• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Gazdan etkilenen polis memuru şehit oldu

İç savaşa sürükleniyoruz. Ve bu bilinçli yapılıyor.
Halkın sabrı taştı.
Kimse "halktan" medet umup bir şeyler beklemesin artık. Zira bu halk olabildiğince sağduyulu davrandı zaten.

Ben hayatımda kendi "insanın"dan bu kadar nefret eden, kendi "insanı" na bukadar düşman olan bir iktidar görmedim. Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en çirkin siyasetini şu 12 yıldır yaşıyor.
İnsan hayatı döviz kurlarından, seçimden, oylardan daha değersiz olmamalı.
Ama ülkemizde artık böyle maalesef.

Zaten sorunda , yaşanan her biri bir diğerinden üzücü olaylarda bu noktada başlamıyor mu ?

Halkın sabrı taştı .

Ama halkın tamamın sabrı tek bir hedefe yönelik taşmadı . Herkesin sabrı taştı evet ama sabır taşını çatlatan kriterler ortak değil . Ortak olmadığı için de bir tarafta sevgili Berkinin ölümüne sevinenler , diğer tarafta da polis için ne şehidi yahu gebermiş diyenler ...

Bu halk topyekun sağduyulu davranmıyor ne yazık ki , bu çok ütopik ama keşke olsa .

Topyekun sağduyulu davranılmıyor çünkü topyekun hareket edemeyecek kadar ayrıştırıldı . Azami hassasiyet gösterek , itidal çağrısı yapacak olan devlet adamlarıdır bunda hiç şüphe yok . Ardından tüm partiler kendi kitlesine sağduyu çağrısı yapacak .

Ama biz ne görüyoruz ? Sosyal medyada , basında herkes bir diğerini hedef gösteriyor . Örnek çok verilir , kaynağa gerek yok . Karşılıklıdır da kimse kendi ideoloji safını aklamasın o sebeple .

12 yıldır çirkin siyasetten halkın tamamı rahatsız olsa idi , sokaklarda çatışmadan o hükümet çoktan tarihe karışırdı .

Ne yapılacak ? İşte bu noktada yine halk ülkesi için sağduyu gösterecek .

Erdoğan göstermiyor , bu gezi olaylarından beri aşikar . Bugün yazmıştım , tahminen bu ılıman konuşmayı otorite kaybı olarak görüyor . Yapmıyor . Yapmasını bekleyen çok kişi var evet ama yine tahminim yapmasını ''özür'' gibi , siz de haklısınız gibi geri adım görecek kişilerde var . O sebeple daha yumuşak bir tavırla olay değerlendirmesi yapmıyor .Yapmalı mı ? Şüphesiz.

Hem yapmıyor , hem aynı oranda bir halk tabanından destek görüyorsa , ve aynı destekleyen halk için de bu yapılan çatışmalar , sokağa dökülmeler ''sabır taşması''olarak addediliyorsa..Karşılıklı sabrı taşanlar mı çatışacak ? Bakınız Burak Karamanoğlu.

Maalesef olaylara sağ duyulu yaklaşmayan bir yönetim erki varsa , haksızlığa uğradığını düşünen tarafa hakkını sağduyu ile aramaktan başka ''hak'' yol var mı ?

Bu yol ölümlere neden oluyorsa hele ?

Keşke olmasa , keşke olmasa , keşke bitse ...

Ama bu nefret ve sevgi sürmeye devam edecek Başbakana ... Ne yapacağız ? Daha çok mu can vereceğiz ?
 
Neden Manisa sözü geçti o zaman twitter da neden kesin yalandır diye kestirip atıyoruz. Tunceli'de gönüllü kalacak insan sayısı çok azdır. Hele de kalp pili olan ve daha 8 aylık evli olan bir insan önce eşini ailesini düşünür öyle değil mi. Öyle ya da değil o poliste Başbakanın emri üzerine öldü. Oradaki gençlerin mi suçu var provakatörler her zaman var aralarında ama o gençlere sıktıkları gaz bu sefer bir polisi vurdu kalp krizinden gitti sorumlu arıyorsak o kişi emri ben verdim diyendir. Gazında müdahalenin de bir sınırı olmalı..
 
pekiii bu halkı ayrıştıran benim yüzde bilmem kaçım diyen başbakan değil mi,halkını birbirine düşüren başbakan değil mi,işine gelince polisim destan yazdı derken,işler kendine dönünce paralel yapının polisi olmadı mı.şehitlerimize kelle deyip,askerlik yan yatma yeri değil derken oğlunu testis kanseri raporuyla çürüğe çıkarmadı mı(nasıl olduysa bu rapordan kısa süre sonra baba oldu).bir sefer söylediklerini diğer defa yalanlamadı mı,offff :50:
 
Ama halkın tamamın sabrı tek bir hedefe yönelik taşmadı . Herkesin sabrı taştı evet ama sabır taşını çatlatan kriterler ortak değil . Ortak olmadığı için de bir tarafta sevgili Berkinin ölümüne sevinenler , diğer tarafta da polis için ne şehidi yahu gebermiş diyenler ...

Bu halk topyekun sağduyulu davranmıyor ne yazık ki , bu çok ütopik ama keşke olsa .

