Geleceğime not...

Inanamiyorum cok üzüldüm gercekten bunlari bilmezdim hatta tahmin bile etmezdim cok şaşkınım ve de üzgün
Kocan olacak kisiye soylencek cok sey var da,zaten sen soyluyorsundur da eminim ama cok fena yaaa
Terbiyesiz
Merak etme canım, alasını duyuyor.
Bir erkeğe denmeyecek her şeyi söyledim, hatta şiddeti bile göze aldım bir şey yapsın da polis yığayım buraya diye ama, içerde uyuyor yine.
Tabi bu akşam melek gününde.
Çok aşıl, çok pişman, çok çok çok vs.
Yerler mi, artık geçti...
 

Evet bende sizin 2 nizin o yorumlarını izlemiştim hatta yaranmaktir falan demisti filmdelisi sende sey demistin galiba esi istiyorsa verebilir tabiki kilo falan hatırladım
 
Peki bu cok pisman vs durumlari geçtikten kac gun sonra yeniden vahsilesiyor yani kotu laflar etmeye basliyor
Galiba denge problemi var
Birde hatirladigim siz daha 20 yasindayken evlenmistiniz dimi 10 yili da devirmissiniz az sureli bir evlilik degil
Ne yani evlilik aşkı öldüruyor mu zamanla
 
Seni tanıyorum,yorumlarını biliyorum.
seninle bazı konularda yorumlaştığımız oldu.
Gerçekten hiç böyle bir hayatın olduğunu tahmin edemezdim,o kadar pozitif ve iyi niyetli bir insandın ki.
2 defa baktım konu sahibi sen misin,değil misin diye. Karıştırıyorum sandım. Çok üzüldüm gerçekten,umarım bir çıkış kapısı çıkar karşına,umarım mutlu olursun.
Kırılmakta haklısın,hangi kadın şırf şekerlik yüzünden kadın yerine koyulmamaya kırılmaz ki.
Sadece biraz zaman,sabır gerekiyor.
Belki ileride,çocuklar büyüdükten sonra hayatını kurabilirsin. Eğer şuan boşanma imkanın yoksa biraz bekleyebilirsin. Umarım herşey gönlünce olur.
 
burcak86 , yorumunuzu bir alıntıdan gördüm.
Kilo konusunda bir konuda zıtlaşma hatırlıyorum ama ben hiçbir zaman muhteşem bir ilişkimiz var demiş olamam.
Siz bu anlamı kendiniz çıkarmış, fazlaca özgüvenimden yazdıklarımı abartmış olabilirsiniz diye düşünüyorum.
Tam da lafınızın üzerine, bu gece yine çok aşıktı koca kişisi bana.
Çünkü o bir dengesiz.
Ben ikinci hamileliğimde saçma sapan bir sürece girdiğimi belirttim diğer yorumlarımda.
Çocuklarım için çalışmıyorum, çalışamam da zaten ama övünerek anlatmam falan?
Bunlar iğnelemek değil de nedir?
Kendimi bilmesem, açık arıyorsunuz diyeceğim ama hiçbir zaman gerine gerine çalışmıyorum demem, bununla övünemem, böyle bir algım yok.
Yazdıklarım sonucuna bin katarak çıkardığınız bir profille, yaşadıklarımı irdelemenizi ise doğru bulmuyorum.
Ben kocası tarafından psikolojik şiddete maruz kalan bir kadınım.
Ha, dönüşüyorum ona, ben de uyguluyorum.
Ama bu demek değil ki hoş ve memnunum.
Ya da sütten çıkma ak kaşığım.
Şuan yaptığınız şeyi çok iyi anladım ama, beni başka bir hayat yaşarmışcasına bunca zaman sundunuzdan girerseniz, hiç paylaşmazdım.
Çok mu zordu acaba susmak, ya da 2. Üyelik istemek?
Kaybedeceğim bir prestij falan da yok, önemsediğim şeyler değil bunlar, ya da bugüne kadar onbinlerce yazdığım mesajdan kendi çıkardığınız profille bu yaşadığım örtüşmüyor ise, yalancı yine olmam.
Siz yanlış çıkarım yapmış olursunuz, hatırlatayım.
Teşekkürler yine de.
 
