Gezi Parkı eyleminin sonuçları ;

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
çıkıyorum ben arkadaşlar. kalbim sıkışacak oluor böyle yazılar okuyunca
hiçbir şey değişmeyecek işte boşa çene tüketiyoruz
Allah vicdan versin ne diyim

canım ordan yazamadım 5 dk engelı var malum gorusuruz sinirlerini yıpratma ALLAH rahatlık versin sabah görüşürüz
 
Birkaç izlenimimi daha yazıyım unutmadan.Öncelikle sokaktaki halk acayip destekci gözüküyor,bugün bindiğim 6 kişilik Kadıköy dolmuşunda iki yaşlı amcayla iki raybanlı normalde apolitik tayfaya daha yakın gözüken genç kız harıl harıl taksime nasıl gidebileceklerini tartışıyordu,şöförde eyleme destek veriyordu, vapurlar zaten tıklım tıklım, kadıköy-eminönü motorundan atılan sloganlarla ıslıklara da yol boyu tersane işçilerinden el sallamalarıyla destek geldi. Akp'nin tüm icraatlarını çok seven ve yüksek oy oranına ulaşmasını sağlayan kitlenin gerçekliğine hep inansam da ilk defa nerdeler ki diye kuşkuya düştüm.

Taksimde ise İstiklal caddesi, taksim meydanı ve gezi parkıyla daha aşağı taraflar arasında çok ciddi bir fark var. İstiklal tarafı daha laylaylom, en favori slogan Tayyip istifa ve bir de Şerefine Tayyip, ara sokakların tamamı ellerinde içkileriyle sokakta oturup beklenmedik zaferi kutlayan insanlarla dolu, bazıları ironik olarak ayran getirmişler, çocuklu aileler, taraftar grupları, orta yaşlı teyzelerde ellerinde bayraklarla arada slogan atıp, arada vandalizme uğrayan binaların üstündeki yaratıcı sloganları fotoğraflıyorlar. SAldırıya uğrayan binalar genelde bankalar ve ilk eylem sırasında insanları içeri almayıp kepenk kapatan firmalar. Diğer yerler açık satışlarına devam ediyor. Yalnız gezi parkı dışındaki yerlerde etraf leş gibi kimse zahmet edip yediği içtiği atığı toparlamaya uğraşmamış , bugünkü eylemi bir zafer kutlaması bir şölen olarak düşünüyorlar bol bol marş okunuyor hatta bir ara havai fişek gösterileri dahi vardı. Muhtemelen pazar gününden sonra bu güruh buralarda olmayacak artık.

Taksim meydanı bana göre müthişti, tonla farklı görüşte siyasi oluşum yan yana bayrak açmış durumda, Bdpliler halay çekerken Mhpliler hemen yanlarında bayraklarıyla, Halk evleri, TGB hatta Gökkuşağı derneği hepsi bir arada, sorun yaşamadan yanyana durabiliyorlar. Yalnız iki özel arabayı hurdaya döndürdüler orda arada sırada da trafik levhalarını sökmeye uğraşıyorlar , o nedensiz şiddete anında çevreden tepki gelse de yine de hoş olmayan hareketler. Bir de bana enterasan gelen birşekilde bu vandalizmi ulusalcılar yapıyor gibi, çünkü parçalanan arabalara sprey boyayla tc tarzı şeyler yazılıyor genelde, ya da birileri onların yaptığını düşündürmek istiyor bilemiyorum.

Gezi parkı ve aşağı taraflardaki insanlarsa çok endişeli, adım başı birileri sizi acilen beşiktaşa inmeniz ya da kalıp parkı beklemeniz gerektiğine çünkü polis panzerlerinin yolda olduğuna ikna etmeye çalışıyor.Haber duyulur duyulmaz parka çıkan bütün sokaklara 10-15 metrede bir Avrupa tarzı barikatlar kuruluyor el birliğiyle. İnsanlar park Beşiktaş arası durmadan koşturup duruyorlar polisin saldırıp tüm eyleme bir nokta koymasına engel olabilmek için. Acayip bir dayanışma var burada. Küçük arkadaş grupları 5 dakka içinde, gazdan korunma yolları, eylemin ilerleyiş biçimi, alınan yeni haberler üzerine kritik yapılan 10-15 kişilik büyük gruplar haline geliyor, ve genel olarak taksimdeki vandalizmden en çok onlar rahatsızlar, direnişi amacından saptırdığını düşünüyorlar. Buradaki insanlar için bu eylem artık parktan çok daha fazlasını ifade ediyor. Taksime polis sokmamak demek artık halkın tepeden inmeci zihniyetten bıkması ve ona karşı koyabilecek gücü bulması demek ve büyük zorluklarla elde ettikleri bu statüyü kaybetmeleri demek.

Çok gereksiz uzunlukta bir yazı oldu ve asıl anlatmak istediklerimi anlatamadım şuan farkındayım ama son olarak kullanılan portakal gazıyla ilgili birşeyler söylemek istiyorum, eylemde ya da rastgele geçerken maruz kalabilenler olabilir diye asla su kullanmayın, kimsenin içirmesine izin vermeyin, bu gaz suyla etkileşime giriyor çünkü, yüzünüzü yıkadığınızda da yanma yapıyor hatta, bir de bepantenle de etkileşime giriyormuş gaza maruz kalınca neden kullanırsınız bilmiyorum ama beşiktaştaki gönüllü internlerden biri özellikle söyledi kullanmayın diye, tek ihtiyacınız elma sirkeli bir pamuk, gazın etkisini oldukça hafifletiyor.

İkinci olarak twitterda gaza maruz kalan lensler eriyip göze yapışıyor insanların gözleri çıkıyor tarzı iletiler görüyorum, bu gerçek değil, aksine lens benim gözümdeki yanma ve sulanmayı minimuma indiriyor, havayla teması kestiği için buna inanmayın o yüzden.
 
Son düzenleme:

Canım çok önemli bilgiler vermişsin. Eylemin yer yer biçimini, eylemcilerin tutumunu ve olayların seyrini anlatmışsın.
Asla gereksiz uzunlukta bir yazı olmamış, bilakis devam etse de okusam diye düşündüm.
Bizzat orada olanlardan bilgi almak çok önemli.


Çok teşekkür ederiz bilgi ve uyarıların için.
 
kimilerine göre olumlu kimilerine göre olumsuz, bunda tek bir bakış açısı olmaz, tamam.

ancak tüm bu olanlara rağmen, hükümetin sağ duyulu olmayışı, aksine "ben de 1 milyon kişi toplarım" ya da "hepsini o ağaçta asacaksın" deyişi, normal değildir, insanları daha kışkırtmaktadır. bunu kimse inkar etmemeli, en azından elini vicdanına koyan kimse...

aynı şekilde, istifa eden polisler neden istifa ediyor peki? tuzları kuru da zevkine, öylesine mi polislik yapıyordu acaba onlar? demek ki vicdani ret, sadece askerlikten kaçmak için olmayabiliyormuş, demek ki insanlık ağır basabiliyormuş. dolayısı ile kimse akrabası olsun/olmasın, polisi kayırmasın.
 
ne yazık ki taksimde değilim, ama yüreğim orda. ne sağcıyım ne de solcu, sadece çocuğunu özgürce büyütmek isteyen ve çocuğuna yeterli eğitimi verecek kapasitede bi anneyim, müslüman olmak için tayyipe ihtiyacım yok. ve inanıyorum ki bu akşam herşey daha da güzel olacak. lütfen herkes elinden geleni yapsın, bu dikta rejimine bizden başka kimse dur diyemez, dökülelim yollara...
 


Aslında bu sorulara ben aylar evvelinde eşimle konuşarak cevap bulmaya çalıştım ve hep gözlemlerim insanlarla konuşmalarım takiplerim susmalarım bunlara aradığım cevaplar içindi....

Kazen öyle sorular sormuşsun ki her yöne açık her taraftan cevap alacak ve her şekilde değerlendirilecek cinsten.Şu forumda kaç tane bayan var sayısını sen benden daha iyi bilirsin ki,zaten belli sayı vermiş bunun yarısınını da AKP ye oy verdiğini varsaymıştın sanırım.(en azından yanlış anlamışsam bile böyle bir gerçeklik payı var sonuçta burada her partiden insan var)

Gelelim sorularınızın cevaplarına

1.Evet Başbakanın istifa etmesini isteyen kadar istemeyende var fakat benim gördüğüm şu an ki tablo daha çok gitmesi değil kalmasından yana.
Sonuç sadece KK ile alakalı değil.2 çocuk annesiyim dün ve bugün olmak üzere sabahın 5 lerine kadar bakıyor okuyor araştırıyor bulunduğum arkadaş akraba ortamlarında nabız yokluyorum.Telefonda konuştuğum bir çok insanın fikrini alıyorum.Vardığım sonuç mu AKP kalmalı.Olayların olması tek taraflı değil ve bu Direnişin bize yarar yerine zarar verdiği,terör ve sempatizanlarının ekmeğine yağ sürmekten öteye gidilmediği.