Topyekun sağduyulu davranılmıyor çünkü topyekun hareket edemeyecek kadar ayrıştırıldı . Azami hassasiyet gösterek , itidal çağrısı yapacak olan devlet adamlarıdır bunda hiç şüphe yok . Ardından tüm partiler kendi kitlesine sağduyu çağrısı yapacak .

Ama biz ne görüyoruz ? Sosyal medyada , basında herkes bir diğerini hedef gösteriyor . Örnek çok verilir , kaynağa gerek yok . Karşılıklıdır da kimse kendi ideoloji safını aklamasın o sebeple .

12 yıldır çirkin siyasetten halkın tamamı rahatsız olsa idi , sokaklarda çatışmadan o hükümet çoktan tarihe karışırdı .

Ne yapılacak ? İşte bu noktada yine halk ülkesi için sağduyu gösterecek .

Erdoğan göstermiyor , bu gezi olaylarından beri aşikar . Bugün yazmıştım , tahminen bu ılıman konuşmayı otorite kaybı olarak görüyor . Yapmıyor . Yapmasını bekleyen çok kişi var evet ama yine tahminim yapmasını ''özür'' gibi , siz de haklısınız gibi geri adım görecek kişilerde var . O sebeple daha yumuşak bir tavırla olay değerlendirmesi yapmıyor .Yapmalı mı ? Şüphesiz.

Hem yapmıyor , hem aynı oranda bir halk tabanından destek görüyorsa , ve aynı destekleyen halk için de bu yapılan çatışmalar , sokağa dökülmeler ''sabır taşması''olarak addediliyorsa..Karşılıklı sabrı taşanlar mı çatışacak ? Bakınız Burak Karamanoğlu.

Maalesef olaylara sağ duyulu yaklaşmayan bir yönetim erki varsa , haksızlığa uğradığını düşünen tarafa hakkını sağduyu ile aramaktan başka ''hak'' yol var mı ?

Bu yol ölümlere neden oluyorsa hele ?

Keşke olmasa , keşke olmasa , keşke bitse ...

Ama bu nefret ve sevgi sürmeye devam edecek Başbakana ... Ne yapacağız ? Daha çok mu can vereceğiz ?

Renklendirdiğim kısımlar için; sokaktaki çatışmayı yaratan halk değil kolluk kuvvetlerdir öncelikle. Onu bir kabul edelim. Bugün burak olayının yaşanması aylardır süregelen bu tabloyu değiştirmedi.
Dün polis müdahalesi olmadığı sürece hiç bir taşkınlık yaşanmadı sokaklarda. Ne zamanki tomalar, gazlar, sular devreye giriyor, işte çatışma o noktada başlıyor..

Hükümet nasıl tarihe karışırdı? anlamadım orayı? Zaten onurlu bir siyaset hakim olsaydı çoktan o koltuk bırakılır, istifa edilirdi.
Ölümler karşısında bile döviz kurunun etkilenmeyeceğini söyleyen bir başkan var karşımızda, onca hırsızlık ve yolsuzluk kaydı sonrasında hala seçim mitingleri düzenleyen bir parti var, ne tarihe karışması?

Bu halk sağduyulu davranmasaydı, sonumuz ukrayna gibi olurdu. 2*2=5 etmez.

Hukuğun, adaletin bittiği, anayasanın yerle bir edildiği, yasaların bir kesme uygulandığı bir ülkede; bu baskı rejimine ve faşizme karşı, silahsız direnme hakkından başka ne tür bir sağduyulu hak arama şekli olabilir merak ediyorum?

Sandık mı? :) Bırakın allahsen..
Ülkede olan biten her şey artık yargılıktır, sandıklık değil.
Ayrıca demokrasi sandıktan ibaret değildir.

Sandıktan kendisine oy çıkmayan halkı ayrıştıran, ötekileştiren, bu kesmin haklarını bilumum yollarla gaspeden bir yönetim karşısında "hak yol" direnme hakkını kullanmaktır.
Zira artık başka yol bırakılmamıştır.

Bu olaylar 2 ağaç yüzünden bu noktaya gelmedi bunda hemfikiriz. İnsanların yıllardır taşan sabrı var bunun temelinde.
 
pekiii bu halkı ayrıştıran benim yüzde bilmem kaçım diyen başbakan değil mi,halkını birbirine düşüren başbakan değil mi,işine gelince polisim destan yazdı derken,işler kendine dönünce paralel yapının polisi olmadı mı.şehitlerimize kelle deyip,askerlik yan yatma yeri değil derken oğlunu testis kanseri raporuyla çürüğe çıkarmadı mı(nasıl olduysa bu rapordan kısa süre sonra baba oldu).bir sefer söylediklerini diğer defa yalanlamadı mı,offff :50:
Şu ülkeye çocuk doğurulmaz gerçekten.
Yazık olur doğan çocuklara..
 
Ben yorum bile yapmıcamm artıkkkk,
cezam daha yeniii bittiiii !!!
30 marttan sonra bu ölümlerde son bulacaktır inşallah..........
Allah rahmet eylesinn...
 
Renklendirdiğim kısımlar için; sokaktaki çatışmayı yaratan halk değil kolluk kuvvetlerdir öncelikle. Onu bir kabul edelim. Bugün burak olayının yaşanması aylardır süregelen bu tabloyu değiştirmedi.
Dün polis müdahalesi olmadığı sürece hiç bir taşkınlık yaşanmadı sokaklarda. Ne zamanki tomalar, gazlar, sular devreye giriyor, işte çatışma o noktada başlıyor..

