- 19 Mayıs 2011
- 10.944
- 9.685
- 248
diablo yetiştim!!!!cafedeyiz yine,evlilik teklifi edilmiş gelecek şekilleniyor.bu buluşma yine önemli olanlardan çünkü abisinle tanıştırmak istiyor beni.muhabbet ederken bir yandan bekliyos onu.birden karşıdan bi adam geliyo ama fark edilmemesi öyle böyle değil.gülümüyorum ve eşimi dürterek kısık sesle: 'allah aşkına hayatım şuna bi bak hele!'diyorum.eşim dönüp bakıyo sonra bana dönerek:'noldu ki nesi var?'diyo.bu sorusuna inanamayarak:'hayatım görmüyormusun adam evrimini tamamlayamamış bi türlü dik yürüyen primat gibi!'eşim yanımıza gelen primatı selamlıyo:'tanıştıriim abim!'bir çam daha devirmenin hazımsızlığınla colamı yudumluyorum pipetimden.
Super rezıl olmussuntebrıkler.
sıra bende , senınkı kadar komık olmasada sıgaradan bahsedıyorduk tabııkı zararlarından bende ızledıgım bır belgeselden bahsederken nıkotın yerıne nıkoteın demıs bulundum adam kahkahalar atarak benı utandırdı
ıkıncı rezıllıgım, devamlı gıttıgımız bır cafe vardı maalesefkı ben her gıttıgımızde erkeler tuvaletıne gıdıyormusum bunuda su sekılde anladım. Bırgun cafeye tekrar gıttık once lavaboya ugrayayım dedım oda bende gıdeyım oyle ıceceklerımızı soylerız dedı. tamam dedım. neyse yuruyoruz bana yol verdı bıraz korıdor dardı ben dırek erkekler wc sıne gırınce kahkahalar attı , burası degıl yan taraf dedı. olurmu ben hep buraya gırıyorum dedım salak gıbı. adam bır kahkaha daha patlattı
ben her ay düzenli olarak sivilce sorunum için cildiyeye giderim, 2 sene öncede sabah kalktım ,hazırlandım ve çıktım evden ,havanında güzel olması sebebiyle 30 dklık mesafeyi yürümeye karar verdim evden çıkalı daha 15 dk olmuştu ve bende sokak aralarından gidiyordum tam o sırada önümde bi minibüs durdu ve kapısı açıldı bi adam elinde köpekle indi ve minibüstede veteriner kliniği yazıyordu köpeği yere bıraktı,döndü ,minibüse bindi ve gitti koskoca sokaktada ben ve köpekten başka hiçkimse yok (bu arada köpek ne çok küçük nede çok büyüktü ayrıca ağzında beyaz köpükler vardı ve en önemli noktada ben köpekleri çok severim ama çokta korkarım)etrafa bakınıyorum bakınıyorum ama ne gelen var ne geçen ,ben tabi yavaş yavaş yusuf yusuf yapmaya başladım birde elimde renkli bi çanta vardı,sen köpek koşarak gel bana doğru tabi ben çığlık atmaya çoktan başlamıştım bile balkonlardan ve camdan bir sürü insanda bana bakıyordu ve köpek tam önümde durdu bana baktı baktı ve elimdeki çantayı ısırdı, kendine doğru çekmeye başladı ben hem çok korkuyorum hemde çantamı kurtarmaya çalışıyorum ama çığlık atmaktanda geri kalmıyorum yani ,2 dk falan köpekle boğuştuktan sonra sağolsun bi amca geldi köpeği sopa ile geri çekti ve bende ayaklarım kıçıma vura vura kaçtım bir daha da o sokaktan asla geçmedim
bende nişanlıma olan rezilliğimi anlatayım, ama komik anlatma kabiliyetim pek yoktur onu baştan söyleyeyim..
