- 8 Mart 2015
- 25.105
- 1
- 81.229
- 598
- Konu Sahibi Idrakyollariiltihabi
-
- #21
Bir Allahın kulu uyarsaydı ya bizi demek için geç kaldık ama değiştirmek için zaman var.Sizi tebrik ediyorum, bir hemcinsim daha eylül romantizmine yenik düşmüş :) evet tam olarak asker arkadaşıyız. Ona göre bunun müsebbibi benim. Dikim, asık suratlıyım, kuralcıyım, hatta Mahmut abiyim. Kibirli ve gururluyum. Ben böyle olmasam o bana kadınmışım gibi yaklaşır, daha iyi olurmuş. Allah da kahretmesin beni. Lakin böyle değil işte. Kendisi kaba, düşüncesiz, incelikten ve empatiden bihaber bir zat olmasına rağmen, bunları rahatlıkla söyleyebiliyor mesela.
Yani onun için zorla yürütülen bir evlilik gibi ama varya itiraf edim sizin anlatım sitilinize bayildimmmm kendinizle barışık kendinizle bile dalga geçebilen hatunsunuz neşeli ve komik birisiniz eniste bey sanırım bu huyunuzdan bi haberYok öyle demedik aslında. Korunmayı unuttuğumuz bir gecenin meyvesi oğlum. Tek atımlık hakkımız varmış, o da ilk seferde tuttu. İyi ki de olmuş o ayrı mevzu da, ne olmuş onu anlamadım ben :) tam olarak oğlana olan nedir :)
Gozum kanamadi aslinda, sen evliliginle ilgili biraz daha detay yazarsan sana neden sunnet cocugu muamelesi yaptigini da anlariz idrak.. yaz, yazdikca da rahatlarsin.. ha takilacak sey mi dersen evet, internet cagindayiz hic fikri yoksa bile google amcaya sorar yine ogrenirdi.. amac cocuklu bir evliligi kurtarmak cunku..
Latifeşinas bir hanımsınız oysa ki bence biraz gevşemeye ihtiyacınız var. Evlatcığınızı bir kampa falan gönderip biraz kendinize vakit ayırabilirsiniz. Evet evlat ama yaramaz bir çocuğa katlanmak gerçekten zor. Bi es vermek gerekebilir.
Sevgi varsa evlilik toparlanır. Ancak saygı biterse o iş biter. Sizde durumlar nasıl?
Bir Allahın kulu uyarsaydı ya bizi demek için geç kaldık ama değiştirmek için zaman var.
Mesele, değişime ayırabilek güç bulabilmekte.
Açıkçası, diyorum ya ne evliliğim ne de çocuk durumum sizden iyi değil.
Aksine bir de başka kayın aile sorunları, kültür dengesizliği, son zamanlardaki maddi sorunlar derken; evliliğim jenga gibi neresinden tutarsam tutayım elimde yığılıp kalıyor.
Onun rahatlığına bürünüp, patır kütür her şeyi olağan konuşmada söylemek işleri değiştiriyor, deneyin derim.
Siz de benim gibi kavga esnasında kusanlardansanız, aksine çok normal bir anda olması gerekenleri, ondan beklediğiniz davranışları, bir hödük oluşunu, sizi mutlu etmezse mutlu bir aile olmayacağını söyleyin.
Artık yaş ilerliyor, evet 20 li yaşlarda bir paket sigara çiçekten daha fazla makbule geçse de, her kadın incelik ve düşünülmekten hoşlanır.
Bedenen ve ruhen değişiminizi, yaptığı muameleyle örtüşmesinin abesle iştigal olduğunu, her kadın gibi ( göstermeseniz de) romantik bir yemek, güzel bir hediye, sevgi sözcükleri ile şımartılarak evliliğinizin başka bir boyuta taşınabileceğini bir güzel anlatıverin.
O zaman gayet güzel toparlarsınız.Sevgiden pek emin değilim artık. Bazen tamamen bitti diyorum, bazen eser miktarda kaldı diyorum. Kafam karışık bu konuda. Saygı, eskiye göre daha iyi. İki sene evvel daha saygısızdık ikimiz de. Neyse ki o çözüldü.
Yani onun için zorla yürütülen bir evlilik gibi ama varya itiraf edim sizin anlatım sitilinize bayildimmmm kendinizle barışık kendinizle bile dalga geçebilen hatunsunuz neşeli ve komik birisiniz eniste bey sanırım bu huyunuzdan bi haber
Nice mutlu yillariniz olsun...Evet evet tam da anladığınız gibi başlık. Algınızın ayarlarıyla oynamayın, bırakın serbest kalsın.
