dün buraya uzun uzun yazdıktan sonra çok ağladım. niye bir anda bu kadar duygusallaştım bilmiyorum. eski resimlerimize baktım. konuşmalarımızı silmiştim ama bazı yerleri ekran görüntüsü almışım onları okudum. bakıp gülümseyip ağladım.
doğal olarak uyuyamadım. ben de geçmişe yönelik hayal kurmaya başladım. bazı tartışmalarımızı düşünüp ordaki tutum yanlışlarımı düzelttim. bana da faydalı bi hayal olur diye düşündüm :)
sonra… bizim son kavgamıza geldiğimizde kendimde hiçbir hata bulamadım. o kavga üzerine ayrılmasak nasıl bir şekilde çözerdik, ne konuşurduk, ben nasıl davranmalıydım. bulamadım bir cevap.
bu yaptığın terbiyesizlik üzerine delirdim. en çok da bunun üzerine gelip benden özür dilemen, peşimden koşman, kendini affettirmeye çalışman gerekirken ayrılmak istemen beni sinirlendirdi.
o kadar çok sinirlendim ki. bu benden kaçıncı ayrılışın? zırt pırt ayrılık olur mu ya? ve ben sana güvendim. o kadar emindik ki devam edeceğimizden, ayrılmadan sadece 2 gün önce 7 milyara mal olan bir karar değişikliği yaptım ben! o kadar eminim.
bilmiyorsun ama sen o hadsiz kızla birlikte gezerken ben yanımda olman gereken ağır bir durum atlattım. bunun için de sana on kat öfkeliyim.
1,5 sene önce de biz ayrıydık ve ben sana bir gün upuzun, böyle biriktirdiğim her şeyi yazdığım bir mail atmıştım. aslında bunu sadece o zaman değil; konuşmadığımız, küs olduğumuz, senin her zamanki gibi çekip gittiğin her ayrılıkta yazdım.
ama bu sefer değiştim. bu sefer kendimi tutuyorum. çünkü sana mesaj atıp küfretsem bile bunun “seni unutmadım” anlamı taşıdığını biliyorum, o yüzden sana tek bi kelime dahi yazmayacağım. egonu okşamayacağım. varsın sana karşı söyleyecek sözlerim içimde kalsın. nasılsa yüzüne karşı söylesem bi şey anlamayacaksın.