Gezi Parkı eyleminin sonuçları ;

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Ethem Sarısülük'ün ölümüne tanık olan kişi tutuklandı - Radikal Türkiye

[h=5]Polisin öldürdüğü Ethem Sarısülük'ün vurulma anına gören ve tanık olarak ifade verecek olan kişi mahkeme tarafından tutuklandı.

Ethem Sarısülük ’ün vurulduğu sırada yanında olan ve avukatı Kazım Bayraktar’a tanık olarak adını yazdıran Ş.İ’nin tutuklandığı, keşif yerinde dinlenen tanık M.C.T hakkında ise gözaltı kararı verildi.
Bayraktar şu değerlendirmeyi yaptı:
“Keşif yerinde dinlenen bir tanığımıza tutuklama kararı çıktı. Ethem’in vurulduğunu gören ve bana adını telefonla bildiren diğer bir tanık ise tutuklandı. Olayı görenlerden oluşan tanık listemizi düzenliyoruz. Ama tanık olmalarını engellemek, korkutmak için bir tutuklama kampanyası başlatıldı. Katil zanlısı polis A.Ş tahliye edilirken, İçişleri, Emniyet Müdürlükleri’nin bu tutuklama kampanyası infial yaratıyor. Ethem’in vurulduğu sahneye tanık olan göstericiler tutuklama ve gözaltı tehdidi altındalar ve biz durum nedeniyle kaygılanıyoruz.”

-radikal
[/h]
 

Ausencia,
konuyu takip eden biri olarak benim herhangi bir parti sempatizanı olmadığımı bilirsin, arada yapılan hataları kendimce yorumlarım o kadar, bence gezi parkı eylemini iyi yönetemedi hükümet, bak sende yazmışsın baştan çapulcular demek yerine gençler evlatlar denseydi farklı olur muydu? Olurdu, bırak sonradan olanları taa en başa parkta çadır kurulduğu anlara dönelim beraber, hani daha şafak vakti operasyonu olmadan gazlar tazyikli sulardan öncesine dönelim, o gençler amaçları saftı veya değildi hangisine inanmak isterseniz, işte o gençler çadır kurup eylem yaptıklarında başbakanda değil, hükümet kanadından bir yetkili tatlı bir açıklama yapsaydı, başbakan hah gezi parkında 3-5 çapulcu eylem yapıyormuş gibi bir söylem yerine evlatlar gençler hassasiyetini anlıyorum deseydi farklı olur muydu? Emin ol olurdu, çünkü daha o gençler gazın tadını almamıştı, çadırları yakılmamış, tazyikli suyun altında sırılsıklam olmamıştı, sabaha karşı panikle çıkmamışlardı çadırlarından, park duvarı üstlerine yıkılmamıştı, evet bdpli milletvekili dozer önüne siper oldu, denildi ki destekleyen belli, emin ol akıllıca atılan bir adımla herşey leyhe dönerdi.

Devlet yönetmek ev yönetmeye benzemez belki, belki ben siyasetçi mantığına zekasına sahip değilim, belki olanları göremiyorum, bilmiyorum ama gençlere hitabı iyi bilirim, tek bir kelime yumuşacık yapar kalpleri, tek bir sözcük ikna eder, gençler devlete ana gibi bakar Ausencia, göğsüne başını dayadığı, saçlarını okşayan anası gibidir, ben ergen anasıyım Ausencia, ergen bir gence parmak sallarsan zıtlaşır, kucak açarsan sevgisini sonuna kadar göstermek için çabalar, tek bir sözle o çocuklar ortalıktan çekilirdi, provoke edenler, dış güçler, bu eylemden nemalanmak isteyenler dıpdızlak ortada kalırdı.

O zaman tutuklayacak mısın, yargılayacak mısın gereken hukuki prosedürü yapardın, dedim ya ben devlet yönetmekten anlamam ev yönetimi üzerine ihtisasım ama o çocuklar evin içindeki çocuklardı, dış güç değillerdi, soba kenarına sıralanmış kestane kebap bekleyen çocuklardı, evin dışına çıktıklarında onları eve sokmayı becerebilirdik.
 
