- 9 Mayıs 2011
- 13.832
- 28.702
- Konu Sahibi kahvetelvesi
- #1
Öyle gelişine yazmak istiyorum.
Daldan dala atlayabilirim, uzun yazabilirim.
Hiç düşünemeyeceğim, sadece biraz rahatlamaya ihtiyacım var.
Annemler geldiler sabah, bizim tarafta işleri vardı.
Çok yoğunlar bugünlerde, üstüste gelen işler.
"Yemeği de burda yesek." dedi annem, atladım tabii kaç gündür dinlenmediler, bizde dinlenirler diye.
Uğraşma beraber yaparız dedi, çıktılar işlerini halletmek için.
Onlar yokken bi çorba yapabildim(3 saatte), bu bile başarı benim için.
Oğlum 11 aylık.
Özellikle bu aralar sabahtan akşama kadar bağırıyor.
Annemler geldi, otursunlar istedim ama ne mümkün.
Babam çocuğa baktı, ben bi yemek bi çocuk koşturdum, annem de öyle yaptı bir şeyler işte.
Kimse dinlenemedi, kimse oturamadı.
Bütün gün ne kucakta oturdu, ne kucakta gezdi, ne yürütülmek istedi, ne oturup oynamak istedi, uykudan bahsetmiyorum bile onu genelde reddeder.
E ne istedi bu bebe?
Dayanamadım, oğlum ne istiyorsun sen diye yükseldi sesim, yüzüme baktı "nennennennenneeee lüllüllüüü dıgım dıgım" diye daha yüksek bi sesle cevap verdi, küfretmemiştir inşallah.
Duyarlı anne kasmayacağım, zaten el kadar bebe daha ne kadar vakit geçirdik ama hiç bağırmadım bugüne kadar.
Ki hep zor bi bebekti, en rahat günlerim aslında, gittikçe düzelen bir grafik çiziyoruz her anlamda.
Ama bugün elim ayağım dolaştı, hiçbir şeye yetişemedim, sanki evdeki her eşya da benim ayağıma dolaşmaya yeminliydi.
Bu çocuk bugün sinirimi bozuyor dedim en sonunda, her zamanki haliydi aslında.
Bir de noldu, babam dışarı çıktı, markete uğramasını istedim.
Bi rahatladım markete gitmekten kurtulduğum için, çünkü çocuğu da uyutmam lazım bir şekilde.
Babam elleri boş geldi cüzdanı unutmuş.
Babam ya anahtarını unutur, ya telefonunu, ya cüzdanını veya şarjı biter, kaybettiği gözlük ve şemsiye sayısı iki basamaklı.
Dağınıktır çok eskiden beri.
Babamı göndermedim tekrar çok sıcak diye, ben çıktım ama nasıl ağlıyorum.
Tamam size basit geliyor ama benim için Afrikada susuzluk çözülecekmiş de biri taş koymuş son anda olmamış gibi bir şeydi.
Eşimi aradım ağlaya ağlaya, ona döktüm içimi neden bi işim rast gitmez diye.
Dünyanın bütün yükünü omuzlarında taşıyan İsmail Abi gibi söylendim.
Durumun ciddiyetsizliğinin farkındayım yani.
Sıkılan varsa daha devam edicem sanırım bi bu kadar daha.
Şimdi önce bu çocuk neden bu kadar çok bağırıyor bilmiyorum, her konuda kendimi o kadar çok sorguladım ki bir de bu konuda sorgulayamayacağım.
Sıcak ve diş birleşince çocuğun ayarları bir tık daha bozuldu, farkındayım.
Çocuğu karşıma alıp "oğlum sana sıcaksa bana da sıcak, dünya senin etrafında dönmüyor" demem saçmaydı, dünya onun etrafında dönüyor elbette.
Benim neyim var derdim bu.
Dudaklarım yara oldu bugün ısırmaktan.
Şu ana kadar 3-5 defa bu hale gelmişimdir.
Marketten dönüşte poşetler sinirimi bozduğu için yere atıp üzerinde tepinmek istedim, mutfakta tabakları yere atmak istedim, daha vahimi araba kullanırken bildiğin duvara toslamak istedim.