Hükümet nasıl tarihe karışırdı? anlamadım orayı? Zaten onurlu bir siyaset hakim olsaydı çoktan o koltuk bırakılır, istifa edilirdi.
Ölümler karşısında bile döviz kurunun etkilenmeyeceğini söyleyen bir başkan var karşımızda, onca hırsızlık ve yolsuzluk kaydı sonrasında hala seçim mitingleri düzenleyen bir parti var, ne tarihe karışması?

Bu halk sağduyulu davranmasaydı, sonumuz ukrayna gibi olurdu. 2*2=5 etmez.

Hukuğun, adaletin bittiği, anayasanın yerle bir edildiği, yasaların bir kesme uygulandığı bir ülkede; bu baskı rejimine ve faşizme karşı, silahsız direnme hakkından başka ne tür bir sağduyulu hak arama şekli olabilir merak ediyorum?

Sandık mı? :) Bırakın allahsen..
Ülkede olan biten her şey artık yargılıktır, sandıklık değil.
Ayrıca demokrasi sandıktan ibaret değildir.

Sandıktan kendisine oy çıkmayan halkı ayrıştıran, ötekileştiren, bu kesmin haklarını bilumum yollarla gaspeden bir yönetim karşısında "hak yol" direnme hakkını kullanmaktır.
Zira artık başka yol bırakılmamıştır.

Bu olaylar 2 ağaç yüzünden bu noktaya gelmedi bunda hemfikiriz. İnsanların yıllardır taşan sabrı var bunun temelinde.

Yanlış anlamayın lütfen, sadece anlamak adına sormak istiyorum. Sizin istediğiniz sonuç nedir merak ettim ve bahsettiğiniz olayların devam etmesi halinde istediğiniz sonuca ulaşılabileceğine inanıyor musunuz?
 
Yanlış anlamayın lütfen, sadece anlamak adına sormak istiyorum. Sizin istediğiniz sonuç nedir merak ettim ve bahsettiğiniz olayların devam etmesi halinde istediğiniz sonuca ulaşılabileceğine inanıyor musunuz?

Benim istediğim "olayların" devam etmesi değil.
Yanlış anlaşıldım sanırım. Bu hukuksuzluk ve adaletsizlik devam ettiği sürece, insanlara başka seçenek bırakılmıyor diyorum.
Hakkı hiç bir yerde arayamıyoruz, ne kalıyor geriye? Direnme hakkından başka?

İstediğim sonuçların birincisi, adı binbir olaya karışmış bu hükümetin ülkenin başından gitmesidir. Net..
İkincisi ise barajın kaldırılması ve seçim sisteminin değişmesidir.
Zira meclise girebilecek çok değerleri isimler varken, milletçe 2-3 partiye mahkum kalıyoruz.
O meclisete şu an beni temsil eden kimse yok, sizi var mı?
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Bu arada benden yapılan alıntılara cevap verdim ama konu dışına çıktık.
Bence farklı bir başlıkta konuşulabilir bunlar.
 
Renklendirdiğim kısımlar için; sokaktaki çatışmayı yaratan halk değil kolluk kuvvetlerdir öncelikle. Onu bir kabul edelim. Bugün burak olayının yaşanması aylardır süregelen bu tabloyu değiştirmedi.
Dün polis müdahalesi olmadığı sürece hiç bir taşkınlık yaşanmadı sokaklarda. Ne zamanki tomalar, gazlar, sular devreye giriyor, işte çatışma o noktada başlıyor..

Hükümet nasıl tarihe karışırdı? anlamadım orayı? Zaten onurlu bir siyaset hakim olsaydı çoktan o koltuk bırakılır, istifa edilirdi.
Ölümler karşısında bile döviz kurunun etkilenmeyeceğini söyleyen bir başkan var karşımızda, onca hırsızlık ve yolsuzluk kaydı sonrasında hala seçim mitingleri düzenleyen bir parti var, ne tarihe karışması?

Bu halk sağduyulu davranmasaydı, sonumuz ukrayna gibi olurdu. 2*2=5 etmez.

Hukuğun, adaletin bittiği, anayasanın yerle bir edildiği, yasaların bir kesme uygulandığı bir ülkede; bu baskı rejimine ve faşizme karşı, silahsız direnme hakkından başka ne tür bir sağduyulu hak arama şekli olabilir merak ediyorum?

Sandık mı? :) Bırakın allahsen..
Ülkede olan biten her şey artık yargılıktır, sandıklık değil.
Ayrıca demokrasi sandıktan ibaret değildir.

Sandıktan kendisine oy çıkmayan halkı ayrıştıran, ötekileştiren, bu kesmin haklarını bilumum yollarla gaspeden bir yönetim karşısında "hak yol" direnme hakkını kullanmaktır.
Zira artık başka yol bırakılmamıştır.

Bu olaylar 2 ağaç yüzünden bu noktaya gelmedi bunda hemfikiriz. İnsanların yıllardır taşan sabrı var bunun temelinde.

