Erkek parası yemek

Kırk kere başlığı Ekmek Parası diye okudum konudan ne kadar uzağım kim soktu bizim aklımıza güçlü kadın olmayı

Başlığı gördüğümde ben de , konu sahibi "Erkek Parası Yemek" peşinde olan bir insandan rahatsız oldu da ; ondan konu açtı sanmıştım.

Meğer kendisi "Erkek Parası Yemek" istiyormuş.
 
Başlığı gördüğümde ben de , konu sahibi "Erkek Parası Yemek" peşinde olan bir insandan rahatsız oldu da ; ondan konu açtı sanmıştım.

Meğer kendisi "Erkek Parası Yemek" istiyormuş.
Bende herhalde erkek parası yiyenlere gıcık oldu diye konuya girdim, olayı cooook yanlış anlamışım.

Bu akşamda çok şükür başkalarına alınan pahalı hediyeleri okudum, sevilmediğime emin oldum, ruhumun fakirliğinden ayrıca utandım
 
Başlık çok çirkin belki de yanlış ifade ediyorsunuz bilmiyorum ama erkekte bonkörlüğe çok önem veririm. 5 lirasının 4 lirasını veya 50 bin lirasının 40 bin lirasını bana harcamaya ‘istekli’ olduğunu görmek isterim. Eşim lisede öğrenci son harçlıklarıyla halka tatlısı alırdı dersane çıkışı bazen fazla paramız varsa kivi çayı da içebilirdik.. mezun olduk evlendk meslekleri elimize aldık. İyi de kazanıyoruz. Daha hala neyi var neyi yok önüme serer. Kastettiğiniz buysa katılıyorum ama başlık çok çirkin..

Tavsiye olarak da ayrılın. Değişmez. En azndan aize karşı değişmez.
 
Son düzenleme:
Saygı duymayı becerebilmek zor erdem, takılmayın ve daha fazla anlatmayın kendinizi. Millet geyik arayınca kendine malzeme buluyor hepsi bu
 
Peki neden hep erkekler harcamak, bizim için masraf yapmak zorunda ? Neden sadece onlar neyi var neyi yok sermek zorunda da biz değiliz ?
 
+1. Kesinlikle aynı düşünüyoruz. Kelimesi kelimesine.
 
Bazı yorumları okurken bir kadın olarak utandım. Pahalı hediye sevdiğini göstermek için pahalı ediye almak, belli markalar dışında hediye kabul etmemek Ne yapıyorsunuz çok merak ettim ‘ bunu kabul edemem bana layık değil ‘ mi diyorsunuz?
Böyle şeylerle uğraşacağıma paramla kendime pahalı hediyeler alırım, karşımdaki insan da mal değilse eğer iyi kötü benim tarzımı anlar ona göre hediye alır. Almazsa da canı sağ olsun.
 
Ya hanımlar ben pahalı hediye aldırmam diyorsunuz da bazı erkekler de para harcamadığı kadına değer veremiyor maalesef. Benim sevgilim işsizken Yemeğini götürüyordum, yeri geliyor restauranta tatile götürüyordum, hatta kahveyi termosa doldurup parkta oturuyorduk ama iş bulunca bana dediği sen çok sıkıcısın yaa oldu ibiza, mykonas gezdik de ben mi sıktım ne verdin de ne bekliyorsun yani bazı erkeklerden bundan anlıyor, gerçekten.
 
Ben buna katılmıyorum mesela. O adam size para harcasa da değer vermezdi. Değer vermesi için illa para da harcaması gerekmiyor. Ben çok sıkışık bir hayat yaşayıp el ele çalışıp sonradan rahata erip hala aynı devam eden çiftler de biliyorum.
Yani bu işler karşılıklı sevgi işi. Sizi çok da sevmiyormuş demek ki. Para harcadım diye seveceğini de sanmıyorum.
Elbette düşünüp hediye almalı, jest yapmalı, ilgi alaka göstermeli. Ama ilişkiyi tamamen maddiyata bağlamak, “yedirirse sever” anlayışı da çirkin geliyor bana
 
Bu para harcamadığı kadına değer vermemek değil ki, para harcayan kadına değer vermemek. Afedersiniz öküz sizden “yeter ki benimle kal, bütün mal varlığımı önüne sermeye hazırım. Tatiller de senin olsun yemekler de yeter ki kal” sinyali almış, cebinde parası yokken de sizi kullanmış. Bu kadar verici olmanın değer gördüğü hiç bir olaya şahit olmadım ben.
 
Evliliğimizin ilk iki senesi maddi açıdan çok sıkıntılı geçti bizim. Düğün borçları, krediler falan filan borç içinde yüzüyorduk. Bir de üstüne ben işten çıkarıldım katmerli sıkıntı oldu. Eşimin de maaşı azdı o zaman henüz terfi almamıştı. Üç kuruş artırabilirsek tatile gittik, elime 20 lira geçse bi şarap aldım evde keyif yaptık. Bir şekilde kendimize ufak mutluluklar yarattık. O iki senenin sonunda bir anda herşey değişti. Eşim terfi aldı sağlam bir zamla birlikte, benim işler yoluna girdi falan rahat bir nefes aldık. Ama o ilk iki sene yaptığımız şeylerden keyif aldığımız kadar hiçbir şeyden keyif almadık sanırım. Onların tadı başkaydı
 
bu yedirirse sever anlayışı değil, alma verme dengesini bozmamak. Çünkü insanlar yatırım yaptığı, emek verdiği, değer gösterdiği kişiyi kaybetmekten de daha çok korkuyor. Psikolojide bile adı var bunun. Ben zor gününde yanında olayım psikolojisiyle kantarın topuzunu kaçırdım. Yukarıdaki arkadaşın dediği gibi fedakar kadın değil de benim için ölüyor bitiyor şeklinde bir algı oluşturdum. Denge çok önemli. Yoksa konu tabiki ilişkiyi maddiyata bağlamak değil.
 
psikolojide şöyle bir durum da var ama, zor zamanında yanında olduğun insan kendini toparlayınca hayatından gönderdiği ilk insan da sen oluyorsun. onun da sebebi, onun güçsüz halini gördün, sana baktıkça o eski güçsüz günlerini hatırlayabilir ve bu nedenle seni artık yanında istemeyebilir. herkes böyle yapacak diye bir kural tabii ki yok ama böyle bişey de var. halk arasında buna "gözüne dizine dursun, nankör!" deniyor. evet sen zor zamanında yanında olayım derken o dengeyi epey bozmuşsun. yoksa insan tabii ki sevgilisinin maddi manevi yanında olur zor zamanında. olmayacaksa ve ilk zorlukta gidecekse zaten o insan hayatımıza dahil olmasın. yani paran yokken bir hesap ödemeyecekse, harcamaların sıkıntılı olduğu dönemde ev kahvesini parkta içmeye burun kıvıracaksa vs zaten olmasın öylesi. ama senin yaptığın gibi yapınca da "canım ya beni ne güzel düşünüyor, zora düşmemi istemiyor, şu zor günlerde bana iyi gelmeye çalışıyor" demiyor da "yanımda olmak için vermediği şey kalmadı, yeter ki kalayım diye her şeyi satacak neredeyse" şeklinde düşünüyor.
 
İşsiz adamı neden restoranta tatile götürüyorsunuz mesela? Ne gerek var? Hiç utanır sıkılır diye düşünmediniz mi, ya da hiç mi utanmadı sıkılmadı, diyelim utanmadı sıkılmadı siz hiç irite olmadınız mı bu duruma , şöyle bakınca ne verseniz yemiş yani ne bileyim.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…