Ben çocuğumla sakin bi paylaşım yapmak için ücretsiz izne ayrıldım, oldu da, hiçbir yere yetişmeye çalışmadığımız için strese girmedik, evden çıkmak bazen 2 saatimizi aldı ama problem olmadı.
Ama bugün korkunç bir ruh halindey(d)im.
3-5 defa bu hale geldim ama ben ev işi az yaparım, genelde özene bezene yemek yapmak istediğimde böyle oluyorum, bilirsiniz pilavın altını bile kırk kez kapatmak gerekir bazen.
Yani bir de adam gibi iş yapsam infilak mı edeceğim?
Sorun ne?
Gerçekten hiç iyi değilim.
Berbat hissediyorum.
Psikoloğa mı ihtiyacım var?
Olmasın, çünkü öyle bir vaktim yok, gidemem.
Normalim bence ama birkaç ay önce gecenin bir yarısı elimdeki bardağı yere fırlatıp eşime görmüyor musun hastayım ben hasta deyip durmuştum defalarca.
Eşimi ağlarken en fazla 3 kez görmüşümdür, biri o geceydi.
O gün de iyiydim ama gece noldu bilmiyorum.
Gün içinde gülüşmeler, oynaşmalar, depresif değilim hiç.
Sorunumu çözemesem de kendimce bir önerim var.
Eşimle konuşmayı düşünüyorum.
Bu konuşmadan sonra beni muhtemelen direkt hastaneye yatırmaya götürür :)
Eşime işten ayrılmasını söyleyeceğim.
3 ay 5 ay, baktık her şey yolunda 9 ay en fazla, büyük ihtimalle aynı yere döner sonra.
Eşim evde olduğunda daha iyiyim, çocuğun yükünü de beraber paylaşınca hiç sıkıntım kalmıyor.
Yani bunu kısa süreli tecrübe ettik sadece ama bana iyi gelecek sanki.
Ev kredimiz var.
İki arabamız var, birini satarız, çocuğun altınlarını benim üç beş altınımı bozarız, krediyi kapatırsak benim maaşım yeter.
Bu arada çalışmaya başlayacağım yakında.
Bu ara tek hayalim bu.
Bence o kadar saçma değil ya.
Hem çocuğa o bakar bu sene.
Keşke kabul etse.
Hiç oluru yok mu bu düşüncenin sizce?
Daldan dala atlayabilirim, uzun yazabilirim.
Hiç düşünemeyeceğim, sadece biraz rahatlamaya ihtiyacım var.
Annemler geldiler sabah, bizim tarafta işleri vardı.
Çok yoğunlar bugünlerde, üstüste gelen işler.
"Yemeği de burda yesek." dedi annem, atladım tabii kaç gündür dinlenmediler, bizde dinlenirler diye.
Uğraşma beraber yaparız dedi, çıktılar işlerini halletmek için.
Onlar yokken bi çorba yapabildim(3 saatte), bu bile başarı benim için.
Oğlum 11 aylık.
Özellikle bu aralar sabahtan akşama kadar bağırıyor.
Annemler geldi, otursunlar istedim ama ne mümkün.
Babam çocuğa baktı, ben bi yemek bi çocuk koşturdum, annem de öyle yaptı bir şeyler işte.
Kimse dinlenemedi, kimse oturamadı.
Bütün gün ne kucakta oturdu, ne kucakta gezdi, ne yürütülmek istedi, ne oturup oynamak istedi, uykudan bahsetmiyorum bile onu genelde reddeder.
E ne istedi bu bebe?
Dayanamadım, oğlum ne istiyorsun sen diye yükseldi sesim, yüzüme baktı "nennennennenneeee lüllüllüüü dıgım dıgım" diye daha yüksek bi sesle cevap verdi, küfretmemiştir inşallah.
Duyarlı anne kasmayacağım, zaten el kadar bebe daha ne kadar vakit geçirdik ama hiç bağırmadım bugüne kadar.
Ki hep zor bi bebekti, en rahat günlerim aslında, gittikçe düzelen bir grafik çiziyoruz her anlamda.
Ama bugün elim ayağım dolaştı, hiçbir şeye yetişemedim, sanki evdeki her eşya da benim ayağıma dolaşmaya yeminliydi.
Bu çocuk bugün sinirimi bozuyor dedim en sonunda, her zamanki haliydi aslında.
Bir de noldu, babam dışarı çıktı, markete uğramasını istedim.
