- 12 Aralık 2010
- 8.367
- 5.411
- 248
- Konu Sahibi fahri konsolos
- #1
evet,
sevgi de aşk da olsa yetmiyormuş.
fikir vermesi açısından eşimle son kavgamızı anlatıyorum önce.
şu an oturduğumuz dairenin sahibi kadın eşinden ayrılıyor bu yüzden daireyi boşaltmamızı istedi. biz de aramaya başladık.
ancak her gün arıyor neredeyse, eşim de onu. eskiden kocasıyla anlaşıyordu eşim, şimdi ayrıldıkları için onunla. tamam kötü niyetli birşey konuştukları yok ama artık sıktı.
bugün kiralık bi evi mesaj atmış, sonrasında eşim onun için aradı. daha sonra da bazı eşyalarını getireceğini söylemek için aradı eşimi.
eşime zaten sabahtan sinirliydim, hatta geceden. öncesini anlatayım biraz;
gece ev konusunda moralim bozuldu ağlamıştım biraz, eşim destek olacağına daha beni azarlıyor ağladığım için. işte ben fakir bi adamım, evim yok, seni mutlu edemiyorum. konuyu abuk sabuk yerlere çekiyor. sonra içinden homur homur bişey söyledi, ne? dedim. o çeneni kapat diye bağırdı. sadece "ne" dediğim için. ben de sustum, ağlaya ağlaya uyudum. bi süre sonra uyandırdı beni, sarıldı etti. uyuduk. sabah birşey yokmuş gibi öpüyo ediyo, sonrasında ilişkiye girdik. neyse akşamı unutalım dedik. ama benim moralim biraz bozuktu.
yani düşünün en azından seviştikten 5 dk sonra şikayet etmeyi kes.
aman efendim bi kaç gündür doğru düzgün bişey yiyemiyormuş da
ev çok dağınıkmış ta(taşınıyoruz, koliler vs)
kahvaltı hazırla dedi, iyi bişiler yapııyım dedim. aman yanıkmış, yanıksa yeme diyorum. ziyan mı olsun, aç mı kalayım diyor.
hazır kızartmalık köfte vardı, onu kızarttım. amaaan bu zaten hazır bunu yapıcak ne var diyor.
neyse la havle...
evet nerde kalmıştım. arabadayız, ev sahibi kadınla son konuşmasından sonra dedi ki, eğer daire bulamazsak bi süre evi paylaşalım diye teklif edicem(burada ev paylaşma çok yaygın). dedim ki, asla zaten zırt pırt konuşmanızdan hoşlanmıyorum. lütfen biraz daha az konuşmaya çalışın, çok samimiyete gerek yok dedim.
bi bağırmaya başladı, ne konuşuyorum ben? al mesajları oku, hep ev hakkında zaten kadın başımın etini yiyo, bi de sen.
ben de yanlış anlamamasını istedim, sadece daha az konuşmanı söyledim dedim. böyle sık sık konuşmanızdan hoşlanmıyorum dedim.
senin hoşlanıp hoşlanmaman çok da umurumdaydı,
sanki kadınla çıkıyoruz. ama bas bas bağırıyo.
demek umrunda değil benim duygularım ha diyip fırlattım attım yere elimde ne varsa.
başladım ağlamaya.
sonra dedim ki, merak etme, istediini istediğin kadar ara, istediğinle evi paylaş, ev bakmana da gerek yok. artık aynı evde yaşamayacağız.
git zaten gelme bi daha dedi o da.
sonra ben sustum. yarım saat falan konuşmadım. sadece sessizce ağladım. o yarım saatte bütün planımı yaptım.
önce trye dönmeyi düşündüm ama sonra vazgeçtim. başka eve çıkacağım. eğitimimi tamamlayıp öyle döneceğim trye.
içimde bazı şeylerin bittiğini hissettim. zira duygularımı zerre kadar önemsemeyen bi adam var karşımda.
sonra sakince, kararımda ciddi olduğumu, evi tutacaksa da ona göre plan yapmasını söyledim. önce inanmadı, sonra hiç bişey yokmuş gibi başka bi eve bakmaya gittik.
ben yine tavrımda nettim.
eşim o zamandan beri, elimi tutarak yürümeler, sinemaya gidelim, yemeği dışarda yiyelim demeler. sürekli espriler yapıp beni güldürmeye çalışmalar...
eve geldik sarılmaya, öpmeye çalışmalar, canım cicim balım falan, yalaka gibi davranıyor. ama özür dilediği ya da gitme falan dediği yok.
ama ben zerre taviz vermiyorum. öpmedim, öpmeyeceğim. zorla öpmeye çalıştı bi kaç kere, ama biliyorum öpersem kararımda sabit kalamam. yüzüne bile bakmıyorum yumuşamamak için. yoksa kısır döngü içerissinde hergün onlarca tartışmayla hayat geçmez.
buna sebep olan tek bir kavga değil birikmişlik. artık dayanamıyorum.
aşkımı kalbime gömeceğim.
sevgi de aşk da olsa yetmiyormuş.
fikir vermesi açısından eşimle son kavgamızı anlatıyorum önce.
