya nereden buldun?” diye hayretle bağırır ve hemen ilâve eder. “Buna kaç lira istiyorsun?” Mürit sorar: Siz ne veriyorsunuz?” “Ne istiyorsan veririm.” Mürit, “Hayır veremem.” diye taşı almak için uzanınca kuyumcu yalvarmaya başlar:



Ne olur bunu bana sat.

Dükkânımı, evimi, hatta arsalarımı vereyim.” Mürit emanet olduğunu, satmaya yetkili olmadığını, ancak fiyat öğrenmesini istediklerini anlatıncaya kadar bir hayli dil döker.

Şeyhinin yanına dönen mürit büyük bir şaşkınlık içinde macerasını anlatır.



Şeyh sorar: “Bundan ne anladın?”



Müridin verdiği cevap çok doğrudur: “Bir şey ancak değerini bilenin yanında kıymetlidir.”

çok güzel bir paylaşım sende oku kardelenimm............
 
X