- 25 Mayıs 2011
- 2.158
- 326
- 163
6 yıl sevgililik, 6 yıl evlilik... 12 yıllık geçmişi elimin tersiyle ittim 3 gün önce.
Sebep? Vallaha hepsini sıralayınca çok uzun gelir özet geçeyim ben.
Ailesiyle aynı sitede oturuyoruz. Ablası günde 3 posta bizde. Bahanesi "Kardeşimi özledim"... Zamanında onun yüzünden aramızın bozulduğunu söylediğimde "o sizin probleminiz benim değil" diyerek aradan sıyrılan türde bi insan. 45 yaşında. Evlenmemiş. Oldukça alıngan. Neyse ben çok sorun yaşasam da zamanında, alttan almayı katlanmayı öğrenmiştim. (Kayınvalidem de aynı şekilde alıngan.)
Kocam bana karşı merhametli, sevgi dolu biriydi. Güzel anılarımız olmuştu. Oluyordu. Kedilerimizle köpeklerimizle sahil kasabasındaki evimizde bi şekilde geçinip gidiyorduk. Ama benim artık alttan alamadığım şeyler vardı.
Ailesi tarafından çok şımartılmış, esip gürleyip 5dk içinde sakinleşen, herkesin de sakinleşmesini bekleyen yapıda biriydi. Bağırıp çağırdığında herkes susuyor, alttan alıyor, o barışmak isteyince de herkes barışıyordu. Ben artık bu gidişata dayanamıyordum.
Dükkan kapatmıştı 1 yıl önce. Ordan kalma bir deri koltuk vardı. Malı çok kıymetlidir zaten. Bana sürekli tembih etmiştir o odaya kedi girmesin tırmalamasın diye. Neyse ben bir gün o odada çalışırken kedi aldım odaya. Sadece koltukta uyudu. Tırmalamadı çok dikkat ettim. Eşim de 3 gün önce çıktı almak için o odaya indi ablasıyla. Sonra bir hışım yukarı çıktı. O odaya hangi kedi girdi dedi, beyaz olan dedim. Gitti kedinin boğazının sıktı. (Bu konuda iki kişilik taşıyor. Arabasının bagajında sürekli mama taşır. Sokak hayvanı görünce besler. Tedavi masraflarına destek verir. Sokaktan kurtardığımız 7 köpek 30 kedi ile yaşıyorduk. Özel mamalarla besler. Sevgi gösterir. Sinirlenince gözü dönüyor malesef. Aşırı bi güç uygulaması değilse de sıktı mı? Sıktı yani.) mahvetmiş koltuğu dedi. Olamaz çok dikkat ettim dedim. (Ablasında evin anahtarı var, biz yokken kedilere o bakıyor) Olmuş işte dedi. Ben sadece ofladım bir şey demedim. Gelip önümdeki masaya yumruk attı. "Oflama lan bana" dedi. "Sen iyi misin? Bi koltuk için döv istersen beni. " dedim. Kalktım gidiyordum. "Bir daha o odayı kullanmayacaksın! " dedi. Bu cümleyle bende film koptu. Ben ailemin şehrine gidiyorum. Koltuğunla mutlu mesut yaşa dedim. Güle güle dedi. Sadece üzerime tişört geçirdim, altıma pantolon giydim, yanıma da para alıp çıktım evden. Hiçbir şey almadım. Ne aradı ne sordu. Bana sormasını beklemiyordum ama en azından şehir değiştirdim, ablama falan mesaj atıp geldim mi diye sormasını beklerdim.
Ailem ve arkadaşlarım herkes "hakkında hayırlısı olsun, o görümceye çok iyi dayandın, sabır taşı olsa çatlardı, zaten sen eski sen değildin, kocan çok soğuk, malı kıymetli, kendi ailesinden başkasına değer vermeyen " biriydi diyor. Kocamı seven yokmuş. Herkes boşanmamı bekliyormuş. Annemlerin evinin önünde arabası dursa, yeğenim okuldan alınacak olsa annem taksiyle giderdi. 5dk bile olsa götürüp getirmezdi, işim var derdi.
Velhasıl o aşkımdan ölse de kapıya gelip beni alacak bi tip değil. Ben o gelip adam gibi özür dilemezse affetmem artık. Ha bu arada en önemli şeyi atladım. Cinsellik yok aramızda. En son 1 yıl falan olmuştur cinsellk yaşayalı. Terapist falan teklif ettim kabul etmemişti. Yani olay sadece bi koltuk olayı değil, birikim.
Şu an güzel anıları hatırlatıyor beynim. Bi ağlıyorum bi düzeliyorum. Soğumam gereken o kadar sebep varken hala bi yanım seviyor onu. Kapıya gelirse terapist teklif edeceğim kabul ederse barışırız. Yoksa biz de tarihin tozlu sayfalarına gömüleceğiz artık...
