Zaten aynı şehirde olsanız bu kadar özlemezsiniz sık sık görüşme fırsatınız olacağı için :) ailenizin olduğu şehire taşınma şansınız yok mu? Yoksa mecbur alışacaksınız..Evet hem memleket özlemi hem aile özlemi şuan için ağır geliyor sanırım haklısıniz
Öğrenciyken de ailemden 700 km uzakta yaşıyordum. Ama her tatilde gideceğim tek yer orasiydi. Okul bittiğinde de tekrar yerlesecegim yer orasiydi. Bunu bilerek uzakta 4 sene yaşadım. Şimdi ise durum çok farklı. Ailenizden uzakta değilseniz size anlamsız gelebilir bilemem
Bende sizin gibi düşünürdüm, uniyi dışarda ve uzak bir sehirde okudum, ailemi neredeyse hiç aramazdım. Iyi olduklarını bilmem yetiyordu bana ve kaldıracağımı bildiğim için hiç düşünmeden eşimle evlenmeye karar verdim, ama öyle olmuyormuş. Uzak evlenmek çok başka.Bana genel olarak anlamsız geliyor bu durum.
Kayın ailem sizin gibi.
Yahu hep beraber aynı şehirde yaşıyoruz, bayramları memleketlerinde geçiriyorlar, giderken ağlaşma seromonisi.
Komik değil mi, bana mı öyle geliyor?
Üniversiteyi de dışarıda okumuşsunuz, halbuki alışmanız lazımdı.
İnsanlar birey olarak yetişmeli ve öyle görmeli kendilerini.
‘Döneceğim yer orası’ diyerek, kendinizi zaten bir çembere dahil etmişsiniz hep, farkında olmadan.
Evet aile her şeydir ama bağlılık iyidir, bağımlılık değil.
Çok erken büyüdüm 15 yaşımda20 yıldır ayrıyım. Ne zaman gitsem babamın küçük kızı olurum.
"İnsan babası ölünce büyür." demişler. Aslında güzel bir şey değil mi bu?
3 yıl oldu benimde, hâlâ aynı şeyleri hissediyorumAyrılırken ağlamamak için zor tutuyorum kendimi (normalde kolay kolay ağlayan biri değilim:) )
Arkadaşın dediği gibi belki çocuk olunca değişiriz(İnşâAllâh).
Bunun adının bağımlilik veya bir çember içerisine girmek olduğunu sanmıyorum. İnsan mutlu anılarının çocukluğunun geçtiği yeri hep özler ve ister. Tabi çocukluğu kötü geçmiş hatırlamak istemeyen insanlar da olabilir ben kendimnden yola çıkıyorum. Etrafında dostlarının bulunmasını ister. Bu insanın doğasında vardır. Maslow hiyerarşisinde güvenlik basamağına denk gelir. Yani bilimsel olarak kabul görmüş bir özelliğimizdir bu. Üniversite dönemi yaş 18 ergenlik heyecan macera arayışı malum biliyorsunuz. Zaten işte bu dönemde bağımsız bir birey oluyoruz. Ancak yetiskinlik döneminde bu durum farklı boyutlara geçiyor. İşin içine duygusal faktörler giriyor az da olsa. En temel icguduyle doğup büyüdüğün yerde olmak varken niye yabancı bir şehir yabancı insanlar diyorsun. Tabi iş ve evlilik dolayısıyla cevabı geliyor hemen. Bu da bir stres yaratıyor içinde sürekli bir tarafın 650 km uzakta iken bir tarafın eşinin ve işinin yanında kalıyor.Bana genel olarak anlamsız geliyor bu durum.
Kayın ailem sizin gibi.
Yahu hep beraber aynı şehirde yaşıyoruz, bayramları memleketlerinde geçiriyorlar, giderken ağlaşma seromonisi.
Komik değil mi, bana mı öyle geliyor?
Üniversiteyi de dışarıda okumuşsunuz, halbuki alışmanız lazımdı.
İnsanlar birey olarak yetişmeli ve öyle görmeli kendilerini.
‘Döneceğim yer orası’ diyerek, kendinizi zaten bir çembere dahil etmişsiniz hep, farkında olmadan.
