Gelecek Kaygısı

yakıta dün geldi zaten yuzde 9 zam:)
ben işim gereği süreklı fulluyorum yakıt masrafım yok , kendi aracımı nadir kullanıyorum bir 50-100 tl lık yakıt alsan pompayı sokup cıkartması bir oluyor personelin :)
 
3 sene önce eşimin 50 liralık yeter sana dediğini hatırlıyorum :)
Zamdan önce fulleyememenin acısını yaşıyoruz dünden beri sormayın.
 
Tatlım kanayan yarama tuz döktün.. 2 aydır evliyim. Düğünümden 3 hafta sonra eşim işini bıraktı zorunlu olarak. Ben zaten YL tezimin teslimini henüz tamamlamamış olduğumdan çalışmıyordum. Bir buçuk aydır kendimize gelecek kurmak için en az 10 seçenek değerlendirmesi yaptık ve bu süreçte aile desteğiyle yaşadık. Durumumu tahmin edersin evliliğimi ZERRE kadar yaşayamadım. Ne balayı, ne araba alma (paramız olmasına rağmen) ne de cinsellik.. Allah var ya haftada iki kez sevişmek bile zor geliyor libidomuz bu kadar yüksek olduğu halde dertten tasadan.. ve şimdi Avrupa’da akraba var ne zamandır çağırıyor onun yanına gitmeye karar verdik. Belki mülteci kamplarında vatandaşlık bekleyeceğiz, yeni evimin daha ahşap kokusu geçmemiş eşyalarını ve yüzlerce kitabımı, onlarca çeyizimi bırakıp başka bir ülkede yaşama yeniden başlamaya gideceğim. Çünkü ikimiz de okumuş insanız özellikle ben akademisyenlik için iki yıldır uğraşan biriyim. Bizim garsonluk vs yapmamız artık mental olarak çok zor çünkü bunların içinden geliyoruz zaten. Zamanında pek çok işe girdik çıktık. Ama evliyken psikolojik olarak aşırı yorucu bu tarz işler.. Şu durumda neden evlendiniz derseniz, her şeyin eşref saati vardır ve bizimkisi de gelmişti, biz evlenmek zorundaydık çünkü evlenmek için mantık olarak en doğru zamanı belirlediğimizde iki ay öncesine denk geliyordu. Gerek benim yüksek tezimin tamamlanmış ve dil puanımın hazır olmasından dolayı düzen kuracağıma dair taşıdığım inanç, gerek ailemin artık benim ayrı öğrenci evime ayda 2500 harcayamayacak olması (İstanbul’da yalnız yaşıyordum) gerek eşimin ailesinin sorunları, gerekse psikolojik olarak eşimle beraber olmak için daha fazla beklemek istemememiz ( çünkü İstanbul’da yalnız yaşamaktan sıkılmıştım, eşim de kendi memleketimdeydi ve bekar olarak evime dönsem aile yanında delirirdim) gibi durumlar sebebiyle. Yani bir şekilde evleniyor insanlar. Ha şöyle, benim çekip gidecek imkanım var çünkü kişisel borcumuz yok. Ailelerin ödemesi gereken eşya borcu var sadece. Oradan bakıldığında borçsuz olduğum için durumun iyi durabilir ama ekonomik düzenim yok ve bunun üzüntüsünde hiçbir yere gezmeye gidesim gelmiyor.

Evlendikten sonra hiçbir şey kusursuz olmayacak. Ama eğer bir yerden başlamazsan düzeni kuramazsın. On sene flört de etsen hayat mücadelesi evlenince sıfırdan başlıyor o yüzden on sene geciktirme niye? Gezip tozamayacağın zamanlara hazırlıklı ol. Birçok soruna da. Parasızlığa da işsizliğe de. Artık bu ülkedeki hiçbir şey çiçek bahçesi olmayacak. Ama eğer evlenmekten vazgeçersen tüm bunlara tek başına katlanırsın ki o zaman iki kat ağır gelir. Evlilik, yükü paylaşmaktır ve bence en güzel tarafı da bu. Evlenmekten vazgeçme. Hatta bir an önce evlen de sorunları atlatmak için geri sayımı başlat derim... sevgiyle kal.
 