Merhaba
Kanal D az sonra gelecek sahneyi(Evim Şahane) izler misiniz ?
 
Keyifli okumalar canım
Arada bir tv de denk geldikçe izlerdim.Çok hoşuma giderdi.Yaşına rağmen zehir gibi aklı hala.Ve cumhuriyet tarihinin başından itibaren canlı tanığı o yüzden görüşleri çok değerli bence
 
bağdat caddesinde duran adam ve kızlar.
bunu ben çektim. işte bu sahte değil. özür yok bunda:)
 
Son düzenleme:
Evim Şahane programında şehit ailesinin yüzünü güldürdüler diye haber okudum az önce
 

Allah rahmet eylesin özal geldi aklıma,o olsaydı o ilk gün alırdı yanına semra hanımı,giyerdi bermuda pantalonıunu giderdi parka. hadi bakalım çocuklar gelin konuşalım derdi. onlarla sıcak bir şekilde konuşur.,birde hazırlanan yemeklerden yer onlara eşlik eder,gönüllerini alırdı.çocuklarım derdi,kucaklardı hepsini. gençler bunu bekledi bence.
ha özalcı değildim,ama o gerçekten sevecendi bu konularda. erdoğanda bunu yapsaydı asla bunlar olmazdı. biraz özalı örnek alsaydı keşke.
 
Hep direnişe destek verenlerin ülke ekonomisine verdikleri zarardan bahsediliyor,
içinde masum olanlar ayıklanmadan genele yapıştırılıyor bu etiket...

Ülkedeki malum stratejiler yüzünden benim cebimden çıkan paralardan ben
bahsetmiyorum... Vergi gelirleri artan devletin, ekonomik istikrarı kendi
başarısı olarak lanse etmesine ses çıkarmıyorum. Ben maaşlı çalışan olarak
peşin peşin vergimi öderken, patron takımının muhasebecisine baskı yaparak
matrahsız gelir göstermesine susuyorum. Kişi başı yıllık milli gelirden bir işçi
olarak nasibime düşeni kimin aldığını sorgulamıyorum. Eğitim için, sağlık için
ödenmeyecek denen paraları öderken itiraz etmiyorum. Kendi gelirlerine
sıra gelince hep birlikte sıraları dolduran vekillerin, istekli parmaklarını
görünce sakin davranıyorum. İşverenleri koruyan politikalar nedeniyle
hakkımı arayamıyorum.

Sonra bir gün, bir kaç ağaç için birileri darp ediliyor, kendilerine verilen
emirleri uygulayan görevliler tarafından... Ben bunun etkisiyle isyan ediyorum.
Benim isyanımı fırsata bilen hainler de giriyor araya. Benim isyanım hakkında
konuşulmuyor, hep o hainlerin illegal eğilimleri dönüyor dillerde. Ben susuyorum,
meydanın bir köşesinde, içimden hep aynı şeyi diliyorum her gece gökyüzüne
uçurulan dilek balonlarına bakarak... ''Kardeşçe, onurlu bir şekilde, adil,
eşit ve gerçek demokrasinin hakim olduğu bir yaşam... ''

Ben kendimi biliyorum, benim gibi dilekleri olan bir sürü insan da gördüm,
tanıştım onlarla, konuştum, tartıştım...

Tek istek, tek dilek aynı hepimizde 'Sizi anlıyoruz' denmesini istiyoruz.
''Sizi anlıyoruz ama... ......'' şeklinde cümleler duymak istemiyoruz.
Ama siz x,y,z siniz... Ama siz ortalığı yaktınız, duvarları yıktınız, camları
kırdınız... Ama siz slogan attınız... Ama siz küfür ettiniz...
Ben yapmadım bunları demek istemiyorum artık. Ben yapmadığım, mesul
olmadığım eylemlerle anılmak istemiyorum... Yapılanlar, yapılmayanlar ortada.
İspat da etseniz, herkes suçlu da deseniz, ben biliyorum ben suçlu değilim.
Kendi paramla yapılan hiçbir emeğe zarar vermedim. Zarar vermeye çalışanları
darp edilme korkusuna rağmen uyardım. Ben küfür etmedim. Milli sermayeye
ya da yabancı, hiç fark etmez, ben zarar vermedim... Faturasını bana kesmeniz
ne kadar adil...