Evet aile her şeydir ama bağlılık iyidir, bağımlılık değil.
Hahaah evet erkek kardeşimin cocuklarindan bilyorum 2 canavarla eve gelince babam 3.gunxen sonra kaçacak delik arıyorduÇocuk olunca zaten anca kendi evin paklıyor
Babama gidiyorum ilk 2 günden sonra adamın da kafası götürmüyor heralde o gelelim diye elli defa soran adam baba gidiyoruz diyince hadi yolunuz açık olsun güle güle diyor :)
Valla başka değil.Bende sizin gibi düşünürdüm, uniyi dışarda ve uzak bir sehirde okudum, ailemi neredeyse hiç aramazdım. Iyi olduklarını bilmem yetiyordu bana ve kaldıracağımı bildiğim için hiç düşünmeden eşimle evlenmeye karar verdim, ama öyle olmuyormuş. Uzak evlenmek çok başka.
Çok üzüldüm.Çok erken büyüdüm 15 yaşımda
Ve zaten eksik bi yanın varken başka şehirde yaşamak çok daha zor oluyor...
Ay biz yengeçlerin bu hali ne olacak böyle resmen beni anlatmışsınSen ya bir yengecsin ya da bir balık. Mutlaka su grubundan olmalısın. Bu kadar duygusal insanlar genelde su grubundan çıkıyor.
Ben de maalesef yengeç insaniyım
Birgün bir çocuğum olursa yengec olmaması için plan yapacağım.
Sen duygusal bir kızsın. Yasadigin sey bana çok anormal gelmedi.
Asıl anormallik bende. Oku da kendinin bana nispeten ne kadar normal olduğunu anla.
Annemle babam alt sokakta oturuyor.
Pencereden annemin evini ve sokağını görüyorum.
Her gün olmasa bile 2 günde bir ,birarada oliyoruz.
Ordan kendi evime dönerken üzülüyorum. Yani 2 adımlık mesafede bile bir dram ortami yaratıyorum.
Daha doğrusu annembabam üzülür mu diye üzülüyorum.
Genelde onların yatma saatine kadar oturuyorum ki ben gidince hemen yatsınlar da üzülmeye zamam bulamasınlar
Annem her zaman balkondan el sallar ben evden bi yere giderken. köşeyi dönene kadar ben de ona el sallarim
. Çok defa düşme tehlikesi atlattım anneme bakacağım diye.
Eşim dalga geçiyor. 40 günlük yola gider gibi anca trajedi yapıyormuşum.
Hakli adam
Ses etmiyorum.
Ama ben de böyle olmaktam hic memnun değilim.
Ruh hastasıyım iste baska açıklaması yok.
Yani üzülme. Sen tek değilsin.
Zamanla hafifler ama hicbir zaman tam olarak bitmez.
Bu şekilde yaşamaya alışmak en iyisi.
Anne baba evinden daha güzel bir ev yok.
Baba evinin uykusu dünyadaki hiçbir yerde yok ❤
Baba evi meydan evi, diyen boşuna demiyor da işte insan evlenince baba evine sığmıyor artık
Allah onları başımızdan eksik etmesin. Sağlık olsun da.. napalım insan insana kavuşur
Ne güzel yazmışsınız evli olmadığım halde ağlayasım geldi.Sen ya bir yengecsin ya da bir balık. Mutlaka su grubundan olmalısın. Bu kadar duygusal insanlar genelde su grubundan çıkıyor.
Ben de maalesef yengeç insaniyım
Birgün bir çocuğum olursa yengec olmaması için plan yapacağım.
Sen duygusal bir kızsın. Yasadigin sey bana çok anormal gelmedi.
Asıl anormallik bende. Oku da kendinin bana nispeten ne kadar normal olduğunu anla.
Annemle babam alt sokakta oturuyor.
Pencereden annemin evini ve sokağını görüyorum.
Her gün olmasa bile 2 günde bir ,birarada oliyoruz.
Ordan kendi evime dönerken üzülüyorum. Yani 2 adımlık mesafede bile bir dram ortami yaratıyorum.
Daha doğrusu annembabam üzülür mu diye üzülüyorum.