Şöyle ki , öncelikle haklar doğru bilinmiyor . Geçen gün bir arkadaş TCK dan bir madde paylaşmış , gösteri ve yürüyüşlerin izin alınmadığından bahsetmiş ve ardından şuan yaşananlarında , gezide yaşananlarında tamamen yasal olduğunu dile getirmişti .

Paylaştığı madde şu idi ;


TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ HAKKI

MADDE 3 - Herkes, önceden izin almaksızın, bu kanun hükümlerine göre silahsız ve saldırısız olarak kanunların suç saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.


Oysa , kanunda yer alan bir çok madde gibi bu maddeninde bendleri var .


MADDE 7 - Toplantı ve yürüyüşlere ve bu amaçla toplanmalara güneş doğmadan başlanamaz.

Açık yerlerdeki toplantılar ile yürüyüşler güneşin batışından bir saat önceye, kapalı yerlerdeki toplantılar saat 23.00 'e kadar sürebilir.

Gibi.

Bakın geçen gün yine sosyal medyada aynen şu yazıyı okudum , hiç bir olay yoktu , yürüyüşümüzü yapıyorduk . Saat 18:00 suları tomalar ve polis meydanda gözüküne kadar , polisi gören bizler geriliyoruz minvalinde bir paylaşım . Saate dikkat çekerim 18:00 suları ...

Gösteri ve yürüyüşleri 19:00 da gündoğdu da ... örneğindeki gibi olmasın mesela .

Önce hakkını arama yolunda hiç bir yasa dışı durum olmasın ki , sonra neden polis var kısmına gelebilelim .

Medcezir , ben bu açıklamaları yazarken içim müsterih değil . Sanki yaşanan acı olaylara bir kılıf arıyormuş pozisyona girmek istemem . Ama bunu kabul edelim diye yazına başladığın için , bende bunu kabul edemem , sebeplerimde bunlar diye sunuyorum .

Sonrasında orantısız güç kullanmıştır , polis insan haklarına aykırı hakaret etmiştir , hem fikirim .

Başkakan ortamı daha da germiştir , hem fikirim .

Muhalefette de germiştir , bilmem hem fikir misin ?

Bak , Sayın Bahçelinin duruşu ayrıdır bana göre . Münferit olaylar haricinde ülkücü camiasının bu olayların hiç bir yerinde yer almaması onun sağduyulu yaklaşımı nedeni iledir . Beklediğimiz sağduyu bu işte .Parmakla işaret edilen hedef kitlelerden yaşanıyor ne yaşanıyorsa.

Sandık demedim özellikle , kulaklara iğreti oldu çok biliyorum . Ama bende sana diyorum ki halkın büyük bir bölümünün istediği ve sevdiği bir yöneticiyi , sandık dışında görevinden alaşağı etmek ? İsteyenler ve demokratik seçimlerine bir tecavüz olduğunu düşünenler için sokağa dökülme sebebi değil midir?
Daha az mı kaos olur sanılıyor ? Amaç kaosu engellemek değil mi birini yıkmaktan öte ?

Sağduyu geçekten sağduyu , nefret söylemlerinden gına geldi . Ve ben her iki tarafında nefret söylemlerini çok net görebiliyorum .

Ortada mutsuz bir halk kadar , mutlu bir halkta var , bunu hiçe sayamayız . Bunu toplumun genel bir nefreti gibi gösterdikçe insanların aşkı artıyor karşı tarafta göremiyor musunuz ?

Ben en çok bundan korkuyorum . Nefreti ve aşkı ile gerçekleri göremeyenler gözler çoğalırsa diye endişe duyuyorum . O yüzden itidal diyorum .
 
Sandıkta gösterin, sandıkta gösterin iyi de sandığa kadar olan şeyler insanların sindiremediği şeyler. Sandığa gidilecek güne kadar 8 gencimiz öldü, polisler öldü, onlarcası yaralandı.

Berkin öldüğünde hiçbirşey olmamış gibi mi davranılsaydı herkes evinde mi otursaydı yapacak birşeyimiz yok mu denseydi cenazeye katlan binlerce kişi Başbakan tarafından görmezde geliniyor, ayrıca çoğunluğu değil sadece ülkenin yarısı başbakanı seviyor o da oylara bakarsak ki barajı geçemeyecek partilere verilen oyların iktidara gittiğini, orada da oyunlar oynandığını, Suriyeli vatandaşların oy için türk vatandaşı yapıldığını biliyoruz, hayrına beslemiyor Başbakan onları.

Bir apartmandan kimsenin tanımadığı 6 kişi çıkabilyor mesela seçmen kayıtlarında. Bizim özgürlüklerimiz elimizden alnırken bir bir yaşam alanlarımıza müdahele edilirken, gece yarısı polisler çadırlara saldırıp yakarken insan aman susayım seçimi bekleyeyim diyemiyor maalesef. Bazı şeyler bekleyemiyor.

Sadece biz mi sağduyulu olmak zorundayız Başbakan kendine oy vermeyen kesimi ayrıştırmasıydı daha birleştirici açıklamalar yapsaydı yangına körükle gitmeseydi bunlar olmazdı o gençler fevri davranabilirler, galeyana gelebilirler ama bunları durduracak yine onun açıklamalarıydı bilerek yapmadı. Hep öfkelendi, terörist marjinal ne varsa söyledi sahiplenmedi oysa bana oy vermeyenlerinde başbakanı olucam diyordu son seçimlerde. Evet provakasyon var ama polisinde bunu ayırt etmesi gerekirdi herşeyin bir sınırı var.
 