-Yerine kim gelirse gelsin Başbakandan çok da iyi olmayacağı kanaati yüksek.Ve insanlar bu olaylara bağlı olarak soruyorlar.

a-Bu gezi parkının yıkılmasına yerine AVM yapılmasına sadece AKP hükümeti mi karar verdi.CHP MHP den onay çıkmadı mı?

Vermediyse peki muhalefet partilerinden birinin lideri Başbakan olsa dahamı iyi olacak?CHP lideri laf ebeliği yapmaktan,MHP lideri çığırtkanlıktan başka ne yapıyor ki.?

b-Bu ülkede mevzu AVM ve kesilecek olan ağaçlarsa,Hırant öldüğünde hepimiz Hrantız diyenler,Reyhanlıda 57(oysa sayı çok daha fazla 160 kişi deniliyor)kişi öldüğünde,Laiklik adı altında ananın,bacının başörtüsü başından çekilip alındığında,onlarca Şehit geldiğinde neredeydiniz neden bu DİRENİŞ o zaman yoktu.?

Başbakanın istifasını istemeyenler ise,

Bu ülke çay şeker ekmek yağ kuyruğunda çok bekledi.Artık beklemek istemiyoruz.Hastanelerde sabahların 5 de kuyruk sıraları beklemek istemiyoruz.
Başımdaki örtüye karışılmasını istemiyoruz diyenlerdir.

İstenilen mi Nedir?

-Başörtüme karışılmadan,dekoltem taciz sayılmadan özgürce yaşamak,gezmek eşit muamele görmek hakkımı aramak susma ve konuşma hakkımı kullanmak.
-Bu ülke yararına bana benim için ne yapılacaksa seçimlerde olduğu gibi halk oylamasına sunulması...
-İnsanca muamele görmek,kariyere paraya bakılmaksızın eşit muamele görmek.
-Mülkün adalet olmadığı bir ülkede yaşamak.

Hükümetin İstifası mı İsteniliyor?Seçilmiş Hükümet Böyle İstifa mı Etmeli?

-Evet buradan bakınca 48 saattir direnenlerin destek verenlerin hepsi istifa diye inliyor haklı olarak.
-Böylemi olmalıydı bence hayır.

Hükümet istifa ederse hükümet kurma yetkisi hangi partiye verilmeli ?
-Gözlemlediğim sonuca göre AKP kalmalı ama gidecekse de HEPAR(şahsi düşüncemdir) gelmeli.Çünkü ne CHP nede MHP bu ülke için birşey yapamaz.

AKP dışında bir partiye verilirse demokrasi diyip duruyoruz demokrasi çiğnenmiş olur mu olmaz mı ?

-Demokrasi ise seçimlere kadar başka yolu yok bu hükümet kalacak ve yapılacak seçimle de yine AKP bu ülkede ezici bir çoğunlukla oy potansiyeline sahip olacak.

-Demokrasi diye inleyenler laiklik kisvesi adı altında özgürce yaşama hakkı isteyenler önce başörtülülere karışma cüreti ile kendi görüşünde olmayanların özgürlük haklarına tecavüzde bulunmaktadırlar.İşte buradan da aslında demokrasiye ters düşenler Cumhuriyet derken Cumhuriyetin getirdiklerine karşı çıkanlardır.

Bu ülkede en büyük sorun başörtüsü ve laiklik düşünceleridir.

Şahsi düşüncem şu yaşanılan olaylar bize hiçbirşey kazandırmadığı gibi,

İşte aşağıdaki düşünce ve zihniyette olanlara da kapı aralıyor.(resimler için diyorum)Olan ne mi yine benim cebimden çıkacak vergi,yine sabaha karşı gelecek olan zamlar...Yine benim anam ağlayacak...