nişanlımla bir alışveriş merkezinde buluşacaktık, nişanlımın çok sevdiği biryer, her seferinde oraya gitmek istediği için artık bende oraya karşı bir nefret oluşmuş durumda... bizim evdende otobüsler kafasına estiğinde geçtiği ve özellikle haftasonları pek geçmediği için babamın arabayla gideyim dedim.. bulunduğum şehirde çok fazla alternatif alışveriş merkezi olmadığı için cumartesi günleri acayip kalabalık olur ve otoparkıda çok küçük biryer. yoldayım otoparka girmek üzereyken nişanlım aradı, geldim arabayı park edip girecem dedim telfonu kapattım park yeri arıyorum ama nasıll sinirliyim nasıl sinirliyim habire söyleniyorum..işte sanki başka yer yok gibi buraya geliyoruz, ne anlıyorsa burdan, lanet olası şehirde başka yer mi yok sanki, tabii bunları söylerken otoparkı dört dönüyorum ama arabayı koyacak yer yokkk , ben yer bulamdıkça daha çok sinirleniyorum ve söylenmenin şiddetini artırarak artık küfretmeye başlıyorum, böyle yer yapıyorsun be adamlar hiç mi düşünmediniz de kıç kadar otopark yapıyosunuz, bu arabaları üst üste mi koyacaz, burayı yapan mimarın taaaa anasını avradından tut yedi sülalesine sayıyorum, o sırada tam bulduğum biyere başka bir arabanın girmesiyle camı indirip adamada bağıırıp çağırıyorum Allahın cezası medeniyetsiz herif körmüsün ben girecektim, devam ediyorum hala aynı adama küfrediyorum falan daha neler neler, bu sırada halada arada nişanlıma sayıyorum tabiiii..tabiii kendi evine yakınya ooooh sen hemen gel, bu kız nasıl gelecek diye düşünme hiççç diye diye bağırıyorum arabada deli gibi..... neyse güç bela yer buldum arabadan inecem, nişanlımı arayıp hangi katta olduğunu sorayım dedim, telefonu elime aldımki ne göreyim telefon açık kalmışş ben suçlu suçlu, bi yandanda Allahım lütfen duymamış olsun diyerek ince tiz bi sesle aloouu dedim... nişanlım; duydum duydum hepsini dinledim dedi, ama o sözleri söyleyen gerçekten sen olamazsın heralde dedi... nasıl kızarıp bozardım ne diyeceğimi şaştım, ama ama ama baksana ne kadar uğraştım arabayı bırakabilmek için yaaaa dediysemde nişanlım benden daha çok şoktaydı... yanına gittim suçlu suçlu yüzüne bakamıyorum, oda konuşmadı bi süre... :78: nişanlımın gözündeki kibar hanfendi kız gitmiş bir şeytan olmuştum artık gözünde
hep söylediğim gibi, 1.80 boyunda, 85 kilo cüssesinde, istanbul'dan ensesine vurduğunda, konya'ya yuvarlanarak ekonomik bir biçimde gidebilen bir insanım.
Gene o zamanlar sevgiliyiz.çay bahçesinde buluşmuş, kokmuş çay içmişiz üzerinize afiyet.sonra çay bahçesinin dibinde bir park görüyorum.eski türk filmlerindeki gibi salıncaklara binelim, sallanalım, romantizmin dibine vuralım diye parlak bir fikirle eşimle salıncaklara doğru gidiyoruz.biniyoruz yan yana.5 dakika, 10 dakika derken eşim sıkılıyor, "hadi gidelim" diyor ama git gidebilirsen.daha doğrusu salıncaktan poponu kurtar kurtarabilirsen.bana göre bir ömür süren azap anlarında başlıyorum içimden kendi kendime söylenmeye :"sendeki popo, üçlü koltuğa oturduğunda, iki minderi kaplayan bir popo, ne demeye çocuk salıncağına binersinki?romantizm istiyorsan önce boğazını tutacaksın, seni pis şişkooooo".tabii eşime de çaktırmamak için naz, cilve fora.sanki salıncakta değilim de cennete giden kayığa binmişim, hiç inesim yok havalarındayım.allahım ne azap, dedim şimdi itfaiye gelecek, salıncağı kesip beni kurtaracak, ertesi gün 3. Sayfada "salıncağa sıkışan şişko kızı, 3 saat sonra itfaiye görevlileri zor kurtardı, hatta bu arada bir de utanmadan acıktığını söyleyerek yemek bile istedi, şok şok,şok".artık rabbim sesimimi duyuyor, utançtan deli kuvvetimi geliyor ama çıkıyorum salıncaktan.benimki hala nerde bir salıncak görse "ilk tanıştığımızda zor inmiştin, sen çok seversin salıncakları, bin istersen" diyor ama ben o gün yemin ettim nerde bir salıncak görsem çaktırmadan taş atar, yüzüne bile bakmaz kaçarım oracıktan.pis salıncaklaaaarrrrr!!!
