- 10 Eylül 2022
- 1.512
- 1.040
- 63
- 32
Defalarca konu giriş mesajı yazıp sildim ve sanırım böyle başlamalı konu başlayamadım bir türlü, herkese keyifli forumlar dilerim
bir de benim durumumu yorumlarmısınız?
Konu uzun olacak fakat lütfen okumazsanız da kötü yorumlamayın uzunluğu nedeniyle olur mu lütfen
..
Danışmak istediğim konu şu;
Bu akşam bebeğimizin enjeksiyonunu yaptırdık ve dönüşte annem ile telefonda konuşuyorduk, bilmem kim çok güzel yat almış, sizinde hayaliniz bu sizde alırsınız inşallah bu yaz gibi bir temenni de bulundu. Art niyet yada kötü bir söylem yoktu annem tarafından. Görselini paylaştığı için sosyal medyasına baktım ve gerçekten harika ve muhteşem bir yat almışlar, eşime gösterdim hiç birşey demedi ama yüzüme de bakmadı. Bir sorun olduğunu anladım ne oldu? Dediğimde, çok az sonra aracı kenarı çekti ve biraz konuşabilirmiyiz? Dedi.
Araçtan indik ve gözleri doluydu. Neden ya neden dedi, niye benimle evlendin? Neden bunu yaptın kendine? Erkek olsan anlarım ama neden benim gibi birisiyle evlendin neden herşeyden vazgeçtin? Dedi.
Senin gibi birisi ne demek dedim, maddi durumumuz ortada, mesleğinden vazgeçtin benim için, kızımıza yetişmek için herşeyi yapıyorsun bu hayatı hak etmedin sen dedi. Titriyordu ve o an sımsıkı sarılıp bir süre konuşmadan ağladık.
Eşime peki ya sen benimle neden evlendin dedim seni çok seviyorum ama sana hak ettiğin hiç birşeyi veremedim, hiç bir hayalimizi gerçekleştiremedim, sürekli yoğun şekilde çalışıyorum, yanında bile olamıyorum, sana hak ettiğin hayatı veremiyorum dedi. Hiç kimsenin asla veremeyeceği şeyi dünyaları kızımızı verdin bundan daha değerli bir hayal ve hayat var mı bizim için dedim..
Hala etkisindeyim hala kalbimin en içi sızlıyor.. Neden, neden bunları söyledi neden bu kadar derinden üzdü beni..
Bizim hikayemiz ise şöyle;..
Eşimle çok severek evlendik, ben veteriner hekimim eşim de memur. Şuan çalışmıyorum, süresiz izinler neticesinde ve bulunduğum şehirde mesleğimin masa başı işe dönüşmesi ve monoton bir psikolojide çalışmam nedeniyle memurluktan istifa ettim. Maddi olarakta ilişki olarakta çok zorluklar çektik. Şu bilmem ne* olaylarında eşim açığa alındı uzun bir süre, ben çalışmaya devam ettim ve mesleğe geri iadesi oldu. Yani yokken yoktu maddiyat varken de elimizden geldiğince güzel ve planlı harcamalar yaptık.
Manevi zorluğu ise malesef eşimin ailesinden kaynaklı oldu çünkü kayınpederim kumalı yaşamış, kayınvalidem 5 yıl sonra eşimi ve bir küçük kardeşini terk ederek boşanmış bir başka adam ile resmi nikahlı evlenmiş şuan bebeğimden 2 yaş büyük bir çocuğu var. Sanırım terk etme acısı ile kaynaklı uzun yıllardır eşim ile bağ kurmak için yıllarca çaba gösterdi eşim hep kapalıydı bu konuya ve kayınvalidemi yıllarca haklı görerek anne/oğul bağı oldurmaya eşimin içindeki öfke ve nefreti dindirmeye çok uğraştım köprü oldum malesef başarılı olamadım. Kayınvalidem ile birtek şuan görüşen taraf benim. Eşim görüşmüyor.