Bunlar dışında,

AKP ye oy verenlerin eli kırılsın diyen arkadaşlarıma da sadece şunu söylemek istiyorum.AKP ye oy verenlerin çoğunluğu -18-25 yaş arası ünv.de ve genel anlamda başörtüsü mücadelesinden dolayıdır.
-35-65 yaş aralığı düşüncelerini beğendiği,gittiği yolda doğru adım attığı ve özellikle bazı kesim ise,
-Allah dediği
-Bir iş yaparken Besmele çektiği
-Bir iş yapılacaksa Allahın izni ile dediği içindir.Bu zihniyetler etrafa bakmaktan çok karşıya baktığından ve Allahın onlar için yeterli sebep olduğunu düşündüğündedir.

Ben burada yine şahsi birşeyler yazayım,

-Annem babam 65 yaşına gelmiş kendilerini bildi bileli kapalı ve abdestli namazlı insanlardır.Onlar için Başbakan bu ülke için bulunmaz bir nimettir.Annemin okuma yazması yok babam ilkokul mezunu.Siyaset konusunda onlara bunu çok görmüyorum.Sırf bu yüzden anne ve babama AKP ye oy veren elleriniz kırılsın gibi bir cümle sarf edemem.Özgürlükse onlar benim verdiğim partiye bizler onların verdiği partiye karışmıyoruz.Hür irade ise bizim evde,
-Kardeşimin biri CHP li diğeri HEPAR lı...

Ben eşim annem babam 3 kardeşim bir araya geldiğimizde birde teyzemler olursa hangi partiden zihniyet arasan var.(BDP hariç)Karşılıklı öyle bir siyaset yaparız ki,söyleriz,söyletiriz,yeri gelir yürek tüketiriz, öz eleştiri yaparız fikrimizi açıkça beyan ederiz.Sonuç mu biz bir aileyiz ve fikirlerimize saygı duyar fikirlerimizi karşıya empoze etme çabasına girmeyiz.

Çünkü bu ülkede hiçbir siyasetçi BEN için değil sadece KENDİ için çalışıyor.Bu ülkenin siyasetçilerinin kendileri de dahil olmak üzere benim yaşadığım hayatı hiçbir zaman yaşayamayacağı gibi bir Başbakanın kızı 52 ailenin 1 ayda aldığı maaşı tek başına alıp çatır çatır yiyorsa,bir başbakanın oğlu evinin karşısında yada parası olduğu için bedelli askerlik yapıyor benim kardeşim dağlarda çatışıyorsa, ve daha birçok yanlış durumlar var halk ezilip vergiye boğuluyorsa ortada BENLİKTEN çok BİZLİK bir durum var demektir.

Bu ülke de,

-İnsanlar düşüncelerini söylediği ve yazdığı için cezalandırılmadığın da,
-Giyimine,kuşamına karışılmadığında
-Siyasi görüş ve genel düşüncelerini karşıya kabul ettirmeyi bıraktığında,
-Sen şucusun ben bucuyum yani sen öcüsün düşüncesi bittiğinde,
-Siyasete din karıştırılmadığında
-Atartürkten prim devri kapandığında
-Laikliklik Cumhuriyetçilik ve Milliyetçilik gerçek anlamını bulduğunda
-Mevki,para,şan,şöhret insanı diğer insandan ayırmadığında

ADALET VE ÖZGÜRLÜK anlam kazanacağı gibi,MÜLK ADALETİN TEMELİ olmaktan kurtulacak bu ülkede barışın atılmış tohumları yeşermeye başlayacaktır.

SONUÇMU bana göre bu hiç bir zaman olmayacak...Umudum var diyenleri duyar gibiyim (şu saate kadar bende aynı düşüncede idim)yazık ki her geçen gün bizi bölmek isteyenlerin bataklığına bir adım daha yaklaşıyoruz.Bu sadece lanet olasıca 3 renk bir bez parçasını BAYRAĞIMIZIN yerine dikmek isteyenleri sevindiriyor.

Şu direnişimiz bile bizi birbirmize düşürdü.Halk polis karşı karşıya.
Oysa çok değildi istediğimiz KARDEŞÇE ÖZGÜRCE YAŞAMAKTI dileğimiz...

Şimdi hastanelerde onlarca yaralı,içi kan ağlayan analar,gözleri yanan bizden birileri, sokaklarımızda korunmasız ve biçare koşturan yada ölmüş hayvanlar,ağlayan yavrular,linç edilen insanlar,48 saattir polis babasını bekleyen kızlar oğullar,diken üstünde oturan eşler.....

Ve provakatörler...Ellerinde sopalar ile sanki savaşa gider gibi hazırlananlar,çantalarında önceden zulalanmış taşlar,kesici aletler,bu olayları fırsat bilip içindeki kini dökenler...Ve içki ile uyuşan beyinler oradan oraya sallanan oyuna gelen ayyaş gençlik....(ben zift gibi içip freni tutmayan bir gençlik istemiyorum ülkemde,bize ilkokulda öğretilmişti aslında ''Hani içki tüm kötülüklerin anasıydı''



Üzülüyorum evlatlarıma güzel bir ülke bırakamayacağım için.......

 
Son düzenleme:

tüm yorumların kısası şu söz olmuş müslüman olmak için tayyipe ihtiyacım yok
arkadaşlar 12 sene öncesi biz dinsizmiydikte bazıları dinlerini güvencelerini onlara yüklemiş
müslüman olan kuran okuyan herkes bilirki herşekilde dini yaşamak hatta zorluklarla mücadeleyle dini yaşamak çok büyük güzellik sevaptır
burada en önemli isteğim gelecek nesillerin özgür , mutlu huzurla yaşamasıdır bu mücadelenin özü budur ya eldeki parti biraz daha yumuşak halkını düşünerek yönetime devam eder yada bunu sağlayacak başka bir parti
dün akşam halkın gerçekten hakları için uyanmaya başladığını birazda olsun hissettim akşam 22.00 de ışıklar yanıp söndü , tencereleri çaldılar
kerke bu uyanış hep devam etse , keşke insanlar haklarını özgürlüklerini hep koruyup kollasalar bu sırf bu yönetim için değil bu her yönetim için böyle olsa ne güzel olurdu
keşke birilerine güvenmden önce insanlar araştırsa , öğrense , okusa
 
Son düzenleme:

ha diyorsun ki hiçbirşey olmamış gibi davransın herkes....nasıl olsa şehit olan benim yakınım değil........diyorun ki daha iyisi çıksın ona oy verelim..........yalnız şöyle birşey var......bu adamlara verdiğin oyun hesabını sorabiliyor musun........biz üçüncü dünya ülkesiyiz pbaşka parti gelecek de bizi düzeltecek diye bir durum yok.....bunu oturduğun yerden bekleme yani boşuna
bu ülkede adap yol yordam kalmadı artık........
 
şaka mısın sen neden türbanlı olduğunu belirtme ihtiyacı hissediyor sun......orda şiddet gören bir kadın.......
 
seyren hanım ne bitmez başörtüsü ızdırabıydı o öyle.......12 senedir sürekli anayasayı değiştiren akp bir geçede istediği yasaları bir bir geçiren akp şu işe bakınız bir başörtüsünü serbest bırakmıyordu........
sen orda ah başörtüm vah başörtüm yok yaşam tarzım diye inlerken millet burda işsizlikten çaresizlikten tarım ve hayvancılığın bitmesinden inledi durdu senelerdir............son vukuatları dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş olan işsizden vergi toplama cesaretini gösterdiler

adam diyor ki fasfakirim param yok.....devlet diyor ki o zaman babanın emekli maaşından keseriz......allhım sen aklımıza mukayet ol

seyren hanım millet aş derinde aş......açlığın olduğu yerde demoktrasi olmaz........dilencilik zihniyeti olur ne yazık ki
 
bekir coşkun'un yazısndan bir alıntı çok beğendim ve duygulandım paylaşmak istedim ;

"İstediğin kadar böl milleti...
Bir anda sarılır birbirine; Fenerbahçeli, Galatasaraylı, Beşiktaşlı...
MHP’li, CHP’li, BDP’li, İP’li...
Ülkücü, solcu, sağcı, milli görüşçü, komünist, muhafazakâr...
Renklerini, farklılıklarını, kimliklerini bir kenara bırakıp el ele verdiler mi...
Afallarsın...

Bak...
Cumhuriyetin kurumlarını yıkabilirsin...
İlkelerine tekme atabilirsin...
Önderlerimizi aşağılayabilirsin...
Ama gaz bombaları altındaki o gençlerimizin yüreklerindeki ışığı söküp alamazsın... Yurdun dört bir yanında bir anda başlarını güneşe çevirdiklerinde...
Şaşırırsın..."
 