Hadi bu benim orantısızlığım, ya buna ne demeli?cumhuriyetin ilanından sonraki günlere denk gelen bir dönemde 40 beden olmuşluğum ve bir kaç tane yazlık el kadar etek almışlığım var.sonraki dönemlerde hep 42-44 olduğumdan onlar dolabımda gelinlik misali anlamlı ve bir kez giyilmiş olarak saklanır hala.eşimin onlardan birini bulmasıyla olay gelişir.ısrar ısrar üstüne giymemi ister.(bundan sonraki kısım hem şişkoluk hem cinsellik içerir dikkat)etek banyoda kafadan kazak giyermişcesine giyilir.en fazla sütyenin altına kadar iner.çünkü belim traktör lastiği, kalçalar yukarda zaten tanımlanmış durumda.etek de bir karış olunca, donun üstünde biten bir etekli ucube olarak yatak odasına girerim.benimki başlar sırnaşmaya,
-şimdi bu eteğin düğmesini açıp, fermuarını indireceğim
-(şimdi z.çtın winstonlight, zaten düğme de fermuar da kapanmamış, rezilliğee geeel)
-sonra da ayak parmaklarına kadar sürükleyip, çıkartacağım bu eteği.
-(dişinle belki tır çekebilirsin ama bu dediğin imkansız, o etek belden bile aşağı inemez)
-sen de heyecanlısın değil mi hayatım? Neden konuşmuyorsun?ne düşünüyorsun?
-(yarın ilk iş diyete başlayacağım, ben bir pis şişkoyum)
sonrasında etekle olayın daha heyecanlı olacağına inandırmam, iş sonrasında eteğin üstüme terden deli gibi yapışması, üstten de çıkmaması, banyodaki saç makasıyla bir güzel keserek çıkartmam, hemen çöpe atmamla bir şişkoluk anısına daha imza atmış bulunmaktayım.
Not1: Bunu yazarken bile bir yandan dondurma yiyen bir pis şişkoyum.
Not2:kocam zannediyorumki ileri derecede hipermetrop, yoksa 40 beden eteği 44 beden karısına giymesi için teklif bile etmezdi.
Not3:kararlıyım en kısa sürede o 40 beden geri kalan eteklere girip, en miniğinden bir salıncağa binip, o salıncaktan ve tüm salıncaklardan öcümü alıncaya kadar sallanacağım üleeeen.arz ederim.