Bu bahsettiğim kişiler iki kişi çalışıyorlar maaşları 5 bine geliyor ancak, hani kastım öncelikler aslında, kimisi işte yemek olayına dayanamaz, ben boğaza acımam der, evinden hiç bir şey eksik olmaz. Ama 10 TL' ye tişört giyer, tatil falan ihtiyaç duymaz, gezme aynı şekilde dışarı da otursam bir mekana şimdi en az 100 TL der, alır evinde kendi yapar yer ne bileyim var böyle insanlar da..
 
yeni evlenenlerin hemen her şeyi aynı anda olmayabilir, hemen ev alamayabilirler..

yettiği kadar harcayıp aza kanaat edip tasarruf edeceğiz, başka yolu yok, ülkenin durumu malum..

son zamanlarda özellikle sosyal medya gereksiz ıvır zıvır, süs püslerle tüketimi teşvik ediyor ve insanların mutsuz olmasına neden oluyor bence..
 
Evet 2015 Polo marka arabam lüksmüş
Iyi de hayat aldığın maaşla kıt kanaat geçinmek demek değil ki.
Hiç mi sosyal hayatımız olmayacak?
Konsere gitmek lüks mü ?
Altında polo var ya da bmw var tabiki olmalı. Éşşek gibi okudum ben rahat hayat yaşamak için. Ama yasayamiyorum işte. Ve sorun kesinlikle bizde değil bizi bu ülkede bu sartları dayatarak yasamak zorunda birakanlarda.
Liseye giden ergen oğlum var . Bir kahve icemeyecek mi okul çıkışı? Okul ev okul ev . Bizim için iş ev iş ev .
Ben o hayata hayat demem kimse kusura bakmasın.
Saksıda bitkinin bile güneşe suya ihtiyacı var. Biz insanız . Insan gibi yasamak istemek ,( hele ki bunun icin emek verdiysen ) bizim en doğal hakkımız.
 
Evet Bennde bunu kastediyorum ama lüks lüks diye tutturdu insanlar
Bennde şaşkınlık içerisindeyim
Hatta müsrif olduğumu söyleyenler bile oldu
Senede 4 gün Bodrum’da orta halli bir ötele gitmek lüksmüş
Ev tutup yemeği kendimiz yağabilirmişiz
Ben buna tatil demem ki
Yer değiştirme derim
Yemeği kendim yapacaksam keyfime bakamayacaksa benim için tatil değildir
Maldivler’e gitmiyorum kendi ülkemde dediğim gbi orta halli bir otel lüks değildir
Hatta bu sene gidemedik de , durumlar el vermedi
Maşalarımız iyi gibi görünse de bu şartlarda aslında DEĞİL onu kastettim
 


++++++
 
Ayda 5000, 10000 alıp geçinemiyorum diye yazanlar var burda.. İnsanlar kazandığına göre israf yapıyor yani 100000 de versen insanlara yine geçinemem der.. Markete dahi arabasıyla giden, hareketsiz yaşamdan şikayet edip her ay en pahalı spor salonunda takılan, her sabah starbuckstan kahvesini içmeden güne başlayamayan ve haliyle 5000 yetmiyo diye hayıflanan kişiler korkutmasın bence gözünüzü.. Arabaya binmeden de yaşanıyor, toplu taşıma ile yolculuk eden insanlar fakir ya da düşkün felan da değiller. Üstelik her gün toplu taşıma aracını kullanan insanlar her gün düzenli yürüyüşlerini de yapıyor oldukları için spor salonuna da gitme gereği duymaz.. Yani arabasız bir yaşam size aylık belki 2000 lira tasarruf ettirir. Her gün pasta alamıyorum karnım çok aç demeye benziyor bence kusura bakmayın da... ( şurada yeni yuva kuracak insanların da gözünü korkutmayın)
 
Spor salonuna hiç gitmedim ama orada bir tek koşu bandı olmadığını biliyorum. Yani yürümekle de pek spor yapılmaz aslında.

