Merhabalar,
Ben de size bir kaç diyetisyen deneyimimi yazmak isterim, olumlu ve olumsuz. İlk diyetisyen deneyimim Avrupa yakasında bir özel hastanede Meryem Akben isimli çok genç bir diyetisyen hanımla gerçekleşmişti. Sayesinde hayatımın en güzel yazını geçirdim. Güleryüzü, avrupai tarzı her haliyle tam bir motivasyon kaynağıydı kendisi. Oradan ayrılmış maalesef ve bir spor merkezi ile çalışıyormuş. Mesafe de çok uzak kaldı, fakat yine de kendisi ile çalışmak konusunu şu günlerde düşünüyorum.
Sonra yaşadığım kimi sorunlar nedeniyle iki sene sonra birden ciddi kilo aldım tekrar. Bu kez Anadolu yakasında oturduğumdan Kurtköy'de bir özel hastanenin diyetisyenine gittim. Son derece suratsız ve ciddi motive edicilik sorunu olan bir hanımdı. İsmini hatırlamıyorum. Hastane ismi de vermek istemiyorum çünkü bu bölüm dışında her anlamda çok memnun kaldığım bir hastanedir. Geçenlerde baktım, zaten ayrılmış hastaneden. Ona gittiğim dönemde, bir sinirlilik sorunum vardı, kendisine bunu söylediğimde "acaba bu diyet meselesini çok mu taktınız" demişti mesela. Diyet meselesini çok mu taktınız hangi tür bir profesyonelin verebileceği yanıttır ben hala bilemiyorum. Çok takmamış olsam 57 kilodan 52 kiloya düşmek için dünyanın parasını buralarda tüketmezdim herhalde demiştim.
Son deneyimim ise yine Kurtköy bölgesinde bir diyetisyenle oldu. Özel muayenehanesi vardı kişinin. İsim yine vermek istemiyorum fakat bu bölgede zaten özel ofis fazla sayıda yok. Memnuniyetini belirtenler de gördüm fakat benim için tam bir faciaydı. Bir kere, vaat edilenle muayenehaneye gittiğinizde karşılaştığınız şeyler ciddi ölçüde farklıydı. "Yaşam Koçu ve Diyetisyen" ünvanı ile hizmet veriyordu hanım fakat yaşam koçluğu namına ne yaptığını şu an hatırlamıyorum bile. Kendi tutumundan ve yardımcı olamayışından ziyade asıl felaket yardımcısı olan hanımdı. Bir kere hem diyetisyen hanım hem de yardımcısı ciddi anlamda kiloluydu, bugüne kadar içimde tuttum, bugün söylemeden geçemeyeceğim. Kilolu diyetisyen mi olur? Ciddi bir kilodan bahsediyorum. Telefonda yaptığımız ilk görüşmede yardımcı hanımn üslubundan rahatsız olduğumdan (diyetisyene bunu fatura etmemek adına) kendisini telefona isteyip kendisi ile görüştüm. Bu bölgede alternatifsiz olduğumdan hatırı sayılır bir ücreti de ödemeyi göze alarak gitmeye karar verdim.