Bu arada benden yapılan alıntılara cevap verdim ama konu dışına çıktık.
Bence farklı bir başlıkta konuşulabilir bunlar.

Aslında bakarsanız ben de aynı konudan dolayı tedirginim ama bir yandan da düşünüyorum ki konuştuğumuz konular aslında alakasız değil. Şu an konuştuğumuz şeyler aslında konuşulması gerekenler, eğer amaç bir şeylerin nedenini anlamaksa.


Benim istediğim "olayların" devam etmesi değil.
Yanlış anlaşıldım sanırım. Bu hukuksuzluk ve adaletsizlik devam ettiği sürece, insanlara başka seçenek bırakılmıyor diyorum.
Hakkı hiç bir yerde arayamıyoruz, ne kalıyor geriye? Direnme hakkından başka?

İstediğim sonuçların birincisi, adı binbir olaya karışmış bu hükümetin ülkenin başından gitmesidir. Net..
İkincisi ise barajın kaldırılması ve seçim sisteminin değişmesidir.
Zira meclise girebilecek çok değerleri isimler varken, milletçe 2-3 partiye mahkum kalıyoruz.
O meclisete şu an beni temsil eden kimse yok, sizi var mı?

Olaylar derken kastettiğinizi aslında anladım, ama sizin ve sizin gibi düşünenlerin niyeti "sadece direnmek" de olsa görünen o ki durum başka yönlere kayıyor. Başlarda gezi olaylarını destekliyordum ama işler artık çığrından çıktı ve çözümün bu olmadığını ben gördüm, çünkü orada da gereken sağduyunun eksik olduğunu düşünüyorum ve siz söyleyin sadece direnenler bu durumu kullananlara engel olabiliyor mu? Aslında hiç uzatmama gerek yok Ausencia içimden ne geçiyorsa yazmış. Sorunuza da gelecek olursam o mecliste beni de tümüyle temsil edebilen bir parti yok, ki öyle bir partinin/kişinin olabileceğini de sanmıyorum :) Sonuçta bu ülkede sadece ben yokum ya da sadece benim gibi düşünenler. Hepsine kızıyoruz ama Türkiye'de siyaset zor zanaat, kabul etmek lazım.
 
Zaten çoğu da başbakanı niye sevdiğini bilmiyor. komik ama gerçek.
ismi geçince sadece silüeti akıllarına geliyor. başka hiçbir şey bilmiyorlar. bunu kabul etmeyen yoktur sanırım..

neticede miting için hazırlık yapılıyor doğal olarak prompterden konuşuyor onu bile bilmeyip yav bakmadan konuşabiliyor helal olsun diyenler var.
helal lokma yedirmedim lafını alkışlayanlar bile var.
sırf boyunu posunu izlemeye giden insanlar bile var. bizzat kendim gördüm mitingte bu insanları. var oğlu var.:6:
 
Şöyle ki , öncelikle haklar doğru bilinmiyor . Geçen gün bir arkadaş TCK dan bir madde paylaşmış , gösteri ve yürüyüşlerin izin alınmadığından bahsetmiş ve ardından şuan yaşananlarında , gezide yaşananlarında tamamen yasal olduğunu dile getirmişti .

Paylaştığı madde şu idi ;


TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ HAKKI

MADDE 3 - Herkes, önceden izin almaksızın, bu kanun hükümlerine göre silahsız ve saldırısız olarak kanunların suç saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.


Oysa , kanunda yer alan bir çok madde gibi bu maddeninde bendleri var .


MADDE 7 - Toplantı ve yürüyüşlere ve bu amaçla toplanmalara güneş doğmadan başlanamaz.

Açık yerlerdeki toplantılar ile yürüyüşler güneşin batışından bir saat önceye, kapalı yerlerdeki toplantılar saat 23.00 'e kadar sürebilir.

Gibi.

Bakın geçen gün yine sosyal medyada aynen şu yazıyı okudum , hiç bir olay yoktu , yürüyüşümüzü yapıyorduk . Saat 18:00 suları tomalar ve polis meydanda gözüküne kadar , polisi gören bizler geriliyoruz minvalinde bir paylaşım . Saate dikkat çekerim 18:00 suları ...

Gösteri ve yürüyüşleri 19:00 da gündoğdu da ... örneğindeki gibi olmasın mesela .

Önce hakkını arama yolunda hiç bir yasa dışı durum olmasın ki , sonra neden polis var kısmına gelebilelim .

Medcezir , ben bu açıklamaları yazarken içim müsterih değil . Sanki yaşanan acı olaylara bir kılıf arıyormuş pozisyona girmek istemem . Ama bunu kabul edelim diye yazına başladığın için , bende bunu kabul edemem , sebeplerimde bunlar diye sunuyorum .

Sonrasında orantısız güç kullanmıştır , polis insan haklarına aykırı hakaret etmiştir , hem fikirim .

Başkakan ortamı daha da germiştir , hem fikirim .

Muhalefette de germiştir , bilmem hem fikir misin ?

Bak , Sayın Bahçelinin duruşu ayrıdır bana göre . Münferit olaylar haricinde ülkücü camiasının bu olayların hiç bir yerinde yer almaması onun sağduyulu yaklaşımı nedeni iledir . Beklediğimiz sağduyu bu işte .Parmakla işaret edilen hedef kitlelerden yaşanıyor ne yaşanıyorsa.