Son düzenleme:
Narsist kişilik bozukluğu olduğunu düşünüyorum.
Bugünki pişmanlığı, ev dağılana, istediği bir şeyi yapmayana kadar devam eder.
Hatta yarın yine ulu orta öpücüklere boğulurum, elalem içinde serenatlarla karşılaşırım falan.
Süreç böyle işliyor.
Ha bir de sus payı alır kesin, uzun zamandır istediğim maddi külfetli bir şey vs.
Bari artık tam altın cinsi bir şey isteyeyim de, birikim olur bana.
Her türlü kafam keseyi doldurmaya çalışıyor artık.
 

Maddi konuları kafanıza taktığınızı fark ediyorum, kim kafaya takmaz ki? Ben meslek sahibi değilim, çalışmışlığım bile yok ama inanın boşanmam gerekse önce maddi imkanları yoluna sokmaya çalışırım çünkü annem, ailem asla beni yarı yolda bırakmaz ama yapı olarak ben kendi göbeğini kesmeye alışmışım anne bana para ver diyemem, eşimden bile istemiyorum ki adamla 30 yıllık mazimiz var, çocuğumun bezi, kıyafeti yok diyemem, aileye denmez mi diye düşünülebilir, denir denir de diyemiyorsunuz işte, kişiliğiniz, gururunuz, kuyruğu dik tutan yapınız sizi engelliyor, her işinizi kendiniz halledeceksiniz illa ki, öyle alışmışsınız çünkü, hem zaten nereye kadar?

Ben bunca psikolojik eziyetten güçlü bir kadın çıkacağını biliyorum, zira o kadının hamurunda zaten ayakları üzerinde durabilecek güç var, sadece biraz zaman kaybetmiş, biraz sendelemiş ve bastırılmış.

Boşanma sonrasını dahi yazabilirim size, hissedeceğiniz duygulara kadar herşey aynı olacak, nasıl desem nasıl ifade etsem hani yıllarca sırtınızda ağır bir yük taşırsınız ama o yükten kurtulamazsınız bir türlü, hani içinizden doya doya kahkaha atmak geçer ama nasıl güleceğinizi bilemezsiniz ya, boşandığınız gün sırtınızdaki yük yok olur, gülmeyi yeniden öğrenirsiniz, garip tuhaf nasıl desem böyle delice bir sevinç yaşanıyor, sonrasıysa huzur, nefes almayı da yaşamayı da yeniden öğreniyorsunuz.

Yeniden nefes alıp yaşamayı öğreneceksiniz, içinizden gelerek ağız dolusu kahkahalar atacaksınız inanıyorum.


 
Paylaşımınız için çok teşekkür ederim.
Sizin yazınızda kendi naifliğimi, kırmamaya çalışarak gerçekleri söyleme çabanızı gördüm.
O sebeple bu teşekkürüm.

Duygusal bir boşalım konusunda haklısınız, benim de içerikte belirttiğim bir şey bu.
Yazarken düşünmeden, sadece bu yola çıkarken ve şuan karşılaştıklarımı hissederek yazdım.
Benim için bile fazla duygusal olmuş, okudukça gözlerim doluyor.
Ama hayatım bu kadar dramatize değil ya da kocam olacak şahıs sürekli ensemde falan tip değil.
Sonuna kadar psikolojik şiddet görüyorum, kendi canı acıdığında ya da yaptıkları yüzüne vurulup içinden sıyrılamadığında bu karakterine bürünüyor.
Yani nasıl anlaşıldım pek emin değilim de, evde susup kenara pısan, gizli gizli ağlayan bir kadından çok başkayım.
Sesim ve yaptırımlarım çok yüksek, tek çözemediğim şey ondan kurtulmak.
Lafları umrumda değili kimse anlayamadı ama, sağlıklı gördüğünüz ve kaale aldığınız birinden incinirsiniz.
Ben öyle görmüyorum ki, adam kafayı yedi!
Ak dese inanmam, kara dese inanmam.
O sözleriyle oturup ağlayacak olsaydım, bu gece aşk naraları atarken de mutluluktan havaya uçardım.
Ama inanmıyorum ki, çünkü hasta!
En tehlikeli hastalık, narsist, egoist, kendi hastalığını kabul etmeyen tipten.