İlk görüşme öncesinde işten çıkıp gidiyor olduğum için (para çekmeye vakit bulamadığımdan) arayıp para çekmeye vakit bulamadığımı çıktıktan sonra ödesem sorun olup olmayacağını sordum. Yardımcı hanım ciddi bir ısrarla ben kaybettiğiniz vakti burada telafi ederim siz paranızı çekin gelin dedi ama, bayağı bildiğiniz bir mahalle esnafı ağzıyla. Ben paramı çektm, fakat o vakit telafi olmadı. Bir saatlik görüşmenin kalan yirmi dakikasında sadece ben diyetisyenle görüşebildim. Çıktığımda bir pazar poşetinin içine paldır küldür bana talep edip etmediğimi sormaksızın efendim bunlar sizin iki aylık sarımsaklı çayınız tutarı da kırk liradır diyerek elime bir poşet tutuşturdu. İki aylık olduğu iddia edilen çay üzerinden bir yaz geçmesine rağmen halen bitmedi. Üzerimde sadece yirmi lira vardı, kalanı haftaya öderim madem dedim, suratını büzerek olur dedi. Hırsla çıktım muayenehaneden. Saçmalık saçmalık üstüneydi. Bir sonraki hafta gittiğimde orada yaşadığım şeyi diyetisyene anlatmaya çalışırken (para çekme meselesinden başlayarak) kendisi bana şöyle bir yanıt verdi "bakın başımıza çok kötü şeyler geliyor, danışan geliyor listeyi yazıyorum sonra ödeme yapmadan çıkıp gidiyor, paranın öncen ödenmesi konusundaki ısrar bu nedenledir, üstelik siz geçen hafta yirmi lira eksik ödemişsiniz biz sizden bunu talep etmedik hemen, bu güven duyduğumuz anlamına gelir". Deveye sormuşlar hörgücün neden eğri, demiş nerem doğru ki. Birincisi, siz bana güvenmezken ben fişsiz faturasız, kayıtsız kuyutsuz size (eski parayla) yarım milyar civarında para ödüyorum. Ben size neden güveniyorum. Her şey bir yana, hizmet kaliteniz hakkında hiçbir şy bilmeden. İlaveten, burnuma soktuğunuz bitki çaylarını pazardan alsam, talep etmeden zorla kimse bana bir şey satmaz. Ben sizden bir ürün mü talep ettim de beni borçlandırıp sonra da güven lütfettiniz. Bu ne kadar amatör bir davranış. Diyetisyende zoraki diyet ürünü satmak nedir? Bu tepkime hanımın yanıtı, ilk kez birinden böyle bir geribildirim aldıkları yönündeydi.
Velhasıl muhitten midir hanımların kendi yaklaşımlarından mı bilmem, ben bir kere kendimi (işin kendi dışında da) hiç iyi hisstmeden işe başladım.
Diyet meselesine gelince, klasik öğünler ve ara öğünler bulunan bir diyet listesiydi. Fakat miktarlar eski diyetisyenimin verdiklerine göre fazlaydı. Ben fazla olduğunu söylediğim halde listeyi o şekilde verdi. Zaten diyet düzeni çok vakt alan bir şeyken, bir de bu aralarda günde 10-12 bardağı bulan bulan bitki çayları vardı. Yani benim bütün günüm (çalışırken de) diyet düşünerek ve diyetle meşgul olarak geçiyordu. Öğün bitti, çay, çay bitti ara öğün, ara öğün bitti öğün. Aklım ve ağzım sürekli doluydu. Bir haftada verebildiğin sadece 600 gramdı:) Ben kas ağırlığı fazla olan atletik yapıda biriyim. Ve diyet düzeninde bir çok kadına göre daha hızlı yağ yakıyorum. Düşünün buna rağmen sonuç ilk hafta için 600 gramdı:) Ve o bitki çaylarından zaman zaman kusmaya falan başlamıştım.
İkinci ve üçüncü hafta da benzer sonuçlar edinince, ücretini ödediğim dördüncü randevuya gitmedim bile. Bahsettiğim yerle çalışmayı düşünen arkadaşları aydınlatması açısından yazıyorum. Ben ciddi kilo takıntısı olan biriyim ve o dönemde aldığım üç beş kilo beni depresif yaptığından borç harç para bulup gitmiştim. Sonuçta böyle bir şaklabanlıkla karşılaştım. Dişinizden tırnağınızdan artırdığınız üç kuruşunuz bu şekilde heba olmasın istediğimden kendi tecrübemi yazıyorum.
Elbette memnun olanlar da vardır. Hepsini okuyun, kararı siz verin.
İlaveten, kurtköy-pendik-kartal bölgesinde muayenesi 70 tl'yi aşmayan(mümkünse:) diyetisyen önerisine ihtiyacım var bu anlatımın sonunda, hastane olması tercihim, özel muayenehane istemiyorum. Yardımcı olabilriseniz sevinirim.