Kayınpeder tarafında ise kuma eşimin harçlığını çalmış, yeri gelmiş aşağılamış, hakaretler etmiş tamamen travma dolu bir süreç ve eşim 15 yaşından itibaren babaanne ve dede ile büyümüş. İsteme zamanları ise eşim istemeye ben tek geleceğim çünkü benim ailem diyebileceğim bir insan yok çevremde, tanımıyorum bile onları size beni farklı anlatabilir veya düzeninize ters gelebilirler dedi fakat babamın " oğlum, bir baba bir anne ne kadar kötü olabilir ben kızımı ailenden bir büyüğün olmadan verme taraftarı değilim, konuş ve o şekilde adet yerini bulsun " teklifi üzerine canım eşim yıllarca yüzüne bakmadığı bu adama boynu bükük giderek durumu izah etti. Herşey o kadar güzel başladı ki, kayınpederim beni çok seviyor, oğluyla hiç o geçmiş yaşanmamış, sanki ergenlik hayatını elinden çalan o, kuması ve kumasından dünyaya getirdiği o çocuklar değilmiş gibi.. ( o çocuklara alınılıp eşime alınmazken yemeleri izletilen abur cuburlar, eşim ve kardeşlerine öksüz dedirtme, kayınvalidemin gıyabında ....nun çocuğu gibi hakaretler, küfürler)
İsteme zamanlarına kadar çok güzel oynadılar tiyatroyu fakat işte bir şekilde benden istenilen krediyi çekmeyince maskeleri düştü, kuma bu arada benden yalnızca 4 yaş büyük ve kayınpederimden 5 çocuğu var. Kayınpederim ve kumasının bazı yaptıkları hatalar neticesinde eşim dayanamadı süreçte ve patladı, babama; sizi rezil ettim ben bu insanları tanımıyordum, beni ne duruma düşürdüler gibi söylemlerde bulundu ve epey duygusal çöküş yaşadı.. Babam eşimden özür diledi; ben bir babanın bu kadar kötü olabileceğini tahmin etmezdim, senin suçlu yada kusurlu olduğunu yahut sebep olduğun bir durum yok sen benim oğlumsun dedi. Hayatımıza aynı şehirde olmadıkları için dahil olamadılar fakat 10-11 görüşme sonucunda da nihayet bir miktar da olsa manevi olarak zarar vermeyi başardılar.
Sevgililik dönemimizin ilk zamanları ikimizde öğrenciydik part time işlere girer, beraber kazanır, beraber yer - içerdik. Senin paran benim param olmadı ama hiç paramızın olmadığı çok zaman oldu :) (gezmek tozmak için, yoksa günlük masraflarımızı idame ettiriyorduk)
Evliliğimizde de sevgililiğimizde de bir kere dahi olsun boşanma - ayrılma sözü dahi geçmedi. Elbette ufak tefek herkeste olan o - kaşın neden gözünün üzerinde - tartışmalarımız oldu oluyor da..
Belirtmem gerekiyor 8 aylık bir bebeğimiz var 1 yıl kadar süren tedavi ve 8 yıllık deneme yanılma süresi sonunda. Bu konu uzun ve detaylı olacak. Sorun bebeğimiz değil, belkide konumu yorumlarken psikolojik ve bedensel yorgunluğumuza bağlayabilirsiniz diye biraz bu konuyu açıklayacağım;
Bebeğim 40. Hafta doğdu fakat 35+6 da şüphe 36+5 de de kızıma iugr teşhisi koyuldu 35. Haftada kaldı ve büyümedi. Devletteki radyoloji doktorlarının da yorumları bu yönde oldu fakat bize perinatolog yorumu gerekiyordu ve bir perinatoloğa giderek durumu öğrenmek istedik, sırtımızı sıvazlayıp güler yüzüyle bize herşeyin yolunda olduğu yönünde bilgiler verdi. Yetmedi dedi ki, siz ve eşiniz minyonsunuz, bu makineler Amerika standartlarında ölçüm yapıyor bende ki alacağınız rapor da da küçük gözükecek fakat endişe etmeyin herşey yolunda dedi. Aynı zamanda bebeğim sürekli idrar tutuyordu bu konu nedeniyle de 3-4 günde bir kontrol ve takip ediliyordum. Ben 163 boyundayım eşim ise 186 boyunda sanırım pek te minyon sayılmayız ?
Devlette doğum yapan güzeller güzeli annelerim biliyorlardır tercih ettiğiniz için sezaryen doğum yapmak mümkün olmuyor mutlaka bir tanı, teşhis, sebep yahut neden olmalı bunun için ..
Takipte olduğum doktorumu ilçeye görevlendirdiler ve beni bir başka tatlı doktora emanet etti ki onunla birlikte yaptılar son muayenemi(takipli doktorum ile birlikte) iugrli hasta olarak sürecim devam etti..
Diğer doktor da aynı titizlik ve hassasiyet ile konunun takipçisiydi ve perinatoloğun yanıldığını fakat risk raporu yazmadığı için 40. Haftayı beklememizi ya da sistemde en az 3 kere bu şüpheli tanı olarak girerse sezaryen olabileceğimi söyledi.. Bu arada kesinlikle normal doğum isteyen ve doğumu yaşamak tatmak isteyen bir hamileydim.. Malesef mümkün olmadı.