O zamanlar sevgiliyiz, eşim iş için yurtdışına gitmiş bir ay yok.Çalışmadığım, habire yediğim ve kendimden geçtiğim bir dönem.Bir aydaki insanlıktan çıkan görüntümü, gelmesine bir gün kala düzeltmeye çalışıyorum.Kaşlı, gözlü, kıl topağı bir insanım üzerinize afiyet.Kaşlar alınla birleşirken, bıyıklar "tır şöförü Haydar Abi"ninkilerle raks eder o derece olmuş.Bol sarımsaklı mantı yenmiş, toptan kıl tüy girişimi içinde çok eski bir pijama giyilmiş ki görenler elime para tutuşturur o haldeyim.Saat gecenin onu, tabii üzerinize afiyet kıl çok olunca, boy da 1.80 olunca yolun yolun bitiremiyorsun.Tek kaşı almışım, bıyığın sağ tarafını temizlemişim, tek bacak derken eşim arıyor.Dümbelek sürpriz yapıp erken gelmiş, bir de kapımın önüne gelmiş, yüzümü görsün diye.İndim aşağıya.Gece saat 11 gibi.Arabaya girdim.Adam sarılmak için hamle yapınca benim kollar önce kalkmadı, ağdadan yapış yapış olan koltuk altlarım bluzuma yapışmışlar, sanırsın komple kafadan aşağım alçıda, öylesine hareketsizim."Sarılmaaaaa" diye çığlık attım, çünkü leş gibi sarımsak kokuyorum."Çok özledim yüzünü gözünü, arabanın tepe ışığını yakayım "dedi. "Açmaaaaa" diye bağırdım.Kaşların biri ince diğeri kulak deliğine yol almış, bıyık desen sağ taraf köse gibi temiz, sol taraftaki bıyıkları ör, ucuna da toka tak o halde. Elini bacağıma koymasıyla "dokunmaaaaa" demem bir oldu.Ağdadan yapış yapış olmuş pijama ve hala kısmen kıllı bacaklar.Adam bir ay yurtdışına çıkmış, özlemiş gelmiş, ben sürekli "yaklaşma, dokunma, öpme, yüzüme bakma" diye arabada zıp zıp zıplıyorum.
"Annem kızar" diye 10 dakikalık kabir azabından sonra eve kaçıyorum.
Ertesi gün mesaj "Bu ayrılık, aşkımızı perişan etmiş, yok etmiş, böylesini hiç ummazdım, keşke gitmeseydim"
Aradan 6 yıl geçti, her yüzüne baktığımda haykırasım gelir :HAYIR 1 AYLIK AYRILIK DEĞİL, BENDEKİ KILLAR BENİ DE İLİŞKİMİZİ DE PERİŞAN ETTİ" diye ama söylemem
benim eşim normalde hiç içmez benimle birlikte olmaya başladıktan sonra yoldan çıktı adamcağızısrar kıyamet geçen yılbaşı içki içelim dedik votka aldık. kırk yılda bir adam kabul etmiş içmeyi söz de verdi karışmayacak az mı içtim fazla mı kaçırdım, evdeyiz zaten. hazırladık soframızı,ben bi başladım 3-4-5 kadeh içtikçe içiyorum arka arkaya. sarhoş olmak istiyorum. tabi ben kıtlıktan çıkmış gibi içmeye başlayınca eşim birimizin ayık olması gerek diye fazla içmemiş allahtan. ben zaten o kadar içtikten sonra bir uyku bastırdı kanepeye kıvrıldım uyudum. tabi ben öyle sanıyorum. meğer gecenin bi vakti kalkmışım eşime kalk hadi sevişelim diye tutturmuşum. adamın üzerine nasıl atlıyorsam artık o beni zaptetmeye uğraşıyor ben daha hiç sevişmedik ama diye ağlıyormuşum. adam tam beni sakinleştirmiş bunda da kusmaya başlamışım. iğğğrenç. bir yandan ağlıyormuşum bir yandan kusuyormuşum. zavallı kocam elinde leğen peşimde koşturuyormuş. sabaha kadar benim zırıltılarımla uğraştıktan sonra dalmışım. öğlen gibi kalktım ki hiç bişey hatırlamıyorum. birde eşime tüh ya sabaha kadar dana gibi yatmışım boşa gitti yılbaşımız dedim. tüm geceyi anlatınca şok oldum tabi yüzüne bakamadım.
bilinç altında ne varmış kii
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?