Kim olduğumun pek önemi yok. Biriydim burada daha evvelinde. Çok daha evvelinde bir ayrılığın beni bitirdiğini, ruhumu yavaş yavaş kemirip sonunda yok edeceğini düşünen biriydim. Geçti, epey hırpaladı geçerken lakin geçti. Emin olunuz ki geçmesine azımsanmayacak bir etkisi oldu buradakilerin...Teşekkür ederim.
Nice zaman sonra öylesine büyük bir boşluğa düştüm ki, elimi neye atsam lanetimi bulaştırdığım bir karabasana dönüştü. Yolunda giden hiçbir şey yoktu hayatımda. Ve dahi ben tüm bu birikmişliğin üzerine sustum her zamanki gibi. Yalnızca burada yazdım, düşündüm ki belki yine geçer eskisi gibi. Geçti... Teşekkür ederim.
Şimdi ise mutluyum. Yazar nasıl diyordu " Ah! Ne yapsam da ruhum ruhuna değmese" diye, şimdi anlıyorum o kelimelerin ihtiva ettiği kifayeti. Korkuyorum bu huzurun bir gün yok olmasından. İçimden yazmak geliyor buraya. Türlü başlıklar açıp "Korkmayın geçecek" demek geliyor. Sonra olmadık sebeplerden ötürü birbirinizi bu denli öfkelendirip düşmanlık beslediğinizi görünce vazgeçiyorum yazmaktan. Evet insan yalnızca mutluluğu paylaşamıyor.
Teşekkür ederim birbirinden farklı yüzlerce kadına. Ben en içinden çıkılmaz zamanlarımda yazdım buraya. Şimdi ise yazamıyorum mutluluğumu. Dilerim birkaç yıl sonra gülüp geçeceğiniz türlü tartışmalarla, vicdan azabı bırakmazsınız ardınızda. Zira sanal olan ekran karşısında bulunan "kadınlar" değildir bilesiniz.
Ben bundan birkaç yıl evvel sırf sanal platformlarda paylaştığı abuk fikirleri sayesinde adeta azılı düşman bellediğim zatla birleştiriyorum hayatımı. Çok garip değil mi? Ruhunun güzelliğini görememiştim ekranın ardında. Keşke sizler de bilseniz bu gerçeği.
Mutluluğumu yazamıyorum ancak, bunları yazmak istedim. Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim.