Bir kadın için herhalde en büyük kabustur evlenememek... Hiçbir kadın görmedim ki, hayatı boyunca evlenmemiş ve mutlu! Evde kalmışlık sadece dişilere özel bir işkence gibi.
Ama ne yapalım, koca bulma derdi, büyüklerin marifeti.
Hangi kadın, büyük adam olmak için yetiştirildi ki?
Bizlere mikroskop değil, oyuncak bebek ve beşikler hediye edildi.
Yemek yapmak, sofra kurmak önce plastik tabak-çanaklarla öğretildi.
Süslü olmak belki genetikti ama her düğünde yavru gelin olmak ille de o beyaz elbiseyi giymeyi beyinlerimize işledi...
Tabi düzen değişti. Önce feminist akımlar, sonra ekonomik zorluklar derken kadının iş hayatındaki yeri arttı.
Elbette Anadolu'da hâlâ kızlarını okutmayanlar kaldı ama artık şehirlerdeki beylere, "Eşiniz çalışıyor mu?" değil, "Eşiniz ne iş yapıyor?" diye sorulur oldu.
Ancak yine de kadınların içinde o çocukluk yıllarındaki gibi evinin kadını olma hevesi kaldı. Şayet evli ve üstelik çocuk sahibi ise hanımların iş hayatındaki tek amacı para kazanmak oldu.
"Çocuk da yaparım, kariyer de" deseler bile sadece çocuk da yapıp, para da kazandılar.
İşte bunun son örneği de Ece Erken. Türkiye'de bir tek sunuculuk yapıp ayakta kalabilmeyi başaran nadir kadınlardan bir tanesi... Sevilir, sevilmez ama iş hayatında belli bir yere geldiği kesin!
Fakat ne yazık ki Ece Erken de, maddi imkanları yerinde olan sevgilisi Tuncay Öztarhan ile evlendikten sonra evinin kadını olmayı hayal ediyor.
Çocuk doğurup, yemek pişirip, cemiyet hayatının gereği olarak euro günlerine katılmayı planlıyor.
Ve aslında o, neredeyse tüm Türk kadınlarının içinde olan hayali dile getiriyor.
Kariyer başkalarının olsun, onlar para kazanma derdini düşünmeden evlerinde otursun.
İşte bu nedenle Türkiye'de çalışan kadın sayısının arttığını düşünenler yanılıyor, aslında Türkiye'de mecburen çalışan kadınlar artıyor.
Oysa mutluluk, sadece kocayla ve çocuklarla geçen bir hayat olmuyor.
Kadınların paraya ihtiyaçları olmasa da kariyer hedefleri ve başarıları ile mutlu olmabilmeleri gerekiyor.
Herkes evlenmek zorunda değil...Bir ömür boyu nikah masasına oturmamak, hayatta daima mutsuz olmak anlamına gelmiyor.
Elbette çocuk yetiştirmek zor ve ödül isteyen bir başarı!
Ama bu hayat bizlerden, çocuğun yanı sıra başka yaratıcılıklar da istiyor.
Karın tokluğu için değil, her insanın içinde var olan özelliğini ortaya koyarak hayatı boyunca bir şeyler üretmesi gerekiyor...
O nedenle eğer evde oturacaksanız siz evlenmeyin kızlar, çünkü Türkiye kadın beynine fazlasıyla ihtiyaç duyuyor.
Alinti
Ama ne yapalım, koca bulma derdi, büyüklerin marifeti.
Hangi kadın, büyük adam olmak için yetiştirildi ki?
Bizlere mikroskop değil, oyuncak bebek ve beşikler hediye edildi.
Yemek yapmak, sofra kurmak önce plastik tabak-çanaklarla öğretildi.
Süslü olmak belki genetikti ama her düğünde yavru gelin olmak ille de o beyaz elbiseyi giymeyi beyinlerimize işledi...
Tabi düzen değişti. Önce feminist akımlar, sonra ekonomik zorluklar derken kadının iş hayatındaki yeri arttı.
Elbette Anadolu'da hâlâ kızlarını okutmayanlar kaldı ama artık şehirlerdeki beylere, "Eşiniz çalışıyor mu?" değil, "Eşiniz ne iş yapıyor?" diye sorulur oldu.
Ancak yine de kadınların içinde o çocukluk yıllarındaki gibi evinin kadını olma hevesi kaldı. Şayet evli ve üstelik çocuk sahibi ise hanımların iş hayatındaki tek amacı para kazanmak oldu.
"Çocuk da yaparım, kariyer de" deseler bile sadece çocuk da yapıp, para da kazandılar.
İşte bunun son örneği de Ece Erken. Türkiye'de bir tek sunuculuk yapıp ayakta kalabilmeyi başaran nadir kadınlardan bir tanesi... Sevilir, sevilmez ama iş hayatında belli bir yere geldiği kesin!
Fakat ne yazık ki Ece Erken de, maddi imkanları yerinde olan sevgilisi Tuncay Öztarhan ile evlendikten sonra evinin kadını olmayı hayal ediyor.
Çocuk doğurup, yemek pişirip, cemiyet hayatının gereği olarak euro günlerine katılmayı planlıyor.
Ve aslında o, neredeyse tüm Türk kadınlarının içinde olan hayali dile getiriyor.
Kariyer başkalarının olsun, onlar para kazanma derdini düşünmeden evlerinde otursun.
İşte bu nedenle Türkiye'de çalışan kadın sayısının arttığını düşünenler yanılıyor, aslında Türkiye'de mecburen çalışan kadınlar artıyor.
Oysa mutluluk, sadece kocayla ve çocuklarla geçen bir hayat olmuyor.
Kadınların paraya ihtiyaçları olmasa da kariyer hedefleri ve başarıları ile mutlu olmabilmeleri gerekiyor.
Herkes evlenmek zorunda değil...Bir ömür boyu nikah masasına oturmamak, hayatta daima mutsuz olmak anlamına gelmiyor.
Elbette çocuk yetiştirmek zor ve ödül isteyen bir başarı!
Ama bu hayat bizlerden, çocuğun yanı sıra başka yaratıcılıklar da istiyor.
Karın tokluğu için değil, her insanın içinde var olan özelliğini ortaya koyarak hayatı boyunca bir şeyler üretmesi gerekiyor...
O nedenle eğer evde oturacaksanız siz evlenmeyin kızlar, çünkü Türkiye kadın beynine fazlasıyla ihtiyaç duyuyor.
Alinti