Ben olsam karşıma alıp "Anne seni çok seviyorum. O yüzden çok iyi ve çok mutlu olmanı istiyorum. İçinde çok büyük ruhsal bir sıkıntı yaşıyorsun ve bunu bastırıyorsun. Oysa bastırmazsan çözülebilir. Bunu sana ispat edeceğim. Çünkü senin mutlu olmanı istiyorum. Biz yokken bizim eve gelmek senin için ağrı kesici almak gibi bir şey. Ama o ağrı kesiciyi almaman lazım ki bir uzmana gitmen gerektiğini anlayasın. Böyle yaparak asıl sorunu görmezden geliyorsun. Hayatta birçok şey senin kontrolün dışında gerçekleşip seni üzmüş. Şimdi biz yokken evi kontrol etmek sana kontrol sendeymiş duygusu veriyor. Bu yüzden onlarca kez konuşmuş olmamıza rağmen hala gelmeye devam ediyorsun. İçindeki acı dinsin diye yapıyorsun.
Şimdi bana inanmadığını biliyorum. Ama ne kadar iyi niyetli olduğunu da biliyorum. O yüzden bunu sana ispat edeceğim. Şimdi o anahtarları senden alacağım. Eve giremeyince neler hissettiğine bir bak. Muhtemelen büyük bir acı çekeceksin. Hayatının bütün kontrolü elinden alınmış gibi bir acı. Veya çok çok huzursuz olacaksın. Bu durumun normal olmadığını, içinde çözülmesi gereken bir sıkıntı olduğunu o zaman anlayacaksın. Ben de o zaman senin yanında olacağım. Gerçek sıkıntı neymiş öğrenmen ve çözmen için ne gerekiyorsa yapacağım. Ana ben bu konuda uzman değilim. Beraber bir uzmana gideceğiz. Benim de sıkıntılarım var, benimkileri de çözeriz seninkileri de. Biz ana kız gibiyiz. İkimiz de akıllı güçlü insanlarız. Biraz uzman desteği ile ne istersek yapabiliriz.
Seni çok sevdiğimden bu sıkıntıyı çözebilmek için, sen o anahtarları vermezsen, ben tüm kapıları kilitleyip gideceğim. Ta ki sen içindeki o huzursuzluğu fark edip, çözmek isteyene kadar. Eğer bana inanmıyorsan, bizim eve biz varken bile hiç girme. Her şeyin kontrolün altında olmasını sağlama. Ve bak bakalım neler oluyor, neler hissediyorsun. Veya sadece beni ikna etmek için yap bunu. Bakalım kaç gün dayanabiliyorsun" derdim.
Sonra da anahtarları kaşla göz arasında alırdım. Muhtemelen kavga edip küser. O zaman da "Hepsi senin iyiliğin için. Hepimiz hep beraber çok mutlu olacağız güven bana" deyip zorla sarılırdım.
Tercihen bunları yapmadan önce bir psikoloğa gidip, sıkıntımı anlatıp, bunları yapacağımı söylerdim. Bunun iyi bir fikir olup olmadığını sorardım. Madem bu konu benim için hayatımı bu kadar etkileyecek kadar önemli, 150-200 TL'nin lafı olmaz sanırım. Psikolog da ya "iyi fikir yapın" derdi veya "yapmayın şöyle şöyle yapmanız şöyle şöyle demeniz daha iyi olur" derdi. Veya "1 seans daha gelin" derdi. Ben de psikolog ne diyorsa öyle yapardım. Sonra eşimle de konuşup bunları yapacağım derdim. İkna ederdim, "annen aslında gerçekten mutlu değil, karışmaları bu yüzden. Bu sorun çözüldüğünde gerçekten mutlu ve huzurlu olacak, annenin gerçekten mutlu olmasını, yıllar süren hayatı boyunca ilk kez gerçekten huzurlu olmasını istemez misin?" derdim. Gerekirse eşim de gelirdi psikoloğa. Sonra da annesiyle bu konuşmayı yapardım. Veya belki eşim konuşurdu.
Sonra da kayınvalide psikoloğa giderdi ve sorun çözülürdü. Psikolog masraflarını da eşiniz karşılar sanırım. Annesinin mutluluğu söz konusu sonuçta. Kayınvalide ikna olmayıp, "Hayır ben çok mutluyum, bende sorun yok" vs derse de muhtemelen iki gün gelmeyip sonra yine eve gelmeye başlardı. O zaman da "Ahh annecim, bak hep içindeki o sıkıntıyı bastırdığın için oluyor. Sen şimdi bir şeyler senin kontrolün altında zannediyorsun. Ama değil. Bunlar senin hiçbir şeyi kontrol edemediğinin göstergesi. Hiçbir şey senin kontrolün altında değil. Canım benim. Yazık sana" deyin. Öteki türlü sinirlenerek onun davranışını pekiştiriyorsunuz. Sizi sinir edince sizin hayatınız üzerinde güç sahibi olup rahatlıyor.
Bu konuşmaları yaparsanız, onadan sonra bir daha asla eve girdiği için ona sinirlenmeyin. Sadece üzülüp acıyın. Yazık sana deyin. Çok acınacak bir durumda zaten. "Ayy canım yemekliği de mi aldın? Tuh tuh ya neden böyle oldun ki sen? Yaa koltuğun yerini de mi değiştirdin? Canım benim kıyamam. Hayatının akışını kontrol edemedin diye mi böyle oldu acaba? Bak öğrenemedik ya, psikoloğa da gitmedin ki" deyin. Her defasında bir şekilde o kontrol duygusunu elinden alın. Yani sizin eve giriyor olmak onun için "güç sahibi" olmaktan "acınılacak bir şey" durumuna dönüşsün.
O zaman ne yapar derseniz, tedavi olmadığı sürece, kontrol edecek başka şey bulur. Öbür oğluna sarar belki veya sizi boşatmaya kalkabilir. Çünkü muhtemelen çok büyük bir acı çekiyor. İyi niyetli olduğunu söylediğiniz bir insanın onlarca kez uyarılmasına rağmen aynı şeyi yapmasının başka açıklaması yok.
Dediğim gibi sizi boşatmaya da kalkabilir. Bir bağımlının krize girmesi gibi güç toplama krizine girebilir. O yüzden siz eşinizle aranızı iyi tutun ve de en iyisi iyi bir psikoloğa gidin. Ben tahmin ettiğim şeyleri yazdım. İyi bir psikolog sizi çok daha iyi yönlendirir. Çok mutlu olmanızı diliyorum.