Genelde onların yatma saatine kadar oturuyorum ki ben gidince hemen yatsınlar da üzülmeye zamam bulamasınlar
Annem her zaman balkondan el sallar ben evden bi yere giderken. köşeyi dönene kadar ben de ona el sallarim
. Çok defa düşme tehlikesi atlattım anneme bakacağım diye.
Eşim dalga geçiyor. 40 günlük yola gider gibi anca trajedi yapıyormuşum.
Hakli adam
Ses etmiyorum.
Ama ben de böyle olmaktam hic memnun değilim.
Ruh hastasıyım iste baska açıklaması yok.
Yani üzülme. Sen tek değilsin.
Zamanla hafifler ama hicbir zaman tam olarak bitmez.
Bu şekilde yaşamaya alışmak en iyisi.
Anne baba evinden daha güzel bir ev yok.
Baba evinin uykusu dünyadaki hiçbir yerde yok ❤
Baba evi meydan evi, diyen boşuna demiyor da işte insan evlenince baba evine sığmıyor artık
Allah onları başımızdan eksik etmesin. Sağlık olsun da.. napalım insan insana kavuşur
Karakter ve aile yapısıyla ilgili bence bu durum.Valla başka değil.
Ablam evli olduğu dönemde bayağı uzaktı, hiç duygusallaştığımızı bilmem.
Keza geçen sene yine başka şehre taşındı, gene aynıyız.
Diyorum ya 5 km ötede ailem var, aylarca görmüyorum.
Eminim şehir dışındaki insanlar bizden daha çok görüşüyordur, korona öncesinde de ayda bir akşam iki saat yemeğe giderdim zaten.
Hepimizin ayrı hayatları var, yetiyor yani.
Erkek ya da kadının böyle aile düşkünü olmasını ise gerçekten abes buluyorum, evlenmeyeydin kardeş o zaman diyorum.
Gerçekten komik çünkü, hem ağlarım hem giderim dediklerinden.
Hayatlarını birleştirdikleri insana da kötü hissettiriyorlar.
Aidiyet tasarımını insanlar kendileri kurarlar.Bunun adının bağımlilik veya bir çember içerisine girmek olduğunu sanmıyorum. İnsan mutlu anılarının çocukluğunun geçtiği yeri hep özler ve ister. Tabi çocukluğu kötü geçmiş hatırlamak istemeyen insanlar da olabilir ben kendimnden yola çıkıyorum. Etrafında dostlarının bulunmasını ister. Bu insanın doğasında vardır. Maslow hiyerarşisinde güvenlik basamağına denk gelir. Yani bilimsel olarak kabul görmüş bir özelliğimizdir bu. Üniversite dönemi yaş 18 ergenlik heyecan macera arayışı malum biliyorsunuz. Zaten işte bu dönemde bağımsız bir birey oluyoruz. Ancak yetiskinlik döneminde bu durum farklı boyutlara geçiyor. İşin içine duygusal faktörler giriyor az da olsa. En temel icguduyle doğup büyüdüğün yerde olmak varken niye yabancı bir şehir yabancı insanlar diyorsun. Tabi iş ve evlilik dolayısıyla cevabı geliyor hemen. Bu da bir stres yaratıyor içinde sürekli bir tarafın 650 km uzakta iken bir tarafın eşinin ve işinin yanında kalıyor.
Kesinlikle haklısınız. Eşimle gayet iyiyiz muhabbetimiz geçirdiğimiz zaman her şey yerli yerinde. Tabiii ona yansitmiyorum bu içimde kopan fırtınayiBen soğuk yapılı bi insanım normalde. Duygularımı belli etmem icimde yasarim. Dediklerinizi birebir fazlasıyla yaşıyorum. Haziran başı gittim yaklaşık 45 gün kaldım. Eşimi seviyorum ama ailemden ayrılıp gelmek o kadar zor geldi ki. Üstelik babam getirdi beni zaten otobüsle gönderemem diyip. Onlar gidince sanki dünyada tek başına yapayalnız kaldım. Bu bayram göremedim, bayram olduğunu bile inanın hissetmiyorum. Belki şuan hamilelikten dolayı daha içli yasiyorum ama 1 hafta 10 gün oldu anlamsız anlamsız ağlıyorum. Küçük bebek gibi anneme muhtacim sanki. Ay zor valla bunun eşi sevip sevmemekle, aile olamamakla alakası yok. Uzaktan evlenmek, aileye uzak olmak bazı insanlar için çok zor. Ben hala kaldıramıyorum. Ömrüm hasretle geçecek diyip kendimi yıpratıyorum sürekli. Inşallah atlatırız bu durumu yaşayanlar olarak. Valla şunları yazarken bile ağlamaya başladım düşünün.
