eşinin ailesi yazdıklarına göre, pek anlayışlı, ağırbaşlı insanlar gibi davranmamış.
eşin o an çok kırılmış(haklı olarak), büyük konuşmuş ama durumdan hoşnut değil işte. geri adım atılacaksa, evladın atması daha yerinde olur. arkadaşların dediği gibi, bu dönemde Allah korusun ama herhangi bir vefat vb durum olursa eşin seni hiç affetmez. kendi yuvanın mutluluğu için hoş görmen iyi olur.
Siz yanlış anladınız sanırım yazdıklarımı.
*Eşimin babası benim babama dert yanıyor oğlu kayınpederine babacım diye hitap etiği için. Kıskanıyor yani.
*Eşimin babası benim babamın almış olduğu mobilyaya laf ediyor. O para ona verilirmi, salaklık bu, diye.
*Eşim babasına baba durumum yok şuanda sıkışığım,elimde yeteri para yok demesi üzerine eşimin babası olsun olm, sen kredi çek ben öderim demiş.Oğlu bak baba bunu çekerde sen ödeyemezsen bende ödeyemem zora düşerim demiş,oda öyle şey olurmu borç benim demiş.
*Düğünde karşılanmadılar, hoşgeldiniz denilmedi,yanlarına oturulup gönül alınmadı vs vs vs ...Bir seti bile parça parça taktılar. Yüzüğü kardeşi, kolyesi babası, bilekliği annesi gibi
Değer verilmedi ki bana benden ne bekliyorlar.
bana da kıskançlık gibi gelmedi. kıskançlık olsa açıkça dile getirmez(sarhoş olsa bile), çok daha entrikalı laflar dönerdi. adamın ağrına gitmiş belki. insanlar kendi çocuğu ona
-'cığım' takısıyla konuşmayıp, sevdiğinin ailesine öyle konuşursa üzülür. kim olsa dert ederdi bunu. benim kv, ona 'anneciğim' demediğimi bile kaç kere ima etti,
anne derken bile nasıl zor çıkıyor ağzımdan bir de anneciğim bekliyor bunca kötülük yaptığı 'elkızı'ndan. insan kendi çocuğundan daha çok bekler... bunda birşey yok.
- mobilya konusunda bilirkişi olarak keşke önerileri oğluyla paylaşsaymış da kaliteyi eşiniz anlayıp ona göre para ödeseydiniz... burada hatalı buldum kp....
- kredi konusunda, kendinizin altın olarak olsa da, paranız olduğu halde, ısrarla siz ödeyin, demeniz çok tuhaf geldi bana. ödemeye niyetleri olsa öderdiler. ödemiyorlarsa siz ödeseydiniz, meblağ öyle büyük de değil... istemenize gerek yoktu. sözünü tutmamış kp, tamam... bunca dillendirmeye gerek yoktu bence.
- burada size hak verdim. eşinizin memlekette yapılmıştı herhalde. ne kadar düğün iki ailenin de olsa, ailenizle ilgilenmeli, akraba eş dost ile tanıştırmalı, yabancı hissettirmemeliydiler. aileniz oradaki karşılamalarından hoşlanmadıysa; onlarla resmi olurdu, zorunlu olmadıkça görüşmezdiler, olur biterdi...
takı konusuna gelince, o şekilde set takan çok aile var. ya da bir kişi takıyor, diğerleri sadece tebrik ediyor... sıkıntı yapmayın.
Dediklerinizi tek tek okuyorum, çoğunuza da hak vermiyor değilim.
Benim tek korkum. Bugün kocam gitse onları görmeye yanlız bir şekilde, yarın öbür gün diyecekler ki hani torunumuz, sonra bize gelme gitmeler başlayacak daha sık görüşmek isteyecekler,ben içli dışlı olmak istemiyorum artık...korkum bu işte. Yoksa kocam gitsin görsün, onlar umrumda değiller kocamdanda hiç şüphe duymuyor, endişelenmiyorum..
sevgili laylasu, çocuğunu sevecek, hor davranmayacak olduktan sonra görüşmelerine onay ver. çocuğun için yap bunu. sevgi ile büyüyen çocuklar mutlu olurlar. senin ailen ne güzel çok seviyor, biraz da eşinin ailesi sevsin.
sana olan hoşnutsuzluklarını çocuktan çıkarmayı denerseler, çocuğu sakın tabii, ama onun dışında engel olma. herkesin sevgisi ilgisi, çocuğuna ayrı artılar katacak.
eşinin ailesi inan o kadar da kötü değil. kötü sözlerini, davranışlarını bilmemezliklerine, anlayışsızlıklarına ver.
oğulları ile görüşmeyecekler, torunu bu yaşa kadar görmeyecekler, kimsenin ailesi kolay kolay böyle uzak kalmazdı inan. her türlü fesatlığı sokarlardı içinize.