Efenim yarın benim evliliğimin 4. Yıl dönümü. Toplamda 7 yıldır birlikte olduğum, 4 yılını da aynı evde geçirdiğim muhterem, yarın için muhteşem planlar yapmış. Öncelikle aşkımızın kaktüsünü, kendisine bakmaya çok gönüllü olan, adeta yeğenim geliyor diye sevinç naraları atan halasına iteleme kararı aldık. Zira romantik yıldönümü akşamında "yavrum ketçabı sıkma gözüne çocuğum" bağrışmaları olsun istemedik. Zaten aynı fikirde olduğumuz tek husus da budur beyimle.
Sevgililik dönemi de dahil, hiçbir zaman romantik bir çift olmadık. Ben, "hacı ota çiçeğe para verme bana gelirken bir paket cigara al hayrına" derdim, o da sağolsun bu durumu kabullenmeye pek hevesli olduğundan buluşmalara fıstıklı çikolata, bir paket sigara ve en sevdiğim karikatür dergisinin o haftaki sayısını alarak gelirdi. Buluşma ritüeli haline gelmişti bu durum. Romantizm beklentimiz olmadı ikimizin de. Ayağımı taşa çarptığımda yolun ortasında önümde eğilip kanı temizlemesi ve pansuman yapması romantizm ihtiyacımı fazlaca karşılardı. Zaten o lanet inceliğin ardından evlenme teklifini kabul ettim. Bu adam vicdanlı, bundan olur dedim. Fikrimi eşekler tepseydi, tatlı su romantiği olduğumu gollum kulağıma fısıldasaydı keşke.
Velhasılı oğlum doğana kadar nispeten iyi olan evliliğim, oğlumun doğumuyla birlikte faciaya dönüştü. Doğduğundan beri zor bir çocuktu, hala zor. Çok zor...
Sıklıkla boşanma mevzusunun açıldığı, paylaşımın bittiği, can acıtıcı sözleri iki tarafın da rahatlıkla sarf ettiği bir evliliğin ortasında bulduk kendimizi. Şiddetli tartışmalar esnasında, ikimiz de evliliğin sadece çocuk için sürdüğünü, sevginin kalmadığını da söyledik. Maalesef ki bizi en çok yıpratan durum bu oldu.
Bittabi bu karmaşa içinde cinsellik de ciddi manada sekteye uğradı. Öylesine yapılan, uzun süreler akla gelmeyen, bazı zamanlarda da eziyete dönüşen bir eylem oldu. Ki evvelinde bu hususta zerre sıkıntımız yoktu.
Geçtiğimiz günlerde maalesef annem bu tartışmalardan birine şahit olup, hakemliğe soyundu. Bu arada hiçbir zaman bağırmalı, çevre tarafından bilinen tartışmalarımız olmadı. Öylesine koptuk ki zaten, tartışmak bile gelmiyor içimizden. Oğlumu sebep göstermek istemiyorum ama oğlum dolayısıyla o kadar yıprandık ve yorulduk ki, ben sürekli şikayet eden ve surat asan bir kadına, o da biraz kafa dinleyeyim diyen bir adama dönüştü. He annem diyordum, annem ortada büyük bir sorun olmadığına, evliliğin kurtarılabileceğine kanaat getirerek ikimizin de hiç içinden gelmediği halde bazı atraksiyonlar ile canlanacak bir halde olduğumuzu dile getirdi. Bu konuşma, tam da yıldönümüne yakın gerçekleştiği için bir adım atalım dedik.
Evet hiçbir zaman romantik bir tip olmadım ama incelikler de her daim beni cezbetti. Pahalı hediyeler yerine benim gerçekten neyi sevdiğimi bilen ve buna göre hareket eden bir adam istedim her daim. İlk zamanlar öyleydi ama sonra... 31 yaşın bana getirisi olan beklenti içine girme durumundan mütevellit, mevcut halimiz beni daha da yıprattı.
Bu akşam yarınla ilgili konuşurken tam da başlıkta yazdığım cümleyi sarf etti benim koca. Ben de "olur tabi, sonraki yıldönümlerinde de yarım ve tam takarsın, hepsini bozdurup kendime burma bilezik alırım." dedim.Öylece baktı yüzüme. Şaka yapmış meğersem. Nasıl komik, nasıl eğlenceli bir eş. Küçük bir mümin latifesi işte. Gecemize renk kattı.
Biliyorum ki, böyle bir tepki vermesem hakikaten çeyrek alabilecek bir adam. Bozdurup ihtiyaçlarımı karşılarım. Hatta toki kurasına katılırsak ileride, minnak sevimli bir adım olur bu çeyrek. Yaşlılığımızda torunlarımıza anlatır ağlarız.
Neye sinir oluyorum biliyor musunuz? Ben gerçekten fazlaca romantizm beklentisi olan bir hatun değilim. Ancak boka sarmış, hatta sona gelinmiş bir evliliği kurtarma çabasında iken bu tür gerzek hareketler beni iyice dibe çekiyor. Daha da soğuyorum her şeyden.