Umarım siz değil ben haklı çıkarım ve bir gün sonunda bitti diye, şuan nasıl haykırdıysam o gün de bağırırım.
 
inanın insanın kendi yüzüne gerçekleri çarpması başkasından daha sert oluyor naif olamıyoruz kendimize. Siz aslında içinde bulundugunuz durumun tüm gerçeklerinin ve ne yapmanız gerektinin farkındasınız. Hemen hemen aynı yaşlardayız sizin yerinize kendimi koyuyorum böyle bir durumda kendimi hayal bile edemiyorum siz bunu yaşıyorsunuz. 30 yaşıma gelip artık 20 lerimin çok geride kaldıgını farkettiğimde yaşadıgım bir günün bile ne kadar değerli oldugunu farkettim. Evet savaşmak dik durmak başarabilmek güzel şeyler ama bazen de pes etmek lazım kendimiz için huzurumuz ve mutlulugumuz için. Sizin aglamamanız sessiz kalmamanız güzel ama karşılıgında bir değişim elde edebiliyorsunuz. Siz eşinizle aynı frekanslarda yaşamıyorsunuz bile. Aynı sizin söylediğiniz gibi onun hakaret edip sonra pişman olması bir cycle ve sizin tepkileriniz de bir cycle. İki tarafta bu iniş çıkışlara çok alışkın ve cycle ın bir parçası olmuşsunuz dışına çıkamıyorsunuz.

Bazen bekar zamanlarımda ya da öğrencilik yıllarımda keyif alarak yapabileceğim şeyler varken zamanımı alakasız boş işlerle geçirmişim diye düşünürüm.bu beni bugünü dolu dolu yaşamak için motive eder. Siz hiç düşünüyor musunuz ya da hayal kuruyor musunuz şu an bu adamdan boşanmış olsanız nasıl bir huzura mutluluga sahip olacaksınız. Bu adamdan kurtulmadıgınız sürece kaçıracagınız o mutlu günleri düşünün mesela.[/QUOTE]
 
Son düzenleme:
Ama benim hayat standardım bu yani.
Ben ne yapabilirim?
Kendim için istemiyorum, bu yaşa kadar gördüm geçirdim.
Çocuklarımın alıştığı şeyler var, başka bir iletide açıkladım.
Hadi kısayım kısayım kendimden, yemeyim içmeyim ama nereye kadar?
Alıştıkları ve bekledikleri tatilleri, gittikleri oyunlar, başlayacakları dünya para olan kreşleri vs.
Çocuklarım zaten yemek seçer ve masraflı çocuklar.
Benim şuan yalnız başıma çocuklarıma bakış, bir ev geçindirmek için asgari olarak 7 bin civarı bir paraya ihtiyacım var.
Bu da asgari diyorum, benim ekonomik düzenime göre öyle.
Bu gelir de ancak, ona kaptırdığımı alır bir ev alırsam ya da ondan evimizi alıp, satıp daha küçük bir eve geçersem böyle.
Eğer adama kaptırdığım şeyleri geri alabilir, öngördüğüm iki senede birkaç mal mülk edindirebilirsem en azından hayat boyu bu yaşam tarzlarını koruyabilirim.
Ben kendimin gördüğünden daha aşağısına çocuklarımı indirmek istemiyorum.
Bu kibir değil, aksine belki de acizlik.
Şuan o adama maddi bağımlı olmak benim acizliğim.
Güzel bir hayatı yaşıyor olmak ve sadece çocuklarımın yara almadan kurtulmasını sağlamak, beni kibirli, paragöz, güç delisi ve bilimum söylenen sıfatlardan yapmıyor.
Aksine tam da bir annenin yapması beklenen şey, aklımı kullanırsam hayatlarını refah içinde götürebileceğim.
Mesele bu.
 
[/QUOTE]
Bizim mesele yin ve yan gibi.
Şuan düşünüyorum tam da bu.
İyisi kötüsü sürekli değişen, etkiyi tepki önemli değil, süreki birbirinin peşinde zıtlaşan ve aynı zamanda tamamlayan kutuplar.
Boşandığımda nasıl bir hayatım olacağını hayal edemiyorum çünkü 18 yaşımdan beri hayatımda ve bu şehirde onsuz hiç yaşamadım.
Yani neleri kaçırdım, nelerle mutlu olurum hiçbir fikrim yok.
Beraber büyümenin de dezavantajı bu sanırım.