Toplu taşımalarda koltuklar yeterince rahat olsa, ayakta kalma ihtimalim hiç olmasa toplu taşımayı sürekli kullanıp araba sahibi olmak istemezdim. Ama ne yazık ki öyle bir şey yok.

Üstelik toplu taşıma da ucuz değil. O yüzden arabam olsa toplu taşımaya vereceğim parayı benzine veriririm daha iyi.
Hem arabayla istediğim zaman istediğim yere gidebilirim ama toplu taşımada bu mümkün değil.

Starbucks konusunda haklı olabilirsiniz.
Mesela kişi asgari ücretle çalışırken aldığı telefon maaşının 3-4 katı fiyatında. Gereksiz lüks yani.

Aslında burada sorun maaşların karın tokluğuna olması. Karnımızın doymasına şükredecek hale geldik. Çok yazık gerçekten.

İnsanlar koca bir sene çalışıp 1 haftacık tatil yapamıyor. Bence 1 hafta değil 1 ay tatil yapılmalı. Çalış, çalış nereye kadar. İnsan bir nefes almak, kafayı dinlemek istiyor.

Bu devirde çalışsan dert, çalışmasan dert, okusan dert, okumasan dert, evlensen ayrı dert.
 
Evet işte en üzücü nokta bu, emek vermiş olmak. Kimse yanlış anlamasın ama bu tip konularda bazı biz ne yapalım diyenlere bakıyorum lise mezunu ev hanımı. Kocasının asgari ücretiyle geçinmeye çalışıyorlar. Tabi ki kimsenin hak ettiği şartlar o değil asgari ücret insanlık dışı ona lafım yok ama biz emek verdik okuduk dirsek çürüttük, gençliğimizden çalıp sınavlara hazırlandık, sabah güneş doğarken işe gitmek için yollara düştük ne için? Rahat yaşamak içindi hepsi. Emeklerin karışılığı yok ne yazık ki.
 
Mezun olmama bir sene var. Ne yapacağımı biliyorum, hedefim belli ama beni de gelecek kaygısı sardı.
 
Bu saydıklarınız asla luks degil tabi ki. Ama bence yine de bir sorun var. 10bin tl ile cok daha iyi yasamanız gerekirdi diye düşünüyorum. Bizim eve giren para 6bin civarı ve 5 kisilik bir aileyiz. Evimiz kira değil sadece. Sizin kisi başına dusen geliriniz bizden cok daha fazla olmasına rağmen biz daha iyi yaşıyoruz. Haftada en az bir kez et yeriz mesela. 10bin lirayla bu kadar zor gecinmeniz biraz düşündürücü.
 
Hangi sehırdesiniz
 
Bir onkoloji koridorlarını ve kabristanları gez . Gelecek kaygını sonra bir daha sorgula .

ay burada bile siyaset yeter artık ya!
çok şükür bin şükür hep şükür..
insan kanser hastasına bakıp ohh iyiki ben kanser olmadım yareppim der mi? ne saçma bir argümanlar bunlar
 
Türk-İş'in araştırmasına göre temmuzda dört kişilik ailenin açlık sınırı 1738, yoksulluk sınırı 5 bin 662 liraya yükseldi.

Bu ulkede yoksulluk siniri 6 bin tl ye dayanmis zaten, haliyle 7-8 bin tl geliri olanlar yoksulluk sınırının sadecce bir tik ustunde yasayabiliyorlar, e buna da luks luks yasam diyen, luksun anlamini ogrensin once.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…