Esasında evliliğimle ilgili yazacak çok şey var lakin bu kadarı bile gözüm kanadı diyecek arkadaşlara fazla oldu. Belki gerçekten merak eden ve yardımcı olmak isteyen zatlar olursa detay yazarım.
Şimdi ben ne yapayım? Zerrece içimden gelmediği halde, çaba sarf etmek adına uğraştığım bugünlerde çeyrek altınımı yastık altına mı saklayayım? Yoksa inceldiği yerden kopsun mu diyeyim.
Mevzuyu çeyrek altınla sınırlı tutup buna mı takıldın diyecek arkadaşlar, lütfen beni yormayın. Şimdiden teşekkürler efem.
Çeyrek altın konusuna değinmiyorum, şaka yaptığını söylemiş zaten, önyargılı olmak istemiyorum, belki yarın güzel bi jest yapar, inşallah. :))))
Ben annenize katılıyorum. Biraz çabayla düzelebilir. Özel hayatınıza biraz daha özen gösterin gecelikler mumlar güzel kokular falan zamanı ayarlayın. Ben bunu denedim insanı motive ediyor.:) başbaşa vakit geçirmeye çalışın çocuğu bi kaç saat bırakıp. Düşüncelerimiz duygularımızı oluşturuyor, daha olumlu düşünün. Belki düşündüğünüz kadar kötü değildir herşey. İyi yönlerine bakın, ondan beklediğiniz, yada evlilikten beklediğiniz şeyleri yapabilirseniz ilk adımı siz atıp yapın eşiniz de böylece alışır. Öpmek gibi iltifat gibi...
Madem düzeltme yoluna gittiniz, çocuğunuz ve evliliğiniz için elinizden geleni son bir kez yapın bence.
SİZ bu adamı bu evlilik harici 3 yılda hicmi taniyamadiniz sırf kanı temizledi pansuman yapti diye evet dediniz?? Ayrıca size demiş ya hani kadın gibi değilsin Mahmut abi gibisin falan diye acaba ayağınıza pansuman yaparken ne olarak olarak görüyordu sizi enişte bey? ? Ne yasatirsan onu görürsün karşında deseydiniz..Toplamda 7 yıldır birlikte oldugum 4 yılını da aynı evde geçirdiğim muhterem,
Sevgililik dönemi de dahil, hiçbir zaman romantik bir çift olmadık. Ben, "hacı ota çiçeğe para verme bana gelirken bir paket cigara al hayrına" derdim, o da sağolsun bu durumu kabullenmeye pek hevesli olduğundan buluşmalara fıstıklı çikolata, bir paket sigara ve en sevdiğim karikatür dergisinin o haftaki sayısını alarak gelirdi. Buluşma ritüeli haline gelmişti bu durum. Romantizm beklentimiz olmadı ikimizin de. Ayağımı taşa çarptığımda yolun ortasında önümde eğilip kanı temizlemesi ve pansuman yapması romantizm ihtiyacımı fazlaca karşılardı. Zaten o lanet inceliğin ardından evlenme teklifini kabul ettim.
Evet hiçbir zaman romantik bir tip olmadım ama incelikler de her daim beni cezbetti. Pahalı hediyeler yerine benim gerçekten neyi sevdiğimi bilen ve buna göre hareket eden bir adam istedim her daim. İlk zamanlar öyleydi ama sonra... 31 yaşın bana getirisi olan beklenti içine girme durumundan mütevellit, mevcut halimiz beni daha da yıprattı.
Yazdıklarından biraz gıcık bir tip olduğunu düşündüm, eşinin değil senin.Evet evet tam da anladığınız gibi başlık. Algınızın ayarlarıyla oynamayın, bırakın serbest kalsın.
Efenim yarın benim evliliğimin 4. Yıl dönümü. Toplamda 7 yıldır birlikte olduğum, 4 yılını da aynı evde geçirdiğim muhterem, yarın için muhteşem planlar yapmış. Öncelikle aşkımızın kaktüsünü, kendisine bakmaya çok gönüllü olan, adeta yeğenim geliyor diye sevinç naraları atan halasına iteleme kararı aldık. Zira romantik yıldönümü akşamında "yavrum ketçabı sıkma gözüne çocuğum" bağrışmaları olsun istemedik. Zaten aynı fikirde olduğumuz tek husus da budur beyimle.