Nefes almayı özledim, kafa boş, gene neye söylenecek de cinlerimi tepeme çıkaracak acaba, ilacım da bitti başım ağrımasa bari, erken kalksa da çocuklara baksa beni uyandırmasa insan gibi uyuyayım bir işe yarasa gibi nice düşüncelerim, onla kafayı bozmuşluğum, her an kavgaya hazır olduğum bir hayatı istemiyorum.
Başka türlüsünün nasıl olduğunu ise unuttum.
Birçok insan fazla özgüvemimi boş, güç söylemlerimi yersiz bulmuş ama; 13 yaşında ergen cesareti ile ailesine rest çekip, yatılı okula gitmiş bir kız olmayı özledim.
Oradaki masum ve belki de içi boş gücü arıyorum derinlerimde:
Ben en büyük savaşımı çocuk yaşta bir başına hayata tutunma ve yalnızlık ile vermişken, kocamın ettiği hakaretler ya da güç gösterisi ancak sıyırır geçer bedenimi.
 
İşte o size göre öyle.
Benim için aldatma sadece bedenen ya da yaşanan bir ilişkiden ibaret değildir.
Kocamın bana yalan söylemesi, oradayım deyip başka yerden çıkması, kandırmaya çalışması gibi şeyler, 1 saniye aynı ortamda nefes alamayacağım şeylerdir.
Kaldı ki bir kadınla aldatılmak!
Ha, sivri dilli ve zaten zehirleri karşılıklı saçan birine söylenen şeyler, sizdeki etkiyi bende yaratmıyor diye psikolojisi bozuk ya da kendimi kandırmacada olmuyorum.
Sizin verdiğiniz örnekle benim yaşadığım bambaşka.
Eğer o kadın da kocasını aldatıp, en azından paramı veriyor hala dese, bir nebze kıyaslayabilirdiniz, anlatabildim mi?
Kocasını para için çeken kadın tiplemenizden sıyrılın, çocuklarının refahı için kocasının narsist kişiliğine katlanma yolu arayan ama bulamayıp ona dönüşen, aynı zamanda bu süreçte kendini kalkındırmak için çare arayan bir kadın düşünün.
Beni hiçbir şekilde aldatılıp da para bekleyen bir kadınla kıyaslayamazsınız.
Yuh yani, verdiğiniz örnekle amaç dibe batırmak mı, damara basmak mı ya da yardımcı olmak mı!
Siz bu verdiğiniz örneğe hayırlı bir amaç güdebiliyorsanız diyecek sözüm de yok.
İşte benim de damarım bu hanımefendi.
Keşke aldatılsaydım da ibrete alem, bir erkek müsvettesi donuna kadar nasıl alınıyor, nasıl ifşa edilip tüm itibari yerle bir ediliyor, insan içine çıkacak, iş yapacak hali kalmıyor, tüm aile ilişkileri zarar görüyor göstermiş olurdum.
Bilboard falan hazırlatıp, e gazetelere ilan verirdim.
O kadar damarımdır!
 
Son düzenleme:


Konunuzun özeti ilk cümleniz aslında, mevzu bunca sayfa boşuna uzamış. Siz hayat standartlarınızdan vazgeçemiyorsunuz çocuklarınız bahane. Sizi böcek gibi ezen, hakaret üstüne hakaret eden bu adama , elle tutulacak bir tek yanı kalmamış bu evliliğe eyvallah deme nedeniniz sadece para üzgünüm.

Mutlu çocuk sağlıklı bir ruh haline sahip anne baba ile mümkündür. Sağlıksız, sürekli didişen, huzursuz ailelerin çocukları lüks kreşe giden mutsuz ve problemli çocuklar olur sadece. Tüm önceliğim çocuklarım demenize binaen yazıyorum bunu.
 