Bi rahatladım markete gitmekten kurtulduğum için, çünkü çocuğu da uyutmam lazım bir şekilde.
Babam elleri boş geldi cüzdanı unutmuş.
Babam ya anahtarını unutur, ya telefonunu, ya cüzdanını veya şarjı biter, kaybettiği gözlük ve şemsiye sayısı iki basamaklı.
Dağınıktır çok eskiden beri.
Babamı göndermedim tekrar çok sıcak diye, ben çıktım ama nasıl ağlıyorum.
Tamam size basit geliyor ama benim için Afrikada susuzluk çözülecekmiş de biri taş koymuş son anda olmamış gibi bir şeydi.
Eşimi aradım ağlaya ağlaya, ona döktüm içimi neden bi işim rast gitmez diye.
Dünyanın bütün yükünü omuzlarında taşıyan İsmail Abi gibi söylendim.
Durumun ciddiyetsizliğinin farkındayım yani.
Sıkılan varsa daha devam edicem sanırım bi bu kadar daha.
Şimdi önce bu çocuk neden bu kadar çok bağırıyor bilmiyorum, her konuda kendimi o kadar çok sorguladım ki bir de bu konuda sorgulayamayacağım.
Sıcak ve diş birleşince çocuğun ayarları bir tık daha bozuldu, farkındayım.
Çocuğu karşıma alıp "oğlum sana sıcaksa bana da sıcak, dünya senin etrafında dönmüyor" demem saçmaydı, dünya onun etrafında dönüyor elbette.
Benim neyim var derdim bu.
Dudaklarım yara oldu bugün ısırmaktan.
Şu ana kadar 3-5 defa bu hale gelmişimdir.
Marketten dönüşte poşetler sinirimi bozduğu için yere atıp üzerinde tepinmek istedim, mutfakta tabakları yere atmak istedim, daha vahimi araba kullanırken bildiğin duvara toslamak istedim.
Ben çocuğumla sakin bi paylaşım yapmak için ücretsiz izne ayrıldım, oldu da, hiçbir yere yetişmeye çalışmadığımız için strese girmedik, evden çıkmak bazen 2 saatimizi aldı ama problem olmadı.
Ama bugün korkunç bir ruh halindey(d)im.
3-5 defa bu hale geldim ama ben ev işi az yaparım, genelde özene bezene yemek yapmak istediğimde böyle oluyorum, bilirsiniz pilavın altını bile kırk kez kapatmak gerekir bazen.
Yani bir de adam gibi iş yapsam infilak mı edeceğim?
Sorun ne?
Gerçekten hiç iyi değilim.
Berbat hissediyorum.
Psikoloğa mı ihtiyacım var?
Olmasın, çünkü öyle bir vaktim yok, gidemem.
Normalim bence ama birkaç ay önce gecenin bir yarısı elimdeki bardağı yere fırlatıp eşime görmüyor musun hastayım ben hasta deyip durmuştum defalarca.
Eşimi ağlarken en fazla 3 kez görmüşümdür, biri o geceydi.
O gün de iyiydim ama gece noldu bilmiyorum.
Gün içinde gülüşmeler, oynaşmalar, depresif değilim hiç.
Sorunumu çözemesem de kendimce bir önerim var.
Eşimle konuşmayı düşünüyorum.
Bu konuşmadan sonra beni muhtemelen direkt hastaneye yatırmaya götürür :)
Eşime işten ayrılmasını söyleyeceğim.
3 ay 5 ay, baktık her şey yolunda 9 ay en fazla, büyük ihtimalle aynı yere döner sonra.
Eşim evde olduğunda daha iyiyim, çocuğun yükünü de beraber paylaşınca hiç sıkıntım kalmıyor.
Yani bunu kısa süreli tecrübe ettik sadece ama bana iyi gelecek sanki.
Ev kredimiz var.
İki arabamız var, birini satarız, çocuğun altınlarını benim üç beş altınımı bozarız, krediyi kapatırsak benim maaşım yeter.
Bu arada çalışmaya başlayacağım yakında.
Bu ara tek hayalim bu.
Bence o kadar saçma değil ya.
Hem çocuğa o bakar bu sene.
Keşke kabul etse.
Hiç oluru yok mu bu düşüncenin sizce?