Bunun adının bağımlilik veya bir çember içerisine girmek olduğunu sanmıyorum. İnsan mutlu anılarının çocukluğunun geçtiği yeri hep özler ve ister. Tabi çocukluğu kötü geçmiş hatırlamak istemeyen insanlar da olabilir ben kendimnden yola çıkıyorum. Etrafında dostlarının bulunmasını ister. Bu insanın doğasında vardır. Maslow hiyerarşisinde güvenlik basamağına denk gelir. Yani bilimsel olarak kabul görmüş bir özelliğimizdir bu. Üniversite dönemi yaş 18 ergenlik heyecan macera arayışı malum biliyorsunuz. Zaten işte bu dönemde bağımsız bir birey oluyoruz. Ancak yetiskinlik döneminde bu durum farklı boyutlara geçiyor. İşin içine duygusal faktörler giriyor az da olsa. En temel icguduyle doğup büyüdüğün yerde olmak varken niye yabancı bir şehir yabancı insanlar diyorsun. Tabi iş ve evlilik dolayısıyla cevabı geliyor hemen. Bu da bir stres yaratıyor içinde sürekli bir tarafın 650 km uzakta iken bir tarafın eşinin ve işinin yanında kalıyor.
Kesinlikle eşime hiçbir şekilde yansitmadim. Yansıtmayi da düşünmüyorum evliligimizde bu konu hiç konusulmadi bile. Kendim halletmeye çalışıyorum. Size komik geliyorsa gülün inşallah böyle bir durum yasamazsinizValla başka değil.
Ablam evli olduğu dönemde bayağı uzaktı, hiç duygusallaştığımızı bilmem.
Keza geçen sene yine başka şehre taşındı, gene aynıyız.
Diyorum ya 5 km ötede ailem var, aylarca görmüyorum.
Eminim şehir dışındaki insanlar bizden daha çok görüşüyordur, korona öncesinde de ayda bir akşam iki saat yemeğe giderdim zaten.
Hepimizin ayrı hayatları var, yetiyor yani.
Erkek ya da kadının böyle aile düşkünü olmasını ise gerçekten abes buluyorum, evlenmeyeydin kardeş o zaman diyorum.
Gerçekten komik çünkü, hem ağlarım hem giderim dediklerinden.
Hayatlarını birleştirdikleri insana da kötü hissettiriyorlar.
Yalnız değilsin bacım ben hala aglarım gurbet zor1 bucuk yıllık evliyim. Öğretmenim. 28 yaşındayim. Gerekli mantık ve olgunluğa sahip olduğumu düşünüyorum. Ancak ne zaman ailemin bulunduğu şehre gitsem 2 günde eski hayatıma sanki geri dönmüş gibi hissedip tekrar babamın bekar kızı olduğumu düşünüyorum. Ve sanki üniversiteden baba evine dönmüş gibi bir his oluyor içimde. Dolayısıyla vedalar eve geri dönüşler sıkıntı oluyor. Gitmek istemiyorum hiç bir zaman kendi evime. Eşimle aramızda hiçbir sorun yok. İlgi alaka yönünden de öyle hatta bazen ilgiden bunalirim onunlayken. Kavga bile ettiğimiz yok aylardır. Şimdi yine bayram dolayısıyla gittiğimiz memleketimden ağlaya ağlaya geri döndüm ailem de uzuldu tabi. Kendimi tutamadım onları da üzdum diye bide onun için ağladım. Koskoca kadın utanmıyor musun çocuk gibi diye kendime söyleyip duruyorum ancak ben hala ailemden ayrı sehirde başka bir evde yaşamaya adapte olamadım arkadaşlar. Her gidis geliş drama haline geldi evlendiğimxen beri. İşin icinden çıkamıyorum fikirlerinize sunuyorum teşekkürler