Samsun'daki direniş çok çok az..

Yazık yani Atatürk'ün gözlerindeki ışığı gördüm de o yüzden oraya ayak bastım dediği zamanları arıyoruz.

Bugün ben de sokaktayım ne pahasına olursa olsun.

Aileme rağmen oradayım.

Hep istediğim, idealim olan meslekten vazgeçip oradayım.

Artık anlasınlar bu ülke sahipsiz değil.
 
Kazen sorular sormuşsun malesef muhalefetsizlikten bunlar başımızda kaldı.

Ben hükümetim istifasïnı istiyorum çünkü czum süreci diye me idugi belirsiz bi şey başlattı. Istiyorum çünkü ; kadrolasma da ben ve benm.gibi binlerce ınsanın hakkına girildi. İstiyorum çünkü ileri demokrasi derken yasaklar aldi başını gidiyor. Istiyorum çünkü; halkıni tehdit eden basbakan istemiyorum. Polis devleti olmak istemiyorum. Ataturke saygı duyan bi başbakan istiyorum. Bu adamın gitmesi icin sebep coooooooookkkk. Ama iste gidince ne olacak orası meçhul
 
Bence bu bir kaç gün içinde,başbakan ve icisleri bakani uzlasmaci aciklamalar yapacaklar, bir kac sube mudurü gorevden alinabilir, gostermelik istifalar olabilir.. bir sonraki seçimi bekleyeceğiz, bu da aslında chp ve mhp'nin işlerini ne derece doğru yaptığına bağlı olacak.
 
karşısında güçlü bir muhalefet olsaydı bu kadar rahat at koşturamazdı. oda farkında tek olduğunun. o yüzden dikta olayını artırdıda artırdı. çünkü bakın herkes peki kime oy verelim diyor.
maalesef muhalefet muhalefetliğini yapmadıkça ,bu hükümette yerini iyice sağlamlaştırıyor..,yasaklarını o derece artırıp,Atatürke,cumhuriyete,laikliğe karşı olan nefretine son surat devam ediyor.
bu nefreti,tedrici tedrici beyinlerede empoze etmektende geri durmuyor.en acısıda bu .
 
Greenpeace yine destek veriyor!

İstiklal Caddesi'nde sıkışıp kalan ve yardıma ihtiyacı olanlara direkt yardım etmek ve ofisimize getirmek üzere Yüz Yüze ekibimizden arkadaşların cep telefonları:
0553 352 22 57 - Ayhan
0535 201 20 91 - Begum
0534 441 55 87 - Elvan
0555 471 12 72 - Ipek
0530 763 12 69 - Onur
0536 910 90 84 - Onur
0531 357 37 13 - Umit

Ayrıca Tabipler Odası yaralananlara doktorları ile şu adreste ilk yardım desteği veriyor:
TMMOB- MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI
Adres: Katip Mustafa Çelebi Mahallesi İpek Sokak No:9 Beyoğlu / İstanbul
Tel: 0212 444 8 666 - 0212 252 95 00

İstanbul Barosu'nun da aşağıdaki durumlarda 7/24 avukat desteği bulunuyor:
İfade vermek gerekiyorsa toplu gözaltına alınma durumlarında, kimler gözaltında bilgisi sormak için tanık olunan insan haklarına aykırı müdahale şeklindeki olayları bildirmek için:
İstanbul Barosu
Tel: +90 (212) 251 63 25
 
Geç kalınmış bir uyanış ama haklı ve yerinde bir uyanış. Milletimizde artık ‘’bu ülkedeki her şey bizimdir, dokunulmaz’’ bilinci uyanmaya başladı. Bunca zaman bu ülkenin olan fakat başkalarına satılan onca şeyler, yıkılan anıtımız(bkz:insanlık anıtı), katledilen ormanlarımız, insanlarımızı tüketmeye ve düşünmemeye iten gereksiz avmlerimiz… Atatürk’ün bu millete bıraktığı ve nasihat ettiği şeylerden olanca hızımızla uzaklaşmışken bu protesto bize gösteriyor ki bu millet artık doğruyu ve gerçek demokrasiyi istiyor. Halkın isteklerinin göz ardı edildiği bir ülkede demokrasi vardır demek mantık dışıdır!
 
Son düzenleme:
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…