40+0 olduğum güne direkt sezaryen günü verildi çünkü olası bir normal doğum denemesi olursa bebeğim küçük olduğu için bebeğin kanala girememe durumunda ölümüyle sonuçlanabilecek yahut kafasının ağır hasarlar alabileceği yönündeki riskler konusunda beni bilgilendirdi ve üzülerek kabul ettim sezaryen doğumu.
Bebeğimin amniyon sıvısı tükenmiş, elleri ayakları mosmor, 35 hafta uyumlu prematüre doğdu. Herşey yolundayken doğumdan sonra ki 8. Saatte bebeğim yoğun bakıma küvözde tedaviye alındı. Eşimin babalık izni hiç bebeğimizi göremeden geçti ilk gün hariç. Bebeğimiz henüz taburcu olmadan izin dahi vermeden direkt işbaşı yaptırıp nöbetler yazdılar.
Bebeğimiz kolikti, reflülüydü, bağırsak intoleransı vardı. Emiyor - kusuyor - ağlıyor asla uyumuyordu. Hala kolay bir bebek değil fakat eşimde daha sakin oluyor çünkü benim lohusalığım da çok zor geçti sanırım bu stresini hissediyor. Ağlama krizleriyle doluydu ve süreç gerçekten çok yıpratmıştı. Hala ara ara ağlama krizlerim gelir, stresten egzama oldum yüzüm ve bacaklarım heryerimi sarmış durumda. Bu durumuma eşim çok üzülüyor fakat gerçekten hala uykusuz ve bebekli olmaya galiba adapte olamadım.
Eşim nöbetten gelir tüm gün bebeğimize o bakar ben uyurum, çünkü bebeğimiz beninleyken hala uyumuyor huzursuz benimle. Yeri gelir ben bebekle uyurken yemek yapar, temizliği yapar, dışarıya çıkarım - çıkarız bir kaç saat yani düzenimiz çok güzel. Ev içerisinde günlük cilveleşmelerimiz devam ediyor, enerjimiz ve ilişkimiz çok güzel devam ediyor..
Bugünkü konu sizce neden yaşandı ? Neden böyle hissetti? Neden bunları söyledi bana eşim? Lütfen birşey söyleyin kendimi çok kötü hissediyorum..

Konu uzun olacak fakat lütfen okumazsanız da kötü yorumlamayın uzunluğu nedeniyle olur mu lütfen

Danışmak istediğim konu şu;
Bu akşam bebeğimizin enjeksiyonunu yaptırdık ve dönüşte annem ile telefonda konuşuyorduk, bilmem kim çok güzel yat almış, sizinde hayaliniz bu sizde alırsınız inşallah bu yaz gibi bir temenni de bulundu. Art niyet yada kötü bir söylem yoktu annem tarafından. Görselini paylaştığı için sosyal medyasına baktım ve gerçekten harika ve muhteşem bir yat almışlar, eşime gösterdim hiç birşey demedi ama yüzüme de bakmadı. Bir sorun olduğunu anladım ne oldu? Dediğimde, çok az sonra aracı kenarı çekti ve biraz konuşabilirmiyiz? Dedi.
Araçtan indik ve gözleri doluydu. Neden ya neden dedi, niye benimle evlendin? Neden bunu yaptın kendine? Erkek olsan anlarım ama neden benim gibi birisiyle evlendin neden herşeyden vazgeçtin? Dedi.
Senin gibi birisi ne demek dedim, maddi durumumuz ortada, mesleğinden vazgeçtin benim için, kızımıza yetişmek için herşeyi yapıyorsun bu hayatı hak etmedin sen dedi. Titriyordu ve o an sımsıkı sarılıp bir süre konuşmadan ağladık.
Eşime peki ya sen benimle neden evlendin dedim seni çok seviyorum ama sana hak ettiğin hiç birşeyi veremedim, hiç bir hayalimizi gerçekleştiremedim, sürekli yoğun şekilde çalışıyorum, yanında bile olamıyorum, sana hak ettiğin hayatı veremiyorum dedi. Hiç kimsenin asla veremeyeceği şeyi dünyaları kızımızı verdin bundan daha değerli bir hayal ve hayat var mı bizim için dedim..
Hala etkisindeyim hala kalbimin en içi sızlıyor.. Neden, neden bunları söyledi neden bu kadar derinden üzdü beni..