Sandık demedim özellikle , kulaklara iğreti oldu çok biliyorum . Ama bende sana diyorum ki halkın büyük bir bölümünün istediği ve sevdiği bir yöneticiyi , sandık dışında görevinden alaşağı etmek ? İsteyenler ve demokratik seçimlerine bir tecavüz olduğunu düşünenler için sokağa dökülme sebebi değil midir?
Daha az mı kaos olur sanılıyor ? Amaç kaosu engellemek değil mi birini yıkmaktan öte ?

Sağduyu geçekten sağduyu , nefret söylemlerinden gına geldi . Ve ben her iki tarafında nefret söylemlerini çok net görebiliyorum .

Ortada mutsuz bir halk kadar , mutlu bir halkta var , bunu hiçe sayamayız . Bunu toplumun genel bir nefreti gibi gösterdikçe insanların aşkı artıyor karşı tarafta göremiyor musunuz ?

Ben en çok bundan korkuyorum . Nefreti ve aşkı ile gerçekleri göremeyenler gözler çoğalırsa diye endişe duyuyorum . O yüzden itidal diyorum .

Konu dışına çıkıyoruz. Farklı bir konu açarsan oradan devam edebiliriz.

Zira senin direnişle ilgili 2 maddene karşın, ben de yeşil alanlarla ilgili yapılan uygulamalarla, "yasal olmayan" polis müdahalesiyle, iktidar kanadının hakaret ve ayrıştırıcı söylemleriyle, içeri alınan insanlarla ilgili yasal olmayan 4875479 madde sıralayabilirim. Tartışma uzar gider.
Biliyoruz ki polis, oturma eylemi yapan insanları vurmasaydı, bugün bu olaylar bu noktada olmayacaktı. O yüzden bendlerden önce elbet polis kısmını konuşacağız.

Ve evet hem fikirim, muhalefet kanadından da ortamı geren açıklamalar gelmiştir.

Ayrıca ülkedeki kanunların üstünde olan bir kurum vardır ki o da Aihm'tir.

"""Anayasamızın 90. maddesinde, “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası anlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası anılaşma hükümleri esas alınır” denilmektedir. Yani bu hükme göre, tarafı olduğumuz A.İ.H.S. ve bu sözleşmeyi yorumlayan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları kanunlarımızın üstündedir. Dolayısıyla, toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkının hangi hallerde serbest olduğu, hangi hallerde bu özgürlüğe müdahale edilebileceğine karar verebilmek için öncelikle A.İ.H.M. kararlarına bakmamız gerekmektedir. Bu, Anayasamızın 90. maddesinin ve bu bağlamda Anayasamızın 2. maddesinde ifadesini bulan Hukuk Devleti ilkesinin gereğidir.


Önemli konulardan birisi de şudur: Bir toplantı ve gösteri yürüyüşü için önceden izin alınmamış ya da bildirimde de bulunulmamış olması, ilgili gösteriye müdahale etmek için asla yeterli değildir. Yani böylesi bir durum, ilgili gösteriyi tek başına “kanunsuz” hale getirmemektedir. A.İ.H.M.’ne göre, toplantı ve gösteri için önceden izin alma ya da bildirimde bulunma yükümlülüğünün öngörülmesi, tek başına A.İ.H.S. madde 11’e müdahalenin kabulü için yeterli değildir. Bu konuda, A.İ.H.M.’nin 29.11.2007 tarihli Balçık ve diğerleri davası- Türkiye kararı açıklayıcıdır ve öğreticidir.Toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlüğü hakkına müdahale, mutlaka A.İ.H.S. madde 11/2 de öngörülen meşru amaçlardan birisine dayanmak ve orantılı olmak durumundadır. Bunun için de müdahalenin ACİL BİR TOPLUMSAL GEREKSİNİME dayanması aranmaktadır. """
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Sandıkta gösterin, sandıkta gösterin iyi de sandığa kadar olan şeyler insanların sindiremediği şeyler. Sandığa gidilecek güne kadar 8 gencimiz öldü, polisler öldü, onlarcası yaralandı.

Berkin öldüğünde hiçbirşey olmamış gibi mi davranılsaydı herkes evinde mi otursaydı yapacak birşeyimiz yok mu denseydi cenazeye katlan binlerce kişi Başbakan tarafından görmezde geliniyor, ayrıca çoğunluğu değil sadece ülkenin yarısı başbakanı seviyor o da oylara bakarsak ki barajı geçemeyecek partilere verilen oyların iktidara gittiğini, orada da oyunlar oynandığını, Suriyeli vatandaşların oy için türk vatandaşı yapıldığını biliyoruz, hayrına beslemiyor Başbakan onları.

Bir apartmandan kimsenin tanımadığı 6 kişi çıkabilyor mesela seçmen kayıtlarında. Bizim özgürlüklerimiz elimizden alnırken bir bir yaşam alanlarımıza müdahele edilirken, gece yarısı polisler çadırlara saldırıp yakarken insan aman susayım seçimi bekleyeyim diyemiyor maalesef. Bazı şeyler bekleyemiyor.

