Eril adalet!

Merhaba. Eski bir üyeyim. Bugüne kadar hiç konu açmadım. Bugün ise bir isyanımı dile getirmek üzere açıyorum. İyi bir devlet okulunda öğretmenim. 16 yıllık evliyim. Eşim de özel bir eğitim kurumunun genel müdürü. 2,5 yıl önce eşimle kavga ettik. Daha öncesinde de kavgalarımız oluyordu. Ve elbette hem küfür, tehdit hem birkaç kez fiziksel şiddet. Her seferinde bitirmeye çalıştım ama asla kabul etmedi. 2,5 yıl önce bir sabah kavga ettik ve elindeki bıçağı boğazıma dayadı. Çocukların gözü önünde. Ben de hemen polisi aradım. Darp raporu, karakol, ifade, çocukların pedagog eşliğinde ifadesi falan. Uzaklaştırma verildi. 3 ay. Hemen iyi bir avukat arayışına girdim. Kızkardeşim, kuzenim, birçok arkadaşım avukat ama ben onun tanımadığı birisi olsun istedim. Avukatı buldum. Randevulaştık. Uzaklaştırmanın üstünden tam 12 gün geçmişti. Sabah online dersime girdim ve hemen hazırlanıp avukatla görüşmek üzere yola çıkıyordum ki telefonum çaldı. Arayan polis. Eşiniz uzaklaştırma kararını kaldırtmış diye. Şok oldum. İstanbul Sözleşmesi’nden tek kişinin sözüyle çıkılmıştı ya hani, ondan 15-20 gün sonra oluyor bu. Meğer çoğu hâkim artık toplumdaki 6284 ve İst. Sözleşmesi karşıtlığından dolayı(bu algıyı medya vb. bazı çevreler özellikle yapıyor) böyle kararlar veriyormuş. Tüm gün uğraştık, didindik avukatla, olmadı. Adam eve geldi. Eşyalarımı toplayıp gideyim dedim, kanunen evi terk etmiş sayılırmışım! Yani elim kolum öyle bir bağlandı ki anlatamam. Hâkim eşimin manipülatif ve yalan dolan dolu, ispatsız dilekçesiyle kaldırdı uzaklaştırmayı. Çocukların gördüklerini doğru biçimde anlattıkları ifadeleri ve darp raporuna rağmen.
Adam eve geldi. Aylarca boşanma isteğimi söyledim, terapiste gitmek istedi. Aile terapisine gittik. İkimizi de dinledi. Sizin hayattan beklentileriniz ve yollarınız farklı, size aile terapisi olmaz, dedi. Klinik psikologdu zaten. İşinin ehliydi. Ayrı ayrı tedavi edeyim sizi dedi. Eşime de döndü: “Sizin pek olmaz tedavi. Yine de istiyorsanız gelin ama şiddet var sizde, çok çok zor.” dedi. Ayrı gittim. Bana ilk dediği şey “Sizi ruhen güçlendireceğiz, bu evlilikte neden bugüne kadar kaldığınızı şema terapiyle bulacağız.” dedi. Süreç böyle ilerlerken eşimde ses kısıklığı başladı. Hastaneye gitti geldi ve gırtlak kanseri olduğu ortaya çıktı. O süreçte boşanma isteğimi arka plana alarak yanında oldum. Radyoterapi, ameliyat vb. derken 3 ay kadar önce sonuçları temiz geldi. Ancak sesi kısık. 2,5 yıldır fiziksel şiddet yok ancak korkunç tehdit ve küfürler var. Hastalığında yanındaydım, refakatçi kaldım vb. Ancak her şeyi inkâr etti. Genetik bir hastalık olmasına rağmen benim onu hasta ettiğimi iddia etti. Artık dayanılmaz bir hâl almıştı. Bir kavgamızı ses kaydına aldım. Küfür ve tehditleri var orada. Çocuklarımın(2 kızım var) çektiği kavga videolarımız var. Eşyaları kırıp döküyor o videolarda, küfrediyor, tehdit ediyor. Bu kez daha planlı olmaya ve uzaklaştırmayla aynı gün boşanma davası açmaya karar verdim. Avukatımla 1,5 ay çalıştık. 10 Kasım günü uzaklaştırmayı aldık ancak tebliği 13 Kasım Pazartesi günü oldu. Evdeydi, ben de çocuklarla dışarıdaydım. Evden çıkmak istemedi. Biz çocuklarla geceyi yakın arkadaşımda geçirdik. Ertesi gün polis zoruyla evden çıkardım. Eve geldim ki viledaya, tv’ye, halıya varana kadar yüklenmiş götürmüş. Bu arada aile içi şiddet bürosundaki polislerin işi yavaşlatmaları, bile isteye yanlış bilgi vermeleri nedeniyle boşu boşuna bir gün dışarıda kaldım çocuklarla. Onlarla kavga ettim. O kadar kötülerdi ki anlatamam.(Bu arada babam da emekli polis, polisleri severim ama o merkezdeki polislere asla polis denmez.) Eve girdim, kilidi değiştirttim. Bu arada aynı gün boşanma davam da açılmıştı zaten. Eşim yeniden başvurmuş uzaklaştırmayı kaldırmak için ve tesadüfen kime düşmüş biliyor musunuz? Geçen seferki hâkime. Bu hakimi geçen sefer hem Cimer’e hem HSK’ya şikâyet etmiştim. Haksızca kaldırmıştı uzaklaştırmayı çünkü. Soruşturma yapıldı. Bir şey çıkmadı tabii yani bana öyle bir kâğıt gönderildi. Bu hâkim kararı bugün de kaldırdı. Tebliğ edilir edilmez adam yine çıkıp gelecek!
Çok uzun oldu, biliyorum. İsyanım şu: Neden her türlü kanıtım olmasına rağmen devlet arkamda değil? Neden bu uygulayıcılar hep erkekten yana? Neden boşanmak bu kadar zor? Neden ya neden? Neden toplumda kanunlar kadından yana algısı var da gerçekler öyle değil? Neden mağdurlar daha da mağdur ediliyor? 😭 İnanın göz yaşlarım boşanmaya çalıştığım kişi için akmıyor bir damla. Göz yaşlarım adaletsizliğe, bıktım artık ya, bıktım😭😭😭
Haberlere çıkın ve bunu anlatın rica edeceğim. Feyza altuna anlatın. Onu avukat tütün haber de yapsın. Bu nedir yahu. Rezalet
 
Yanlış anlamışsınız. İlgilenmem gereken bebeğim var. Ayrıca komiksiniz hala anlamadınız galiba eril adalet! derken dişil adaleti savunuyorsunuz diyorum. Herkes için adaleti savununca düşman oluyorsun değil mi? Şaşırmıyorum ama tipik, aynı içeriğe sahip iki konuya birbirinin zıt yorumlar yapan üye profili
Ne diyordunuz az önce kimin uşağıyım😂
Bebeme sütünü verdim gidip cevap beklediğiniz yorumu okuyayım
Hiç utanmadan gelip konuma salça oldunuz ve burada tam olarak haklı ve mağdur olan beni eleştirme cüretinde bulunuyorsunuz. Evet, siz de dahil olmak üzere eril adaletin uşaklarına sözüm: Herkes için adalet masalıyla kadınları mağdur ediyorsunuz. Kadınsınız bir de öyle mi? Kadın düşmanlığınızın sebebini açıklayın bakalım da bilelim. Adalet madalet safsatasını uydurmayın. Adınızı yazıyorum bir kenara. Nasıl olsa bir gün bir konu açarsınız buraya. Mağdur olan sizin moralinizi ben daha da bozacağım. Konumu terk edip gidin ve bebeğinizle ilgilenin.
 
Ben kanunu noktasından virgülüne ezbere biliyorum. Saçma olduğunu ve adalete uygun olmadığını söyleyen sensin sen söyle bakalım neresinde yazıyormuş kadın beyanı esastır diye ?
🤣
bende sana belki doğrusunu bilmiyorum sen söyle diyorum te allam. Sanki bilmemezlikle suçladık.
 
Hiç utanmadan gelip konuma salça oldunuz ve burada tam olarak haklı ve mağdur olan beni eleştirme cüretinde bulunuyorsunuz. Evet, siz de dahil olmak üzere eril adaletin uşaklarına sözüm: Herkes için adalet masalıyla kadınları mağdur ediyorsunuz. Kadınsınız bir de öyle mi? Kadın düşmanlığınızın sebebini açıklayın bakalım da bilelim. Adalet madalet safsatasını uydurmayın. Adınızı yazıyorum bir kenara. Nasıl olsa bir gün bir konu açarsınız buraya. Mağdur olan sizin moralinizi ben daha da bozacağım. Konumu terk edip gidin ve bebeğinizle ilgilenin.
Bunlar bizi de Avrupadaki gibi memelerini açan faşist feministlerden sanıyor herhalde.. sanki bizim çoluğumuz çocuğumuz yok 😂 Türkiye’deki kadınların istediği çok bir şey yok aslında yaşamak istiyorlar sadece. Onu bile pazarlık konusu edip çok görüyorlar. Boğazınıza bıçak dayanmış ama dişil adaleti savunan feministsiniz 😂 valla can tatlı. Yine biz hanımefendi için iyi dileklerde bulunalım Allah can korkusu yaşatmasın 6284 e ihtiyacı olmasın.
 
Hiç utanmadan gelip konuma salça oldunuz ve burada tam olarak haklı ve mağdur olan beni eleştirme cüretinde bulunuyorsunuz. Evet, siz de dahil olmak üzere eril adaletin uşaklarına sözüm: Herkes için adalet masalıyla kadınları mağdur ediyorsunuz. Kadınsınız bir de öyle mi? Kadın düşmanlığınızın sebebini açıklayın bakalım da bilelim. Adalet madalet safsatasını uydurmayın. Adınızı yazıyorum bir kenara. Nasıl olsa bir gün bir konu açarsınız buraya. Mağdur olan sizin moralinizi ben daha da bozacağım. Konumu terk edip gidin ve bebeğinizle ilgilenin.
Cidden bak cidden o kadar boş konuşuyorsun ki. Muhakeme yeteneğin sıfır.
 
çocukların gözü önünde boğazına bıçak dayıyor
etrafı kırıp döktüğü anların video kaydı var
küfür ve tehditlerinin de kaydı var
ama verilen uzaklaştırma kararı ısrarla kaldırılıyor!
bu nasıl iş ?
ve iki seferdir kararı kaldıran hakimin aynı kişi olması nasıl bi tesadüf ?
boşanma oldu mu peki ? olmadıysa ne zaman olacak ?
 
6284 sayılı kanundaki tedbirler iki çeşittir
1. Koruyucu tedbir kararları
2. Önleyici tedbir kararları

Koruyucu tedbir kararları aşağıdaki şekilde belirtilmiştir
Mülkî amir tarafından verilecek koruyucu tedbir kararları

MADDE 3 –
(1) Bu Kanun kapsamında korunan kişilerle ilgili olarak aşağıdaki tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere mülkî amir tarafından karar verilebilir:

a) Kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara, bulunduğu yerde veya başka bir yerde uygun barınma yeri sağlanması.

b) Diğer kanunlar kapsamında yapılacak yardımlar saklı kalmak üzere, geçici maddi yardım yapılması.

c) Psikolojik, meslekî, hukukî ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi.

ç) Hayatî tehlikesinin bulunması hâlinde, ilgilinin talebi üzerine veya resen geçici koruma altına alınması.

d) Gerekli olması hâlinde, korunan kişinin çocukları varsa çalışma yaşamına katılımını desteklemek üzere dört ay, kişinin çalışması hâlinde ise iki aylık süre ile sınırlı olmak kaydıyla, on altı yaşından büyükler için her yıl belirlenen aylık net asgari ücret tutarının yarısını geçmemek ve belgelendirilmek kaydıyla Bakanlık bütçesinin ilgili tertibinden karşılanmak suretiyle kreş imkânının sağlanması.

(2) Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde birinci fıkranın (a) ve (ç) bentlerinde yer alan tedbirler, ilgili kolluk amirlerince de alınabilir. Kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk işgünü içinde mülkî amirin onayına sunar. Mülkî amir tarafından kırksekiz saat içinde onaylanmayan tedbirler kendiliğinden kalkar.

Hâkim tarafından verilecek koruyucu tedbir kararları

MADDE 4 –
(1) Bu Kanun kapsamında korunan kişilerle ilgili olarak aşağıdaki koruyucu tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir:

a) İşyerinin değiştirilmesi.

b) Kişinin evli olması hâlinde müşterek yerleşim yerinden ayrı yerleşim yeri belirlenmesi.

c) 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunundaki şartların varlığı hâlinde ve korunan kişinin talebi üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması.

ç) Korunan kişi bakımından hayatî tehlikenin bulunması ve bu tehlikenin önlenmesi için diğer tedbirlerin yeterli olmayacağının anlaşılması hâlinde ve ilgilinin aydınlatılmış rızasına dayalı olarak 27/12/2007 tarihli ve 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu hükümlerine göre kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi.

Bunlar KORUYUCU tedbir kararları. Bak bakalım bunlarda karşı tarafın hakkına giren bir şey var mı? Yok. Peki kanunda mağdurun beyanı esastır ifadesi nasıl geçiyor
Kanunun 8. Maddesi 3. Fıkrası aç bak
“Koruyucu tedbir kararı verilebilmesi için, şiddetin uygulandığı hususunda delil veya belge aranmaz.”
Demek ki neymiş
-kişiye barınma yeri sağlanması konusunda
-kişiye geçici maddi yardım yapılması konusunda
-kişiye danışmanlık hizmeti verilmesi konusunda
-hayati tehlikesi olması halinde geçici korumaya alınmasında
-kreş imkanı sağlanmasında
-iş yerinin değiştirilmesinde (mağdurun )
-evli olması halinde kendisine başka yaşam yeri belirlenmesinde
-tapuya aile konutu şerhi tesisinde
-Kimlik belgelerinin değiştirilmesinde belge ve delil aranmıyormuşşşşşş.

Anılan durum bu sayılanlarla sınırlı olarak geçerli. Uzaklaştırma ve devamında öngörülen tedbirler ÖNLEYİCİ tedbir kararı olarak geçiyor kanunda. Ve onlarda delil belge aranmaz DENMİYOR

Keza, önleyici tedbir kararını ihlal eden kişiyi de mağdurun beyanıyla hapse atmıyorlar. Tanık araştırması, HTS araştırması bilumum araştırma yapıyorlar ceza verilmesi için.

Üstadın dediği gibi “cahilliğiniz benim yaşamımı da etkiliyor….”
C Cikolataparcacigi al bak etiketledim yorulma sen zaten okurken zorlanıyorsun :)
 
Merhaba. Eski bir üyeyim. Bugüne kadar hiç konu açmadım. Bugün ise bir isyanımı dile getirmek üzere açıyorum. İyi bir devlet okulunda öğretmenim. 16 yıllık evliyim. Eşim de özel bir eğitim kurumunun genel müdürü. 2,5 yıl önce eşimle kavga ettik. Daha öncesinde de kavgalarımız oluyordu. Ve elbette hem küfür, tehdit hem birkaç kez fiziksel şiddet. Her seferinde bitirmeye çalıştım ama asla kabul etmedi. 2,5 yıl önce bir sabah kavga ettik ve elindeki bıçağı boğazıma dayadı. Çocukların gözü önünde. Ben de hemen polisi aradım. Darp raporu, karakol, ifade, çocukların pedagog eşliğinde ifadesi falan. Uzaklaştırma verildi. 3 ay. Hemen iyi bir avukat arayışına girdim. Kızkardeşim, kuzenim, birçok arkadaşım avukat ama ben onun tanımadığı birisi olsun istedim. Avukatı buldum. Randevulaştık. Uzaklaştırmanın üstünden tam 12 gün geçmişti. Sabah online dersime girdim ve hemen hazırlanıp avukatla görüşmek üzere yola çıkıyordum ki telefonum çaldı. Arayan polis. Eşiniz uzaklaştırma kararını kaldırtmış diye. Şok oldum. İstanbul Sözleşmesi’nden tek kişinin sözüyle çıkılmıştı ya hani, ondan 15-20 gün sonra oluyor bu. Meğer çoğu hâkim artık toplumdaki 6284 ve İst. Sözleşmesi karşıtlığından dolayı(bu algıyı medya vb. bazı çevreler özellikle yapıyor) böyle kararlar veriyormuş. Tüm gün uğraştık, didindik avukatla, olmadı. Adam eve geldi. Eşyalarımı toplayıp gideyim dedim, kanunen evi terk etmiş sayılırmışım! Yani elim kolum öyle bir bağlandı ki anlatamam. Hâkim eşimin manipülatif ve yalan dolan dolu, ispatsız dilekçesiyle kaldırdı uzaklaştırmayı. Çocukların gördüklerini doğru biçimde anlattıkları ifadeleri ve darp raporuna rağmen.
Adam eve geldi. Aylarca boşanma isteğimi söyledim, terapiste gitmek istedi. Aile terapisine gittik. İkimizi de dinledi. Sizin hayattan beklentileriniz ve yollarınız farklı, size aile terapisi olmaz, dedi. Klinik psikologdu zaten. İşinin ehliydi. Ayrı ayrı tedavi edeyim sizi dedi. Eşime de döndü: “Sizin pek olmaz tedavi. Yine de istiyorsanız gelin ama şiddet var sizde, çok çok zor.” dedi. Ayrı gittim. Bana ilk dediği şey “Sizi ruhen güçlendireceğiz, bu evlilikte neden bugüne kadar kaldığınızı şema terapiyle bulacağız.” dedi. Süreç böyle ilerlerken eşimde ses kısıklığı başladı. Hastaneye gitti geldi ve gırtlak kanseri olduğu ortaya çıktı. O süreçte boşanma isteğimi arka plana alarak yanında oldum. Radyoterapi, ameliyat vb. derken 3 ay kadar önce sonuçları temiz geldi. Ancak sesi kısık. 2,5 yıldır fiziksel şiddet yok ancak korkunç tehdit ve küfürler var. Hastalığında yanındaydım, refakatçi kaldım vb. Ancak her şeyi inkâr etti. Genetik bir hastalık olmasına rağmen benim onu hasta ettiğimi iddia etti. Artık dayanılmaz bir hâl almıştı. Bir kavgamızı ses kaydına aldım. Küfür ve tehditleri var orada. Çocuklarımın(2 kızım var) çektiği kavga videolarımız var. Eşyaları kırıp döküyor o videolarda, küfrediyor, tehdit ediyor. Bu kez daha planlı olmaya ve uzaklaştırmayla aynı gün boşanma davası açmaya karar verdim. Avukatımla 1,5 ay çalıştık. 10 Kasım günü uzaklaştırmayı aldık ancak tebliği 13 Kasım Pazartesi günü oldu. Evdeydi, ben de çocuklarla dışarıdaydım. Evden çıkmak istemedi. Biz çocuklarla geceyi yakın arkadaşımda geçirdik. Ertesi gün polis zoruyla evden çıkardım. Eve geldim ki viledaya, tv’ye, halıya varana kadar yüklenmiş götürmüş. Bu arada aile içi şiddet bürosundaki polislerin işi yavaşlatmaları, bile isteye yanlış bilgi vermeleri nedeniyle boşu boşuna bir gün dışarıda kaldım çocuklarla. Onlarla kavga ettim. O kadar kötülerdi ki anlatamam.(Bu arada babam da emekli polis, polisleri severim ama o merkezdeki polislere asla polis denmez.) Eve girdim, kilidi değiştirttim. Bu arada aynı gün boşanma davam da açılmıştı zaten. Eşim yeniden başvurmuş uzaklaştırmayı kaldırmak için ve tesadüfen kime düşmüş biliyor musunuz? Geçen seferki hâkime. Bu hakimi geçen sefer hem Cimer’e hem HSK’ya şikâyet etmiştim. Haksızca kaldırmıştı uzaklaştırmayı çünkü. Soruşturma yapıldı. Bir şey çıkmadı tabii yani bana öyle bir kâğıt gönderildi. Bu hâkim kararı bugün de kaldırdı. Tebliğ edilir edilmez adam yine çıkıp gelecek!
Çok uzun oldu, biliyorum. İsyanım şu: Neden her türlü kanıtım olmasına rağmen devlet arkamda değil? Neden bu uygulayıcılar hep erkekten yana? Neden boşanmak bu kadar zor? Neden ya neden? Neden toplumda kanunlar kadından yana algısı var da gerçekler öyle değil? Neden mağdurlar daha da mağdur ediliyor? 😭 İnanın göz yaşlarım boşanmaya çalıştığım kişi için akmıyor bir damla. Göz yaşlarım adaletsizliğe, bıktım artık ya, bıktım😭😭😭
Sanırım ilk defa yorumsuz kaldığım bir konu , çok üzüldüm size. Şimdi geldi mi eve naptınız
 
Çevir kazı yanmasın.
Konumu terk edin lütfen. Burada bulunarak sulandırıyorsunuz! Gidin ve bebeğinizle ilgilenin.
Hala boş konuşuyorsun çünkü anlamıyorsun. Tekrar anlatıyorum sürekli yanlış değerlendirme ve tahminlerde bulunuyorsun. Her yoruma bi işine gelmedi, kaz yanmasın, uşak. Sürekli bi kulp takma peşindesin. Neyse ilgilenmiyorum kendimi biliyorum çünkü
 
çocukların gözü önünde boğazına bıçak dayıyor
etrafı kırıp döktüğü anların video kaydı var
küfür ve tehditlerinin de kaydı var
ama verilen uzaklaştırma kararı ısrarla kaldırılıyor!
bu nasıl iş ?
ve iki seferdir kararı kaldıran hakimin aynı kişi olması nasıl bi tesadüf ?
boşanma oldu mu peki ? olmadıysa ne zaman olacak ?
Davayı açtım. Ağır işliyor süreç maalesef.
 
Yanlış anlamışsınız. İlgilenmem gereken bebeğim var. Ayrıca komiksiniz hala anlamadınız galiba eril adalet! derken dişil adaleti savunuyorsunuz diyorum. Herkes için adaleti savununca düşman oluyorsun değil mi?
Adalet herkes içinse bu kadın kendine bıçak çeken adamı niye evden uzaklaştıramıyor? Kimse sizin tabirinizle "dişil adalet" istemiyor. Ortada bu kadar şiddete dair kanıt varken nasıl uzaklaştırma iptal edilebiliyor? Bencede gidin bebeğinizle ilgilenin demekki bu konulara ya kafanız basmıyor yada bir kadının mağdur olması bilerek hoşunuza gidiyor.
 
C Cikolataparcacigi al bak etiketledim yorulma sen zaten okurken zorlanıyorsun :)
Dediğiniz gibi bunlarda elbette bir şey yok
Söylenen kadın mağdurum dediğinde araştırmadan sözlerinin doğru kabul edilmesi.

Ben cahilim ya bilmiyorum merak ettim bu sözleşmenin bir ve ikinci maddeleri nerede. Vardır heralde değil mi yani dediğim gibi cahil olduğum için anlamıyorum ben
 
Adalet herkes içinse bu kadın kendine bıçak çeken adamı niye evden uzaklaştıramıyor? Kimse sizin tabirinizle "dişil adalet" istemiyor. Ortada bu kadar şiddete dair kanıt varken nasıl uzaklaştırma iptal edilebiliyor? Bencede gidin bebeğinizle ilgilenin demekki bu konulara ya kafanız basmıyor yada bir kadının mağdur olması bilerek hoşunuza gidiyor.
🤦🏻‍♀️Yazdığımı anlayacak zekada bir üye var mi acaba burada merak ettim
 
X