Bizim hikayemiz ise şöyle;..
Eşimle çok severek evlendik, ben veteriner hekimim eşim de memur. Şuan çalışmıyorum, süresiz izinler neticesinde ve bulunduğum şehirde mesleğimin masa başı işe dönüşmesi ve monoton bir psikolojide çalışmam nedeniyle memurluktan istifa ettim. Maddi olarakta ilişki olarakta çok zorluklar çektik. Şu bilmem ne* olaylarında eşim açığa alındı uzun bir süre, ben çalışmaya devam ettim ve mesleğe geri iadesi oldu. Yani yokken yoktu maddiyat varken de elimizden geldiğince güzel ve planlı harcamalar yaptık.
Manevi zorluğu ise malesef eşimin ailesinden kaynaklı oldu çünkü kayınpederim kumalı yaşamış, kayınvalidem 5 yıl sonra eşimi ve bir küçük kardeşini terk ederek boşanmış bir başka adam ile resmi nikahlı evlenmiş şuan bebeğimden 2 yaş büyük bir çocuğu var. Sanırım terk etme acısı ile kaynaklı uzun yıllardır eşim ile bağ kurmak için yıllarca çaba gösterdi eşim hep kapalıydı bu konuya ve kayınvalidemi yıllarca haklı görerek anne/oğul bağı oldurmaya eşimin içindeki öfke ve nefreti dindirmeye çok uğraştım köprü oldum malesef başarılı olamadım. Kayınvalidem ile birtek şuan görüşen taraf benim. Eşim görüşmüyor.
Kayınpeder tarafında ise kuma eşimin harçlığını çalmış, yeri gelmiş aşağılamış, hakaretler etmiş tamamen travma dolu bir süreç ve eşim 15 yaşından itibaren babaanne ve dede ile büyümüş. İsteme zamanları ise eşim istemeye ben tek geleceğim çünkü benim ailem diyebileceğim bir insan yok çevremde, tanımıyorum bile onları size beni farklı anlatabilir veya düzeninize ters gelebilirler dedi fakat babamın " oğlum, bir baba bir anne ne kadar kötü olabilir ben kızımı ailenden bir büyüğün olmadan verme taraftarı değilim, konuş ve o şekilde adet yerini bulsun " teklifi üzerine canım eşim yıllarca yüzüne bakmadığı bu adama boynu bükük giderek durumu izah etti. Herşey o kadar güzel başladı ki, kayınpederim beni çok seviyor, oğluyla hiç o geçmiş yaşanmamış, sanki ergenlik hayatını elinden çalan o, kuması ve kumasından dünyaya getirdiği o çocuklar değilmiş gibi.. ( o çocuklara alınılıp eşime alınmazken yemeleri izletilen abur cuburlar, eşim ve kardeşlerine öksüz dedirtme, kayınvalidemin gıyabında ....nun çocuğu gibi hakaretler, küfürler)
İsteme zamanlarına kadar çok güzel oynadılar tiyatroyu fakat işte bir şekilde benden istenilen krediyi çekmeyince maskeleri düştü, kuma bu arada benden yalnızca 4 yaş büyük ve kayınpederimden 5 çocuğu var. Kayınpederim ve kumasının bazı yaptıkları hatalar neticesinde eşim dayanamadı süreçte ve patladı, babama; sizi rezil ettim ben bu insanları tanımıyordum, beni ne duruma düşürdüler gibi söylemlerde bulundu ve epey duygusal çöküş yaşadı.. Babam eşimden özür diledi; ben bir babanın bu kadar kötü olabileceğini tahmin etmezdim, senin suçlu yada kusurlu olduğunu yahut sebep olduğun bir durum yok sen benim oğlumsun dedi. Hayatımıza aynı şehirde olmadıkları için dahil olamadılar fakat 10-11 görüşme sonucunda da nihayet bir miktar da olsa manevi olarak zarar vermeyi başardılar.
Sevgililik dönemimizin ilk zamanları ikimizde öğrenciydik part time işlere girer, beraber kazanır, beraber yer - içerdik. Senin paran benim param olmadı ama hiç paramızın olmadığı çok zaman oldu :) (gezmek tozmak için, yoksa günlük masraflarımızı idame ettiriyorduk)
Evliliğimizde de sevgililiğimizde de bir kere dahi olsun boşanma - ayrılma sözü dahi geçmedi. Elbette ufak tefek herkeste olan o - kaşın neden gözünün üzerinde - tartışmalarımız oldu oluyor da..