Sadece biz mi sağduyulu olmak zorundayız Başbakan kendine oy vermeyen kesimi ayrıştırmasıydı daha birleştirici açıklamalar yapsaydı yangına körükle gitmeseydi bunlar olmazdı o gençler fevri davranabilirler, galeyana gelebilirler ama bunları durduracak yine onun açıklamalarıydı bilerek yapmadı. Hep öfkelendi, terörist marjinal ne varsa söyledi sahiplenmedi oysa bana oy vermeyenlerinde başbakanı olucam diyordu son seçimlerde. Evet provakasyon var ama polisinde bunu ayırt etmesi gerekirdi herşeyin bir sınırı var.

Herkes sağduyulu olmak zorunda, en çok da eğitimliyim her şeyi görüyorum olayların iç yüzünü anlayabiliyorum diyenler. Bir fanus düşünün, biz hepimiz içindeyiz görüşü ne olursa olsun ve o bize tepeden bakıp sadece gülüyor bizse içerde kendi aramızda debelenip duruyoruz. Bu fanusu o kaldırıp hepimizi serbest bırakabilir ama yapmıyor işte duymuyor bizi. Eğer birlik olup bu fanusu kıramazsak içinde debelenmekten bir gün nefessiz kalıp hep birlikte boğulup gidicez. Ha nefesim illa ki bu fanusun içinde tükenecekse savaşarak değil "konuşarak" tükenmesinden yanayım.
 
Allah rahmet eylesin. . İcrata bakarım diyenler ne güzel devletmiş değilmi ucağı bombası gazı mermisi var ama kalp pili yok . .
 
Son düzenleme:
Aslında bakarsanız ben de aynı konudan dolayı tedirginim ama bir yandan da düşünüyorum ki konuştuğumuz konular aslında alakasız değil. Şu an konuştuğumuz şeyler aslında konuşulması gerekenler, eğer amaç bir şeylerin nedenini anlamaksa.




Olaylar derken kastettiğinizi aslında anladım, ama sizin ve sizin gibi düşünenlerin niyeti "sadece direnmek" de olsa görünen o ki durum başka yönlere kayıyor. Başlarda gezi olaylarını destekliyordum ama işler artık çığrından çıktı ve çözümün bu olmadığını ben gördüm, çünkü orada da gereken sağduyunun eksik olduğunu düşünüyorum ve siz söyleyin sadece direnenler bu durumu kullananlara engel olabiliyor mu? Aslında hiç uzatmama gerek yok Ausencia içimden ne geçiyorsa yazmış. Sorunuza da gelecek olursam o mecliste beni de tümüyle temsil edebilen bir parti yok, ki öyle bir partinin/kişinin olabileceğini de sanmıyorum :) Sonuçta bu ülkede sadece ben yokum ya da sadece benim gibi düşünenler. Hepsine kızıyoruz ama Türkiye'de siyaset zor zanaat, kabul etmek lazım.

Hayır maalesef. Kısa ve net.

Ama bu demek değil ki bu yaşananlara susup kaderimize razı olalım.
Mevzu bahis vatandır, insan haklarıdır.

Bakın bu ülkede "hak arama" kurumu yok artık. Burada bir netleşmek gerekiyor.
Kimse istemiyor ülkenin bu noktada olmasını.
 
Şöyle ki , öncelikle haklar doğru bilinmiyor . Geçen gün bir arkadaş TCK dan bir madde paylaşmış , gösteri ve yürüyüşlerin izin alınmadığından bahsetmiş ve ardından şuan yaşananlarında , gezide yaşananlarında tamamen yasal olduğunu dile getirmişti .

Paylaştığı madde şu idi ;


TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ HAKKI

MADDE 3 - Herkes, önceden izin almaksızın, bu kanun hükümlerine göre silahsız ve saldırısız olarak kanunların suç saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.


Oysa , kanunda yer alan bir çok madde gibi bu maddeninde bendleri var .


MADDE 7 - Toplantı ve yürüyüşlere ve bu amaçla toplanmalara güneş doğmadan başlanamaz.

Açık yerlerdeki toplantılar ile yürüyüşler güneşin batışından bir saat önceye, kapalı yerlerdeki toplantılar saat 23.00 'e kadar sürebilir.

Gibi.

Bakın geçen gün yine sosyal medyada aynen şu yazıyı okudum , hiç bir olay yoktu , yürüyüşümüzü yapıyorduk . Saat 18:00 suları tomalar ve polis meydanda gözüküne kadar , polisi gören bizler geriliyoruz minvalinde bir paylaşım . Saate dikkat çekerim 18:00 suları ...

Gösteri ve yürüyüşleri 19:00 da gündoğdu da ... örneğindeki gibi olmasın mesela .

Önce hakkını arama yolunda hiç bir yasa dışı durum olmasın ki , sonra neden polis var kısmına gelebilelim .

Medcezir , ben bu açıklamaları yazarken içim müsterih değil . Sanki yaşanan acı olaylara bir kılıf arıyormuş pozisyona girmek istemem . Ama bunu kabul edelim diye yazına başladığın için , bende bunu kabul edemem , sebeplerimde bunlar diye sunuyorum .

Sonrasında orantısız güç kullanmıştır , polis insan haklarına aykırı hakaret etmiştir , hem fikirim .

Başkakan ortamı daha da germiştir , hem fikirim .