Günlerdir bunu anlatmaya çalışıyorum. Çok mu anlamsız, çok mu manasız
ifadeler kullanıyorum bilmiyorum ama meramım budur...

Ayrıca ben diliyle anlattım ama böyle düşünen, böyle hisseden çok kişi olduğunu
da biliyorum...
 
ayy çok ağladım yaa nasıl sevap kazandılar ya tüylerim diken diken oldu.. o kapı neydi öyle yaa.. Allahım bütün şehit ailelerine sabırlar versin..

Mayın patlaması sonucu şehit olan 6 evladımızdan birisidir Görkem Taş, ailesinin yaşadığı sokağa şehidimizin ismi verildi, olay yeni değil ama acı hep aynı tazelikte o yavrucağın baba ocağına naaşı geldiğinde yer gök kırmızı beyaza boyanmış, mahşeri bir kalabalıkla uğurlanmıştı

Bugün programı seyredeceğim tuttu ama ağlamaktan ne yapıldı ne yapılmadı görmedim bile Allah tüm şehit ailelerine sabır versin, dayanma gücü versin.
 

Hani şu gezi parkını temsil etmek için bir grup Başbakanla görüşmeye gitmişti , hatırlarsın .
Orada grup içinde yanılmıyorsam 3 genç öğrenci temsilci vardı gezi parkından . Baktım her biri özenle giyinmiş , hatta kız öğrenci fön çekmiş saçlarına falan ... Başbakanla tokalaşma , gülümse vs.. sahnelerini hep canlı gözle izledik .

Orada dedim ki ; meydan da slogan atmakla karşı kaşıya gelmek çok başka bir şey .Korkmak falan değil ha kastım . Hiçe sayılan devletin başbakanına icraatlerini beğenmesen de yüzyüze geldiğin de bir saygı var.

O gün de dedim kendi kendime , demek ki baştan kapısı çalınsa ya da baştan kapılar açılsa (şimdi ilk kim adım atmalıydı tartışmasına girmeyeceğim ) Çok şey değişebilirdi.

Ama tüm bunların gerçekliği , yaşananların boyutunu da , çirkinliğini de , artık eylemin iç yüzü ile başka amaçların yer değiştirmesini de değiştirmiyor benim gözümde.

Bu saatten sonraya bakmak zorundayız , bu saatten önce kaybedildiyse bunun telafisi bugünden tezi yok vakittir. Yoksa bugünde yarının geç kalmış günü olarak geçecek tarihe.
 
abla sende mi izledin programı,hala içim bi garip benim..o ailesi nasıl perişan oldu öyle,Allah'ım hiç bitmeyecek bir acı bu..

Normalde sürekli seyretmem ama açtım baktım, yer bildik tanıdık olunca dikkatimi çekti sonra şehidi gördüm, yıllar önce yapılan cenaze törenini biliyorum çünkü, mahfoldum ya, şimdi bunları seyret, ana babanın gözyaşını gör, babanın acıdan üst üste kalp krizi geçirdiğini, annenin oğlundan sonra tansiyon ve şeker hastası olduğu öğren ve ya sabır çek
 

ben izlerim genelde ama bugün perişan oldum izlerken..şimdi bu ailenin yaşadığı acıları görünce dünyada ki her çatışma,her kavga,herşey manasız geliyor değil mi?

Allah sabırların en büyüğünü versin,Şehitimiz nurlar içinde yatsın.
 
Son düzenleme:
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…