şu an oturduğumuz dairenin sahibi kadın eşinden ayrılıyor bu yüzden daireyi boşaltmamızı istedi. biz de aramaya başladık.
ancak her gün arıyor neredeyse, eşim de onu. eskiden kocasıyla anlaşıyordu eşim, şimdi ayrıldıkları için onunla. tamam kötü niyetli birşey konuştukları yok ama artık sıktı.
bugün kiralık bi evi mesaj atmış, sonrasında eşim onun için aradı. daha sonra da bazı eşyalarını getireceğini söylemek için aradı eşimi.
eşime zaten sabahtan sinirliydim, hatta geceden. öncesini anlatayım biraz;
gece ev konusunda moralim bozuldu ağlamıştım biraz, eşim destek olacağına daha beni azarlıyor ağladığım için. işte ben fakir bi adamım, evim yok, seni mutlu edemiyorum. konuyu abuk sabuk yerlere çekiyor. sonra içinden homur homur bişey söyledi, ne? dedim. o çeneni kapat diye bağırdı. sadece "ne" dediğim için. ben de sustum, ağlaya ağlaya uyudum. bi süre sonra uyandırdı beni, sarıldı etti. uyuduk. sabah birşey yokmuş gibi öpüyo ediyo, sonrasında ilişkiye girdik. neyse akşamı unutalım dedik. ama benim moralim biraz bozuktu.
yani düşünün en azından seviştikten 5 dk sonra şikayet etmeyi kes.
aman efendim bi kaç gündür doğru düzgün bişey yiyemiyormuş da
ev çok dağınıkmış ta(taşınıyoruz, koliler vs)
kahvaltı hazırla dedi, iyi bişiler yapııyım dedim. aman yanıkmış, yanıksa yeme diyorum. ziyan mı olsun, aç mı kalayım diyor.
hazır kızartmalık köfte vardı, onu kızarttım. amaaan bu zaten hazır bunu yapıcak ne var diyor.
neyse la havle...
evet nerde kalmıştım. arabadayız, ev sahibi kadınla son konuşmasından sonra dedi ki, eğer daire bulamazsak bi süre evi paylaşalım diye teklif edicem(burada ev paylaşma çok yaygın). dedim ki, asla zaten zırt pırt konuşmanızdan hoşlanmıyorum. lütfen biraz daha az konuşmaya çalışın, çok samimiyete gerek yok dedim.
bi bağırmaya başladı, ne konuşuyorum ben? al mesajları oku, hep ev hakkında zaten kadın başımın etini yiyo, bi de sen.
ben de yanlış anlamamasını istedim, sadece daha az konuşmanı söyledim dedim. böyle sık sık konuşmanızdan hoşlanmıyorum dedim.
senin hoşlanıp hoşlanmaman çok da umurumdaydı,
sanki kadınla çıkıyoruz. ama bas bas bağırıyo.
demek umrunda değil benim duygularım ha diyip fırlattım attım yere elimde ne varsa.
başladım ağlamaya.
sonra dedim ki, merak etme, istediini istediğin kadar ara, istediğinle evi paylaş, ev bakmana da gerek yok. artık aynı evde yaşamayacağız.
git zaten gelme bi daha dedi o da.
sonra ben sustum. yarım saat falan konuşmadım. sadece sessizce ağladım. o yarım saatte bütün planımı yaptım.
önce trye dönmeyi düşündüm ama sonra vazgeçtim. başka eve çıkacağım. eğitimimi tamamlayıp öyle döneceğim trye.
içimde bazı şeylerin bittiğini hissettim. zira duygularımı zerre kadar önemsemeyen bi adam var karşımda.
sonra sakince, kararımda ciddi olduğumu, evi tutacaksa da ona göre plan yapmasını söyledim. önce inanmadı, sonra hiç bişey yokmuş gibi başka bi eve bakmaya gittik.
ben yine tavrımda nettim.
eşim o zamandan beri, elimi tutarak yürümeler, sinemaya gidelim, yemeği dışarda yiyelim demeler. sürekli espriler yapıp beni güldürmeye çalışmalar...
eve geldik sarılmaya, öpmeye çalışmalar, canım cicim balım falan, yalaka gibi davranıyor. ama özür dilediği ya da gitme falan dediği yok.
ama ben zerre taviz vermiyorum. öpmedim, öpmeyeceğim. zorla öpmeye çalıştı bi kaç kere, ama biliyorum öpersem kararımda sabit kalamam. yüzüne bile bakmıyorum yumuşamamak için. yoksa kısır döngü içerissinde hergün onlarca tartışmayla hayat geçmez.
buna sebep olan tek bir kavga değil birikmişlik. artık dayanamıyorum.
aşkımı kalbime gömeceğim.