Muhalefette de germiştir , bilmem hem fikir misin ?

Bak , Sayın Bahçelinin duruşu ayrıdır bana göre . Münferit olaylar haricinde ülkücü camiasının bu olayların hiç bir yerinde yer almaması onun sağduyulu yaklaşımı nedeni iledir . Beklediğimiz sağduyu bu işte .Parmakla işaret edilen hedef kitlelerden yaşanıyor ne yaşanıyorsa.

Sandık demedim özellikle , kulaklara iğreti oldu çok biliyorum . Ama bende sana diyorum ki halkın büyük bir bölümünün istediği ve sevdiği bir yöneticiyi , sandık dışında görevinden alaşağı etmek ? İsteyenler ve demokratik seçimlerine bir tecavüz olduğunu düşünenler için sokağa dökülme sebebi değil midir?
Daha az mı kaos olur sanılıyor ? Amaç kaosu engellemek değil mi birini yıkmaktan öte ?

Sağduyu geçekten sağduyu , nefret söylemlerinden gına geldi . Ve ben her iki tarafında nefret söylemlerini çok net görebiliyorum .

Ortada mutsuz bir halk kadar , mutlu bir halkta var , bunu hiçe sayamayız . Bunu toplumun genel bir nefreti gibi gösterdikçe insanların aşkı artıyor karşı tarafta göremiyor musunuz ?

Ben en çok bundan korkuyorum . Nefreti ve aşkı ile gerçekleri göremeyenler gözler çoğalırsa diye endişe duyuyorum . O yüzden itidal diyorum .



Yazdıklarının bir çoğuna katılıyorum. Sokaklara çıkmakta çözüm değil ölüyoruz ötesi var mı?
Sandık diyorlar, seçimle gelen seçimle gitsin diyorlar sandığın çözüm olmadığını da biliyoruz :19:
Herşeyden önce ülkeye bir an evvel adalet gelmeli yoksa daha çok içimiz yanacak.:43::43::7:
Dediğin gibi kinin ve nefretin bir sonu yok İTİDAL diyorum bende.
 
Hayır maalesef. Kısa ve net.

Ama bu demek değil ki bu yaşananlara susup kaderimize razı olalım.
Mevzu bahis vatandır, insan haklarıdır.

Bakın bu ülkede "hak arama" kurumu yok artık. Burada bir netleşmek gerekiyor.
Kimse istemiyor ülkenin bu noktada olmasını.

Dediklerinize katılıyorum ama gerçekten bu protestolar artık ters tepmeye başladı. Amacın güzel olması bizi güzel sonuçlara götürmedi, tam tersi bir etki yaratıyor bunun farkına varmalıyız. İnternette her taraftan yalan yanlış haberler yayılıyor ve bu haberler insanların kininin daha da artmasına neden oluyor. Sadece protesto alanlarında değil İnternette de çok büyük kavgalar yaşanıyor. Çözüm nedir diye sorarsanız kesinlikle bu protestolara bu şekilde devam etmek değil, bana göre kısa zamanda olmaz ama karşılıklı anlayış, hoşgörü ve her şeyi(inandıklarımızı bile) sorgulamak. Bizler her haberi didik didik ediyoruz gerçeği nedir diye öğrenmek için kendimizi yırtıyoruz ama gerekçesi ne olursa olsun kötü niyetli kişilerin yaptığı şeylere bazıları hiç sorgulamadan inanıyor ve protestolara olan kin gün geçtikçe daha da artıyor. Artık olay hükümetin yaptırımlarına direnmek aşamasını geçti, karşıt görüşlerin birbirine direnmesi aşamasına geldi ve bu durum hiç hayra alamet değil.
 
Şu andan itibaren sokakta aranılan her hak (ortamın gerginliğidir şu andan kastım) birilerinin ekmeğine yağ sürmektir.
Bakın mesajlar kısa ve basit.
Egemen Bağışın attıgı twit !
Bulent Arınc'ın Berkın için sokak protestosunda öldü deyip alt mesajda neleri kastettiği.
Rte'nin cenaze kalkarken tek kelam etmeyip aksine ekonomıyı etkılemiyor demesi.
Mhp'nin ülkücü kanadını galeyanagetirmek istediler dün gece.
Şimdide star gzetesi oy pusulasına esma yazılacak diye yine olayları malıpule edip alevlendirmek istiyorlar.
İktidara 17 aralık sonrası bakış değiştiren sırt çeviren orta sınıfı tekrardan aralarına almak için yapılan tahrikler bunlar.
Daha durun her an bir baş örtülü birilerine saldırı olabilir.Bunu bekleyin.
Şu an gezideki gibi sokakta olmanın vakti değil.En basta dediğim gibi pimi çekip ortamıza atıp sırtlarını yaslayıp bekliyorlar olacakları.
Bakın şu anda sosyal medyada Burak'ı öldürenler hakkında ileri geri geniş çaplı haber yaymalar başladı.Bunlar bilinçli.
Her anını hissettiğim Gezi ruhunun şu anda olmasının vakti değil diyorum ben.
Kim bahsediyor 3-4 gündür tapelerden ?? Hadi birimiz agzımıza aldık mı ? Tek satır geçti mi ?
Bıraz duyularımıza hakım olmamız lazım dıyorum ben.
 
Back