Sevgililik dönemi de dahil, hiçbir zaman romantik bir çift olmadık. Ben, "hacı ota çiçeğe para verme bana gelirken bir paket cigara al hayrına" derdim, o da sağolsun bu durumu kabullenmeye pek hevesli olduğundan buluşmalara fıstıklı çikolata, bir paket sigara ve en sevdiğim karikatür dergisinin o haftaki sayısını alarak gelirdi. Buluşma ritüeli haline gelmişti bu durum. Romantizm beklentimiz olmadı ikimizin de. Ayağımı taşa çarptığımda yolun ortasında önümde eğilip kanı temizlemesi ve pansuman yapması romantizm ihtiyacımı fazlaca karşılardı. Zaten o lanet inceliğin ardından evlenme teklifini kabul ettim. Bu adam vicdanlı, bundan olur dedim. Fikrimi eşekler tepseydi, tatlı su romantiği olduğumu gollum kulağıma fısıldasaydı keşke.
Velhasılı oğlum doğana kadar nispeten iyi olan evliliğim, oğlumun doğumuyla birlikte faciaya dönüştü. Doğduğundan beri zor bir çocuktu, hala zor. Çok zor...
Sıklıkla boşanma mevzusunun açıldığı, paylaşımın bittiği, can acıtıcı sözleri iki tarafın da rahatlıkla sarf ettiği bir evliliğin ortasında bulduk kendimizi. Şiddetli tartışmalar esnasında, ikimiz de evliliğin sadece çocuk için sürdüğünü, sevginin kalmadığını da söyledik. Maalesef ki bizi en çok yıpratan durum bu oldu.
Bittabi bu karmaşa içinde cinsellik de ciddi manada sekteye uğradı. Öylesine yapılan, uzun süreler akla gelmeyen, bazı zamanlarda da eziyete dönüşen bir eylem oldu. Ki evvelinde bu hususta zerre sıkıntımız yoktu.
Geçtiğimiz günlerde maalesef annem bu tartışmalardan birine şahit olup, hakemliğe soyundu. Bu arada hiçbir zaman bağırmalı, çevre tarafından bilinen tartışmalarımız olmadı. Öylesine koptuk ki zaten, tartışmak bile gelmiyor içimizden. Oğlumu sebep göstermek istemiyorum ama oğlum dolayısıyla o kadar yıprandık ve yorulduk ki, ben sürekli şikayet eden ve surat asan bir kadına, o da biraz kafa dinleyeyim diyen bir adama dönüştü. He annem diyordum, annem ortada büyük bir sorun olmadığına, evliliğin kurtarılabileceğine kanaat getirerek ikimizin de hiç içinden gelmediği halde bazı atraksiyonlar ile canlanacak bir halde olduğumuzu dile getirdi. Bu konuşma, tam da yıldönümüne yakın gerçekleştiği için bir adım atalım dedik.
Evet hiçbir zaman romantik bir tip olmadım ama incelikler de her daim beni cezbetti. Pahalı hediyeler yerine benim gerçekten neyi sevdiğimi bilen ve buna göre hareket eden bir adam istedim her daim. İlk zamanlar öyleydi ama sonra... 31 yaşın bana getirisi olan beklenti içine girme durumundan mütevellit, mevcut halimiz beni daha da yıprattı.
Bu akşam yarınla ilgili konuşurken tam da başlıkta yazdığım cümleyi sarf etti benim koca. Ben de "olur tabi, sonraki yıldönümlerinde de yarım ve tam takarsın, hepsini bozdurup kendime burma bilezik alırım." dedim.Öylece baktı yüzüme. Şaka yapmış meğersem. Nasıl komik, nasıl eğlenceli bir eş. Küçük bir mümin latifesi işte. Gecemize renk kattı.
Biliyorum ki, böyle bir tepki vermesem hakikaten çeyrek alabilecek bir adam. Bozdurup ihtiyaçlarımı karşılarım. Hatta toki kurasına katılırsak ileride, minnak sevimli bir adım olur bu çeyrek. Yaşlılığımızda torunlarımıza anlatır ağlarız.
Neye sinir oluyorum biliyor musunuz? Ben gerçekten fazlaca romantizm beklentisi olan bir hatun değilim. Ancak boka sarmış, hatta sona gelinmiş bir evliliği kurtarma çabasında iken bu tür gerzek hareketler beni iyice dibe çekiyor. Daha da soğuyorum her şeyden.
Esasında evliliğimle ilgili yazacak çok şey var lakin bu kadarı bile gözüm kanadı diyecek arkadaşlara fazla oldu. Belki gerçekten merak eden ve yardımcı olmak isteyen zatlar olursa detay yazarım.
Şimdi ben ne yapayım? Zerrece içimden gelmediği halde, çaba sarf etmek adına uğraştığım bugünlerde çeyrek altınımı yastık altına mı saklayayım? Yoksa inceldiği yerden kopsun mu diyeyim.
Mevzuyu çeyrek altınla sınırlı tutup buna mı takıldın diyecek arkadaşlar, lütfen beni yormayın. Şimdiden teşekkürler efem.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?