Belirtmem gerekiyor 8 aylık bir bebeğimiz var 1 yıl kadar süren tedavi ve 8 yıllık deneme yanılma süresi sonunda. Bu konu uzun ve detaylı olacak. Sorun bebeğimiz değil, belkide konumu yorumlarken psikolojik ve bedensel yorgunluğumuza bağlayabilirsiniz diye biraz bu konuyu açıklayacağım;
Bebeğim 40. Hafta doğdu fakat 35+6 da şüphe 36+5 de de kızıma iugr teşhisi koyuldu 35. Haftada kaldı ve büyümedi. Devletteki radyoloji doktorlarının da yorumları bu yönde oldu fakat bize perinatolog yorumu gerekiyordu ve bir perinatoloğa giderek durumu öğrenmek istedik, sırtımızı sıvazlayıp güler yüzüyle bize herşeyin yolunda olduğu yönünde bilgiler verdi. Yetmedi dedi ki, siz ve eşiniz minyonsunuz, bu makineler Amerika standartlarında ölçüm yapıyor bende ki alacağınız rapor da da küçük gözükecek fakat endişe etmeyin herşey yolunda dedi. Aynı zamanda bebeğim sürekli idrar tutuyordu bu konu nedeniyle de 3-4 günde bir kontrol ve takip ediliyordum. Ben 163 boyundayım eşim ise 186 boyunda sanırım pek te minyon sayılmayız ?
Devlette doğum yapan güzeller güzeli annelerim biliyorlardır tercih ettiğiniz için sezaryen doğum yapmak mümkün olmuyor mutlaka bir tanı, teşhis, sebep yahut neden olmalı bunun için ..
Takipte olduğum doktorumu ilçeye görevlendirdiler ve beni bir başka tatlı doktora emanet etti ki onunla birlikte yaptılar son muayenemi(takipli doktorum ile birlikte) iugrli hasta olarak sürecim devam etti..
Diğer doktor da aynı titizlik ve hassasiyet ile konunun takipçisiydi ve perinatoloğun yanıldığını fakat risk raporu yazmadığı için 40. Haftayı beklememizi ya da sistemde en az 3 kere bu şüpheli tanı olarak girerse sezaryen olabileceğimi söyledi.. Bu arada kesinlikle normal doğum isteyen ve doğumu yaşamak tatmak isteyen bir hamileydim.. Malesef mümkün olmadı.
40+0 olduğum güne direkt sezaryen günü verildi çünkü olası bir normal doğum denemesi olursa bebeğim küçük olduğu için bebeğin kanala girememe durumunda ölümüyle sonuçlanabilecek yahut kafasının ağır hasarlar alabileceği yönündeki riskler konusunda beni bilgilendirdi ve üzülerek kabul ettim sezaryen doğumu.
Bebeğimin amniyon sıvısı tükenmiş, elleri ayakları mosmor, 35 hafta uyumlu prematüre doğdu. Herşey yolundayken doğumdan sonra ki 8. Saatte bebeğim yoğun bakıma küvözde tedaviye alındı. Eşimin babalık izni hiç bebeğimizi göremeden geçti ilk gün hariç. Bebeğimiz henüz taburcu olmadan izin dahi vermeden direkt işbaşı yaptırıp nöbetler yazdılar.
Bebeğimiz kolikti, reflülüydü, bağırsak intoleransı vardı. Emiyor - kusuyor - ağlıyor asla uyumuyordu. Hala kolay bir bebek değil fakat eşimde daha sakin oluyor çünkü benim lohusalığım da çok zor geçti sanırım bu stresini hissediyor. Ağlama krizleriyle doluydu ve süreç gerçekten çok yıpratmıştı. Hala ara ara ağlama krizlerim gelir, stresten egzama oldum yüzüm ve bacaklarım heryerimi sarmış durumda. Bu durumuma eşim çok üzülüyor fakat gerçekten hala uykusuz ve bebekli olmaya galiba adapte olamadım.
Eşim nöbetten gelir tüm gün bebeğimize o bakar ben uyurum, çünkü bebeğimiz beninleyken hala uyumuyor huzursuz benimle. Yeri gelir ben bebekle uyurken yemek yapar, temizliği yapar, dışarıya çıkarım - çıkarız bir kaç saat yani düzenimiz çok güzel. Ev içerisinde günlük cilveleşmelerimiz devam ediyor, enerjimiz ve ilişkimiz çok güzel devam ediyor..
Bugünkü konu sizce neden yaşandı ? Neden böyle hissetti? Neden bunları söyledi bana eşim? Lütfen birşey söyleyin kendimi çok kötü hissediyorum..