Hayatta yaşadığınız tek bir "Hayal Kırıklığı" olması ne büyük bir lüks aslında...
"Eşiniz nasıl size o telefonu açtı ve sizden vazgeçti.. Kayınvalidenizin ve kayınpederinizin yaptığı haksızlıklar yüzünden birden sizi değil onları tercih etti.. Evlilik arefesinde ayrıldı sizden"... Ve siz çok kırıldınız... Ama bir sürü emek vardı.. Vazgeçemezdiniz.. Ne kadar kırıldığınızın üstünde durmadınız ve acilen evlendiniz... Zaman yoktu? Şimdi bol bol zaman var.. Düşünüp düşünüp, ısıtıp ısıtıp bunun intikamını ondan almalısınız... Bakın, evlisiniz ve o çok mutlu.. Ya sizden ayrılmış olsaydı o zaman...? Kızınız doğmayacaktı ve bu mutluluğa sahip olamayacaktı... Ne oldu peki şimdi? Ya ayrılsaydınız o zaman... Hiç bunu düşünüyor mu? Düşünmeli.. Düşünmüyorsa eğer siz bolca düşünmelisiniz ve bunun intikamını hepinizden almalısınız huzursuzluklarla...
Ne yapıyorsunuz Allah aşkınıza? :)
Derdiniz yok sizin... Biz eşimle evlilik arefesinde bazı badireler atlattık... Sonrasında eşim annesinin ittirmeleriyle, üstelik evliyken "boşanma" düşüncesine kadar geldi... Gelebilir.. Erkek bu... Kadın değil ki... Üstelik annesi o, elbette oğlunu telkin altına alabilir, bana gelene kadar eşim onun ellerindeydi, o yetiştirdi... Bunu kabul etmek güç değil ki... Ben eşimi düşman bellemek yerine hep üzülürdüm.. Normal bir ailesi olamaması insanın, acıdır... Şefkat duyabilirsin en fazla.. öfke değil... Bunu görebilmen için gururunu değil olgunluğunu kullanmalısın.. Kızma eşine... Bir hata yapıvermiş... Erkekler evlenene kadar ve hatta evliliğin ilk senelerinde biraz annecidir... Biz kadın olmayı bilene kadar da anneci kalırlar...
Öfkenizi ve kırılan gururunuzu dönüştürün "Mesafe" yapın ve bunu kayınvalidenizle aranıza koyun... Bu konuyla ilgili farklı bir adım atmak, taktığınız sorunu da değiştirir zamanla..
Siz daha iyisini bilirsiniz,