Paylaşmak istedim, okuyan herkese teşekkürler.
Sebep? Vallaha hepsini sıralayınca çok uzun gelir özet geçeyim ben.
Ailesiyle aynı sitede oturuyoruz. Ablası günde 3 posta bizde. Bahanesi "Kardeşimi özledim"... Zamanında onun yüzünden aramızın bozulduğunu söylediğimde "o sizin probleminiz benim değil" diyerek aradan sıyrılan türde bi insan. 45 yaşında. Evlenmemiş. Oldukça alıngan. Neyse ben çok sorun yaşasam da zamanında, alttan almayı katlanmayı öğrenmiştim. (Kayınvalidem de aynı şekilde alıngan.)
Kocam bana karşı merhametli, sevgi dolu biriydi. Güzel anılarımız olmuştu. Oluyordu. Kedilerimizle köpeklerimizle sahil kasabasındaki evimizde bi şekilde geçinip gidiyorduk. Ama benim artık alttan alamadığım şeyler vardı.
Ailesi tarafından çok şımartılmış, esip gürleyip 5dk içinde sakinleşen, herkesin de sakinleşmesini bekleyen yapıda biriydi. Bağırıp çağırdığında herkes susuyor, alttan alıyor, o barışmak isteyince de herkes barışıyordu. Ben artık bu gidişata dayanamıyordum.
Dükkan kapatmıştı 1 yıl önce. Ordan kalma bir deri koltuk vardı. Malı çok kıymetlidir zaten. Bana sürekli tembih etmiştir o odaya kedi girmesin tırmalamasın diye. Neyse ben bir gün o odada çalışırken kedi aldım odaya. Sadece koltukta uyudu. Tırmalamadı çok dikkat ettim. Eşim de 3 gün önce çıktı almak için o odaya indi ablasıyla. Sonra bir hışım yukarı çıktı. O odaya hangi kedi girdi dedi, beyaz olan dedim. Gitti kedinin boğazının sıktı. (Bu konuda iki kişilik taşıyor. Arabasının bagajında sürekli mama taşır. Sokak hayvanı görünce besler. Tedavi masraflarına destek verir. Sokaktan kurtardığımız 7 köpek 30 kedi ile yaşıyorduk. Özel mamalarla besler. Sevgi gösterir. Sinirlenince gözü dönüyor malesef. Aşırı bi güç uygulaması değilse de sıktı mı? Sıktı yani.) mahvetmiş koltuğu dedi. Olamaz çok dikkat ettim dedim. (Ablasında evin anahtarı var, biz yokken kedilere o bakıyor) Olmuş işte dedi. Ben sadece ofladım bir şey demedim. Gelip önümdeki masaya yumruk attı. "Oflama lan bana" dedi. "Sen iyi misin? Bi koltuk için döv istersen beni. " dedim. Kalktım gidiyordum. "Bir daha o odayı kullanmayacaksın! " dedi. Bu cümleyle bende film koptu. Ben ailemin şehrine gidiyorum. Koltuğunla mutlu mesut yaşa dedim. Güle güle dedi. Sadece üzerime tişört geçirdim, altıma pantolon giydim, yanıma da para alıp çıktım evden. Hiçbir şey almadım. Ne aradı ne sordu. Bana sormasını beklemiyordum ama en azından şehir değiştirdim, ablama falan mesaj atıp geldim mi diye sormasını beklerdim.
Ailem ve arkadaşlarım herkes "hakkında hayırlısı olsun, o görümceye çok iyi dayandın, sabır taşı olsa çatlardı, zaten sen eski sen değildin, kocan çok soğuk, malı kıymetli, kendi ailesinden başkasına değer vermeyen " biriydi diyor. Kocamı seven yokmuş. Herkes boşanmamı bekliyormuş. Annemlerin evinin önünde arabası dursa, yeğenim okuldan alınacak olsa annem taksiyle giderdi. 5dk bile olsa götürüp getirmezdi, işim var derdi.
Velhasıl o aşkımdan ölse de kapıya gelip beni alacak bi tip değil. Ben o gelip adam gibi özür dilemezse affetmem artık. Ha bu arada en önemli şeyi atladım. Cinsellik yok aramızda. En son 1 yıl falan olmuştur cinsellk yaşayalı. Terapist falan teklif ettim kabul etmemişti. Yani olay sadece bi koltuk olayı değil, birikim.
Şu an güzel anıları hatırlatıyor beynim. Bi ağlıyorum bi düzeliyorum. Soğumam gereken o kadar sebep varken hala bi yanım seviyor onu. Kapıya gelirse terapist teklif edeceğim kabul ederse barışırız. Yoksa biz de tarihin tozlu sayfalarına gömüleceğiz artık...
Paylaşmak istedim, okuyan herkese teşekkürler.
Son düzenleme: