Deniz'e yakılmış mektuplarım var benim.
Sana yandığım kadar, mas mavi huzura da yanarım ben,
Beni yaktığın kadar yakmadığım.
Su gibi aziz olmayan seni, aziz kılmışlığım var benim.
Yüzünün coğrafyaların da gezmişliğim,
Küçük ellerimle gözlerine umut ekmişliğim var.
Cennet kokulu olmayan nefesini, mübarek sanışım var benim.
Bahçelerin de gezmişliğim,
Dikenlerine basmışlığım,
Her defasında kanamışlığım var.
Yüreğimin sulak toprağı olduğunu düşünmüşlüğüm var benim.
Zamanla filizleneceğini sandığım,
Kurak ayazlarında üşümüşlüğüm var.
Avuçlarımı ıslatan dua'larım var benim.
Hiç bir zaman nasiplenemeyeceğin.
Kirpiklerimden hayata atlayan damlalarımı boşa harcamışlığım var.
( Sabahı bekleyemedim, sana gel demek için.
Bekleseydim diyemezdim,inançlarımı kapatılan fallar gibi zindana tıkardım.
Sevmezmiş gibi davranırdım bekleseydim.
Gel, inanasım var yeniden.
Kapılasım baharına.
Rütbelerini söküp gel,
Sıkış pıkış bindiğimiz Üsküdar, Beykoz dolmuşu gibi sımsıkı sarıl bana.
Yada boşver sadece inandır masalına. )
Durduğum kabahat, gitmeliyim !
Masal bitti, kahramanlar evlerine..
İyi geceler ..
Özge ÖZGEZER