Katiliyorum
 
İnsan her şeye alısıyor neler neler yasayanlar hayatlarına devam ediyorlar. Eminim cocuklar ve siz de daha düşük yasam standartlarına bir gün alışırsınız. Ve eminim daha mutlu olursunuz. Belki her istediginizi yiyemezsiniz belki cok lüks bi arabaya binemezsiniz (ben hic binmedim mesela emin olun böyle de yasanıyor) ama yasayacaginiz huzura deger. Yillar sonra geriye dönüp ne yaptim ben kendime mi demek istiyorsunuz
 
Forumda olgun ve seviyeli yorumlarinizi begenerek okurdum denk geldikce. filmdelisi Sıkıntı yaşıyor olmaniza üzüldüm. Ama denenmis ve yürümüyorsa bitirmek en iyisi. Ruhu hasta olanlarla mücadele etmek, saglam kişiyi hasta edebiliyor, daha fazla zarar almadan kurtulun dilerim. Kuzenimin de bosanacagi haberini aldim, ayrilinca "oh" deyip nefes alacak, rahatlayacak 3 çocuğuyla ama icim buruk. Aklima gelip duruyor. Ama rahat edecekler insaallah, evde etkisiz eleman bir erkekle yasamaktansa...
Güzellikler diliyorum size, mutlu olun ins.
 
Evet bende sizin 2 nizin o yorumlarını izlemiştim hatta yaranmaktir falan demisti filmdelisi sende sey demistin galiba esi istiyorsa verebilir tabiki kilo falan hatırladım

Evet eşlerin birbirine müdahale etme,kilosuna saçına başına karışma hakkı var bence,çünkü ben karışıyorum mesela,yanımda gezdirip mıcıklayıp sevebileceğim tek kişi oysa azcık gözüme hitap etsin canım (hastalık vs gibi zorunlu ve insani durumlar hariç tabi,ben normal akışındaki mazaretsiz hayatlar için konuşuyorum)
 

5 yildir calismiyorsunuz ve aylik 7 bin lira gelirim olursa bu sartlar olusmus olur diyorsunuz.Baya uzun zamandir iş piyasasinda mi degilsiniz acaba ya da bu meblag sizin icin normal bir rakama donusmus size sunulan maddi konforla.Turkiye sartlarinda %20 lik kisimi gecmez bu maasi alabilen.Yani bu konuda hayalkirikligina ugrayabilirsiniz ya da bu maddi olgunluga erismek icin cok uzun yillar o evde hapsolmak zorunda kalabilirsiniz.
Hayat standarti konusuna gelecek olursak,esinizin babasi iflas etmis,para muslugu kesilmis ve ailece bes parasiz kalmis olsaniz ne olacakti ? O tatillere ,ozel kreslere gidebilecek miydi cocuklar ?Size su kadar soyleyeyim kuzenlerim (2 kiz) tam da bahsettiginiz gibi cocukluklarini luks icinde yasadilar.Kahvaltiya feribota atlayip baska sehre kahvaltiya giderlerdi.Kimse de bisiklet yoktu.Onlarda en iyisi vardi.Enistem 4 -5 ayda bir luks araba degistirirdi..Isler tersine dondu hemde tam ergenlik donemlerinde.Dershaneye okul yardimiyla yazildi kuzenim.Ikisi de meslek sahibi anne babasina da bakiyorlar simdi.Bir sekilde ki ergenlik bunun icin cok kritik bir yastir, her yasama alisiyor insan ki daha cocuklariniz bunun bilincine varamayacak yaştalar.2 bucuk yasindaki kiziniz siz kendinizi tek basina toparlayana kadar yazin ultra hersey dahil otele gidemedi diye eksik kalmayacak.Ama o evde kaldigi muddetce her turlu psikolojik siddetin etkisinde olacak.
Ben ogretmenim.Maddi durum acisindan en yoksulundan en zenginine kadar ogrencim oldu.Ailevi problemleri olan cocuklarin maddi durumu kotu olanlardan cok daha fazla problemli oldugunu %100 soyleyebilirim.
Yani tatil,kres,ozel kurs,imkanlar derken cocuklarinizda tamiri mumkun olmayan yaralar acip cok daha fazla olumsuz etkilenmesine firsat vermemenizi tavsiye ederim.
Bence oncelikle siz kendinizi bu 5 senedir icinde bulundugunuz maddi konforun rahatligindan siyirmaya alistirin.Sonrasi daha kolay olacaktir.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…